1
«
( TARİHTEN SAHİFELER t
---Î
Halûk Y. Şehsüvaroğlu
Yazan
%'$>■' '-j tİ ti ,\XO Tm
M
fa
18 inci asır sonundan itibaren Istanbulda başlıyan Avrupai ha yat 19 uncu asrın başlarında ve bilhassa Yeniçeriler kaldırıldık tan sonra şümullü bir mahiyet almı ştı.
O rduya ve devlet memurlarına tat! ,üc edilen yem kıyafet, halk ara sına da yayıldı.
7 vluaşerette, eğlencelerde, kül tü r vasıtalarında, nakliyatta, iç ti: ¡naî yardım usullerinde mühim d sğişiklikler oldu.
Istanbulun eski sakin yaşayış 1 ıayatı değişmiş halk daha fazla eeraber bulunmanın, şehri daha çabuk dolaşmanın, yabancı mem leketleri ticaret yolile daha ya kından tanımanın zevkini duy mağa başlamıştı.
Tanzimatçılar bu Avrupalılaş ma hareketine hız verdiler. A v- rupayı görmüş vezirlerimiz ko nak ve yalılarında, günlük ya
şayışlarında bizim usullerimiz
yerine frenk âdetlerini tatbik
etmeğe koyuldular.
îstanbula gelen yabancı mü tehassıslar, sanatkârlar ordunun talim ve terbiyesinde, şehrin mi marisinde ve türlü sahalarda ye ni bir anlayışın, yeni bir zevkin süratle inkişaf etmesinde âmil ol dular.
Bilhassa Kırım harbinde müt tefik orduların İstanbulda üslen mesi ve bunlardan bir çoğunun ailelerini de getirmiş olması şe hir halkına Avrupai yaşayışı da ha yakından tanıttı.
İstanbulda ilk balo 1829 yılın da Bİade isimli İngiliz gemisin de verilmiş ve padişahın müsaa- desile sadrâzam, Kaptan Paşa Serasker mabeyin mensubların- dan bazıları ve diğer mühim şah siyetler burada hazır bulunmuş lardı.
Türk devlet adamları bu Garb lı toplantıdan memnun kalmış lardı. Gemiden geç vakit ayrı- lanlardan Hüsrev Paşa, ilk fır
satta kendisinin de Boğaziçin-
deki yalısmda bir balo tertib et mek arzusunda olduğunu söyle mişti.
Bundan sonra İstanbuldaki ba lolar, sefaretlerde verilmeğe baş lamıştı. 1854 de Fransa ve A - vusturya sefaretlerindeki balo ları 1856 şubatında gene Fransız
ve İngiliz sefaretlerindeki bü
yük balolar takib etti. O vakte
kadar bir Osmanlı padişahının
fcir yabancı davete gitmesi, bir
toplulukta bulunması usulden
değildi. Abdülmecid, ananeyi bo zarak Fransız ve İngiliz sefirle rinin balolarına iştirak etti. Bu gerek Türkiyede gerek o sefaret
lerin memleketlerinde mühim
bir hâdise olmuştu.
Abdülâziz devrinde balolar
s klaştı. Mısırlı Mustafa Fazıl
’aşa, Çamlıcâdaki köşkünde bir Mln tprt.ib etmiş Namık
ramdan geceleri hanelerinde mi safir kabul edecek zevatın han gi gecelerde, hangi saatlerde ha
neleri açık bulunacağı) tesbit
edildi.
Halkın eğlence zevkinde de de ğişiklikler oluyordu. Meddah de vam etmekle beraber Îstanbula tiyatro girmiş, yabancı truplar Beyoğlunda, Şehzadebaşmda tem siller vermeğe başlamışlardı.
Fakat İstanbul halkının anane vi eğlencelerinden biri olan can- bazlar şehrin muhtelif yerlerinde gene kalabalık seyirciler karşı sında oynuyorlardı. (Beyoğlun da Taksim arkasında beher sene tmevsim-i sayfde icrayi sanayi etmekte olan Ermeni canbazları-
mn) zamanında çalışmalarına
Kaptan Paşalık müsaade verirdi. En mahir canbazlar Avrupa- dan gelirlerdi. II. Mahmud bir defa AvusturyalI bir canbaz ge
tirtmiş, Abdülmecid sarayında
İngiltereli bir canbaz (icrayi san at) eylemişti. Osmanlı sarayında bir canbaz kadrosu bulunur ve bunlar Canbazbaşmın idaresinde muhtelif hünerler gösterirlerdi.
İstanbul halkı 1844 _ ^yılında
canbazoyunîarm^şçj^^İlAaS?11
ç'rttUH'ySflı bû'ğoslerTU
f^îarşı-laştı. îstanbula ilk defa gelen
s arauny4hbirj3alonçü_Jlajydm'-
paşaaa padişahın, viikplâ vp fefymıı, Ulfllâl'ce halkın önünde
balonuna binip havalandı. Bir
müddet sonra gözden kayboldu.
Artık herkesin dilinde havaya
uçan adamın hikâyesi dolaşıyor du. Nihayet Sardunyalınm o gün akşama doğru Pazarköyü civa
rında karaya indiği öğrenildi.
Bir kaç gün geçince baloncu âlât ve edevatile tekrar îstanbula gel di.
19 uncu asırda ve II. Mahmud devrinde İstanbulda ilk gazete çıkmağa başlamıştı. 1838 yılında Beyoğlunda ecnebiler bir okuma odası açtılar. Burada Avrupanm başlıca memleketlerinin kitab ve risaleleri bulunduruluyordu.
Abdülmecid devrinde Beyazıd- da açılmağa başlıyan Kıraetha- nelerde gazeteler okunurdu. Son
raları bunlar yeni basılan bazı kitabları da bulundurmağa baş ladılar. Buraları edebiyat, tarih meraklılarının birer toplantı ye ri halini almıştı.
Artık İstanbulda hanlar yeri ne oteller açılıyor, el tezgâhları nın sahasını fabrikalar alıyor, u- mumî sergiler kuruluyordu. Fab rika mamullerini teşhir eden ilk sergi Abdülmecid devrinde Se
petçiler köşkünde tertib olun
muştu.
19 uncu asırda îstanbula u- mumî bahçe fikri de girmişti. Be bekte Âli Paşa, Tarabyada Şeh
zade Abdülhamid Efendi, Çu
bukluda Keçecizade Fuad Pa- ’ şa yalılarının geniş park ve ko
rularını muayyen günlerde hal kın ziyaretine açarlar ve İstan bullular burada güzel çiçek tarh ları ve ağaçlar arasında hoş va kitler geçirirlerdi.
İstanbulda hekimlik de bir u- mumî yardım teşkilâtı mahiyeti ni almağa başlamıştı. (Gece an sızın keyifsizlik zuhurile derâkâb tabib celbine muhtaç olanlara kolaylık olmak üzere) muhtelif yerlerde (nöbet dükkânları) ec zaneler açılmıştı. Buralarda (nö betçi tabib ve cerrah efendiler) geceleri de beklerlerdi.
İstanbul halkının 1826 da ilk defa gördüğü ve kendi kendisine yürüdüğü için (buğ gemisi) adı nı verdiği vapurlar fazlalaşmış,''. Boğaziçinde pazar kayıklarının yerini bu umumî vasıtalar alma ğa başlamıştı.
Ticarette vapurlarla kolaylık lar yapıyordu. Asrın başlarında tacirler getirdikleri Avrupa eş yası.r --- '»n yığa-’ ' ' ” y "
-î-yede ile satarlardı. Sonraları
muntazam dükkânlar ve satış
muameleleri teessüs etti.
19 uncu asır İstanbul şehrinde
yeni ve hareketli bir hayatın
başlangıcı oluyordu.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi