• Sonuç bulunamadı

"Böyle şey görmedim"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Böyle şey görmedim""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A

tilla Ilhan geçenlerde “44 yıldır bu işlerin içindeyim, böyle şey g ö rm e d im !” diyordu. (23.10.1994/Meydan)

Atilla Ilhan’ın “Böyle şey görmedim!” dediği, yeni mo­ da deyimiyle “medya” idi, ga­ zeteler ve televizyonlar...

Atilla Ilhan’ın yazısını oku­ yunca “Şunu kesip saklaya­ lım, günü gelince çıkarırız” dedik..

Sonra baktık ki, saklamaya gerek yok, her geçen gün bu yazıya uyuyor, çekip dosya­ dan çıkardık...

“1950’den bu yana, gaze­ telerde çalışmış; basınla ha­ şır neşir biriyim; ben böyle şey görmedim; 1950 ne de­ mek, handiyse yarım yüzyıl geçmiş; ne sıkıyönetimler, ne kapatılmalar, ne tutukla­ m alar gördük; sırasın d a hangi haberi nereye koya­ cağımız, hangi fotoğrafı kaç sütuna büyüteceğimiz (Milli Şef’in resimleri) bize yukar­ dan tebliğ edildi, dahası, besleme gazeteler, resmi ilan baskısı, kağıt yokluğu vs, vs! Haritada hepsi var. Her zaman ve ısrarla, basın özgürlüğünden yana olduk; herkes fikrini açıkça söyle­ sin, yazsın, demokrasinin olmazsa olmaz şartı budur dedik; bunun için, karınca kararınca, mücadele ettik.

Gel zaman, git zaman, is­ tediğimiz düzeyde ve ölçü­ de olmasa da, basın belirli bir serbestliğe kavuştu; si­ yasi otorite, gazeteler üze­ rindeki ağırlığını hayli azalt­ tı, anti/ demokratik bazı sı­ nırlam alar ve kısıtlam alar kaldırıldı; bunun neticesin­ de, daha seviyeli, daha fe­ rah bir basına kavuşmalıyız değil mi? Bırakın okurları, hangi meslekdaşla konuşa­ cak olsak, aksini söylüyor; Türkiye Cumhuriyeti teknik bakımdan bu kadar modern ve kaliteli; muhteva bakı­ mından bu kadar sade suya tirid; üstelik imkanlarını kö­ tüye kullanan bir basın gör­ memiştir diyorlar! Kafadan da atılmıyor ha, bu: somut kanıtları var; tirajlar, nüfu­ sun ve okuma yazma yüz- desinin hızlı y ü kseliş in e rağmen, yerinde saymakta­ dır; kamuoyu yoklamaların­ da, ahalinin sözüne en az itibar ettiği müesseselerden

f/mm Pdm

“ BÖYLE ŞEY GÖRMEDİM!”

birisi de, basın kuruluşları­ dır, yüzde otuzlarda filan kalıyor.

ATLANACAK HABER Mİ? Ekranlarda, TV muhabir­ lerinin sorumlu ya da yetki­ lilere, sual soruş tarzını izli­ yor musunuz? Hayrettir, ob­ je k tif gerçeği öğrenm ek, um urlarında değil; adeta, sabah brifinginde kararlaş­ tırılmış taraf tutan bir habe­ re mesnet olacak bir cevap arıyorlar; gerçeği yansıtmak önemini kaybetmiş, aslolan b e lirli h a b erleri yayarak okurları yönlendirmek! Ne gibi mi, bakın nasıl; serma­ ye çevreleri, Çiller’in devril­ mesini, DYP / SHP ortaklığı­ nın bozulmasını arzu edi­ yor, saklam ıyor da bunu, yeri geldikçe açıklamayı ih­ mal etmedi; gazetelerde ve özel TV’lerde neredeyse bü­

tün haberler, hanidir, bu is­ teği öne çıkaracak ve haklı çıkaracak şekilde tertipleni­ yor, o kadar ki, geçenlerde ekranda gözümüzle gördük; Mümtaz Soysal, gazetecile­ re bunu açıkça belirtti: Mak­ s a d ın ız nedir, m utlaka olum suz bir cevap almak mı?

Daha kötüsü de yapılıyor, mesela mı; ekim başında, kömür işçileri Bartın’da ka­ labalık bir protesto mitingi yapıyorlar; İşçi Partisi ha­ ber bültenine göre, en az on bin kişi katılıyor, anti / em­ peryalist sloganlar atılıyor, genel grev çağrısı yapılıyor, basında çıt yok! Demirel, Zonguldak Temsilciler Ku- rulu’nu, aynı Kuvayı Milliye gibi, Zonguldak Kuvayı Mil­ liye Heyeti gelmiş, diye kar­ şılıyor; kimse, bir milyon

ikiyüz bin işçiyi karşısına alamaz; kamuoyunu arkanı­ za alacaksınız, buna kesin­ likle seyirci değilim, diyor; kimsenin haberi olmuyor. Belki bu yüzden, işçiler, sa­ tılm ış medya istemiyoruz, diye bağırmışlar. İnsan Hak­ larından yana olmak, basın özgürlüğü şimdi bu mu?

Neden işçilerin iddiaları es geçiliyor ki? Mesela şun­ ları söylemişler:

Saldırı yalnız KIT’lere de­ ğil, tüm işçileredir. MESS’in sendikalara teklif ettiği söz­ leşm eye d ikkat ed in iz! MESS sendikalı işçi değil, gündelikçi arıyor, toplu söz­ leşmeleri ortadan kaldırmak istiyor. Bu teklifte kıdem tazminatı hakkı, em eklilik hakkı, sosyal haklar, bir ka­ lemde siliniyor. Bu yalnızca MESS’in değil, TISK’in de hedefidir.

Sorarım size, atlanacak bir haber mi bu? İşveren temsilcilerinin söyledikleri­ ni sayfa sayfa verip, işçileri es geçmek, insan hakları­ nın, dem o krasin in hangi prensibine uyuyor?

Yoksa bu da, Liberallikte uygulanan, sinsi yönlendir­ me sistemlerinin, bize mah­ sus bir uygulam a biçim i mi?

BİR BAŞKA ÖRNEK Geçen gün bir astronomi profesörü yakınıyordu.

En ilkel batılı itikatlardan birisi olan yıldız falcılığı (as­ troloji) konusunda bir yazı yazmış; bu işin hocası değil mi, bilimsel verilere dayana­ rak, yıldız falcılığının nasıl bir palavra, ne türlü bir duy­ gu sömürüsü olduğunu iza­ ha çalışıyor. Başvurduğu hiçbir gazetede yazısını ya­ yınlamamışlar; sebebi de ne bunun, hoca’ya göre, kendi kendilerini yalanlamaktan çekiniyorlar; iyi de, bu nasıl bir yayıncılık idrakidir anla­ yan beri gelsin: dünya, bu arada Türkiye, sigarayı sa­ tarken, paketi üzerine zarar­ lı bir zehir olduğunu açıkla­ yacak bir seviyeye ulaşmış, alıcıyı uyarıyor, bizim bazı gazetelerimiz, yıldız falı üze­ rine okurunu uyarmayı ge­ reksiz görüyor.

Bilir misiniz, erken cum­ huriyet döneminde Türk ga­ zetelerinde yıldız falı filan kesinlikle yayınlanmazdı.

FİESTA 9

k/unıuuım uı. auih* MCA U11LCUC1I

hafta bu köşede “Kesip Sakladıklarımdan bazılarını bulacaksınız.

Yıllardan beri gazetelerden, dergilerden, yazılar, fotoğraflar, haber­

ler keser, saklarız; bir gün gelir işimize yarar, diye... Günü gelince

on-.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Zaman-mekan yakınlaşması, mesafenin izole edici etkisinin üstesinden gelmek için gerekli değişim ölçüsüdür ve genel olarak yeryüzündeki iki nokta arasındaki seyahat

Çetin Anlağan, bundan sonraki çalışm alarında S adberk Hanım Müzesi uzmanlarının bilimsel ça­ lışmalarını tanıtarak araştırmaları­ nı yayınlama fırsatı

Fizyolojik sarılık olarak isimlendirilen bu durum dışın- da bebeklerde sarılığa yol açan başka nedenler de (örne- ğin hepatite neden olan bazı virüs enfeksiyonları, anne ile

A) Sen bana rağmen günahsız kulsun. B) Sen benim için en candan dostsun. C) Sen benim kadar gün görmemişsin. D) Sen bana göre bir gonca gülsün. E) Sen

Savc ılık konuya ilişkin resen inceleme başlatarak, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Aliağa Belediyesi, kolluk kuvvetleri ve diğer ilgili kurumlardan konuya ilişkin bilgi

Although the researches associated with the model started in acute psychiatric services, this model may be implemented in commu- nity based services as well as by many

Resmi tanıtım Basın duyuruları basın toplantıları basılı materyaller.. Etkinlik

• Temel ihtiyaclara harcanan zaman (yemek, uyku, kisisel bakim) + bos zaman (dinlenme +