• Sonuç bulunamadı

Yine şiire dair

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yine şiire dair"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yıl : 1, Sayı: 4

T u ÇıQ

T>

H İ S A R

1 Haziran 1950 F İ K İ R , S A N A T , E D E B İ Y A T D E R G İ S İ

D ü ş ü n d ü ğ ü m g i b i

Yine Şiire Dair

üzel şiir, ölçülü olmıyabilir, fakat mutlaka «şekilli» dir, demiştim. Öy­ ledir, lâkin bu ölçü veya şekil, muhtevâ- dan ayrı, hazır elbise gibi mısraın şura­ sında burasında buruşukluklar veya ger­ ginlikler yapan bir kalıp da olmamalıdır. Vezin, mısraın mûsikîsini ölçmeye imkân veren bir âlet hükmündedir, mısraın ken­ disi değildir. Aksi halde şiir değil, nazım olur.

erçek şâir ölçülü yazarken de vezni susturmasını bilir, ötekilerde - tak- lidlerinde - ise, şâir değil vezin - yahut ve- zinsizlik - konuşur... Gerçek şâirle takli­ dini teşhise en iyi imkân veren vezin, şüp­ he yok ki arûzdur. Bu sihirbaz vezin, bir masal perisi gibi, koynunda sakladığı âhenk iklimine, âşıklarının hepsini öyle kolay kolay kabul etmez. Sözümü iki ör­ nekle açıklayayım: Mısraları« uygunsuz yerlerine gelişi güzel virgüller konulmuş gibi, bir nefeste okumamıza imkân olmı- yan :

Geçen akşanı/ eve deldim/ dediler Seyfi Baba Hastalanmış/ yatıyormuş../ Nesi varmış/ acaba?

beyti ile, sürekli bir âhenk akışı içinde söylenebilen:

Hafız’ın kabri olan bağçede bir yül varmış, Yeniden her yün açarmış kanayan rengiyle.

mısralarının aynı vezinde olduğuna, takti’ yapmadıkça, kim inanır? Birincisinde «feilâtün» 1er o kadar yüksek sesle konu­

şuyor ki, bu gürültü arasında şâirin sesini duymamıza imkân yok. İkincisinde ise, ve­ zin susmuş, sanki o da, nefesini tutarak, şâiri dinlemek için kulak kesilmiştir. Bu misalleri bütün vezinlere tatbik ederek ço­ ğaltabilirsiniz, tâ Dîvan şâirlerinden baş- lıyarak.

K

âfiye de, vezin gibi, şiirin yardım­ cı unsurlarındandır; hattâ, gâlibâ, vezinden önce gelir. Çünki, serbest yâhud vezinsiz yazan gençlerin çoğu da ondan vazgeçemiyorlar; hattâ diyebilirim ki, tu­ tundukları tek nokta odur.

Ben de kafiyeyi severim; ondan vaz­ geçmek şöyle dursun, orta hallisile bile tatmin olunmaz, çok defa zenginini, mu- kayyedini isterim. Fakat kafiyenin de mıs- radaki vazifesi, nihayet vezninki kadardır. O da pek yüksek sesle konuşmamalı, dik­ kati çekecek kadar görünmemelidir. Sırf kafiye olsun diye seçilmiş kelimeler, ınıs- raların ucunda lüzumsuz çıkıntılar gibi, ne kadar göze ve kulağa batar.

âirlere izâfe edilmesinden zâten hoşlanmadığım, hele bizde son za­ manlarda pek cömertçe tevcih edildiğini gördükçe de sinirlendiğim sıfatlardan bi­ ri, «büyük» sıfatıdır. Bence şâirin büyü­ ğü küçüğü, şiirin iyisi kötüsü olmaz; iki­ sinin de ancak gerçeği taklidi olur. Sonra, benim bildiğim, büyüklük bir nisbet ifa­ de eder. Hepimiz büyük şâir olduğumuza, küçüğümüz bulunmadığına göre, bizde bu sıfatın hâlâ kullanılması haşiv sayılmaz

mı ?... Munis Faik OZANSOY

3

Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ulugöl Tabiat Parkı sahip olduğu bitki örtüsü ve manzara güzelliği gibi özelliklerden dolayı halkın dinlemesine ve eğlenmesine uygun bir tabiat parçası

Tuval üzerine yağlıboya.. Galatasaray ser­ gilerine Bursa’dan yaptığı peysajlarla katıldı. 1930'da Avrupa sınavını kazandı, fakat o yıl yurt dışına öğrenci

The purpose of this study is to examine transformable dress designs that can be converted into multiple design with the same basic pattern under the umbrella of

f) Eğitim kaynaklarını tanıma, geliştirme ve bunlardan yararlanma becerisi kazandırmaya yönelik içerik ve etkinlik kategorileri: Eğitim Teknolojisi , Araç Geliştirme, Pratik

28 ve 29 Haziran’da yapılacak ki­ tap müzayedesinde Türkiye’de matbaanın kurucusu olarak tari­ he geçen İbrahim M üteferri- ka’nın matbaasında bastığı 29 ki­ tap,

Sahnede sesini büyük bir ustalıkla kullanması ile tanınan sanatçı, özellikle gör­ müş geçirmiş, faka basmaz ve hafif kabadayı tiplemeleriyle büyük

Ebû Hureyre’den rivâyet edildiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Biriniz secde ettiği zaman, devenin çöktüğü gibi çökmesin. Rivâyetin son

Son adet tarihine (SAT) göre 34 haftalık gebeliği olan, 30 yaşında, 50 kg, multipar, takipsiz, eski sezaryen öyküsü olan hasta, ani başlayan servikal kanama,