TARİHTEN BİR t*
İLHAMI HAKKIT T-
5 ^ S <)
T
İKİ CADDEYE İSİMLERİ VERİLDİ
fü rit dostu
ansızlar
İstanbul ilk ve son kez İngiliz,
Fransız, İtalyan çizmelerinin işgali
altındayken caddelerden ikisine
iki Fransız subayı Pierre Loti ile
Claude Farere’nin adlarını taşıyan
tabelalar konuldu
-
PİERRE LOTİ
-G
ARİP ama gerçektir. Constantinopol’ün İs tanbul adını almasından sonra gördüğü ilk ve son işgal döneminde, üstelik de bu Türk yurdu, İtilaf devletleri diye adlandırılan Ingiliz, Fransız ve İtalyan çizmelerinin işgali altındayken,Türkler tarafından, hem de büyük coşkuyla, bu kentin iki caddesine Fransız subaylarından ikisi nin adları verilmiştir.
Anadolu'da kıyasıya bir Kurtuluş Savaşı veri lir ve İstanbul halkının yüzde doksan dokuzu “ Bu çabaya nasıl katkımız olur?" diye çırpınırken, ay nı kentin caddelerinden ikisine işgalci Fransa’nın iki subayının adlarının verilmesinin coşku içinde kutlanması bir paradoks gibi görülebilir.
Dahası, 1922 yılında verilen bu adların, İstan bul’un işgalci çizmelerinden kurtarılışından son rada, —günümüze değin—, değiştirilmemiş olma sı da yadırganabilir.
Üstelik bu işin daha öncesi de vardır. İstanbul’ un iki caddesine Fransız subaylarının adlarının ve rilmesinden iki yıl önce, 1920 yılı ortalarında da, sonradan yiğitçe direnişlerinden ötürü Gazi ve
Kahraman sanlarını alacak olan iki Güneydoğu kentinde, — Antep ve Maraş— doğrudan doğruya Fransızlarla Kuvay-I Milliye arasında en kanlı çar pışmaların yapıldığı bir dönemde de gene İstan bul’da, bu iki Fransız subayının biri adına bir der nek kurulacaktır. Bu derneğin kuruluş töreninde yaptığı ateşli ve m illiyetçi, işgalcilere kin kusan konuşmasından ötürü eski Bağdat Valisi, ünlü Türk edibi Süleyman Nazif Bey işgal kuvvetleri ta rafından tutuklanacak, idamdan kılpayı kurtularak,
Malta Adası’na sürülen OsmanlI yöneticileri ker vanına katılacaktır.
İstanbul'da adına bir dernek kurulan, çağdaşı
ve meslektaşı bir başka Fransız bahriye subayı ile adları birer caddeye verilen bu Fransız Pierre Lo-
ti'dir. Öteki ise, tıpkı Loti gibi subaylığının yanı sıra gene ünlü bir yazar olan Claude Farere’dir. Bu iki Fransız, ülkelerinin genel politikasının dışında ve karşısında iki Türk dostu ve Türk Kurtuluş Savaşı yandaşıdırlar. O nedenle 1920 yılında İstanbul’da
bir Pierre Loti Derneği kurulmuş ve gene bu böy le olduğu içindir ki, o dönemde kentin en önemli kesimlerinden biri olan Sultan Mahmut Türbesi-
nin karşısından Marmara Denizi’ne doğru uzanan iki caddeye belediye meclisi kararıyla bir-iki Fran sız yazar-subayının adları verilmiştir.
Fransa’nın ünlü L’illustration dergisinin M Mart 1922 tarihli sayısında bir gazeteci bu iki cad deye iki Fransız yazarının adlarının verilmesi tö reni için yazdığı bir yazıda şöyle diyordu:
“ Bu insanlar (yani Türkler) korkunç savaşta bi zim düşmanlarımızdı. Fakat, bizi seviyorlar. Bu du rum Fransa için Doğu’da müthiş bir prestij. Her şey yapmacıksız, doğal,jotların üstünde, yağmu run altında, adları kırmızı büyük harflerle yazılı iki hüzünlü caddede yaşandı. 23 Ocak’ta bu cadde lerin isimleri verilirken İstanbul’da büyük bir tören oldu. İstanbul Valisi Celal Bey, çeşitli Türk otori teleri, Fransız davetliler hepsi bir aradaydı. Mare
şal (Müşir) Rıza Paşa, Hariciye Vekili, çok sayıda Türk büyüğü, Fransız Elçiliği’nden Bay Laforcade, Bay Chorpy, Amiral Dumenil bunlardan sadece bir kaçıydı. Ercüment Ekrem Bey’ln (Talu) yaptığı ko nuşmayı Beyoğlu Kaymakamı tercüme etti. Savaş yetimi bir gencin, bir Fransızdan daha doğru ve ku sursuz söylevi renk renk bayraklarıyla donanmış alan dikkat çekiyordu. Türk deniz müziği, savaş ye timlerinin asker müziği ve Fransızların milli mar şı iç içeydi. Ortam muhteşemdi. Bu hatırı sayılır kalabalık, sert rüzgâra ve soğuğa meydan okuyor du. Bu arada gribe ve bronşite yakalanmaları iş ten bile değildi.”
Çemberlitaş’tan Divanyolu ile Sultanahmet’e inen cadde üzerinde, Sultan Mahmut Türbesi’nin
tam karşısına gelen ve Köprülü Türbesi’nin iki ya nında uzanan iki caddenin ortasında da o yıllarda
Türk-Alman Dostluk Kplübü tarafından kamulaş tırılmış kocaman bir alan vardı. L’Illustration der gisi yazarı yazısında töreni uzun uzun anlattıktan sonra “ Bazı Fransız yazarlar Türkler ve Almanlar için iyi şeyler yazmıyor. Bu binaların ve yolların tü mü düşünülürse ortada talihin ince bir alayı vardır”
diyordu.
Gerçekten bir işgal İstanbul’unda işgalci bir ül kenin iki subayının adının o kente verilmesi, tari hin ince bir alayıydı.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi