• Sonuç bulunamadı

Önce "günlük" vardı:Oktay Akbal kronolojik bir sıra içinde günlüklerini yayımlıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Önce "günlük" vardı:Oktay Akbal kronolojik bir sıra içinde günlüklerini yayımlıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Oktay Akbal kronolojik bir sıra içinde günlüklerini yayımlıyor

Önce ‘günlük’ vardı...

Anılarda Görmek (Günlük: 1 ,1965-67)

Oktay Akbal / Can Yayınlan/ 264 s.

10.000 TL. / Kod No: 021.348

ALPAY KABACALI

Oktay Akbal öykücüdür, roman­ cıdır, köşe yazarıdır. İlk yazıları 1942’ye, öykücülüğü 1940’ların orta­ sına değin uzanır, ilk romanı Garip­

ler Sokağı 1950’de yayımlanır.

Günlük yazmaya ise 1940 öncesin­ de, ortaokul sıralarında başlar. Olay­ ları, rastlantıları, düşüncelerini yıllar yılı küçük cep defterlerine not eder.

Düş Ekmeği romanını (1983) 1940 günlüklerinden yararlanarak yazmıştır. Şu sıra 1945 gün­ lüklerinden yola çıkan bir yapıt üzerinde çalışmaktadır.

Vatan gazetesinde köşe yazarlığına başladığı 1956’ya ka­

dar düzenli olarak tutar bu kısa günlükleri. Köşe yazıları­ nın da bir çeşit günlük sayılabileceğine inandığından, uzunca bir süre ara verir. Vatan Ankara’ya taşınınca ye­ niden döner günlüklerine. Yıl, 1965. Bu kez, Batıkların

journal intime dedikleri özel günlükler yerine, yayımlan­

mak üzere kaleme alınmış günlükler... Bunlar “ Günlerde” üstbaşlığıyla Varlık dergisinde çıkmaya başlar ve ilgi gö­ rür.

Günlüklerini derleyen ilk kitabı 1968’de Varlık Yayın­ ları arasında yer alır: Günlerde. 1970’lerde bunları da içi­ ne alan üç kitabı yayımlanır. Şimdi, bu kitaplara girmemiş parçalar da ekleyerek kronolojik bir sıra içerisinde yeni­ den yayımlıyor günlüklerini. 1965-67 yıllarını kapsayan

Anılarda Görmek şu günlerde çıktı. İ990’da Geçmişin Kuşları ve Yeryüzü Korkusu başlıklarını taşıyan iki cilt

daha çıkacak ve böylece Akbal’ın 1965-1983 dönemi gün­ lüklerinin tümü bir araya gelmiş olacak.

Günlük türü, 15. yüzyıla kadar uzanıyor. 15. yüzyılın ürünleri arasında özellikle yazarı bilinmeyen, Yüzyıl Sa­ vaşlarının son yıllarına ilişkin bilgilerin yer aldığı Jour­

nal d’un Bourgeois de Paris (Parisli Bir Kentsoylunun

Günlüğü) anılabilir. Fransız l’Estoile’ın, İtalyan Martin Sa- nudo’nun günlükleri, 16. yüzyıla tarihlenen önemli ürünler arasında. İngiliz Pepys’in (17. yy) günlükleri, türün en iyi örneklerinden biri olarak anılıyor. 19. yüzyılda Victor Hu- go’nun, 20. yüzyılda André Gide, Julien Green, Katheri­ ne Mansfield, Ramuz, André Maurois gibi yazarların günlükleri yankı uyandırıyor.

Fransız yazarlarının günlüklerini sık sık okuyor Oktay Akbal. Orasından burasından... Onun başucu kitapları ola­ rak nitelenebilir bu yapıtlar.

Eskiden bizde “ ruzname” deniyordu günlüğe. “Jurnal” ya da “ hatıra defteri” diyenler de oldu. 1950’lerin ortası­ na kadar yaygın bir tür değildi. İlkin Salâh Birsel’in Gün- lük’ü kitap olarak basıldı (1955), sonra Ataç’ın “ günce” leri gazetelerde, dergilerde yer aldı. Oktay Akbal da önce “ günce” sözcüğünü yeğlemişti Ataç gibi. Ancak “ günce” , gazete karşılığı olarak da kullanılıyordu. Giderek Salâh Bir- sel’in önerdiği “ günlük” sözcüğü tuttu, yaygınlaştı. Ve gün­ lük, sevilen bir edebiyat türü oldu. Bugün belki Avrupa’da gördüğü ilgiden fazlasını görüyor bizde.

Oktay Akbal, “ Bir yazarın günlük tutması gerektiğine inanıyorum” diyor. “ Günlük, bir tür olarak edebiyatın bir parçası olduğu kadar, yazarın kendi yapıtlarını düşü­ nürken, yazarken aldığı notlardır da. Eleştirmenler, gün­ lüğüne bakarak bir yazarın kişiliğini ya da yazarlık niteliğini anlayabilirler. Bir yazarın sanat anlayışını, sanatçı tutumunu çözümlemekte yararlı ipuçları verir günlükler. Baudelaire’in kitabının adı bile bu açıdan önemli: Tiirk- çeye ‘Çırılçıplak Kalbim’ diye çevrilebilir.”

Anılarda Görm ck’i okumaya dilediğiniz sayfasından

başlayın. “ Yaşantın anlamını bulgulamaya çalışan sürekli bir var oluş hesaplaşmasının yapmacıksız, sıcak ve açık yü­ rekli ürünleri” yle karşılaşacaksınız. Edebiyat dünyasından Türkiye’nin sorunlarına, Oktay Akbal’ın yaşam ve düşün­ ce serüvenine kadar nice ayrıntının tadına varacaksınız.

Günlüklerini derlediği kitaplarının adları bile, J.J. Ro- usseau’nun günlüğüne aktardığı şu sözü bile Oktay Ak- bal’ın öykücülüğü, romancılığı üzerine önemli ipuçları veriyor: “ İyi görebildiklerim ancak anılarda canlandırdık­ larım. Benim belleğim anılarda.”

Oktay Akbal için önce günlük vardı, bugün de var... □

( >k:.r. Akkil W'll.AKD.V < .ORMI k

Oktay Akbal, “iyi görebildiklerim ancak anılarda canlandırdıklarım. Benim belleğim anılarda" diyor.

S A Y F A 1 5

Referanslar

Benzer Belgeler

TDK 1965 Çeviri Ödülü sahibi Türk Dili yazarlarından şair, çevirmen ve gazeteci Ülkü Tamer, Muğla’nın Bodrum ilçesinde 1 Nisan 2018 Pazar günü hayata gözlerini

Diğer taraftan göç olgusunu gerçekleştiren göçmenlerin, farklı bir kültürel yapıya sahip hedef toplum içerisinde yaşadıkları uyum zorlukları

Bu koşullar altında özellikle yabancı literatürün hem gündeminde hem de önemli bir inceleme konusu olan Çin’in yükselişinin, küresel güçlü bir aktör olarak

Bu alt bölümde, Van yöresine ait 25 sözlü türkünün, keman eğitimi çalma ve yorumlama yöntemlerine uygun biçimde uyarlanmasında karşılaşılan sağ eldeki (yay)

[r]

1947’de Yıldız resim seminerinde Şeref Akdik ve İlhami Demirci’nin Gazi Eğitim Enstitüsünde Refik Epikman ve Malik Ak- sel’in öğrencisi oldu.. Altı yıl

Normal kalp genel hatlarıyla ters piramit şeklinde iken, yetersiz beslenen annelerin yavrularının kalbi daha yuvarlak ve daha az kaslıydı.. Daha az kaslı kalp kanı pompalamada

O yüzden, o devirde lise öğrencisi olup ta, sonradan Haşan - A li Yücel’in Türk maarifine Uzandırdığı müsbet hamlelerin değerini ölçmek imkânından