S
A N A T K UL İ S İ
Rıfat Ugaz neden biraz inatçı?
dikleri “Rıfat İlgaz 80 Yaşında” etkinlikleri, Karikatürcüler Der- neği’nin katkılarıyla gerçekleştirilen ve The Marmara Oteli TÜ- YAP Ticaret Merkezi’nde dün akşam açılan “ Sanatçı Gözüyle Rıfat İlgaz” konulu karikatür, resim ve fotoğraf sergisi ile sü rüyor. Sergi, 29 aralık pazar akşamına dek sürecek.
(Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
Rıfat İlgaz’ın 80. yaş kutlama haftası Kasta
monu’da yapılan etkinliklerle son buldu. Edebi yatımızın bu koca “çınar”ı şimdi 90. yaşgününü kutlamanın hazırlığında...
Kastamonu’da yapılan gecede Rıfat İlgaz’ı hoş bir sürpriz bekliyordu. Kastamonu gazetesi sahibi Cemil Özel, babası şair Siyami Özel’in ar şivini düzenlerken Rıfat İlgaz’ın yayımlanan ilk şiirini buluyor: “Sevgilimin Mezarında.”
Bedbaht âşık
Şiir; Kastamonu’nda (?ıkan “Nazikter” gaze tesinin 27 Temmuz 1927 tarihli sayısında birinci sayfadan yayımlanıyor. Gazetenin başlığının so lunda şu not görülüyor: Sene 18, Numara: 136.
“Bedbaht Bir Aşktın Defterinden” üst başlığı
ile yayımlanan şiirin ilk iki dörtlüğü şöyle: "Issız yollar içinde düşünceyle gezerken, / İçimdeki sızıyı bu yollarda sezerken / Dimağımı mazinin hatırası ezerken / O harap mezarınla yi ne mi karşılaştım^// Üstünün toprakları yuğrul- muş, külçeleşmiş"/ Zamanın pençeleri yer yer çukurlar esmiş / Yoksa beni arayan nazarların mı deşmiş / Yine sükut bulmayan denizler gibi taştım!”
O zaman soyadı kanunu çıkmadığı için Rıfat İlgaz imzasını “Mehmet Rıfat” diye atmış. Şiirin altında da bir tarih var: 6 Temmuz 1927. Bu, şii rin yazıldığı tarih olsa gerek.
Kastamonu Belediye Salonu’nda yapılan ge cede “Nazikter” gazetesinin bu sayısı bir çerçeve içinde Rıfat İlgaz'a sunuldu. Bu, aynı zamanda İlgaz’ın 64 yıllık yazarlık yaşamının da bir belge-siydi...
Gecenin ertesvgünü İlgaz’ı sevenler Kastamo nu Kırkçeşme Mahallesi’nde bulunan Rıfat İl gaz Sokağı’nda buluştular.
Rıfat İlgaz, oğlu ve torununu yanına alarak
Suat Kozluklu’nun objektifinin karşısına durdu.
Sokak levhası altında iki, baba, iki oğul oturu yordu. Ama İlgaz burada da şakacılığını gösteri yordu. Çevrede toplananlara şöyle diyordu Rı fat İlgaz:
- Bu sokağa sahip çıkın. Torunum Anıl ve oğ lum Aydın’a bu sokaktan başka ne bırakabilir dim?
Keçi sütü
Ardından şunları ekliyordu İlgaz:
- Ne mutlu bana, iki sokağım, iki caddem, bir de parkım var. Daha neyim olsun?
Bu arada İlgaz'ın inatçılığı söz konusu oldu. İlgaz bunu da şöyle açıklıyordu:
- Annemin sütü yetmedi, beni keçi sütüyle bes ledi. Bu yüzden biraz inatçıyım galiba...
Rıfat Hoca dileriz bu inadını sürdürür de daha nice seksen yıllarda böylesi hoş sürprizlerle do ğum günlerini kutlarız.