T P
5 0 3 3 5
28 M AYIS 1978
HALDUN
TANER
DEVEKUŞU'/*#
jnektupCatı
ÇİÇEK PASAJI
S S T A N B U L ’ u İstanbul yapan I b in a la rın çoğu günden güne
azalıyor. Tarihî y a lıla rım ızın çoğunu nedense y an g ın la r yaktı savurdu. E sk i kârglr b in aların b ir k ısm ı da restore e d ilem ed ikleri için yavaş yavaş e riyip s ilin d i. K im i de dayan ıyor d ayan ıyor da günün b irinde fücceten çöküyor. G eçen hafta da Ç iç e k P asa jı göçtü. Beraberinde on iki kard e şim izi a lıp götürerek. Kaza gece vakti olsa id i kurban s a y ısı beş yüzün a ltın d a olm azdı.
Ç
İÇ E K P asajı sade B e y o ğ lu ’- nun d eğ il, b elki dünyanın da ' en c iv c iv li m eyhanesi id i. Her Tanrının günü bu pasaj saba hın y e d isin d e n gecenin y arısın a kadar her çe şit in sanla d olar taşardı. Y irm i kadar m eyhanenin içi, fıç ıla rın masa olarak k u lla n ıld ığ ı kald ırım ları, pasa jın ortasınd aki b o şlu k B a lıkp a zarı ve B eyoğlu kapılarına sıra la n m ış seyyar karid esçi, kokoreççi ve m id ye cile r günün h iç b ir saatinde m ü şte risiz kalm azdı. M ü şte rile rin hepsi b irb irin den renkli, c a n lı ve çe lişke n d i. İflah bulm az esrarkeşle sn op entellektüel, s ırıtık tu ristle karam sar sanatçı, ip in i koparm ış aylakla çiç e ğ i burnunda asistan, dejenere m irasyedi ile ağır iş ç i burada d irse k d irseğ e kafa cila la ria rd ı. Şurada S u lu k u le triosu, gırnata, kem an ve d aıb uka ile çifte te l lile rin en oyn a ğın ı ça la r ve on beş yaşında k irli a yaklı am a R o d in ’i çıld ırta ca k endam lı b ir çin g en e k ızı m asaların üstünde göbek atarken, beride ta n siyo n cu madam y a ş lı m ü ş terilerin ayakü stü sa ğ lık kontrolünü yapar, a ld ığ ı sonuca göre Entellektüel C a vit’e “ Beye tuzlu meze verm eyecek s in ” diye d ire k tifle r verir, votkaiı bira ik m a lin i tam am layıp yurt ve dünya so ru n la rın ı çözüm leyecek kıvam ı b u l m uş b ir gevezenin değerli diskuru, son lig m a çın ın teknik ta h lilin i yapan ik i fanatik kulüp çü n ün tartışm ası ve seyyar b ad em çilerie ce vizcile rin g ü rü ltüsünde güm e giderdi. E fkârlı bir gününüzde bu p asajın Balıkpazarı g irişin d e n d a lıp ite kaka, yahut itile kakıla, ra stla d ığ ın ız tan ıd ık tanım adık ihvanlara selâm vere vere, önünüze çıkan s ıv ış ık sa rho şları vücut ça lım ı ile geçe geçe, ek d o la ş olan satıcılara dert anlata anlata bu İhsan d e n izin den ile rle d ik çe biraz önce s iz i burgu layan dertlerden, d om e stlk sorunlar dan, k iş is e l sü rtü şm e ve gocunm a tortularından a rın d ığ ın ızı, hatta biraz önce niye burulduğunuzu artık anım - sayam az olduğunuzu hayretle görür dünüz. Bu kürü eskiden sık sık yapardım . Orada, bu insan d e n izinin içind e, yaşam ın nabzını duyar g ib i olurdunuz. Orada, in sa n lar İçinde b ir insan olurdunuz. K e n d i kafanızda ve kuruntunuzda yara ttığ ın ız egosantrik k iş iliğ in iz d e n burada kurtulur, çevre ile kayn aşıp daha s a ğ lık lı b ir ilin tiy e girerdiniz.B
U benim a n lattığ ım biraz da e ski Ç iç e k Pasajı. S onraları her şey g ib i orası da y o zla ş m ıştı. Yirm i beş y ıl ön ceki Ç iç e k Pasajı C ahit Irgat’dan, Orhan K e m a l’ den, S a lih Tozan’dan soyutlanam azdı benim için. Ç o ğu zam an O rhan’la b irlik te giderdik. O rhan’ın ahbabı daha çoktu. Her m asada yakalanır, herkesin gevezeliğin i sabırla d in le r sonra kıvrak ve b itiric i b ir yan ıt ve o gevrek kahkahalarından b irin i atarak ilerlerd i. Ç iç e k P a sa jı’ndaki O rhan’da onu Orhan Kem al yapan n ite likle r bü sbü tü n ortaya çıka rd ı. B ir kere a la b ild iğ in e h alkçı yanı, d u yg u lu lu ğ u na karşın, hatta b elki bunun panzehiri olan, ta tlı iy im se rliğ i, babası A b d ül- kadir K em ali B e y’den m evrus avukat la fa za n lığ ı, Adana Fu tb o l K a rm a sı’nın acar santrforluğundan kalm a çevik sporcu yürüyüşü ve nihayet onun çok dozunda ş irin külhanı y an ın ı öldürm e m iş İstanbul ce n tilm en i n ite liğ i. O zam anın m odası olan bol kenarlı fö trle rim izi b a şpa rm a ğ ım ızla arkaya doğru atıp b ir m erm er m asaya çö kerd ik. O ndan sonra o m asanın üstüne y ığ ıla n m ezelerle, g e lsin gırgır, g e lsin alay, m u ziplik. Bazen C a hit, bazen Orhon A rıburnu, bazen S a lih de g e lird i m asaya. S a lih kadarta tlı İnsan az tanıdım . Bunu S a lih ’i b ile n herkes de tekrarlayabilir. Onun “ C a anım efend lm m ” le b aşlayan so h betlerine, esp rilerine, gülerken onun kadar se v im li ve tem iz olab ilen b ir e şin e kolay rastlanam az kan ısın d a yım . C a h it o sıralarda “ S an a tçılar gider, dekorlar kalır” d eyip Devlet T iy a tro su ’ndan a yrılm ış, M u h sin Ho- ca’ nın kurduğu K ü çü k S ah n e’ye g irm iş ti. Âm a y a ra tılış ı gereği oradan da m em nun görünm ezdi. K arakolda p iye sin d e oyn adığ ı gang s ter rolü ile İstanbullu se y ircile ri çok e tk ile m işti. G o d o ’yu B ekierken ’de b ü yü k yeteneğini g ö ste rm işti. Am a b u n la r onu m em nun etm eye yetm ez d i. Yerm ek ve yakınm ak onu daha m utlu ed iy o r o lm a lı idi. A ğ zı dolu im iş de öyle k on uşu yorm u ş h is s i veren d o lg u n se si ile o yüzde yüz erkek ve sıca k , biraz da Ebert dönem i d ik s iy o n u kokan s e s i ile:
— S iz h ik ây e cile r iyi ç a lış ıy o rs u nuz. iş le v in iz i iyi y ap ıyo rsun u z, derdi. “ R e s s a m la rd a fena d e ğ il” derdi N uri lye m ’e bakıp. A m a ke n d isi aktör olarak kend in i zam an zam an e cir h isse d e rd i. Ş a irliğ i ile k iş iliğ in e b ir supap sağlayam asa çok daha buruk o la b ilird i. Sonra uzun b oylu , y a k ış ık lı s ilu e ti İle sallan a saltana tiyatronun y olu n u tutardı.
I
U pasajın üstündeki dört katlı handa da b ir süre oturduk. E d e b iy a tçıla r B lr liğ i’ ne b aş kan se ç ild iğ im zam an ilk İş olarak lo k a ls iz liğ e son vermek iç in arkada şım A z iz N e sin ve F eth i N aci ile bü yü k çapta a çık hava m atineleri dü zen led ik. Elde edilen h âsılatla k ira lık yer aramaya b a şla d ık. B u hanın ik in c i katında tam B e yo ğlu g iriş k a p ısın ın üstünde G ör-Ç ek Fotoğ raf hanesi vardı. B ir tesad üfle foto ğ ra fçı nın ç ık a ca ğ ın ı öğrendik. M al sa hib i, S a it P aşa ’ nın varislerinden b iri idi. B ir öğ re n cim in de b ü yü kb ab ası o lu yordu. B ize burayı çok ucuza kiraladı. B ö y le ce E d e b iya tçılar B irliğ i de Bey- o ğ iu ’nun göbeğinde yüksek tavanlı dört büyük salondan oluşa n gün görm üş b ir lo kale kavuştu. Burada yerli yab an cı k on u kla rım ızı ağırladık, a çık oturum lar, konferanslar düzenle dik. Ve sevecen y a ş lı ev sa h ib im izin tah m inine karşın her ayın b irinde kiram ızı da tık ır tık ır ödedik.¡1 tarihinde F ra n sız m im ar C a p e llo M ic h e le ’nin inşa etti ği, daha sonra S a it Paşa H anı d iye anılagelen bu dört katlı yap ının işte 1976 y ılı n isa n ın ın b ir sabaha k a rş ıs ı çö keceğ i tuttu. E sk i Pera, daha sonraki adı ile B eyo ğ lu , bugün kü adı ile İstiklâl C a d d e si, en karakteristik pasajlarından birinden oldu. H erhalde hu işe b iz le r kadar onun kapı kom şusu e ski D egüstasyon da üzülm üştür. A m a galiba biraz abartıyorum . Çünkü, ne Beyoğlu şim d i e ski B eyo ğlu, ne D egüstasyon e ski D egüstasyon, ne de bugünkü in sa n lar dünkü insan:ar. O n lar da çağ ın g id iş i gereği s a tn ije stile r hoy ratlaştılar. Y a n d a ş la rın d a k i bu enkaz k arşısın d a duygulanm aya d ü şünm eye vakitleri b ile yok. ön ü n d e n acele ad ım larla g e çip gid iyorlar.
A n ıla ra d a lıp du ygu lanm ak için a nıları olm ak gerek. Ç oğu n un bu kârm aşa iç in d e a n ısı b ile yok.
H
A N IN yık ılm a y a e ğ ilim li b a şka kanatları elbet y ık tırı lacak, Ç iç e k P asa jı te m iz lenecek, restore edilecek. A m a e ski havasını bulacak m ı? H iç sanm am . O e ski havasın ı zaten son yılla rd a b ile y itirm işti.Nerede e ski Ç iç e k Pasajı. Frenkle- rin “ Nerdo e ski karlar” d iye b ir lâfı vardır. B en im bu sözüm de ona b e n ze T “ Nerde eski günler” “ Ner- de e ski ir fa n la r ” d iye başlayan tümceleri.', a slın d a g e çm işe b ir ö zle mi b e lirttiğ i sa n ılır. O ysa bu sözde özlem kadar g iz li b ir b öbürlenm e de vardır. Ben o güzel d önem i de tanıdım gibilerden.
Bu y a zıy ı öyle a lm a n ızı d ilerim . Ç iç e k P asa jı İçin bu kadarcık b ir ağıt fazla görü lm ez sanırım .
Fi
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi