C dW l
/■ >» #/>
a
/
'“‘* 1 2
13 T E M M U Z 1986
i l . ' n "
82 s a n a t ç ı E d ip c a n s e v e r 'le ilgili
y a y ın y a p ılm a m a s ın ı k ın a d ı
44Sanat 01ayı” na protesto
r o l A N A T ve edebiyat çevrele- rinden önde gelen 82
sanat-'--- çı, M ayıs ayında yitirdiğimiz Şair Edip Cansever’in ölümü üze rine hiçbir yayın yapm ayan, aylık
sanat dergisi "S a n a t O lay ı"n ı pro
testo etti. Cansever’in 28 M a y ıs ’ta ölmesinden sonra “ Sanat O layı” dergisinin H aziran ve Temmuz ay larında çıkan sayılarında konuyla ilgili olarak hiçbir haber ya da yo rum yer almamıştı.
Yazılı bir açıklama yaparak
“ Sanat O l a y f ’nı protesto eden sa
natçılar şunlar: T an k Akan, Sunay
Akın, Hulki Aktunç, Füsun A kal- lı, Cengiz A kdum an, Alev Alatlı, Hüseyin Alemdar, Hikm et Altın- kaynak, Yurdaer Altıntaş, Ayşe Atam an, Zeynep Avcı, İsmet Ay, Selçuk Baran, Hüseyin Baş, Enis Batur, Afife Batur, A tıf Yılmaz Batıbeki, Selçuk Batur, Mehmet Baydur, Serdar Benli, M urat Bel ge, Süreyya Berfe, Gamze Beyhan Tülay Tura Börtccenc, Atilla Can- demir, Sungu Çapan, İsa Çelik, Kenan Dimetoka, Refik Durbaş, Ferit Edgü, Gültekin Emre, Ferit Erkm an, Bülent Erkmen, Ayşe Erkmen, M engü Erte!, Yıldırım Evren, Mustafa Göçmen, Mehmet Güleryüz, Necati Güngör, Doğan Hızlan, Selim İleri, T a n k Dursun K., Alpay Kabaralı, Özer Kabaş, Muhittin Karkın, Şahin Kaygun, Levent Kazak, Meraetcan Koksal, Cevdet Kudret, O nat Kutlar, Ne zihe Meriç, Fethi Naci, Yam an Okay, Tan Oral, Ahmet Oktay, E r dal Öz, A li Özgentürk, Işıl Özgen- türk, Atilla Özkınm lı, Adnan Öz- yalçıner, Banş Pirhasan, A li Poy- razoğlu, İskender Savaşır, Vecdi Sayar, Emre Senan. Güner Sevinç, Sennur Sezer, Hale Sontaş, Salim Şengil, Ferban Şensoy, Bedirhan Toprak, Güven Turan, Cüneyt T ü rel, Tolga Uyar, Tomris Uyar, E r sen Uysal, Cehle Tolon Uysal, A y
dın Ülken, Celal Üsler, Erkal Ya- vi ve Kâm ran Yüce.
Sanatçıların yayınladıkları pro testo bildirisi ise şöyle:
“ Şair Edip Cansevcr 28 M ayıs 1986’da aramızdan aynldı.
Türk edebiyatının bu acı kay bı T R T televizyonu ve radyosun da, hemen hemen bütün gazete ve dergilerde yer aldı. Sanat Olayı der gisinin ne Haziran ne de Temmuz sayısında Edip Cansever'in vefatıy la ilgili hiçbir şey yok. Demek ki, Sanat O layı dergisinin yayımcıla rı, sorumluları, yetkilileri için Türk edebiyatında Edip Cansever yok.
Bu, üzerinde önemli durulma sı ve düşünülmesi gereken tavn protesto ediyor, Sanat O layı'nın yayımcılarını, sorumlularını ve yet kililerini kamuoyu önünde şiddet le kınıyoruz.”
Konu yla ilgili, olarak görüşüne başvurduğumuz “Sanat Olayı” der gisi sanat danışmanı Attilâ İlhan, basın özgürlüğünün, dergi ve gaze telerin, haberleri ve kişileri kendi platformlarına ve metotlarına gö
re özgürce değerlendirmesi anlamına geldiğini, gazetenin ve a.rmnin mut fağında, hangi haberlerin önemse neceği, hangi haberin atlanacağı öz gürce kararlaştırılabiliyorsa basın özgürlüğünden söz edilebileceğini, aksi halde gazete ya da derginin, dı şarıdan şu ya da bu şekilde ‘muzır’ bir kurul lamfından yönetilmesinin söz konusu edileceğini belirtti.
İlhan, “ Sanat O layV'nın ölen her sanatçının ardından “ ağıt yakm ayı” modası geçmiş dergici
lik saydığım, dergiye yöneltilen pro testoların gerçekte, “ Sanal O la y ı" nın edebiyat çeteleri ile savaşma sından, kulisleri açıklamasından, adam kayırmalara karşı çıkm asın dan kaynaklandığını iddia etti. At-
(ilâ İlhan, protestocu sanatçılara “ Hazır elleri değmişken T aksim ’- de miting düzenlemelerini" öner
di.
Sanat O layı Yazıişleri M ü d ü rü
Ü lk ü Karaosmanoğlu ise, “ D ü n yanın hiçbir ülkesinde hiçbir sanat dergisi yöneticisi yayınlamadığı bir haberin hesabını vermez” şeklinde
konuştu.
esintiler
Zeynep ORAL
“ Danza Viva” ve “ Muzır Kurulu’’
— ¿ " “ İ Ç İ N İ Z D E N kaçınız Milliyet “ Sanat Dergisi” ni okuyor, bil miyorum. Dergiyi okuyanlar söyleyeceklerimin büyük bir bö-
—i_J
lümünü zaten biliyorlar. Yinelememin nedeni, geçen hafta içinde dergide yaşadığımız korkunç bir ikilemi sîzlerle paylaşmak.Yaz ayları boyunca, Sanat D ergisi'ndc“ D ü nya Erotikleri" baş lıklı bir yazı dizisi yayınlayacağımızı, okurlarımıza duyurmuştuk. Neden böyle bir yayın? Elbet içi “ durup dururken” değil... değer ölçüleri nin alt üst olduğu, “ a h la k " kavram ını herkesin işine geldiği gibi yo rumladığı bir ortamda, hiç olm azsa dünya sanatında — U zak A s y a ' dan Eski Y u n a n ’a, Güney A m e rik a’dan Tibet’e, İs a ’dan Ö n c e ’den günümüze, dünya sanatında— muzır, müstehcen, sakıncalı, zararlı, günâh, ayıp bir şey olam ayacağım göstermek amacıyla böyle bir ya yın düşünmüştük.
Bilimde, sanatta ve edebiyatta buyruk olam ayacağı gibi, muzırlı ğın da olam ayacağını biliyorduk... A ncak son günlerde, ülkemizdeki uygulamalar M u zır K u ru lu ’nun bilim ve edebiyat alanlarında da, tek sözcü, tek denetçi görevini üstlenmesi bizi güç durum da bıraktı.
Bi-İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi