• Sonuç bulunamadı

Panic Disorder and Psychological Defence Processes of a Quadriplegic Patient

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Panic Disorder and Psychological Defence Processes of a Quadriplegic Patient"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Medulla spinalis yaralanmalarý hastanýn yaþantýsýnda sosyal, psikolojik ve bedensel açýdan önemli sorunlara yol açar. Depresyon, panik bozukluðu, posttravmatik stres bozukluðu, depresif ve/ya da anksiyeteli uyum güçlükleri, akut stres reaksiy-onlarý ve diðer anksiyete bozukluklarý gibi fiziksel hastalýða ikin-cil geliþen psikiyatrik bozukluklar medulla spinalis yaralan-malarýnda görülebilir. Birey yeni durumuna uyum sürecinde baþetme yollarý geliþtirir. Hastalarda en sýk inkar, minimizasyon ve rasyonalizasyon savunmalarý kullanýlýr. Erken dönemlerde tedavi ve yeni duruma uyumu kolaylaþtýrýcý olabilen bu baþa çýkma yollarý ilerleyen dönemlerde uyum bozucu da olabilir. Bu yazý, kuadripleji geliþiminden sonra özellikle inkar savunma mekanizmasýný kullanan, yeni durumunu kabullenme güçlüðü çeken ve psikiyatrik olarak panik bozukluðu tanýsý alan genç, erkek olgu ile ilgilidir. Bu yazýnýn amacý; fiziksel hastalýklarda bireylerin tedavisinde multidisipliner biyopsikososyal yaklaþýmýn gerekliliðini vurgulamaktýr.

Anahtar Sözcükler: Kuadripleji, panik bozukluðu, konsültasyon liyezon psikiyatrisi

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 1999;1:62-66

SUMMARY

Panic Disorder and Psychological Defence Processes of a Quadriplegic Patient

The spinal cord injuries cause important social, psychological and physical problems in daily life of the patients. Due to spinal

cord injuries secondary psychiatric disorders occur related to physical illness such as depression, panic disorders, posttraumat-ic stress disorders, adjustment disorders (with depression and/or anxiety), acute stress reactions and other anxiety disorders. In the process of adaptation to the new situation, patient develops some ways to cope. Spinal cord injured patients generally use denial, minimization and rationalization. Early coping mecha-nisms may facilitate treatment and the adaption to the new sit-uation in the early stages on the contrary may became mal-adaptive in the later stages. In this paper a young man who use especially denial as a defense mechanism, who has difficulties about acceptance of his physical status and who has been diag-nosed as a panic disorder after the development of quadriplegia is presented. The aim of this paper is to emphasize the necessity of multidiciplinary, biopsychosocial treatment approach to the patient with physical illness.

Key Words: Quadriplegia, panic disorder, consultation liaison psychiatry

GÝRÝÞ

Medulla spinalis yaralanmalarý (MSY), bireyin yaþan-týsýnda sosyal, psikolojik ve bedensel açýdan önemli sorunlara yolaçar (Stewart 1987). Hareket, duyu, sek-süel fonksiyonlarýn ve en temel bedensel iþlevlerin kayýplarý söz konusu olabilir. Özellikle kuadripleji gibi durumlarda bu kayýplar daha da aðýr seyredebilir. Hastalarda akut travma dönemi geçtikten sonra meslek yaþamlarý, aile ve sosyal iliþkileri, daha sonra-ki yaþam koþullarý konusunda endiþeler ön plana çýkar, ardýndan da fiziksel hastalýða uyum güçlüðü, depresyon ya da yas/kayýp reaksiyonu geliþebilir.

ve Psikolojik Savunma Süreçleri

Oya AYDINER*, Iþýn BARAL KULAKSIZOÐLU**

* Dr., ** Uzm. Dr., Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, ÝSTANBUL

(2)

Baþlangýçta kuadriplejisini kabul etmiþ gibi görünen hastalarda bile basitçe travmaya deðinmeme ya da yaralanmanýn getirdiði sorunlarý tümüyle inkar ortaya çýkabilecek durumlardýr (Riehter ve Stoudemire 1987).

Medulla spinalis yaralanmalarýna baðlý felçlerde þok olma, akut anksiyete reaksiyonu, fiziksel duruma uyum sorunlarý sýklýkla görülür ve çeþitli anksiyete bozukluklarýna zemin hazýrlanýr. Yatarak tedavi gören bu hastalarda depresyon, panik bozukluðu, posttrav-matik stres bozukluklarý, depresif ve anksiyeteli uyum bozukluklarý, akut stres reaksiyonu ve diðer anksiyete bozukluklarý gibi fiziksel hastalýða ikincil geliþen psikiyatrik tablolar görülür (Forrest 1992, Goldberg 1987, Rosenbaum 1987, Stewart 1987, Scivoletto ve ark. 1997).

Anksiyete benliðin kendini tehdit altýnda hissettiði bir gerilim ve tehlike sinyalidir. Fiziksel hastalýklarda kiþisel bütünlük için bir saldýrý veya travma olarak algýlanýr ve çeþitli savunma reaksiyonlarýna yol açar. Ýlk baþta uyuma yarayan bu savunmalar, hastalýðýn ilerleyen dönemlerinde uyum bozucu olabilir, týbbi tedavinin aksamasýna neden olabilir. Ýnkar minimi-zasyon ve rasyonaliminimi-zasyon hastalarýn sýk kullandýk-larý savunma mekanizmakullandýk-larý olarak bildirilmektedir (Forrest 1992, Stewart 1987). Eðer kiþi hastalýðýna ve tedaviye uyum saðlayamazsa bu durumda da psiki-yatrik bozukluklar ön plana çýkar. Fiziksel hastalýða ikincil olarak geliþen anksiyete bozukluklarýnda, hastalýðýn anlam ve önemine iliþkin bilinç dýþý unsurlar, kiþilik organizasyonu, sosyal destek sistem-lerinin etkinliði anksiyetenin geliþim ve þiddetini etki-ler. Anksiyete durumlarýnýn genel nüfustaki prevalan-sý %4-7 olarak bildirilmiþken, týbbi hastalardaki oranýnýn ve yaygýnlýðýnýn daha yüksek olduðu (%10-20) kabul edilen bir bulgudur (Özkan 1993). DSM-IV’de anksiyete bozukluklarý içerisinde sýnýflandýrýlan Panik Bozukluðunun genel populasyondaki prevalan-sý %1-2 olarak bildirilirken bu oran hastanede yatarak tedavi gören hastalarda %6-10 olarak bildirilmiþtir (Rosenbaum ve Pollack 1987). Bilgin ve arkadaþlarý bir yýldan kýsa ve bir yýldan uzun süre geçen medulla spinalis yaralanmalý bir grup hastada yaptýklarý çalýþ-mada, durumluk ve sürekli kaygý puanlarý açýsýndan gruplar arasýnda istatiksel olarak anlamlý bir fark bulamadýklarýný bildirmiþlerdir. Ancak bir yýldan kýsa süreli olan grupta her iki tür anksiyete puanýnýn da yükselme eðiliminde olduðunu saptamýþlardýr. Sürekli kaygý puanlarý açýsýndan hastalarýn %35'i, durumluk

kaygý puanlarý açýsýndan ise %47'si ortalama deðerden fazlasýný elde etmiþtir. Bu çalýþmadaki sonuçlar, genel medikal hastalar için literatürde belirtilen Durumluk Kaygý Ölçeði ortalamalarý (41,33±12,55) ve Sürekli Kaygý Ölçeði (42,62±13,76) ortalamalarý ile uyumlu bulunmuþtur (Bilgin ve ark. 1996). Medulla spinalis yaralanmalarýnda gözlemlenen panik bozukluðu prevalansý hakkýnda yeterli veri yoktur (Marshall ve Sperling 1991).

Burada kuadripleji geliþiminden sonra özellikle inkar savunma mekanizmasýný kullanan, yeni durumuna adaptasyon güçlüðü çeken ve psikiyatrik olarak panik bozukluðu tanýsý alan bir genç erkek olgu sunulmuþ-tur.

OLGU

Olgu 23 yaþýnda erkek, fizik mühendisliði öðrencisi, ayný yaþta erkek ikizi var, ailesiyle beraber yaþýyor. Haziran 1998 tarihinde, Fizik Tedavi ve Rehabili-tasyon (FTR) servisinde kuadripleji tanýsýyla izlen-mekte olan hasta için huzursuzluk, uyku bozukluðu ve tedaviye uymama nedeniyle Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi (KLP) Bilim Dalýmýzdan konsültasyon istendi. Olgu ile yapýlan görüþmelerde, gün boyunca hafif ancak sürekli sýkýntý hissi yaþadýðý, zaman zaman sanki yüzüne bir yastýk kapatýlýyor gibi bir hisle birlikte çarpýntý, terleme ve nefes darlýðý yakýn-malarý olduðu öðrenildi.

Öyküsünden 2 ay önce tatildeyken havuza dalmak isterken baþýný havuzun dibine çarptýðý ve boyunda C5-C6 seviyesinde tam vertebra fraktürü ve medulla spinalis kesisine baðlý olarak kuadripleji geliþtiði öðre-nildi. Konsültasyon istendiði tarihte FTR'de rehabilita-syon amaçlý tedavi gören olgunun sýkýntý, terleme, nefes almada zorlanma ve çarpýntý yakýnmalarýnýn ilk defa bir ay önce baþladýðý ifade edildi. Önce ani bir sýkýntý geldiði, ardýndan çarpýntý, terleme ve yastýkla boðuluyor gibi bir hisle nefes almakta zorlandýðý, boðulmaktan korktuðu öðrenildi. Bu yakýnmalarýnýn yaklaþýk olarak 5 dakika sürdüðü, baþlangýcýnýn daha þiddetliyken giderek hafiflediði, günde ortalama 3-4 defa olduðu anlaþýldý. Beklenti anksiyetesi geliþmemiþ olan hastanýn ataklar ve sýkýntý nedeniyle çevreyle iliþ-ki kurmakta zorlandýðý ve fizik tedaviyi durdurmak zorunda kaldýðý öðrenildi. Bu yakýnmalarýnýn tama-men saðlýklý ikiz kardeþinin onu ziyarete geldiði gün-lerde, çoðu kez onun gitmesinin hemen ardýndan ya da o günün akþamý artmasý dikkat çekiciydi. Tedavi ekibinden ve aileden alýnan bilgiye göre, olgunun

(3)

travmadan sonra ikizi olan erkek kardeþine "seni görmek istemiyorum" þeklinde sözler söylediði öðre-nildi. Olgu bu ataklarýn gece gelmesi halinde sabaha kadar uyuyamadýðýný da belirtiyordu.

Özgeçmiþinde; doðumunun normal doðum olduðu, geliþimsel süreçlerini normal seyrinde tamamladýðý öðrenildi. Daha önce psikiyatrik yakýnmasý ve tedavi geçmiþi olmadýðý ve genel saðlýk durumuyla ilgili bir problemi olmadýðý belirtildi. Olgunun travma öncesinde basketbol ve tenis oynadýðý, derslerinde çalýþkan ve baþarýlý bir öðrenci olduðu öðrenildi. Premorbid kiþiliði; hareketli, neþeli, sosyal iliþki-lerinde oldukça baþarýlý olarak tanýmlandý.

Olgunun soygeçmiþinde belirgin bir özellik yoktu. Nörolojik muayenesinde; sað elini hafif oynatma dýþýnda motor hareketi yoktu. Nörojenik mesane nedeniyle aralýklý üretral kateterizasyon yapýlmaktay-dý.

FTR servisinde yataðý baþýnda yapýlan ruhsal durum muayenesinde; hastanýn kendine bakýmý iyi idi, yaþýn-da gösteriyordu. Göz kontaðý kuruyordu. Görüþmeye istekli ve iliþki kurmaya açýktý. Bilinç açýk, koopere, yönelimi tamdý. Konuþmasý spontandý. Duygudurumu disforik, affekti uygundu. Algý bozukluðu saptanmadý. Düþünce süreci normaldi. Düþünce içeriðinde; "mutla-ka iyi olacaðým, tekrar yürüyeceðim, bu durumum geçici" þeklinde temalar vardý. Durumunun uzun süre-li bir felç olduðu konusunda bilgilendirilmesine rað-men tamarað-men iyileþeceði þeklinde gerçekçi olmayan bir beklenti içinde olduðu dikkati çekiyordu. Hasta iyileþir iyileþmez çok sürat yapabilen bir araba ala-caðýný ifade ediyordu. Konsantrasyon, bellek muayeneleri normaldi. Soyut düþüncesi normaldi. Uykuya dalma güçlüðü ve gece gelen ataklar yüzün-den yeniyüzün-den uyumakta zorlandýðýný belirtiyordu. Her türlü kiþisel ihtiyacý, bakýmýný üstlenmiþ annesi tarafýndan karþýlanmakta idi.

Klinik Gözlem ve Tedavi

Panik bozukluðu tanýsý konan hastanýn FTR servisinde, yataðý baþýnda izlenmesine karar verildi. Panik bozukluðuna yönelik olarak fluvoksamin 100 mg/gün ve alprazolam 1 mg/gün baþlandý. Yaklaþýk 10 gün içerisinde fluvoksamin dozu 150 mg/gün ve alprozolam dozu 2 mg/güne çýkýldý. Hastaya ilaç tedavisinin yanýsýra, hastalýðýn ve tedavinin anlamý gibi konularda bilgilendirici ve hastanýn kullandýðý inkar savunma mekanizmasýnýn uyum bozucu bir

özellik kazanmasýný engelleyici, destekleyici psikoter-api uygulanmasýna karar verildi. Bu amaçla psikote-rapötik görüþmeler yapýldý. Haftada iki kez yapýlan görüþmeler toplam sekiz seans sürdü.

Tedavi sürecinde panik ataklarý kayboldu. Týbbi tedaviye uyumu daha iyi olmaya baþladý. Hastanýn durumunu hafife alan ve zaman zaman tedavi ekibine karþý sergilediði uzlaþmacý olmayan davranýþlarý görece olarak azaldý. Kardeþi ile olan iliþkisi hastane-den çýkana kadar deðiþmedi. Yine onu görmek istemiyordu.

Hasta daha sonra evinde ziyaret edilerek tedavisi sürdü. Evde hiç panik ataðý olmadý ve uykularý düzen-li idi. Haftada üç kez olan fizyoterapiye uyumu iyiydi. Kendisine tamamen iyileþmek yerine, tekerlekli san-dalye ile dolaþabilmek þeklinde yeni bir hedef lemiþti. Bu nedenle zaman zaman aþýrý çalýþtýðý belir-tildi. Annesine sýk sýk duyu muayenesi yaptýrarak, günlük iyileþmeler olmasý yolunda yine gerçekçi olmayan bir tutumu vardý. Konsültan psikiyatrist tarafýndan aylýk kontrollere alýnan hasta halen flu-voksamin 150 mg/gün ve 1 mg/gün alprazolam kul-lanmakta ve tedavisi devam etmektedir.

TARTIÞMA

Medulla spinalis yaralanmalarý anksiyete, depresyon baþta olmak üzere psikolojik sorunlara sýk olarak sebep olurlar. Rehabilitasyon süreci, hastalýða uyum ve önceki ailesel ve sosyal yaþamla mesleðine geri dönebilme olasýlýklarý ile ilgili olarak derin endiþeler yaratabilir (Hancock ve ark. 1993, Fullerton ve ark. 1981). Bizim olgumuzda da hafif derecede depresif duyguduruma eþlik eden anksiyetenin ön planda olduðu DSM-IV kriterlerine göre panik bozukluðu tanýsýný karþýlayan bir psikiyatrik durum sözkonusuy-du.

Panik ataklar, beklenmedik bir biçimde baþlayan, hýzla doruk düzeyine eriþen ve yaklaþýk 10 dakika içinde þiddeti giderek azalan ayrý bir korku ve rahatsý-zlýk duyma ile somatik ve/veya kognitif semptomlarýn eþlik ettiði durumlarla karakterizedir (DSM-IV 1987). Olguda beklenmedik yoðun bir sýkýntý ve huzursuzluk hissinin ardýndan nefes almada zorlanma, terleme, çarpýntý ve yüzüne yastýk kapatýlýyormuþ gibi bir hisle boðulmaktan endiþe duyma vardý. Olgu bu ataklar sýrasýnda çevre ile olan iliþkisini sürdürmekte zor-lanýyor, hatta rehabilitasyonu yarýda kesmek zorunda kalýyordu.

(4)

Fiziksel hastalýðý olan bireylerde anksiyetenin temelinde terkedilme ya da izolasyon korkusu, otono-minin kaybý, vücut organ ve kýsýmlarýnýn zedeleneceði korkusu, mahremiyetin kaybý, prognoz ve hastalýðý hakkýndaki belirsizlik, ekonomik kaygýlar ve ölüm korkusu bulunabilir (Goldberg 1987, Fricchione ve ark. 1996). Kuadriplejili bu olguda, motor fonksiyon-larýn kaybý, beslenme ve tuvalet ihtiyacý gibi en basit yaþamsal ihtiyaçlarýný gidermek için baþkalarýna baðýmlý olma ve vücudunu kullanamama þeklinde belirgin otonomi kaybý sözkonusuydu. Ayrýca olguda anne babanýn zamanla kendisinden býkýp terkedebile-ceði düþüncesi, okul ve sosyal yaþamýndan tamamen izolasyonu gibi anksiyeteyi arttýrýcý faktörler sözkonusuydu.

MSY'de anksiyete her zaman olumsuz bir durum olarak deðerlendirilmemelidir. Anormal bir duruma normal bir yanýt olarak ortaya çýkabilir. Sýklýkla geçi-rilen aþamalar þok, inkar, öfke, depresyon ve kabuldür. Psikolojik belirtilerin olmasý uzun dönem izlenen hastalarda herhangi bir psikiyatrik bozuklukla korele olmamýþtýr. Öte yandan baþlangýçta psikiyatrik bozuk-luk geliþtiren bireylerde uzun dönemde daha da fazla sorun çýktýðý ve uyumlarýnýn zor olduðu bildirilmiþtir (Hancock ve ark. 1993). Bizim olgumuzda panik atak-larýn özellikle ikizi olan erkek kardeþinin kendisini ziyarete gelmesi ile -onu kendisinin saðlam ve saðlýk-lý bir eþ modeli olarak karþýsýnda gördükten sonra art-masý bilinçdýþý çatýþmalarý iþaret ediyor gibi görün-mektedir. Kardeþi kendi kýsýtlýlýðýný dolaylý olarak hatýrlatan onun yapamadýklarýnýn ve yapamayacak-larýnýn canlý bir örneði gibi algýlanmýþ olabilir. Hastamýz hastanede olduðu sürede erkek kardeþini görmeye dayanamadýðýný belirtiyordu.

Travmadan sonra 1 yýl süre ile izlenen medulla spinalis yaralanmalý bir grup hastada yapýlan çalýþ-mada, hastalarýn %13'de anksiyete ve %16'sýnda depresyon bulunmuþtur. Ayný çalýþmada psikolojik hastalýk geliþtirme riskinin ciddi komplikasyonlarýn olmasý, otonomi kaybýnýn þiddeti ve eðitim durumu-nun düþüklüðü ile baðlantýsý gösterilmiþtir (Scivoletto ve ark. 1997). Olguda kuadripleji gibi ciddi bir otono-mi kaybýnýn sözkonusu olmasý ve ciddi bir komplikas-yonun geliþmesi nedeni ile, uzun dönem izlenmesi sýrasýnda çeþitli baþka psikiyatrik bozukluklarýn ortaya çýkma olasýlýðý yüksektir.

Hastalýk evrensel olarak özgüven kaybý tepkisine neden olur. Kaygýya çökkünlük ve çaresizlik duygularý eþlik eder. Bunlarýn devam etmesi halinde zorlanma

ve hastalýkla baþetme ile ilgili çeþitli psikolojik savun-malar geliþir. Premorbid özellikler, iç çatýþsavun-malar ve olumsuz duygularýn devamý ve zorlanmanýn sürmesi durumunda savunma mekanizmalarý yetersiz kalýr ve psikopatoloji baþlar. Bireyler içinde bulunduklarý durumu iç çatýþmalar, yaþam amaçlarý çerçevesinde farklý yaþantýlarlar. Örneðin; hastalýk fiziksel ve duy-gusal bütünlüðe saldýrý olarak algýlanýnca ya da yeter-sizlik korkularýna yol açarsa güçlülük gösterileri ya da yaygýn inkar geliþecektir (Özkan 1993).

Savunma mekanizmalarý ve baþa çýkma yollarý ile ilgili süreçler fiziksel hastalýðý olan bireylerde erken dönemlerde psikososyal uyuma ve tedaviye katkýda bulunmasýnýn yanýsýra bunun tam tersi bir etkileþim zinciri de oluþabilir. Örneðin; inkar hafif ve erken dönemde kýsa süreli olursa uyumu kolaylaþtýrýcý; ancak daha uzun sürer ve tedavinin reddine sebep olursa uyum bozucudur (Özkan 1993). Rosenstiel ve Roth medulla spinalis yaralanmasý geçirmiþ hastalar-la yaptýkhastalar-larý bir çalýþmada; hastalýða en iyi uyum yap-mayý baþarmýþ olanlarýn da öncelikle inkar ve rasyon-alizasyon savunma mekanizmalarýný kullandýklarýný bulmuþlardýr. Bu sebeple hastalýðýn erken dönem-lerinde matür sayýlabilecek bu savunma mekaniz-malarýnýn kullanýlmasýnýn iþe yarýyorsa hoþgörülmesi gerektiðini ileri sürmüþlerdir (Forrest 1992). Olgu; Hacett ve arkadaþlarýnýn yaþamý tehdit eden hastalýk-lara sahip bireylerde stresin idamesine yönelik ohastalýk-larak tanýmladýklarý “büyük reddedici” tanýmýna uymak-tadýr. Bu kiþiler mevcut hastalýklarýný hiç de önemli deðilmiþ gibi yaþarlar ve bakýmlarý için gerekli olan tedaviyi küçümseme eðilimindedirler. Buna karþýn yine de kaygýlý bir duygudurum içinde olduklarý göz-den kaçmaz. Durumlarýnýn ciddiyeti ile ilgili olarak yapýlan bilgilendirmeyi kayýtsýz bir þekilde reddeder-ler. Bunlara bir örnek olarak lösemiden ölmek üzere olan bir hastanýn son dönemlerine gelmesine raðmen vasiyetini yazmamasý verilebilir (Groves ve Kucharski 1987). Bizim olgumuzda FTR sevisinde yatarak tedavi gördüðü dönemde tedavi ekibinin bakýmýna yönelik giriþimlerini çoðu kez ciddiye almayan bir tavýr sergilemiþti. Durumunun tamamen iyileþeceðine ina-narak tüm bilgilendirmeleri umursamaz bir tutum içinde yoksaymýþtý. Ayrýca baþlangýçta matür düzeyde olabilecek bir baþetme mekanizmasý geliþtirmiþ olmasýna karþýn 4 ay sonra hala yadsýmasý bakýmýn-dan immatür düzeyde bir savunmanýn geliþtiði düþünüldü. Olgu 6 ay geçmesine raðmen tama yakýn iyileþeceði inancýný taþýmakta hergün aþýrý ve aðýr þek-ilde egzersiz yapmaktadýr.

(5)

MSY'li hastalarda psikiyatrist hastanýn mevcut duru-mu ile baþetmesinde ona yardýmcý olacak stratejiler belirlemelidir. MSY'de depresyon veya baþka bir psikiyatrik bozukluk geliþmesi kaçýnýlmaz bir durum deðildir. Hastanýn premorbid kiþiliði, sosyal destek sistemleri, bir travma ile baþa çýkabilme yetisi sonucu belirleyebilir.

Psikiyatristin görevleri arasýnda oluþmuþ psikopatolo-jinin tedavisi, hastanýn beklentilerini netleþtirmesine yardýmcý olma, uygun hedefleri belirleme, baþetme stratejilerine alýþtýrmak için güvenli ortamlarda alýþtýr-malar yapmak ve giderek bu alýþtýralýþtýr-malarý normal gün-lük yaþama yaymak, hayal kýrýklýðýna karþý dayan-abilmeyi geliþtirme ve bu ihtimallere karþý planlar geliþtirme sayýlabilir (Forrest 1992).

SONUÇ

Aðýr fiziksel ve ruhsal travma yaratan travmatik kuadripleji durumlarýnda FTR, Beyin Cerrahisi gibi baðlantýlý diðer disiplinlerle Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi'nin iþbirliði içinde olmasý oldukça önem-lidir. Bireyin yeni fiziksel durumunun getirdiði ruhsal sorunlar konusunda ve bu duruma uyum gösterme sürecinde psikiyatriste önemli görevler düþmektedir. Hastalýðý sadece tedavi etmek deðil, ayný zamanda hastanýn kiþisel dinamiklerini, psikososyal bütün-lüðünü, medikal tedavi birimi ve aile iliþkilerini de ele almak gereklidir. Hastalýðý bir bütün olarak ele almadýkça aile ve hastaya yardým güç olacaktýr.

Bilgin I, Taneli B, Kýrlý S ve ark. (1996) Bir yýldan kýsa ve bir yýldan uzun süreli travmatik medulla spinalis yaralanmalý hastalarýn depresyon ve anksiyete açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý. Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Kitabý, IV Ulusal Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Kongresi, I. Basým, M Özkan (Ed), Ýstanbul, s.304-311.

DSM IV (1987) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Third Edition-Revised, Washington DC.

Forrest DV (1992) Psychoterapy of patients with neuropsychi-atric disorders. The American Psychineuropsychi-atric Press Textbook of Neuropsychiatry, Neuropsychiatric Treatments, Section V, 2. Baský, SC Yudofsky, RE Hales (Ed), Washington DC. American Psychiatric Press.

Fricchione G, Weilburg JB, Murray GB (1996) Neurology and Neurosurgery. The American Psychiatric Press Textbook of Consultation-Liaison Psychiatry, 1. Baský, Cilt II, Bölüm III, JR Rundel, MG Wise (Ed), American Psychiatric Press, Washington DC London, England, s.697-719.

Fullerton DT, Harvey RF, Klein MH ve ark. (1981) Psychiatric disorders in patients spinal cord injuries. Arch Gen Psychiatry, 38:1369-1371.

Goldberg RJ (1987) Anxiety in the medically ill. Principles of Medical Psychiatry, Grune and Stratten, In AStoudemire, BS Fogel (Ed), s.177-205.

Groves JE, Kucharski (1987) Brief psychoterapy. Handbook of General Hospital Psychiatry, TP Hacett, NH Cassem (Ed), Year Book Medical Publishers, s.309-332.

Hancock KM, Craig AR, Dikson HG ve ark. (1993) Anxiety and depression over the first year of spinal cord injury: a longitu-dinal study. International Medical Society of Paraplegia, 31: 349-357.

Marshall JR, Sperling KB (1991) Panic disorder in a paraplegic patient. Psychosomatic, 3:346-349.

Özkan S (1993) Psikiyatrik Týp: Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi. I. Basým, Ýstanbul, s.71-83.

Riehter AM, Stoudemire A (1987) Surgery and trauma. Principles of Medical Psychiatry, Grune and Stratten. A Stoudemire, BS Fogel (Ed), s.423-451.

Rosenbaum JF, Pollack MH (1987) Anxiety. Handbook of General Hospital Psychiatry. TP Hackett, NH Cassem (Ed), Year Book Medical Publishers, s.154-184.

Scivoletto G, Petrelli A, Di-Lucente L ve ark. (1997) Psychological investigation of spinal cord injury patients. Spinal Cord, 35(8):516-20.

Stewart TD (1987) The spinal cord injured patients. Handbook of General Hospital Psychiatry, TP Hacett, NH Cassem (Ed), Year Book Medical Publishers, s.448-462.

Referanslar

Benzer Belgeler

babasının kültürü arasında, gelgitlerle dolu bir çocuk­ luk geçiren yazar, şimdi ailenin büyüklerinden biri olarak geriye bakarken, bir dönemi acı ve tadı anıla­

Verilerin analizinde SPSS 17.0 programı kullanılmıştır. Analiz yapılmadan önce anketin güvenilirliği için güvenilirlik analizi yapılmıştır. Cronbach alfa katsayısı

Panik ataklarý, Sosyal Fobi (örn. korkulan toplumsal durumlarla karþýlaþma üzerine ortaya çýkan), Özgül Fobi (örn. özgül fobik bir durumla karþýlaþma), Obsesif

Russell ve arkadaşları (2006)'nın yaptığı bir başka çalışmada ise, 1997-2001 yılları arasında çocuk ve ergen psikiyatri servisinde yatarak tedavi olan

Hastalara Psikiyatri Anabilim Dal› taraf›ndan haz›rlanan ve hastan›n sosyodemografik özellikleri, mevcut t›bbi tedavi, konsültasyon isteme amac›, önceki psikiyatrik

PAP smear ile takibe karar verilen hastalarda testin tekrar› negatif gelirse, 2 y›l boyunca 4-6 ay arayla PAP smear tekrarlanmal›, bir kez daha ASC-US saptan›rsa

American Psychiatry Press, 249-161.. Psychodynamic treatment of depression. American Psychiatric Pub. Stres ve Stres Yönetimi, Çağdaş Yönetim Yaklaşımları: İlkeler,

Her iki cerrahi tekniðin ilk kez karþýlaþtýrýldýðý çalýþmamýzda, ilk kademe prosedürü olarak hemi-Fontan veya BDG þantý uygulanan hastalar arasýnda, erken