İstan bu l D evlet K la sik Türk M ü ziği K orosu ’nun tek kon seri bugün
TURHAN GÜNAY
Şevki Bey, Türk müzik tari
hinde dönemsel bir çözümleme den yola çıkılırsa, yaşadığı orta mın psikolojik boyutunu eserle rinde en iyi hissettiren besteci olarak tanımlayabileceğimiz, ve rimli bir sanatçı.
İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu bu yılki festival programında 14 yıldır sürdürdü ğü geleneğini bozarak Mevlevi Ayini icrası yerine Şevki Bey’in eserlerine yer veriyor. Bu deği şikliğin nedeni ise 1991’in Şevki Bey’in 100. ölüm yıldönüm üne rastlaması.
İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Şefi Nevzad At-
lığ 1943’te üniversite eğitimi için
İstanbul’a gelir. D aha önce ev çevresinde sürdürdüğü müzik yaşamı İstanbul’da yeni bir iv me kazanır. Buradaki müzik çevreleriyle tanışır, üniversite ko rosuna girer. Bu yoğun müzik ortamı klasik Türk müziğine d a ha bilinçle bağlanmasını getirir. 1948 yılından itibaren de gittik çe artan bir tem po içerisinde klasik Türk müziğinin hemen hemen daima odak noktalarının içindedir artık.
43 yıllık bir süre boyunca bu inanç içerisinde çalışmıştır Nev zad Athğ: “Klasik Türk musikisi
Türk kültürü içerisinde fevkala de önemli, neredeyse Türk dilin den hemen sonra gelen bir un sur. Ben şahsen edebiyatımızın da üstünde telakki ediyorum. Beş yüz yıldır aramızda yaşayan Musevi, Rum, Ermeni vatandaş larımız kendi dillerinde, dinle rinde ve kültürlerinin diğer un surlarında tamamen serbest kal mışlar, musikilerinde de serbest
) •
kalmışlar elbette. Ama dikkat edilirse musikide, kendi musiki leriyle değil Türk musikisi ile haşır neşir olmuşlar. Ermeni, Rum, Musevi vatandaşlarımız dan bir şair ortaya çıkmamış bu beş yüz yıl içinde. Bununla be raber musikimizin yüce değerle riyle yarışabilecek çapta beste kârlar yetişmiş. Ben bunu
mu-Nevzad Atlığ
sikimizin kültür unsuru yönün den yabancılar için de ne kadar Önemli ve etkili olduğunu açık lamak için bir küçük örnek ola rak veriyorum.”
İstanbul’a geldiği ilk yıllarda T ürk müziğine ilişkin saptam a ları nelerdi? Türk müziği nasıl bir konumdaydı o yıllarda? Nev zad Atlığ hemen şöyle giriyor söze:
“O yıllardaki gözlemlerime göre müziğimiz gazino ve mey hane müziği içerisinde ve onunla beraber anılıyordu. Fakat Anka ra Radyosu’nun yaptığı yayınlar ve özellikle üniversite korosunun o yıllarda ortaya koyduğu çalış malar sonucunda, her geçen gün musikimiz, alaturka ve meyha ne musikisi damgasından yavaş
Nevzad Atlığ
yönetimindeki
İstanbul Devlet
Klasik Türk Müziği
Korosu’nun
festivaldeki tek
konseri bugün
21.30’da Süleymaniye
Kültür Merkezi’nde.
Konserde, 100 yıl
önce yitirdiğimiz
evki Bey’in
estelerine yer
verilecek. Konserin
solisti ise Münip
Utandı.
yavaş uzunlaşıp kendi varlığına ve layık olduğu platforma otur maya çalıştı. Ben şahsen devamlı klasik Türk musikisi deyimini kullanarak ve çok itina ile dai ma koruyarak özen göstermeye çalıştım. Bunun sonucunda da bir yığın saldırıya maruz kal dım. Beni daima aşırı muhafa zakârlıkla suçladılar. Müzik da ima gelişmeye açık bir sanat da
lı, ama "klasik olanın mutlaka korunması gerektiğine inanıyo rum ve kendimi o yolda görevli sayıyorum. Yaptığım bütün ça lışmalar klasik Türk musikisini gerektiği şekilde icra etmek, ge rektiği şekilde tanıtabilmek, gündelik musikiden mümkün olduğu kadar ayırt edip layık ol duğu yeri sağlamak üzerine ku ruludur.”
Bu yılki festival program ına aldığı Şevki Bey için de şunları söylüyor Nevzad Atlığ:
“Bizde şarkı formu genellik le Hacı Arif Bey’e bağlanır. Ama böyle değildir. Şarkı for munu 17. yüzyıla götürebili riz. Bu form Hacı Arif Bey’le da ha popüler bir hale gelmiş. Son ra da Şevki Bey ve Rahmi Bey’ le sürmüş. Bu üçlü bir sıradağ lar gibidir musikimizde. Şevki Bey’in en önemli özelliği, musi kimizde on yıllık bir dönem içe risinde ve çok genç yaşta, çok büyük sayıda eser vermiş olma sı. Eserlerinin dörtte üçünün kaybolmuş olmasına karşın ka lanlar bile çok büyük bir öneme haiz. Bu yıl Şevki Bey’in 100. ölüm yıldönümü. Mozart’ın 200. ölüm yıldönümü dolayısıy la haklı olarak dünya yerinden oynuyor. Bununla gerçekten if tihar ediyorum. Şevki Bey için de Türk musikisi âleminin, Türk sanat âleminin, kültür yaşamı nın sessiz kalmasına doğrusu üzülüyorum. Biz festival konse rimizi düzenlemeseydik belki de sessiz sakin geçecekti. Sadece bu konserde değil önümüzdeki konser mevsiminde de sürdüre ceğiz Şevki Bey’i anma görevi mizi. Bu belki diğer kuruluşlar için de itici bir güç olur.”
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi