• Sonuç bulunamadı

Şiir gibi...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şiir gibi..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMMZJRİYET/17

AINKSKANOTLARI

MUSTAFA EKMEKÇİ

Şiir Gibi...

"Palto” öyküsünü, 1973’te yazmışım. Şöyle:

“ Bir palto öyküsü var ki onu ben değil sanatçılar yazma­ lıydı.

Ankara, nasıl da soğuktur kış aylarında. Behice Hanım’a bir arkadaşı, kışın üşümesin diye taaa İstanbul’lardan bir palto getirir. Paltoyu kapıdan verip dönecek. Bayan polise teslim eder.

— Gelin benimle... Giderler bir yere...

— Siz dışarıda durun... Dışarıda durur paltoyu getiren ha­ nım, bayan polisin buyruğuna uyup...

— Biz bu paltoyu alamayız. Elden alamayız. Postayla gön­ derin.

— Canım, postayla palto yollanır mı, ne sakıncası var, ge­ tirdim işte.

Palto yerdedir.

— Alın şu paltoyu ve çıkın...

Bayan polis böyle buyurur. Paltoyu getiren bayan da yer­ den almaz, çıkmaz da gitmez de.

O sırada bir subay, bu insafsızlığa dayanamaz ve yerden alır paltoyu, paltoyu getirene:

— Gelin benimle... der, galiba götürüp verirler paltoyu Be­ hice Hanım’a...

Behice Hanım, 63 yaşına basmış olmalıdır. Kimseden hakkı olmayan bir şeyi istemeyecek kadar onurlu, bilirim onu. Has­ tanelik olacak derecede azılı bir.safrakesesinden bitkin, pa­ tates haşlayabilecek bir aygaz aygıtını, tüpünü bile böyle kimselerden esirgeyenler, bahse girerim yetkililer değillerdir. Örneğin bir Fahri Korutürk değildir, bir Talû değildir, bir Or­ general Ersin değildir de örneğin hemcinsi olan bir bayan polistir.

Ben bayan polislere teslim olmak istemem. Onlar, işken­ ce yapıyorlar insana...”

Yeni öğrendim, Behice Boran’a, paltoyu götüren savunman Necla Fertan mıymış? Cezaevine her gidişinde, palto yazısı­ nı okuduğunu, çok üzüldüğünü söylemiş. Behice Boran kar­ şılık vermiş:

— Ne üzülüyorsun? Ekmekçi ne güzel yazdı; dünyaya re­ zil oldular!

Behice Boran’ın şiir tutkunu yanına değinmiş, 1940’h yıl­ larda, "Tercüme” dergisinde, İngilizceden şiirler çevirdiğini belirtmiştim. Amerikalı ozan Walt Whitman’den (1819-1892) çevirdiği dizeleri aktarmak istiyorum:

“ Kendimi kutluyorum; / Benim için doğru olan senin için de doğrudur; / Benim olan her bir atom, benim kadar şenin­ dir de.

Boş geziyorum ve ruhuma, / Bana buyurun, diyorum; / Gönlüm dilediği gibi boş geziyorum; çimenlere uzanıyorum; / Birkaç sap yaz çimenini seyre dalıyorum.

Doğmak ne saadet! sanan var mı? / Varsa ona, o erkeğe ve kadına hemen haber vereyim: Ölmek de doğmak gibi sa­ adettir; ben biliyorum.

Ben vücud’un şairiyim; / Ben ruh’un da şairiyim. Cennetin hazları bende, cehennemin azapları da bende­ dir; / Hazları kendi kendime aşılarım ve çoğaltırım, azapları ise yeni bir dilde söylerim.

Ben erkeğin olduğu kadar kadının da şairiyim; / Kadın ol­ mak erkek olmak kadar büyüktür, derim; / İnsanların ana­ sından daha büyük bir şey yoktur, derim.

Ben yükselmenin ve gururun şarkısını söylerim; / Yeter artık bu baş eğmek, eyleme diye niyaz etmek; / Büyüklük sade­ ce inkişaftır, benim varlığım bunu gösterir.

Başkalarını geçtin mi? Cumhurreisi mi oldun?

Ehemmiyetsiz-ötekiler onların da herbiri, oraya varmakla da kalmayacaklar / Daha öteye geçecekler....”

Doğaçtan, eski deyişle “ irticalen” konuşurdu...

— Yazılı konuşamıyorum! derdi. Çünkü, beynimde kurduk­ larım, yazılı metinden önde gidiyor.... Şiir gibi bir konuşması vardı; güzel türkü söylerdi Ruhi Su’nun mahpushane türkü­ lerini örneğin...

Meclis’te, kürsüde konuşurken Adalet Partililer gürültüler çıkarırlar, konuşturmak istemezlerdi bu bayan sosyalist mil­ letvekilini. Meclis Başkanvekillerinden Ahmet Bilgin, gürül­ tüleri bastıramaz; Behice Boran’a seslenirdi:

— Kızım Hatice!

— Hatice değil efendim, Behice!

— Hatice, Behice fark etmez! (Ortalık curcunaya döner­ di.)

★ ★ ★

Düzeltme: Son “Ankara Notları” nda, Behice Boran’ın çe­ virdiği romanın Steinbeck’in “ Bitmeyen Kavga” sı olduğunu yazmıştım; “ Bitmeyen Kavga” değil, “ Sardalye Sokağı” ola­ caktır. Düzeltirim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yalnız bu yüksek tavana çı- ken Hamdi bey mütemadiyen sal- ııan uzun tahta merdivenin, tahta direği sıkı sıkı tutmaları için yerde- kilere tenbih etmeği

Bu kitapta, ömrü bo­ yunca gerçekten yoksulluk çeken, bir bakıma çektirilen, çoluk çocuğunun nafakası için; tekleyen yüreğiyle, ameliyat sonra­ sı

İstanbul’da yayımlandığı bildirilen Yeni Ortam adlı gaze­ tede adım murahhas üye olarak geçmektedir.. Benim adıma yayımlanmış bazı yazılar da

sonraları kâh umursamazlıkla, kâh için için kı­ zıp, küplere binerek ve — elbette— kâh sevecenlikle Ben’inin döneniş- lerini izledim: Bir iz bırakma

Satvet Lûtfi Tozan hakkın- daki hacir kararı İstanbul Asliye 8 inci Hukuk Mahke­ mesi tarafından kaldırılmış­ tır.. Bu arada Tozan, kendi­ sinin ve Zeynep

Sonuç olarak, Aydın ilinde tüketime sunulan tavuk ve bıldırcın yumurta sarılarının sırasıyla % 39,8 ve % 36,0’sı aerobik mikroorganizmalar yönünden kontamine bulunmuş;

Fakat bütün bunlarla beraber, Raşid Rıza temsillerinin haftada ancak ikiye inhisar etmesinden ve tem­ sil geceleri de zaten büyük ol­ mayan tiyatronun tamamen

İstanbul'a halen yılda 920 milyon metreküp su sağlandığını vurgulayan Altmbilek, Büyük Melen Projesi tamamlandığmda, 1 milyar 190 milyon metreküp su sağlanacağım,