• Sonuç bulunamadı

Mezarı Amman'da adı dünyada

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mezarı Amman'da adı dünyada"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S K E N T G Ü N L E R İ

M Ü Ş E R R E F H E K İ M O Ğ L U

Mezarı Amman'da adı dünyada

nırsa şampanya kö­

pürür kadehlerde, söyleşimizdedalga- lanır geçmişten ge­ leceğe. Boğaz’da Şerifler Y al ısı’na gi­ deriz bir gün, Maç­ ka’daki apartmana ya da daha gerilere, Büyükada’daki köşke, aileyi dalga­ landıran bir olaya,

derken Paris’e,

Karlsbad Kaplıcala­ rın a.. Kimi zaman durur, şimdi teybi kapa, senin için an­

latıyorum der.

Dostluk ve güvenle döker içini. Ben de saygıyla dinlerim, belleğimi de kapa­ rım. 1960’lı yıllarda Ankara’da Anadolu Uygarlıkları Müze-si’nde bir sergi açtı Fahrülnisa Zeid. Dışişleri Bakanlığı Kültür Dairesi’nin başında Hamit Ba- tu var o zaman. Çok üretken bir dönem yaşanıyor kültürel ilişkilerde. Ressam­ larımız Paris’te ser­ gi açıyorlar. Çalgı­ cılarımız konser ve­

riyorlar, dünyayaa- F a h rü ln isa Z e id , P a ris ’d e k i y ılların d a M o d e rn S a n a t M ü ze si M ü d ü ­rü J a c q u e s L a ssa ig n e ile b irlik te b ir p o rtre ç a lışm a sın ın ö n ü n d e.

A

mman’dan bir telefon, Fahrülni­sa Zeid’i yitirdik diyor. Bir dağın yıkıldığını hissediyorum içimde, bir kuyruklu yıldızın kaydığını.. Hastalıklar, krizler, ameliyatlar, ama yaşam ağır bastı her zaman. Kalçasını kırdı, ameliyattan sonra çok acı çekti, dayanamadı diyor Şirin Devrim telefon­ da. Mezarı Amman’da şimdi, Emir Ze- id’in yanında. Ama Fahrülnisa Zeid gi­ bi bir kişi Amman’daki mezara sığar mı hiç! Fırçasıyla yüzyılımıza renk veren bir sanatçı o. Dünyanın birçok ülkesin­ de, evlerde, m üzelerde, galerilerde yer a- lan resimleriyle, sanatı üzerine yazılan kitaplarla bir Türk ressamı olarak yüz­ yılımıza imzasını atan bir kadın! Son so­ luğuna kadar resimle uğraşıyor. Boyalı elleriyle yapıyor son yolculuğunu. İs­ tanbul’da, Paris’te, Ankara’da, Am­ man’da sergilenen resimleri canlanıyor gözümde. Amman’daki Resim Sara- yı’nda uzun söyleşilerimiz var. Sabah söyleşileri. Resimleri gibi renkli, dev bo­ yutlu anılar. Paris’te Fobourg St. Hono- re’de bir alanda, Granof galerisinde aç- 'tığı bir sergide kocaman portrelerin gi­

zini açıkladı bana. Emir Zeid’i yitirdik­ ten sonra geceler çok uzuyor, o uzun ge­ celer sevgili kocasıyla konuşarak saba­ ha ulaşıyor. O uzun gecelerde yapılan portrelerin boyutları da tuvallere sığmı­ yor, sonsuzluğa doğru uzanıyor.

Bu sayfada çok yazdım Fahrülnisa Zeid’i. Ama yazacaklarım bitmedi he­ nüz. Amman söyleşilerini daha uzun yazmayı düşlüyorum bir gün. Fahrülni­ sa Zeid’in kocaman yüreğini, o yüreğin m utlu ve acı çarpıntılarını çok iyi hisset­ tim o söyleşilerde. Şakir Paşa Ailesi’ni sanat yaşamımızda kocaman bir ağaca benzetirim ben. Her dalında bir sanatçı­ mız yeşeriyor. Balıkçı’lar, Aliye Ber- ger’ler, Füreya’lar, Fahrülnisa Zeid’ler, Nejat Devrim’ler, Cem Kabaağaç’lar. Kimi yazımda, kimi resimde, kimi sera­ mikte, kimi Şirin Devrim Trainer gibi sahnede boy veriyor. Fahrülnisa Ze­ id’in yaşamını da bir sanat yapıtına ben­ zetirim ben. Büyük çizgileri var, sonsuz yaşama sevinci. Amman söyleşilerini sabah saatlerinde yapardık çoğu kez. Fahrülnisa (O’nu adıyla çağırmamı is­ terdi, anısına saygıyla isteğini yerine ge­ tiriyorum) küçük yuvarlak bir masanın başında bekler beni. Her zaman müthiş şık. Kıvır kıvır saçları, rimelli kirpikleri, parlak takılarıyla en güzel portresini o- luşturur karşımda. Yuvarlak masaya zarif örtüler serilir her sabah. Sonra havyar ve şampanya, somon balığı, gü­ zel peynirler, pastalar. Kahveyle başlar konuşmamız, neşelenir ya da

efkârla-çılıyoruz. Paris Mo­

dern Sanat Müzesi Müdürü Jacques Lassaigne de Türkiye’ye geliyor. Pa­ ris’te sergilenecek büyük bir serginin tabloları seçiliyor. Daha sonraki yıllar­ da Fahrülnisa’nın Paris’teki evinde kar­ şılaştık o ünlü sanat yazarıyla. Orhan Peker de vardı, duvarlarda dev portre­ ler, tavandan sarkan kemik yontuları seyrederek evsahibesini dinledik, çok hoş saatler geçirdik. Soyut çalışmalar­ dan somuta yönelişini anlattı bize. An­ kara’daki ilk sergisinde de soyut - somut konuşmaları oldu, kimi diplomatlar da hayran dinledi sanatçımızı. Anadolu Uygarlıkları Müzesi’nde geçmişten gü­ nümüze bir uzantıydı Fahrülnisa Zeid. Sergi dışındaki saatleride Hamit Ba- tu’nun Wolkvagen arabasına binip baş­ kenti dolaşıyordu. 1930’lardan beri gel­ memiş Ankara’ya, gözlerinde şimşekler çakarak Mustafa Kemal’den söz ediyor­ du. Atatürk’ü hayli yakından tanıyor, anlatırken coşkuyla doğruluyor.

Büyü-kada’da bir gecenin, Tarabya’dan oto­ mobille kente dönerken bir konuşma­ nın çağrışımlarıyla titriyor sesi. Doksan yılın anılarında güzel tepeler var.

Paris’te Katya Granof ile bir konuş­ mamızı anımsıyorum. Uzun boyu, iri memeleri, geniş kalçalarıyla görkemli bir kadın Katya Granof. Kocaman to­ puzu var. Ünlü ressam Chagall’ı resim dünyasına kazandıran bir sanatsever. Fahrülnisa Zeid’e büyük sevgisi ve hay­ ranlığı var. Galerisinde bir sergisi nede­ niyle bana şöyle dedi: “Fikret Mualla’yı çok abartıyorsunuz siz. Bir gerçeğin far­ kında değilsiniz henüz. Oysa Fahrülnisa çok önemli bir ressam.”

Şirin Devrim ile birlikteydik galeride. ‘Şirinaki’ yaylandı birden. Katya’nın annesiyle ilgili sözlerine Şirin’ce tepki­ ler gösterdi. Yıllar boyunca benim kula­ ğımda da çınladı o sözler. Amman’da konuşurken Paris’e de uzanırdık kimi sabahlar. Fahrülnisa sorar birden. Ope­

ranın tavanında Chagall’ı seyrettin mi? Evet, büyük coşkuyla seyrettim, sahne­ de Nötre Dame’ın Kamburu balesi, ta­ vanda Chagall. Sonra Andre Malra- ux’dan söz ederiz. Paris’i temizleyen, yüzünü güldüren bir bakan olarak a- nımsarız onu. Paris yıkanmış, yenileş­ miş, tüm güzelliği ve görkemiyle parla­ mıştı o temizlikle. O zaman da özlemle yaşadım bu olayı, şu anda da özlemle a- nımsıyorum. Bizim ülkemizde de böyle eylemler yaşanacak mı acaba?

Bir sanatçının yaşadığı kente de güzel bir boyut kattığını da kanıtlıyor Fahrül­ nisa Zeid. Amman’daki güzel evlerin duvarları onunla resimleniyor. Resim sevgisini hızla geliştiriyor. Duvarlarda, havuz başlarında, bankalarda koca­ man tablolar. Bir gün telefon etti, bir bankada yer alan tablolarını görmeye gideceğimizi söyledi. Galiba Ürdün Merlifcz Bankası’na gittik, oğlu Prens Raad’ın evinde bir çaydan sonra. Ban­ kanın üst katına çıkınca büyük sürpriz, Kraliçe Noor da geldi, yerlere kadar eği­ lerek selamladı sanatçımızı. Yanında da genç bir adam. Kim biliyor musunuz? Sürgündeki Yunan kralı. Fahrülnisa Zeid Yunanca konuşarak şaşırttı onu. Sonra da Emir Zeid ile Atina'da evlen­ melerini anlattı bana. Uzun bir serüven­ den sonra. Irak’ın ilk Ankara Elçisi Tür­ kiye’den ayrılıyor, Berlin’e büyükelçi o- luyor sonra. Fahrülnisa da bir opera ge­ cesi locasında otururken Hitler’in ona bakışını anlatıyor bana. Berlin’den son­ ra Londra’ya atanıyor Emir Zeid. Sefi­ rdik yaşamında son durak. Ancak sefi- reliğe aldırdığı var mı bilmem? Emir Ze­ id’i yitirince Londra’ya sığamıyor, Pa­ ris’e geliyor. Kral Hüseyin onu da Ür­ dün’e çağırıyor sonra. Kocası Emir Ze­ id, önce Irak sefiresi, uzun yıllarını Am­ man’da geçiriyor, mezarı da orada, ama kökeni İstanbul’da ve Fahrülnisa Zeid’i bir Türk sanatçı olarak tanıyor dünya. Şakir Paşa Ailesi’nin bir üyesi, koca­ man bir ağacın solmayan bir dalı olarak uzanıyor. Yaşasaydı 6 aralıkta doksan bir yaşını kutlayacaktı. Doğumgünleri- ni görkemli kutlamaktan hoşlanır. Tüm dostları, sevdikleriyle, bir yıl Akabe kı­ yılarında, bir yıl Petra’nın pembelikle­ rinde, başka bir yıl Viyana’da. Her za­ man mutlu, umutlu, her zaman boyala­ ra bulanarak, güzellikler yaratarak. Toprağa da boyalı ellerle gömüldü sanı­ rım. Körfez savaşındaki güç günlerden sonra barış özlemiyle durmadan resim yaptığını anlatıyorlar. Cebel Amman’da bir çift mezar, birinde Emir Zeid, öbü­ ründe Fahrülnisa Zeid. Ellerinde boya­ larla yatıyor şimdi. Belki de yeni resim­ ler yapıyor. O üretkenliği ölüm de dur­ duramaz bence.

Aslında yaşamı da güzel bir resim de­ ğil mi? Yıllar boyunca güçlü bir soluğu simgeliyor. Dünyaya, insanlara bakar­ ken sönmeyen bir ateşi, solmayan bir se­ vinci. ◄

10 C U M H U R İ Y E T D E R G İ 1 5 E Y L Ü L 1 9 9 1 S A Y I 2 8 8

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yu ka rý da bil di ri len ta þýn maz ü ze rin de hak sa hi bi ol du ðu nu id di a e den tüm hak sa - hip le ri nin ko nu ya ve ta þýn maz ma lýn de ðe ri ne i liþ kin tüm sa

Merhuma rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemîl niyaz eder,..

Aðustos’ta kurulan þirket sayýsýnda bir önceki aya göre yüzde 6,10, koop- eratif sayýsýnda yüzde 40 ve gerçek kiþi ticari iþletme sayýsýnda yüzde 6,20 azalma oldu..

GA RAN TÝ Ö de me Sis tem le ri Ge nel Mü dü - rü Meh met Sez gin, Kre di Ka yýt Bü ro su’nun ü ze rin de ça lýþ tý ðý bi rey sel borç lu luk en dek - si nin Ha zi ran a

15.00 Ýskenderunspor 1967-Adýyamanspor (5 Temmuz) 15.00 Kahramanmaraþ Belediye-Kýrýkhanspor (12 Þubat) 15.00 Diyarbakýr BÞB-Elazýð Belediyespor (Seyrantepe) 15.00

SÜ PER LÝG'DE KI gol kral lý ðý ya rýþ ma sýn da Trab zons por lu Bu - rak Yýl maz der bi kar þý laþ ma sýn da Fe ner bah çe'ye at tý ðý gol le 32 go le yük sel di ve li

Milli Eğitim Müdürlüğümüz AR-GE birimi tarafından, istihdam, eğitim ve sosyal hayatta engelli bireylerin topluma kazandırılması amacıyla 29 Kasım 2016 tarihinden

Teknik olarak baktığımızda, paritenin 4 saatlik grafikte 50 periyotluk üssel hareketli ortalaması olan 3,4020 seviyesinin üzerinde kalması durumunda yukarı