• Sonuç bulunamadı

Şair Behçet Necatigil aramızdan ayrılalı 10 yıl oldu:Asıl, şairlerin hocasıydı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şair Behçet Necatigil aramızdan ayrılalı 10 yıl oldu:Asıl, şairlerin hocasıydı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KULTUR-SANAT

Şair Behçet Necatigil aramızdan ayrılalı 10 y ıl oldu

Asıl, şairlerin hocasıydı

SAİT FAİK’LE ELİT’TE — Şair Behçet Necatigil (sağda), bir za­ manların Asmalımesçit’inde Elit Pastanesi’nde hikayeci Sait Faik’- le birlikte.. Sait Faik 1954’te öldüğünde 48 yaşındaydı. Behçet Necatigil, 1979 yılında 63 yaşında öldü.

Behçet Hoca nice şiirleri yazamadan, genç

sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrılmıştı. O,

sıradan öğrencilerin yanı sıra asıl, şairlerin

hocasıydı. Genç şiirimizin hâlâ ondan

öğreneceği çok şey var.

REFİK DURBAŞ________

“ Çünkü asıl şiirler bekler bazı yaşlan.”

Behçet Necatigil aramızdan ay­

rılalı tam on yıl olmuş. On yıldır masası boş Necatigil’in, kalemi­ ni eline almamış, mısraları kırık dökük.

Beşiktaş’ın arka sokaklarına bakan odasının penceresinde hü­ zün, on yıl öncesinin şiiriyle hâlâ durup durmakta...

Çünkü asıl şiirler gerçekten bekliyor bazı yaşları.

Şimdi düşünüyorum da meğer ne severmişim Behçet Hoca’nın şiirlerini, ölümünün ardından on yıl geçse de kimi mısraları hâlâ di­ limin ucunda.

Solgun bir gül oluyor dokunun­ ca; geçer gider trenler, ben kendi derdimdeyim; bir gün giderler de kalırsınız yalnız, şu anda dilimin

ucuna gelenler.

Şu bir sayfanın altım böyle mıs­ ralarla doldurmak mümkün.

Ama benim demek istediğim aslında şu: Evet, asıl şiirler bazı yaşlan bekliyor. Ve gün geçtikçe daha bir tazeliğe kavuşuyor şiir­

ler. Daha bir anlaşılıp seviliyor. Şiirin, bir anlamda yaşaması değil mi bu?

işte Necatigil şiirinin bir özel­ liği daha. Yıllar geçtikçe tazeliğin Filizini vermesi, güncelliğin sınır boylarında volta atması...

Kimi şiir kitaplarının adları da bu “ güncel” çağrışımı getirmiyor mu? “ Çevre” , “ Evler” , “ Eski

Toprak” , “ Arada” , “ Dar Çağ” , “ Yaz Dönemi” , “ tki Başına Yü­ rümek” , “ Sevgilerde” , “ Söyle­ riz” .

Nicedir “ arada” kalmadık mı? Nicedir “ dar çağ’Tar koridorla­ rında değil miyiz? Nicedir nereler­ de ve nasıl yaşanır oldu o “ yaz

dönemi” ? Nicedir unutulmadı mı “ sevgilerde” ?

“ Renklerde, emeklerde, ırklar­ da... / Yahudiler, işçiler, zenci­ ler... Pan! / Şu dünyada insanca yaşamak da yoksa / Ne kalıyor geriye, yüzyıllardan?”

Yüzyıllardan geriye ne kaldığım şairlerden başka kim bilebilir ki?

Necatigil de böyle bir şairdi iş­ te.

Nice bellek yitiminin yaşandı­

ğı, daha dün yaşadığımız nice şey­ lerin bir anda unutulma uçurumu­ na yuvarlandığı günümüzde ölü­ münden on yıl sonra Necatigil’in şiiri hâlâ tazeüğini koruyorsa az şey midir bu?

“ Varım dünya kurulalı, bir su­ yun başındayım.”

Evet daha dün gibi. Samatya’- da sol elinin parmakları arasında Birinci sigarası, önünde kadehi, içkisini yudumluyor, Barbaros Bulvarı’nda akşam gezintisine çıkmış, Beşiktaş Pazarı içinde dostları ile bir masanın ucunda Necatigil...

1970 öncesinde Edebiyat Fa- kültesi’nde okurken bir gün Meh­

met Kaplan odasına çağırıp, “ sen Necatigil’in öğrencisi misin?” di­

ye sormuştu.

Meğer beni Necatigil’in öğren­ cisi sanırmış Mehmet Kaplan.

Hoca beni okutmamıştı, ama ben şiirlerini okumuştum Necati­ gil’in. Hoca’nın sınıfında, onun karşısında sıraya oturup ders din­ lemek elbette bir insan için onur verici bir olay. Bunun kadar "şi- ir” in rehle-i tedrisinden de geç­ mek az şey mi?

Behçet Hoca nice şiirleri yaza­ madan, genç sayılabilecek bir yaş­ ta aramızdan ayrıldı. Sıradan öğ­ rencilerin yanı sıra asıl, şairlerin hocasıydı.

Genç şiirimizin ondan öğrene­ ceği çok şey var hâlâ...

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Benim için ne büyük bir mutluluk ki İstanbul Hukuk Fakültesi’nin kürsülerinde 1955- 1960 döneminde öğrenci olarak dinlediğim hocamı, şimdi TBMM’nin

Ama dolarlı, mark- lı turistler dünyayı dolaşıp ge­ zecekler.. Frank yerinde otur­ mak için Fransız yerinden kı

Bu konuda, bir süre önce Tür­ kiye'ye gelen Nancy Festivalinin temsilcisi, tanınmış tiyatro ada­ mı Henri Baradier, «Sersem Kocanın Kurnaz Karısı» adlı

Yüreğindeki sanatçı heyecanını, sanatçı tutku­ sunu, Yaşar Kem al kadar dört bir yanma saçan bir sanatçı daha görmedim, di­ yebilirim.. Bu heyecanı ade­

Günübirlik ziyaretçiler, ço­ cukları için Eyüp oyuncakçılarından boyalı kayıklar, beşikler, fırıldak, tahta kılıç, kamış tüfek, tef, dü­ dük,

Dışişlerinden aldığı bursla Madrid Güzel Sanatlar Akademisinde baskı, gravür kıs­ mını bitirdi.. Kendi dalında araştırmalar

Ahiren Leipzig Konservatuvarında tahsillerini bitirdikten sonra Almanya’da bir çok konserler veren, İstanbulda da ilk ciddî konserlerini dinle­ ten ve şimdi

Bir toplumu toplum yapan en önemli öğe­ lerin, onun ürettiği ve yaşattığı sanat, bilim ve edebiyat adamları olduğunu vurgulayan eski Çankaya Belediye Başkam Haydar