• Sonuç bulunamadı

Yıldız Kenter:"Her sezon yeniden doğazrız":Sanat ve iş dünyasının ünlü isimleri tiyatro için biraraya geldi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yıldız Kenter:"Her sezon yeniden doğazrız":Sanat ve iş dünyasının ünlü isimleri tiyatro için biraraya geldi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sanat ve iş dünyasının ünlü isimleri tiyatro için biraraya geldi

H E N K E L dergisinin düzenlediği

“Tiyatro Mevsiminin Ardından” adlı

sohbete Bedia Muvahhit, Vasfi Rıza

Zobu, Mücap Ofluoğlu, Gencay

Gürün ve Şener Şen gibi sanat

dünyasının ünlüleri katılarak,

görüşlerini belirttiler

V E H B İ

K

,

Sakıp Sabancı, Nejat

Eczacıbaşı ve Ali Koçman sohbette

yer alan iş dünyasının ünlü

isimleriydi...

O Y A A Y M A N

H

enkel Dergisi'nin geçtiğimiz günler­ de düzenlediği "T i­ yatro Mevsiminin Ardından’ adlı soh­ bet, Bedia Muvafı- B H H hit, Vasfi Rıza Zo­ bu, Yıldız Kenter ve Mücap Ofluoğlu ile Türkiye’nin ünlü işadamlarını biraraya getirdi.

Samimi bir sohbet havası içerisinde geçen toplantıda kimler yoktu ki... Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, eşi Türkan Sabancı, Nejat Eczacıbaşı, eşi Beyhan Eczacıbaşı, Gün­ gör Uras, İbrahim Betil eşi.Se- def Betil, Gencay Gürün, Şe­ ner Şen ve pek çok işadamı, gazeteci, yazar...

Gülmece ağırlıklı

Bugüne kadar Türk Henkel Dergisi’nin düzenlediği eko­ nomik ağırlıklı toplantılardan çok farklıydı Sheraton'daki sohbet Geçen toplantılarda sadece Türk Henkel Dergisi mensuplarına açık olan top­ lantı, bu sefer tiyatroya ayrıl­ mıştı. Toplantı Yıldız Kenter’-

ın gülmece ağırlıklı konuşma­

sıyla başladı. Kamudan Yüce’- nin “ Ben oyuncuyum. Eski

Yunan’dan beri. Şimdi adım değişti biraz. Serseri" dize­

leriyle konuşmasına başlayan Yıldız Kenter, yaşamımızda ve tiyatroda komediyle ilgili neler anlatmadı ki... Tiyatro mevsiminin başında Kamuran Yüce'yi yitirmenin acısıyla ve isyanıyla tiyatroya koştuğunu, o sahnede yıllardır, ne acıla­ rın, ne üzüntülerin gülmecey- le bastırılmaya çalışıldığını ne güzel ifade ediyordu konuş­ masında:

Usta kimyacı

“ Biz oyuncular her mev­ simin bitişiyle ölüyoruz. Li­ man acısını bir insanın oyuncu kadar yoğun duya­ bileceğini sanmıyorum. Tıp­ kı Çehov'un dediği gibi. Bir mevsimin ardından, kendi­ mizi treni kaçırmış bir köy­ lünün şaşkınlığı içinde his­ sederiz. Benim de bu yılki hüznüm garip bir kırgınlığa, isyana dönüştü. Çünkü mevsim başında, gene ti­ yatro yolunda Kamuran T kaybettik. Ne yapabileceği­ mi ancak tiyatroda bulabilir­ dim. Onyn için tiyatroya koştum. İnsan yaşamı bo­ yunca o kadarçok acı çeker

ki, bütün canlı yaratıklar içinde gülmeyi icad eden yalnız insandır. Gülmek için tiyatroya koştum. Çünkü ti­ yatro mutsuzluğu, mutlulu­ ğu, acıları gülmeceye, dön­ dürmesini bilen çok usta bir kimyacı.”

Kenter, insanın en önemli özelliklerinden biri olan gül­ meyi nedenleri ve niçinleriy- le aktarıyordu konuşmasında. Aristo’dan Berkınson'a, Ber- kınson’dan P eter' Lorans’a kadar bir sürü psikolog, filo­ zof ve mizahçı tarafından araştırması yapılmıştı gülme­ nin. Ama, hiç kimse bunun

çok bariz bir tarifini getireme­ mişti. Yalnız bir gerçek vardı, insan kendine gülünen hay­ vandı. Bunun açıklamasını ise şöyle yapıyordu Yıldız Kenter:

İnsandan

kaynaklanıyor

“ Neden ağaca, suya, ne- hire, tepelere gülmüyoruz? Hayvanlara neden gülmü­ yoruz? Ama onları insana benzettiğimiz zaman gülü­ yoruz. Kedide, köpekte İn­ sana benzer bir tavır gördü­ ğümüz zaman, nedense gü­ lüyoruz. Bu düşünceden hareketle komik olan insan. Gülme insandan kaynakla­ nıyor.”

Gülme çok sosyal bir olay­ dı. Yalnız başına gülemiyordu insanlar. Peki ya bizim toplu- mumuz nelere gülüyor, niçin gülüyordu?

Kenter, kendisine sorduğu bu sorulardan sonra şu açık­

lamayı getiriyordu:

“ İnsanda biz nelere gülü­ yoruz? Aşkına, zaafına, ih­ tirasına. kıskançlığına, ap­ tallığına, gururuna, şaşkın­ lığına, kinine, hatta cesare­ tine gülüyoruz. O kadar de­ ğişik şeylere gülüyoruz ki. Ve gülme deyince yalnız in­ san geliyor akla. Ben şöyle bir şey araştırdım. Biz top­ lum olarak nelere gülüyoruz tiyatroda? Karmaşaya, ap­ tallara, beceriksizliğe gülü­ yoruz. Uzakta olduğumuz için bir emniyet hissi geli­ yordu bize galiba, rahatla­ yarak gülüyoruz. O zaman

gülme egoistçe bir şey ola­ bilir mi? Sonra küfüre çok gülüyoruz. Sahne öyle bir arena ki, içinde ciciler de, kakalar da var. Ama komik zamanında yapıldığında de­ ğer kazanır. Bizde tekrar tekrar küfürler, düşüp kalk­ malar, aptallıklar ve çarp­ malar gülme kaynağı olabi­ liyor. Ben tiyatromuzda en çok el-kol ile yapılan küfür­ lerden rahatsız oluyorum. Bizi bu kadar kolaya iten ne­ dir, diye düşündüm. Daha çocukken ş a rtla n d ırd ığ ı­ mız geldi aklıma.”

nuşn

Rıza Zobu, Bedia Muvahhit, Mücap Ofluoğlu ve Canan Bar- las’m yaptığı söylesi başladı. Tiyatromuzun günümüzdeki du­

rumunun, genel bir görünümünün çizildiği bu söyleşide, Zobu ile Muvahhit'in ara sıra birbirlerine attıkları laflar da konuklan güldürdü.

Y IL D IZ K enter:

6 Î B İ Z oyuncular

her mevsimin

bitişiyle ölüyoruz.

Liman acısını bir

insanın oyuncu

kadar yoğun

duyabileceğini

sanmıyorum. Tıpkı

Çehov’un dediği

gibi, bir mevsimin

ardından,

kendimizi treni

kaçırmış bir

köylünün

şaşkınlığı içinde

hissederiz... ^

B E D İA Muvahhit:

^

Vasfi ile tüm komedilerde oynadım.

Ama sahnede hep birbirimizi yiyoruz. Kavga ediyoruz.

Bazen bize soruyorlar, neden evlenmediniz diye?

Vasfi benim kardeşim, herşeyim. İnsan hiç

kardeşiyle evlenir mi? ş® ,

Bu kaba gülmeceden söz ederken Yıldız Kenter, umut­ suz da değildi. Ülkemizde çok usta komedyenler, çok usta yazarlar, çok usta yöneticiler olduğuna göre, yayın olan ka­ ba gülmecenin çok yakında ince bir mizaha döneceğine inanıyordu.

Yükselen grafik: Toplantıya katılan konuklar arasında yer

alan işadamı Sakıp Sabancı, Yıldız Kenter’den tiyatromuzun genel bir değerlendirm esini yapmasını istedi. Bunun üze­ rine sahneye gelen Kenter, 40 yıl içinde Türk tiyatrosunun grafiğinin daima yükseldiğini anlattı.

İnenler, çıkanlar ve

sürüklenenler...

Kenter, konuşmasını böyle- ce bitirdikten sonra Sakıp Sa­

bancı, tiyatromuzun genel bir

değerlendirmesini yapmasını istedi sanatçıdan... Bu soru­ ya karşılık, özel tiyatroların ya­ şamı, değişen ekonomik ko­ şullar altında, ne kadar tehli­ keye girmiş olsa da, çok ya­ şanmıştı bu dönemler. 40 yıl­ lık sanat hayatında inen, çı­ kan ve sürüklenen, ama belli bir paralel içinde daima yük­ selen bir grafiği olmuştu tiyat­ romuzun...

Kenter’in izleyicileri son de­ rece etkileyen konuşmasın­ dan sonra Vasfi Rıza Zobu, Bedia Muvahhit, Mücap Oğ- luoğlu ve Canan Barlas’ın yaptığı söyleşi ilgiyle izlendi.

Tiyatromuzun geçmişini, birlikte sahnede yaşadıklarını esprili bir dille anlatan Zobu ve Muvahhit'in, bu arada bir- birilerine attıkları laflar da, ko­ nukları bayağı güldürdü.

Kızdıran açıklama

Mücap Oğluoğlu’nun Bedia Muvahhit’e “ Vasfi Beyle bir­

likte oynadığınız hangi oyun

Ünlü konaklar: Henkel dergisinin düzenlediği “Tiyatro

Mevsiminin Ardından” adı verilen sohbet toplantısına katı- lanlar arasında Vehbi Koç, Haşan Pulur gibi ünlü isimler

de vardı. Tüm konuşmacıları dikkatle dinleyen konuklar, da­ ha sonra Sheraton’un üst katındaki bara çıktılar ve Henkel'- in verdiği yem ekle toplantıdan ayrıldılar...

sizi daha çok etkiledi?” so­

rusu üzerine Muvahhit, şu ce­ vabı veriyordu:

“ Vasfi ile tüm komediler­ de oynadım. Ama sahnede hep birbirimizi yiyiyoruz. Kavga ediyoruz. Bazen bize soruyorlar, niye evlenmedi­ niz diye? Vasti benim karde­ şim, herşeyim. İnsan hiç

kardeşiyle evlenir mi?”

Bu cevaptan hiç hoşnut ol­ mayan Vasfi Rıza Zobu ekli­ yor: “ Sana bu soruyu soran

oldu mu şimdi?”

Anlaşılan Vasfi Bey bu ko­ nuya hiç girmek istemiyordu, ama Bedia Hanım da bu söz­ leri söylemenin rahatlığını du­ yuyordu sanki...

Konuşmalar sırasında Be­ dia Muvahhit’in jübilesine gel­ di soru. Vasfi Bey, ara sıra Bedia Hanım'ın da lafa girme­ siyle, zamanın Cumhurbaşka­ nı Korutürk’ün de bulunduğu jübileyi şöyle anlattı:

Sinirleri bozuldu

“ Bedia’nm jübilesinde Açıkhava Tiyatrosu’nda oy­ nayacağız. Yalnız biz sah­ neye çıkmadan önce, bir ses sanatçısı çıkacak dedi­ ler. Giyinik sahneye çıka­ caktı! Şimdi meşhur oldu. Neyse çıktı sahneye ama, bize bir şarkı söyleyecek dediler. Bir oldu, iki oldu, üç oldu, inmiyor. Ben inme­ si için çiçek götürün dedim. Çiçeği alıyor, çocuklara ve­ riyor, ama tekrar şarkısına devam ediyordu. Ben de sahneleyeceğimiz oyunda asabı bozuk bir adamı oynu­

yordum. Bu sanatçı sahne­ den inmeyince, beniı er­

lerim iyice b o zu ld u .. ı , . sahneden indikten som., bu asab bozukluğuyla rolümü o kadar iyi oynamışım ki. İş­ te o kadının bana bu iyiliği dokunmuştu.”

Yemekle noktalandı

Bu güzel anılar anlatılırken, konuklar arasında Vasfi Rıza Zobu ile Bedia Muvahhit’i ayakta dinleyenler vardı. Sa­ nırız anlattıklarını mimikleriy­ le birlikte izlemeyi yeğliyorlar­ dı. Bu güzel konuşmalardan sonra toplantı, Sheraton'un üst katındaki barda ve Hen- kel’in verdiği yemekle son buldu...

İlgiyle dinlendi: Yüdız Kenter'in gülmece ağırlıklı konuşmasıyla başlayan toplantıda sanatçı,

insanların nelere güldüğünü, şu anda yaygın olan kaba gülrnecenin yakında ince b ir miza ha dönüşeceğini anlatırken, toplantıya ¿atılanlar Kenter'i büyük bir ilgiyle dinliyordu.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çelebioğlu Külliye türbesinde gömülü şahsın Barak Baba olduğu genel kanı iken burada yatan kişinin Sultan Muhammed Hudabende’nin huzu- runa çıkan ve Çelebioğlu

Daha yüksek işsizlik oranları, daha düşük ücretler, daha az sağlık hizmeti alma, eğitim yetersizliği, daha fazla fiziksel ve/veya cinsel tacize uğrama, kadınlara yönelik

Ekokardiyografi Bulguları Tutulan Kapak Predispozan Faktörler Cerrahi 1 TTE: aort kapağında 20 mm vejetasyon, Aort ve mitral - AVR ve MVR.. 3° aort yetersizliği ve 3°

İstanbul Güzel Sanatlar Akademi­ si, Zeki Kocamemi atölyesini 1958 yılında birincilikle bitiren Arda, da­ ha o yıl açılan bir yarışmada "Sü- heylâ-Sabit

[r]

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a Toros

mikromorfolojik özellikleri *SH: Standart hata Takson Epiderma Hücre ġekli Epiderma Hücresi En Epiderma Hücresi Boy Antiklinal Çeper Yapısı Periklinal Çeper Yapısı

A A muhabirine yaptığı açıklamada, Nâzım H ikm et’in kardeşi Samiye Yaltırım’ın açtığı davada, avukatların. “ karar düzeltme” isteminde bulunduğunu