• Sonuç bulunamadı

Yaşar Kemal Paris'te ödül aldı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşar Kemal Paris'te ödül aldı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r *. n Lise so m a n »6 Ekim Beklemeliler. 1 6 Güm Istanbul 2283 16-27 40 92 lEdtm* I I 31 59 I CanoMiatccj 23 69

Cumhuriyet

59. Yd; Sayı: 20903 Kurucusu : Yunus NADİ 30 TL. 15 Ekim 1982 Cuma

İlk tahliye: Niyazi Dalyancı

NtYAZl DALYANCI — Türk Haber Ajansı Genel Yayın Müdü­ rü Niyazi Dalyancı, «İddia makamının ortaya attığı suçlamalar, delillendlrmede İzlediği yol her türlü mantık kurallarının dışın­ dadır» dedi. Mahkeme, Dalyancıyım tahliyesine karar verdi.

Bugün tahliyesi bekleniyor

Bülent EceviVin

tutukluluk süresi

cezasından inecek

ANKARA, (Cııniımiyet Bürosu> — Kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı Bti^-nt Ecevit’in gözaltına vs tutuklulukta geçir­ diği sürelerin mahkumiyet süresinden indirilmesi, Askeri Yargı­ tay’ca kararlaştırıldı. Ecevit'in salıverilmesine ilişkin karar, bu giin verilecek. Bülent Ecevit'in savunma avukatları II ekimde Askeri Yargıtay'a yaptıkları başvuruda, Bülent Ecevit’in daha önce DanimarkalI bir gazeteciye demeç vererek devletin dış iti­ barını zedeleyici davranışta bulunduğu savıyla açılan davanın soruşturması nedeniyle gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sü­ relerin mahkumiyet süresinden indirilmesini istemişlerdi.

Avu-Prof. Özek:

Bir hekim

barış

uğruna

gayret

sarf etmeye

V

mecburdur

İstanbul Haber Servisi -Barış Demeği davasında ilk tal liye karan dün verildi. THA Müdürü Gazeteci Niyazi Dalyan cı’rnn sorgusu sonunda tahliye sine karar verildi. Bu arada Prof. Metin özek’in sorgusu so ntında, tahliye dilekçesine iliş­ kin olarak söz alan avukatı Prof. Çetin özek hakkında, Du ruşma Yargıcı Atilla Ülkü’ye ha karet ettiği gerekçesi ile suç duvumsunda bulunulmasına ka rar verildi. Prof- Metin özek’in tahliye istemi ise reddedildi.

Sorgusu yapılan ruhbilimci Prof. Metin özek. «Ben fince bir hekim ve sonra bir bilim »damıyım. Bir hekim için ha- rıştan vana olmak, bu uğurda gavret sarfetmek bir tnechuri- vettir» dedi. Bir hekime Barış Demeği üyesi olduğunu sor­ mak yerine, bu faaliyete uzak ve yabancı kalan hekimlere, bi­ lim adamlarına neden üye ol­ madıklarını sormak gerektiğini söyledi- Dünya bans hareketin­ de bilim adamlarının, hekimle­ rin, din adamlarının onurtu bir yeri olduğunu anlattı.

öğleden sonraki oturumda sorgusu yapılan THA Genel Ya yın Müdürü gazeteci Niyazi Dal yancı iddianamenin siyasal ve ideolojik ön yargıdan oluşan bir belge olduğu yolundaki ar­ kadaşlarının savunmalarına ka tıktığını belirterek «iddia meka minin suçlamalar ve demlen­ dirmede İzlediği yol her tiirltt

(Arkası Sa. 9, Sü. I ’de)

■ TUTANAKLARDAN DİSK VE TSİP DAVASI 7. sayfada ■ KAYSERİ DEV-YOL DAVASINDA 19 SANIK TAHLİYE EDİLDİ.

Harp Akademisi

İkinci Dünya Savaşı

Kore Seferi

Demokrat Parti dönemi

27 Mayıs’ın oluşumu...

Cumhuriyette

36 saat süren ziyaret

CIA Başkanı

Bay ülken

7e

görüşme yaptı

ANKARA (Cumhuriyet Büro­

su) — Geçtiğimiz Kurban Bay­ ramı sırasında Ankara’ya 36 saatlik bir zayarette bulunan CIA Başkanı William Casey’in Milli Savunma Bakam Haluk Bayülken’le görüştüğü, ayrıca bazı Türk yetkilileri ile bir ak­ şam yemeğinde beraber olduğu öğrenildi.

Kurban Bayranu’mn ikinci günü (28 eylül akşamı) Ankara ya gelen «Merkezi Haberalma Örgütü» (CIA) Başkam 30 ey­ lül perşembe sabahı başkentten ayrıldı. Casey’İn Afrika ve Or­ tadoğu’ya yaptığı gezi sırasında Türkiye'den başka Kenya, Fas,

William Casey:

Görevimiz

tehlike

ANKARA (Cumhuriyet Büro­ su) — Ronald Reagan Başkan seçildikten sonra ilk yaptığı atamalardan biri de gelenek olduğu üzere yeni CIA (Merke zi Haberalma Örgütü) başkanı- (Arkası Sa. U, Sü. 6’da)

l^mcJir?

ve Mısır’da da bazı temaslarda bulunduğu belirtildi.

Ankara’da bulunduğu sırada Amerika’nın Ankara Büyükelçi si Strauss Hupe’nin evinde ka­ lan Casey, bayramın üçüncü gü nüne rastlayan 29 eylül çarşam ba akşamı büyükelçinin evinde verdiği akşam yemeğine katıl­ dı.

Amerikan kaynaklan, büyük­ elçi Hupe'nin evinde verdiği akşam yemeğine bazı Amerikan ve Türk yetkililerinden de da­ vetli olduğunu bildirdiler. An­ cak aynı kaynaklar, bu akşam yemeğine katılanlann irimlikle- (Arkası Sa. 11, Sü. 2’de>

CIA Başkanı William Casey

Yasar Kemal Paris’te ödül aldı

^ «Cino del Duca» ödülü ilk kez bir Türk ya­ zarına verildi. Ödiilii daha önce kazananlar arasında İgnazio Sılone, Jean Anoutlh, Sov­

yet bilim adamı Andrey Saharov gibi ünlü isimler bulunuyor.

Kültür Servisi — Bilimsel ya da edebi biçimiyle yapıt­ ları çağdaş bir hümanist me saj taşıyan bir yazan da­ ha iyi tanıtmaya yönelik

200.000 Fransız Frangı (yak laşık 6 milyon Türk Lirası) tutarındaki Uluslararası Ci­ no del Duca ödülü bu yıl Yaşar Kemal’e verildi. «Simo

ne ve Cino del Duca Vakfı» tarafından konan ödülün se çiciler kurulu şu kişilerden oluşuyor: Fransız Akademisi Sekreteri Jean Mistler, Fran sız Akademisi üyesi Profe­ sör Jean Bemard, Fransız Akademisi üyesi Peder Amb roise-Marie Robert Caere, Goncourt Akademisi’nden ünlü romancı Jean Cayrol, Fransız Akademisi üyesi Pro fesör Jean Delay, Fransız

Bilimler Akademisi üyesi Profesör Jean-François De­ nişse, eski Başbakan ve Millet Meclisi Başkanı, Fran sız Akademisi üyesi Edgar Fatıre, Marcel Jullian, eleş­ tirmen Robert Kanters, Fran sız Akademisi üyesi Profe­ sör Louis Leprince-Ringuet, Michel Mohrt, Fransız Aka demişi üyesi, romancı ve «Le Figaro Magazine» der­ gisi yazarı Kont Jean

d’Or-messon, Fransız Akademisi üyesi Avukat Maurice Rhe ims, eski Dışişleri Bakam ve Fransız Akademisi üyesi Maurice Schumann ve Fran sız Akademisi üyesi Profe­ sör Etienne Wolff.

Aynı ödül önceki yıllar­ da AvusturyalI bilgin Kon­ rad Lorenz Fransız oyun, ya zarı Jean Anouilh, İtalyan yazan ignazio Silone, Al- (Arkası Sa. U, Sü 4’de)

9 Sayfada Yaşar Kemal: Yurt dışında da sevilîyorsam, nedeni yeni bir roman biçimi getirmiş olmam.

4. sayfada

KÖSE BASI BANKERLERİ

ANLATIYOR

“Devlet bizden değil, Özal

ve Erdem

den hesap ,,

$ Banker Erdoğan Adalet Bakanına teşekkür e- diyor: Cezaevi İliç de kötü değilmiş, kilo aldım.

KastellVnin borçları ve

alacakları

d

£ Sağmalcılar Cezaevi’nde Cevher Özden’le gö­ rüşen Tasfiye Kurulu Başkanı, «Borçlar daha seri alınabilirse Kastelli’nin tasfiyesi sağlana­ bilir» dedi Kastelli’ye karşılıksız çek veren­ lerin Savcılığa sevkedildiğini söyledi.

Tarafsızlık

üzerine

İste

B B C ,

iste

T R T ...

Yalçın DOĞAN ANKARA — TRT Ge­ nel Müdürlüğünden, geçenlerde tüm bölge Bürolarına bir talim at gönderilir. Vatandaşın Anayasa Tasarısı üze­ rindeki düşünceleri alı­ nacaktır. Ülkede yeni bir tasarı hazırlandığı bir dönemde TRT’nin böyle bir program yap­ ması ve bu yönde bir talimat göndermesin­ den daha doğal bir şey olamaz. Ancak, talima­ tın içeriği TRT’nln «Ha ha soru yöneltmeden ön çeki tavrı ve düşüncesi ni» ortaya koyacak tür­ dedir.

Çünkü, gönderilen ta Hmatta vatandaşlara al tı soru yöneltilmesi öngö rülfiyor Anayasa Tasa­ rısı üzerinde bugüne dek tartışmaları İzleyen lere ve İzlememiş olan­ lara yöneltilecek altı ay n soru talimatın için­ de yer alıyor Ve küçük bir ekleme yapılıyor: «Mümkün olduğu ka­ dar hu sorular çerçeve­ sin le kalınmalıdır» Do layısıyla. TRT Genel Müdürlüğü daha baş­ tan TRT muhablrleri- nr «nasıl soru sormala­

rı gerektiğini» bildiri­ yor.

(Arkası Sa. 11, Sü. 2’de)

katların başvurusunu önceki gün inceleyen Askeri Yargıtay Başsavcılığı, istemi olumlu bu­ larak İvedi kaydıyla Başkanlı­ ğa göndermişti.

Ecevit hakkındakl istem, As­ keri Yargıtay 5. Dairesi’nln iş­ lerinin yoğunluğu nedeniyle ön­ ceki gün sonuçlandırılamadı. Askeri Yargıtay 5. Dairesi dün, öğleden sonra Ecevit’in tu­ tuklu olması nedeniyle ivedi bir nitelik taşıyan istemi incelet- H. 5. Daire inceleme sonunda Bülent Ecevit’in gözaltında ve tutuklu olarak geçirdiği 54 günlük sürenin mahkumiyet sü resinden indirilmesi gerektiği yolunda karar verdi. Ancak, Askeri Yargıtay Ecevit’in res’- men tahliyesine karar vermeye rek gözaltmda ve tutuklu ola­ rak geçirdiği sürelerin hesap­ lanarak salıverilmesinin gere- (.Arkası Sa. 9, Sü. 3’de)

Ulusu:

Almanya’da

işçilerimiz

paniğe

kapılmasın

ANKARA (Cumhuriyet Bü rosu) — Başbakan Bülend Ulusu. «Müttefikimiz ve dos tunıuz F. Almanya’daki olum­ suz bazı ekonomik gelişmeleri görmezlikten gelemeyiz. An­ cak bu gelişmenin işçilerimizin haklarının kaybolmasına seyir­ ci kalacağımız şeklinde yorum­ lanmasın» dedi

Ulusu, Yurtdışı işçi Soranla n Yüksek Koordinasyon Kuru­ lunun ekim ayı toplantısında yaptığı açış konuşmasında, F Almanya’da işçilerimizin Hakla­ rından feragat edilmeyeceğini sık sık yineleyerek özetle şöy­ le konuştu: :

«Bilindiği gibi F. Almanya’da ,Dr. Hclmut Kolıl başkanlığın­ da veni bir koalisyon hüküme­ ti göreve başladı. Kohl göreve (Arkası Sa. 9, Sü. 3’de)

Ekonomide

Asilcelik

olayı

6 . sayfada Hasan UYSAL 5 ANKARA — Banker Züh tü Erdoğan ile 9 aylık tu tukluluk süresinin bitiminin hemen sonunda konuştuk 45 yaşlarında, esmer, bıyık­ lı. zayıf , yüzünde derin çiz giler belirlemeye yüz tut­ muş bankerin gözlerinin he men altına morluklar yerleş­ miş.

Sivaslı Banker Zühtü Er­ doğan, iki eliyle sol bacağı­

nı ovuşturmaya başladı ve *9 aydır içerdeydim. Bacak­ larım tutulmuş. Ama yakın­ da geçer* dedi.

Bankerliğe nasıl başladığı­ nı sordum:

—. «Ben emlakçıyım. U-zun zamandır bu işi yapıyor dum. Aldığım para ile geçi­ mimi zor temin ediyordum Bakıyordum: dünkü çocuk, eş . dost bankerlik yapıyor, millet getirip para yatırı­ yor, oluk gibi para akıyordu. Bu akıma kapılıp gittim, al­

dım ruhsatımı, ben de baş ladım bankerliğe. Zoı bir iş değildi. Parayı alıp, üzerine biraz kâr koyup satacaktım İş buydu. Hiç ortaksız An­ kara'da «Banker Erdoğan A.Ş.» tüye şirket kurdum Sonradan şirketin adını «Er doğan Ticaret» yaptım. El raftan öyle dediler, daha (yİ olur diye.»

Banker Zühtü Erdoğan’a kaç lira borçlu olduğunu, çr lışma sisteminin ne olduğu nu anlatmasını istedim:

«202 müşterim varı 40-45 milyon lira borcum var. 44 milyon herhalde. Kusura (Arkan Sa, 9, SU. 4’de)

İstanbul Haber Servisi — Banker Kastelli, Mentaş ve Bimtaş’m tasfiyesini yürüt­ mekle görevli 9 No’lu Tasfiye Kurulu Başkam Uluer Aral, dün, Banker Kastelli olarak bilinen Abldin Cevher Özden İle Sağmalcılar Cezaevi'nde yaptığı 7 saatlik görüşmeden sonra, «Kastelli’nln borç ve alacaklarının, gayrünenknller katılmaksızın dengeye geldi­ ğini» açıkladı ve Özdenin borç larrnın bilinenden daha az ol­ duğunu kaydetti. Kastelli’ye borcu olanların yurt dışına çık ma sınırlamasının sürdüğünü belirten Aral, «borçların daha seri alınabilmesi halinde Kas- telli'nin tasfiyesi sağlanabilir.» dedi. Aral, Ozden’e en büyük borçlunun Fikri Erdöş olduğu nu kaydetti. Uluer Aral, Cev­ her özden’« karşılıksız çek verenlerin Savcılığa sevk edil­ diğini belirtti.

9 Nolu Tasfiye Kurulu Baş­ kanı Uluer Aral dün berabe­ rinde Tasfiye Kurulu’ndan Ha­ kan An ve Gürsel Necloğlu olduğu halde Abidln Cevher özden ile görüşmek üzere saat 10.00’da Sağmalcılar Cezaevi'ne

* ALMANYA’DA OKULA GİDEN TÜRK ÇOCUKLA RININ YARIDAN FAZ­ LASI KUR’AN KURSLA­ RINDA EĞİTİLİYOR. 9 ÖĞRENCİLER ÖNKA-

YITLA TERCİH YAPMA­ YA ZORLANDI.

■ YÜKSEK ÖĞRENİM

GENÇLİĞİ NE DİYOR? ■ ÖĞRENCİLERDEN AY­

DA 25 BİN LİRA «PAN­ SİYON» ÜCRETİ İSTEN­ Dİ,

12. sayfada

geldi. Saat 17.00*ye kadar sü­ ren görüşmeden sonra ceza­ evi çıkışında gazetecilerin so­ rularım cevaplandıran Uluer Aral şöyle dedi:

«Cevher özdenin 7 saat sü­ re İle İfadesini aldık. Son de­ rece yararlı oldu. Elimizdeki bilgilerle kendi bilgilerini

kar-şüaştırdık. Kâğıt üzerinde Cev­ her Özdenin borç ve alacakla­ rı dengelenmiştir. Bumın ger­ çekleşmesi önemli bir şarta bağlıdır. Bu da borçluların ta­ kibi ve tahsilatın yapılabilme­ sine bağlıdır. Eğer borçlular­ dan büyük miktarlardaki pa­ ralan tahsil edemezsek, tasfiye aleyhe sonuçlanır. Umut ediyo­ ruz ki, yeni çıkacak bir karar­ name ile Tasfiye Kurulu ge­ niş yetkilerle donatılsın. Ka­ rarname hazırlanıyor. Borçlu­ ların yurt dışına çıkışma ko­ nan sınırlama sürecek. Beyan­ ların daha seri alınabilmesi ve (Arkası Sa. 11, Sü. S’de)

Emekli,

memurların

1983

maaşları

ö

.Sayfada

GÖZLEN

UĞUR MUMCU

Kime

Sorsak?

M. Ali Ağca’ya 9 mm’lik Browning tabanca veren İsviçre’nin Olten kenti Ülkü Ocağı Başka­ nı Niğde’li Ömer Bağcı, İsviçre mahkemesi tara­ fından yargılanmak üzere İtalya’ya gönderiliyor. (Arkası Sa. 11, Sü. 7 de)

(2)

15 EKİM 1982 ★ ★ * ★ Cumhuriyet 11 Yağmur Ticaret duruşması

"Para

yatırırken

özel

teşebbüse

güvendim,,

İstanbul Haber Servisi — Yağmur Ticaret olarak bilinen Bankerlik kuruluşu nun sahibi Banker Sinan Kuran’m yargılanmasına Şişli Asliye Ceza Mahke­ mesinde devam edildi. Bundan önceki duruşma­

da tutukluluk hali kal­ kan Banker Sinan Kuran dün yapılan duruşmada hazır bulundu.

Yağmur Ticaret’e para yatınp alamayan ve şikâ ı yette bulunan bankerza- delerden sadece ikisi du­ ruşmaya geldi. Bunlardan İmam Hatip Lisesi emekli öğretmeni Akgün Öner sanığı savunur bir tarzda İfade verince diğer ban- kerzade dinleyicilerin pro testolanna uğradı, öner, Emekli ikramiyesi olan 1 milyon lirayı faiz al­ mak amacıyla yatırma­ dığını ortak olup kazan­ ca İştirak etmek amacıy­ la yatırdığım belirtti, «Türk liberalizmine ve özel teşebbüse, parayı ya­ tırdığım zaman bugünkün den daha fazla güveniyor dum. Sinan Beyin de bu duruma düşmesinin ne­ denleri vardır. Şahsen ce zalandırılmasmı arzu et­ miyorum», dedi.

Daha sonra oğlunun adı na 1.5 milyon, kendi nar rama 450 bin lira yatıran Nihal Can adlı bayanın ifadesi alındı. Nihal Can, ana parasım hâlâ, alama­ dığını faizini ancak 9 ay alabildiğini söyledi.

Sinan Kuran duruşma­ lardan vareste tutulması­ nı istediği sırada duruşma savcısı, «Bir süre yorula­

caksınız beyefendi, ama gelmeniz gerekir», deyin­ ce, Kuran, «Emredersiniz beyefendi», şeklinde kar­ şılık verdi.

Türk-İs ÎCFTU

toplantısına

heyet

gönderiyor

ANKARA, (Cumhuri­ yet Bürosu) — TÜrk-îş'- ln kısa adı «ICFTU» o-lan Uluslararası' Hür -

Îşçl Sendikaları Konfe­ derasyonumun ekim a - yı sonunda Brüksel’de yapılacak İcra Kuruiu toplantısına bir heyet göndereceği öğrenildi. Türk-îş heyeti ayrıca, Brüksel’de Federal Al­ man îşçl Sendikaları Bir İlgi İle temas olanakları arayacak.

Brüksel’de yapılacak olan ICFTU İcra Kurulu Toplantısında öncelik­ le, Türk-Iş’in Kofederas yon üyeliğinin askıya a- lmması konusuna deği­ nileceği öğrenildi. Türk- îş Heyeti’nln ICFTU üye liginin askıya alınması uygulamasının kaldırıl­ masını İsteyeceği de bil­ diriliyor. ICFTU, 1981 yı İmin ortalarında Türk- îş’in üyeliğini askıya al­ mıştı.

Et-Balık'ta

6 bin isçinin

toplu

sözleşmeleri

yenilendi

ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) — Yüksek Hakem Kurulu, Et ve Balık Kuru­ mu Genel MUdiirlüğU’nde çalışan 6 bin işçinin toplu sözleşmelerini yeniledi.

Aynı işkolunda örgütlü Uç ayn Konfederasyona bağlı sendikalara üye işçilerin ye­ nilenen toplu sözleşmeleri Ue işçilerin ücretlerine 1982 yılı için brüt yüzde 10 artı 3 bin liralık bir zam yapıl­ dı. Söz konusu işçilerin üc­ retlerinin yüksek Hakem Ku rulu’nun 1982 yılı için belir­ lediği yüzde 15 artı 3 bin 11- ralık tike kararının altında tutulmasında, Et ve Balık Kurumunun 1982 yılı içinde 5 milyar zararda olması gö- zöniine alındı.

İSTANBUL’DA

DÜN GECE

BİR SÜRE

ELEKTRİKLER

KESİLDİ

İstanbul Haber Servisi — İstanbul’da diln gece kentin

büyük bir bölümünde elekt­ rikler kesildi. Elektriklerin Keban Santrali’nin bir bö­ lümünün devre dışı kalması sonucu kesildiği bildirildi. Anzamn giderilmesi üzeri­

ne aralarında Beyoğlu, Ni­ şantaşı, Basınköy’ün de bu­ lunduğu semtlere elektrik ve rilebUdi. Bu arada Kâğıtha­

ne su pompa istasyondaki elektrik anzası nedeniyle bu istasyondan beslenen semt­ lere su verilemiyor.

100

i

omis.

# Toplu Konut Fonu

Yarım kalan inşaatları tamamlamak üzere Toplu konut fon’un- dan özel kredi almaya hak kazanan kooperatiflere yeni üyeler için tanınan beyanname verme süresi yarın sona eriyor,

0 Ermeni teröristlerin duruşması ertelendi

Londra'daki Türk Büyükelçilik görevlilerine suikast düzenlemek isterken yakalanan Ermeni terörist Zaven Bedros ile Griş Gre- goryan’m duruşmalarına dün Lambet Mahkemesinde devam e- bildi. Duruşmada savcı sanıklar hakkmdakl dosyayı İncelemeye devam ettiğini ve gelecek haftaya kadar süre İstediğini söyledi. Bunun üzerine duruşma gelecek haftaya ertelendi.

# Prof. Kili ABD’ye gitti

Uluslararası karşılaştırılmalı Eğitim Konferansına çağrılan Prof. Suna Kili yarın Amerika’ya gidecek. Kili Kaliforniya’daki Stan- ford Üniversitesi'nde «eğilim ve kalkınma» konulu bir bildiri su­ nacak ve konferansın oturum başkanlığını yapacak, *

# THY işçilere indirim başlattı

THY Federal Almanya’daki Türk işçileri için indirimli ücret ta­ rifesi uygulamaya karar verdi. 1 kasımda başlayacak uygulama ile işçiler 110-140 mark arasında daha ucuza gelip gidebilecekler İndirim 31 mart 1983’de sona erecek.

İste BBC iste TRT

Yasar Kemal

(Baştarafı ı. Sayfada)

Sorulara gelince, bunu da akşamları TV’de haberler­ den önce yayınlanan «Va­ tandaş ne diyor?» progra­ mında izlemek olanaklı. E- linde bir mikrofon, kendisi ekranda görünmeyen bir TRT muhabirinin sorduğu soruya bakın:

«Anayasa’ya karşı çıkan­ lar, onu hazırlayanlara da saldırıyorlar, bunun sebep­ leri nelerdir sizce?..»

Herşeyden önce yayınla­ nan program bir haber- röportajdır. Haber niteliği taşır, röportaj niteliği ta ­ şır. Daha soru yöneltirken, bu TRT muhabiri hangi cü retle «saldırmak» sözcüğü­ nü milyonlarca kişinin izle diğl TRT ekranına getire­ biliyor?

Hangi gazetede ve hangi konuda olursa olsun, kar­ şısındaki ne bu tür soru yönelten bir gazeteciye o gazetenin Yazı İşleri Müdü­ rü sorar. «Bu nasıl bir so­ ru ve önyargı?» diye...

Yaptığı bir röportajda Anayasa Tasarısına yönelil len eleştirileri «saldırmak» olarak niteleyen bu TRT muhabirine, TRT Genel Müdürlüğü hangi işlemi uy gulayacaktır acaba?.. «Ka­ muoyunun serbestçe oluşu­ munu» sağlamakla görevli TRT, bu tür btr soruyla ken di yasasım çiğnemiş olmu­ yor mu?.. Daha soru yönel­ tirken, almak İstediği yanı­ tın doğrultusunu İletmek, hangi röportaj kuralında yer alıyor?»

Vatandaşa yöneltilen bir başka soru şu: «Anayasa’ya çeşitli nedenlerle eleştiride bulunan çevreler var, bun­ lar özellikle özgürlüklerin kısıtlandığı, basının sustu­ rulmak İstendiğini söylüyor lar, siz ne dersiniz?..»

Daha Anayasa Tasarısı üzerindeki eleştirileri doğru dürüst izlememiş, içeriğini kavramamış kişiler, «TRT muhabiri» diye ekrana çı­ kıp, soru soruyorlar. Anaya sa’ya karşı yöneltilen eleş­ tirilerin «çeşitli nedeni» yok. Tek bir nedeni var: O da yüzyıllardan bu yana ge lişmlş bulunan klasik hak ve özgürlüklerin çağımızda ulaştığı içeriğin ve özün bu Anayasa Tasarısıyla zedelen me tehlikesi. TRT’ye çıkıp soru yöneltirken, herhalde önce bu tartışmaları İzle­ miş olmak, ardından da bunlan anlamış olmak ge­ rekir.

TRT'nin talimatı ve yö­ neltilen soruların içeriği ve üslubundan ayrı olarak, bir başka konu daha var. Sağ­ lanan bilgilere göre, TRT bu tür bir program için u- zun süredir hazırlanıyor. Bu nedenle de, çok sayıda vatandaşla görüşmeler ya pilmiş. Hattâ, bugüne dek

CIA

(Baştarafı 1. Sayfada) rini açıklamaktan kaçındılar. Akşam yemeğinin dışında, CIA Başkam Milli Savunma Bakam Haluk Bayülken’le de bir gö- rüşme yaptı.

Cumhuriyet’in yönelttiği bir soru üzerine Casey’in Milli Sa vunma Bakam Bayülken’le yap tığı görüşmeyi doğrulayan Ame rikan kaynaklan görüşmede, sadece uluslararası terörizm ve Ermeni terörü üzerinde durul duğunu bildirdiler. Aynı kay­ naklar görüşmenin Ermeni te­ rörü, Türk diplomatlarına kar şı girişilen saldınlar ve özellik le Amerika’da Türk diplomatla rina yöneltilen Ermeni saldırı ları ile sınırlı kaldığını vurgu­ ladılar.

Öte yandan, CIA Başkam Ca sey’i havaalanında Türk Dış­ işlerinden protokol Genel Mü­ dürü Akgün Kıcıman’m karşı­ ladığı öğrenildi. Ancak, buna rağmen Dışişleri Bakanlığı dün bütün gün bu ziyaretle ilgili o- larak Cumhuriyet tarafından yöneltilen sorulara yamt ver­ mekte kaçındı. Dışişleri Bakan lığı yetkilileri «böyle bir ziya­ retten haberimiz olmadığı gi­ bi, bizim tarafımızı ilgilendiren bir konu da değildir» biçimin de karşılık verdiler.

Başkentteki Amerikan çevre­ leri ise CIA Başkam William Casey’in Dışişleri Bakanlığı Protokol Müdürü Akgün Kıcı- man tarafından Esenboğa’da karşılandığım doğrulayarak «a-

sıl açıklamanın Türk Dışişlerin

ce yapılmasının yerinde olaca­ ğını» savundular.

çekilmiş bulunan filmin u- zunluğu elli bin metreyi bu luyor. Harcanan filmin u- zunluğu aslında programın kalitesini yükseltir. Ama. bu elli bin metrelik filmin acaba kaçta kaçı «makasla myor», işin önemli bir nok tası sanırız burada düğüm­ leniyor. Ve filmde kesilen bölümlerde verilen yanıtlar acaba hangi doğrultuda?..

MAKAS MEKANİZMASI

Yayınlanan bölümlere ve yanıtlara bakılırsa, anlaşı­ lan «makas mekanizması» oldukça yoğun işlemiş... ÇUn kü, ekrana yansıdığı kada­ rıyla kime soru sorsa, «Bu Anayasa’dan daha İyisi yok tur» karşılığını alıyor.

BBC ÖRNEĞİ

Kısa süre önce İngiltere’ de ortaya çıkan bir örnek sanırız TRT yetkililerine en yerinde hatırlatmadır: Faik land savaşı sürerken İngi­ liz Başbakanı Tlıatcher ün lü BBC’den yakınır ve sa­ vaş hakkında, «sadece İn ­ giltere’nin değil, Arjantin’­ in açıklamalarına da BBC’ de yer verildiğini» söyleye­ rek, BBC’yl «Halkın morali ni bozmakla» suçlar, ülke­ nin tam bir savaş İçinde ol duğu dönemde, üstelik sa­ vaştığı ülkenin görüşüne de yer verme uygarlığını gös­ teren BBC yetkilileri Baş­ bakan Thatcher’e şu karşı­ lığı verir:

«BBC’nin görevi haberi en doğru, en objektif biçim de vermektir. Bizim hükü­ metimizin yaptığı açıklama larla, Arjantin hükümeti­ nin yaptığı açıklamalar bir biriyle çelişiyor. Kaldı ki, savaşan her lk\ ülke de savaşta bulundukları nok­ tayı kendi açılarından ak­ tarıyorlar. İngiltere, biz şu kadar uçak düşürdük, der­ ken, Arjantin de yine sade ce kendi düşürdüğü uçak­ ları ve verdirdiği kayıpları açıklıyor. Dolayısıyla, her İki açıklama yanyana gel­ diğinde, gerçek ortaya çıkı­ yor. BBC’nln görevi de ger çeğl duyurmaktır, tarafsız­ lık anlayışı bunu gerekti­ rir.»

TRT yönetimi bu tür bir açıklamayı anlayabilir mİ, dersiniz?..

(Baştarafı ı. Sayfada)

man yazan Victor Weiss- kopf, Fransız yazan Jean Guehenno, Sovyet bilim a- damı Andrei Saharov, A- merikalı yazar Lewis Mum- ford, Fransız kadın yazarı Germaine Tillon, Senegal Devlet Başkanı ve ozan Le opold Sedar Senghor, Fran­ sız yazarı Jean Bourget, Ar­ jantinli yazar ve ozan Jor ge Luis Borges ve Alman ya zan Erast Junger’e verilmiş ti.

YAŞAR KEMAL’İN KONUŞMASI

Vakıf merkezinin Paris’ teki salonlarında dün saat H ’de düzenlenen bir tören ie ödülü Yaşar Kemal’e ve­ rildi. Yaşar Kemal de. tören de yaptığı konuşmada, ken­ dini bildi bileli insanoğlu­ nun acılanna katıldığını vurgulayarak şöyle dedi:

Benim için önemli olan, bü yük Fransız kültürünün be nim edebiyatımı ödüllendir­ mesi. Bunun için jüri üyeleri ne. Fransız okuyucularıma teşekkür ederim. Kendimi bildim bileli, gerek yaşamım da, gerek yazılarımda, in­ sanların acılarına katıldım. Yoksulluk, insanoğlunun ba çına gelen en büyük fela­ kettin yoksulluğa karşı sa vaşımı amaç belledim. Bir tek insanın mutsuzluğu bi le bütün insanların mut­ suzluğudur, bu en acıyan ya ramızı bir gün insanlığın i- yileştirebileceğine inandım. İşkence, savaş, yoksulluk, sömürü insanlık suçlarıdır. İnsanın İnsanı aşağılaması, İnsanin insanın acılarına ka tıimaraası ya da katılama­ ması da bağışlanamaz.

İnsanın gücüne inanıyo­ rum, sözün gücüne da bun dan dolayı inanıyorum. Ede­ biyatımı bu gücün üstüne kurmaya çalıştım. Söz, in­ sanın kendisidir. Ve biz e- debiyatçılar, sanatımızı bu insanin bir parçası olan söz le yaparız. Söz sanatları öl­ çüsünde etkili hiçbir sanat olmamıştır çağımıza kadar, bundan sonra da olmayacak tır. Onun İçin ben söz sa­ natına belki gereğinden faz la önem veriyorum. Söz sanatlarını kötülüğe karşı koyabilecek, insanın yüceli ğine varabilecek, insanoğlu nu anlayabileceğimiz en et kili araç sayıyorum.

Çağımız sorunlarla dolu, ama bence en büyük soru­ numuz doğanın öldürülmesi sorunudur. Doğayla birlik te kendimizi öldürdüğümü­ zün farkında değiliz. Eğer farkında olsaydık, şu anda can çekişen doğayı öldürme yİ sürdürmezdik. Biz, bu çağ da, yitirdiğimiz başka şey lerle birlikte, biraz da sev­ giyi yitirdik.

Çağımıza gelinceye ka­ dar baladlar, ağıtlar bile birer dünyaya bağlılık, bi­

Kolej mezunu Almanca ve

İngilizce ders veriyor Tel: 71 12 82

rer sevinç, birer minnet tür küsüdür, isterdim kİ. be­ nim de yaptığım edebiyat bir sevinç, insanlığa bir aydınlık türküsü olsun. En acıda, işkencede a- şağılamalarda, ölümde bi le ben insanın yaşama sonsuz bağlılığını, minnet­ tarlığını, yaşamdan hiçbir biçimde vazgeçemediğini gördüm. Blzdeki öz, sevinç ve sevgidir. Bunu yitirme­ mek İçin insanoğlu hor za­ man çırpınmış durmuştur. Yeni bir sevgiye, yeni bir sevince kavuşacağız. Yapıt­ larımda da bu özün temel olmasını her zaman istedim, «tnsan sevgisizse boş ko­ van olur.» Bu bir Anadolu türküsüdür. İnsanlığın ger çeğlnin söylenişidir. Doğay la bağımızı böylesine kes- meseydik, böylesine yaban­ cılaşıp sevgisiz kalmasay- dık, bugün gözümüzün ö- nünde ölmekte olan doğa­ ya seyirci kalamazdık.

«İptida söz yar idi» söz­ leri, benim baştan bu yana başlıca güvencem oldu. Söz adamı olduğumdan dolayı mutluluk duydum. Söz sa­ natçıları tarih boyunca sö­ zü pek o kadar kötüye kul lanmadılar, bize uyulması gerekli görkemli kalıtlar bı raktılar. «İptida söz var 1- di. sonunda da söz olacak­ tır- diyebilmeye lâyık ol­ malıyız.

KasteBli'nin

(Baştarafı 1. Sayfada) mallara daha seri el konulabil­ mesi halinde Kastelli’nin tas­ fiyesi sağlanabilir.»

Daha sonra gazetecilerin so­ rularını cevaplandıran Uluer Aral, en büyük borçlunun Fik­ ri Erdöş olduğunu kaydettik­ ten sonra, Erdöş’ün şu anda yurt dışında bulunduğunun bi­ lindiğini de söyledi. Borç ve alacakların gayrimenkullar ka­ tılmaksızın dengeye geldiğini belirten Aral, bundan önceki görüşme sırasında Kastelli’nin yeni alacaklarının saptandığı­ nı kaydetti. Aral, Özden ile bugün yaptıkları görüşmede, bazı alacaklı firmaların talep ettikleri alacaklarının doğru olmadığının öğrenildiğini be­ lirterek, «bundan önceld görüş­ mede Cevher Özdeıı’in alacak­ larında artış olduğu saptanmış­ tı. Bu görüşmede de borçları­ nın daha az olduğu ortaya çık­ tı» dedi.

Borçlarım beyan edenler içe­ risinde gerçek borcunu beyan eden ve bunu ödeyen tek kişi­ nin Selçuk Sayınsoy olduğu­ nu söyleyen Uluer Aral, borç­ luların gazeteye yansıyan söz­ leri hakkında fikir beyan et­ mekten kaçındı. Aral bir soru Ürerine Haca Döner’ln borcu­ nun büyük miktarlara ulaştığı­ nı belirtti.

Tek tek borçlu ve alacaklüa- rm çağrılarak değerlendirme ya pılacağmı bildiren Uluer Aral, bir soru üzerine, Kastelli’nin bir ödeme planının olup olma- dığını bilmediğini söyledi.

9 No'lu Tasfiye Kurulu Baş­ kam Uluer Aral, çalışmalarda hatır senetlerinin dikkate alı­ nacağını söyleyerek, «içlerin­ de milyarlık senetler var» şek­ linde konuştu.

Kastelli’nin borçlan ve ala­ cakları konusunda rakam ver­ mekten kaçman Aral, Cevher Özden’e karşılıksız çek veren­ lerin Savcılığa sevk edildiğini açıkladı.

K im T T

Kimdir?

(Baştarafı l. Sayfada)

m atamak oldu. Seçim kam­ panyasını yürüten eski dostu William Casey bu iş için biçil miş kaftandı. Reagan görevi teklif ettiğinde Casey’e şöyle dedi:

«Güçlü bir istihbarat servisi ne sahip olmamız şart. En bü­ yük istihbarat örgütüne sahip olmasak bile, en İyisine sahip olmak istediğimizi biliyoruz»

William Casey tereddüt etms den görevi kabul etti. Istihba- ratcılık ne de olsa deneyim sa­ hibi olduğu bir alanda. Daha 30’larına yeni girdiğinde ABD Deniz Kuvvetlerinin CIA’ya stratejik hizmetler bürosunda görev almış ve müttefiklerin sokulması planlarını hazırla­ mıştı.

Cascy, başarıyla yürüttüğü bu görevinden sonra bir sürü işe girip gıktı. Onu kimi za­ man dev ABD firmalarının yö netiminde, kimi zaman da hu­ kuk danışmanlık şirketlerinde önemli görevlerde görüyoruz. Ancak bu görevleri o şirketten bu şirkete geçerken hükümet­ le de teması kesildi. Ne yap­ tı? örneğin, Marşhall Planının hazırlanmasında rol alıyor.

Cumhuriyetçilere yakınlığı, onu 1960’larda Başkan Nixon’- un danışmanlığına getirdi. Bu arada 1966’da seçimlerde şansı m denedi ve herhalde bir is­ tihbarat hatasından olmasa ge rek. rakibine yenildi. Başkan Nixon 1971’de Casey’i Dışişleri Bakanlığı ekonomik işlerden sorumlu bakan yardımcılığına geçirdi. Bu görevini 1975’e ka­ dar sürdürdüğü ABD’nin hü- kümetten hükümete ticari kre dilerini dağıtan Ex-im Bank’- ın başkanlığı izledi.

Gelgelelim Casey’i CIA’nm başına getirmesi Reagan’ı güç duruma soktu. Casey’in CIA i- çlnde yaptığı bazı atamalar Temsilciler Meclisi istihbarat komitesinin tepkisine yol açtı. Gizli operasyonlar bölümü baş kanlığına getirdiği işadamı Max Hngel’ın geçmişte yasadı­ şı bir şekilde stokçuluk yaptı ğt ortaya çıkınca komite baş­ kanı Gmdwater, Casey’in İsti­ fasını istedi. Bu arada Casey’­ in de geçmişte yönettiği bir şir kette yatırımcılara yanlış bilgi vererek yanılttığı da iddia edil di. Bir başka iddia da 1971’de hükümette görev aldığı yöne timde ekonomik bürokraside görev yaptığı sırada Coap sis temleri firmasından 10 bin do lar aldığı ve bunu vergi kayıt larma geçirmediği öne sürül- dil. Açıklamayı yapan firmanın sahibi Cari Parffendorf’ttı. CIA deki bir yardımcısı ise Casey’- in bu parayı seçimler İçin bir bağış olarak kaoul ettiğini bil dirdi. Mahkeme dosyalan bası nin en güncel konusu haline geldi. Sonunda Reagan’m des­ tek vermesi ile Casey görevini korudu. Ancak bir hayli yıp­ randı. Hugel’e gelince stokçu­ luğu işinden olmasına yol aç« tı.

İsmi üzerinde çıkarılan de­ dikodulara karşılık Casey CIA yı yeniden organize etti ve Sovyetler Birliği’ne ilişkin is­ tihbaratın ayn bölümlere git­ mesi yerine doğrudan yetkili o lacak bir birine bağladı.

Casey, tartışmalı kişiliği ve ismi üzerinde koparılan fırtı­ nalar ne olursa olsun, bugün dünyanın dört bir yanma kök salmış CIA’nın başında ABD’­ nin bütün istihbarat faaliyetle rini yönetiyor. Reagan’m güç­ lü Amerika hedeii, Casey’de güçlü istihbarat ilkesine dönü şüyor.

T E Ş E K K Ü R

Pek Muhterem Annemiz

MCI FATMA BODUR

un

vefatı dolayısıyla Cenaze Merasimine katılan; evimize,

işyerimize gelerek acımızı paylaşan; gerek basın yoluy­

la gerekse yurt içi ve yurt dışından telgraf, teleks, mek­

tup göndermek ve telefon etmek suretiyle başsağlığı

dileyen; Türk Eğitim Vakfı’na ve Türkiye Milli Kültür

Vakfı’na bağışta bulunan Sayın Devlet Büyüklerimize

ve değerli temsilcilerine, Sayın Komutanlarımıza; İstan­

bul Sanayi Odası, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası

Yönetim Kurulları ve Meclislerine, personeline, Kuru­

luşlarımıza ve bütün camiamız mensuplarına, yakın il­

gilerini esirgemeyen doktorlarına ve hastane personeli­

ne, bütün akraba ve dostlarımız ile kendisini sevenlere

ve arkadaşlarına gönülden teşekkür etm eyi bir borç bi­

liriz.

AİLESİ

G Ö Z L E M

(Baştarafı 1. Sayfada) Ouıer Bağcı, Papa’ya suikast girişimi vs Ağ­ ca düğümünün çözülmesinde önemli bir ipucu ola­ bilir.

İpekçi cinayetinde Ağca’mn suç ortağı Meh­ met Şener, İsviçre’de yakalanmış ve tutuklanmış­ tır. Şener’in yurda getirilmesi için bugüne dek ne gibi işlemler yapıldığını pek bilemiyoruz. Sayın Adalet Bakanımız, bu konuda kamuoyunu aydınlat­ mak niyetinde değildir. Kendisinden ısrarla açık­ lama bekliyoruz.

Mehmet Şener, Türkiye’de yargılanmazsa, ipekçi cinayeti hiçbir zaman aydmlatılamaz. Ağ­ ca olayının Türkiye’deki önemli düğümü, Şe­ ner'in sorgusu ile çözülecektir. Şener’in Türkiye’ ye getirilmesi için ne gerekiyorsa, o yapılmalıdır.

Ağca'yı, İpekçi’yi öldürmesi için azmettiren Mehmet Şener’dir. Şener, silahlı sağ kesim mili­ tanıdır. Ağca’ya bu cinayette yardım eden ve yurt dışında olduğu sanılan Oral Çelik de silahlı sağ teröristtir.

Ağca’yı, cezaevinden kaçtıktan sonra, sakla­ yanlar, yurt dışına kaçıranların hepsi de sağ eği­ limli, adlarına «Ülkücü» denilen militanlardır. Ağca’ya sahte pasaport, ülkücü örgütlerin merkezi Nevşehir’den sağlanarak, yollanmıştır. Silahlı sağ eylemci Ömer Ay ile Ağca’ya «136635» ve «136636» sayılan ile verilen sahte pasaportlar, herhalde ilgi çekicidir. Nevşehir Valiliği, Ağca’ya «Faruk Öz­ gün, Ömer Ay’a da «Galip Yılmaz» adlarına pasa­ port vermiştir. Pasaportlar, aynı gün birbirini izle­ yen sayılarla verilmiştir.

Bu sahte pasaportların, Nevşehir Valiliğin­ den, nasıl verildiğini, bunların, Bulgaristan’ın Sof­ ya kenti Vitoşa Oteli’nde Ağca’nm eline nasıl u- laştığını anlamak kolay değildir.

Türkiye’deki bütün ilişkileri, silahlı sağ kesim lie olan Ağca’nın, Papa’yı Sovyet Gizli Haberalma örgütü KGB tarafından verilen emir ile öldür­ mek istediği yolundaki varsayımlar da bugüne dek hiçbir inandırıcı kanıta bağlanmış değildir. Pa- pa’nın Polonya’da Bağımsız Dayanışma Sendika’- sı’nın eylemlerini desteklediği, bu yüzden Brejnev tarafından öldürülmek istendiği yolundaki kuş­ kular, varsayım düzeyinden öteye geçememiştir.

Varsayımlar üretmek yerine, olayın kanıtları­ nı ortaya sermek, ele geçen sanıkları, mahkeme önüne çıkarıp, sorguya çekmek gerekir. Ceza da­ valarında varsayımlara değil, kanıtlara yer veri­ lir. Kanıt olmazsa bütün bunlar, havada kalır. Söylenen sözler, yazılan satırlar kimseyi inandır­ maz.

Ömer Bağcı, İsviçre’nin Olten kentinde ülkü­ cü örgütlerin başındadır. Bağcı yanına, yine ülkü­ cü olan Vahdettin özdemir’i alarak,. Milano’ya gidiyor ve suikast girişiminde kullanılan Browning marka tabancayı Ağca’ya veriyor. Aca­ ba, Ağca, Avrupa’daki ülkücüler ile nasıl bu denli kolay ilişkiler kuruyor?

Suikast girişiminde kullanılan silah, Horst Grillmayer adü bir eski «Nazi»den sağlanıyor. Ro­ ma Ağır Ceza Mahkemesi, Grillmayer adlı Avus­

turyalI silah kaçakçısını, «İçinde Nazilik kaynayan bir aileden gelmiştir» diye tanımlıyor.

Ağca ile ilgili yayın yapan Amerikan NBC te­ levizyonunun programı ve «terör uzmanı» olarak tanınan Amerikalı kadm gazeteci, Claire Sterling’- in Reader’s Digest dergisinde yayınlanan yazısı, kesin kanıtlara değil, kuşkulu varsayımlara daya­ nıyor. Bu yüzden İnandırıcı olamıyor.

Ağca olayında söz söyleyebilmek için, bizim Türkiye olarak, öncelik ve kesinlikle İpekçi cina­ yetini aydınlatmamız gerekir. Bunu bu aşamaya kadar yapmış değiliz.

Ağca’mn Almanya ve İsviçre’de kimler tara ­ fından korunup, kollandığım bilemiyoruz. Bilebil­ diğimiz, uzun süre Türkiye’de görev yapan Ruzl Nazar adlı Türkistan kökenli bir Amerikan yurt­

taşının Federal Almanya’nın Bonn kentinde yaşa­ dığı ve Almanya’daki Türklerle sıcak ilişkilerini sürdürdüğüdür.

Ankara’da Bahçelievler, Karakol durağındaki evinde çok İlginç kişilerle görüşmeler yapan CÎA görevlisi, Nazar’m avucunun İçi gibi bildiği sağ ke­ simden, herhalde bu güne kadar Ağca ile ilgili bil­ giler elde etmiştir.

Tabii, İpekçi cinayetinin ve Ağca’ya suikast girişiminin CÎA tarafından düzenlendiği gibi kuş­ kulu varsayımlar sahibi değiliz. Yalnızca, CÎA’mn

bu konuda bilgi sahibi olabileceğini söylemek İs­ tiyoruz. CÎA gibi, dünyanın en güçlü haberalma örgütünün Ağca konusunda yaya kalacağım da hiç sanmıyoruz.

Bütün bunlan, geçen Kurban Bayramı’nda ülkemizi bir gece ansızın şereflendiren CÎA Baş­ kam William Casey’e sormak İsterdik:

— Ruzi Nazar size bu konuda herhangi bir bilgi iletti mİ?______________

Seçmen kartları 2 8

gönderilecek

ANKARA, (ata.) — Anaya­ sa Tasansı*nm 7 kasım pa­ zar günü hşjk oyuna sunul­ masında kullanılacak seç­ men sandık kütüklerinin 21 ekim perşembe günü askıya çıkarılacağı bildirildi.

Yüksek Seçim Kurulu Baş­ kam Orhan Aydın’dan alı­ nan bilgiye göre, seçmen kimlik kartlan da 28 ekim perşembe gününden itibaren, yurttaşlara gönderilecek.

Aydın, «Sandık seçmen lis­ telerine askıda kalacağı bir hafta İçinde itiraz edilebile­ ceğini» belirtti, «Listelere iti­ raz süresi 28 ekim perşem­ be günü sona erecek, bo ta­ rihte listeler kesinleşmiş ola. çaktır» dedi.

Aydın, Anayasa oylaması s) rasmda her sandıkta yakla. şık 300 seçmenin oy kullana­ cağını bildirdi. "“ “ B A N K E R L E R ” H ıS S E S E N E T L E R İ T A H V İL L E R ___________ --- B A N K E R LE R ' H İS S E S E N E T L E R İ „T A H V İLLER __________ .

mm

MENKUL DEĞERLER BANKERLİK ve EINÀNSMAN

451250

Kayıtlı Sermayesi: 500.000.000 TL. Ödenmiş Sermayesi: 500 Milyon TL.

MERKEZ: İstiklâl Cad. Oda- kule İş Merkezi No: 286/A Tel.: 45 12 50 (10 Hat)

Telex. 24124 MEBAN TR. — Tahvil, hisse senetleri alı­ rız ve satarız. Bu konulara iliş­ kin t.üm işlemlerinizde MEBAN uzman kadrosu hizmetinizde­ dir. ARANAN HİSSE SENETLERİ: • ANADOLU CAM • BAĞFAŞ • ÇUKUROVA ELEKTRİK • KORDSA • NASAŞ • NUR ÇİMENTO • OLMUK • SARKUYSAN • SİFAŞ • TOZ METAL — MEBAN YAYINLARI - —• Para Dergisi

Türkiye’nin en önde gelen fi- nans dergisi

Sermaye ve para piyasaları Bankacılık ve bankerlik sektör­ leri ve Türk ekonomisinin gi­ dişatı hakkında etraflı ve ay­ dınlatıcı bilgiler verir. Memleketimizin başlıca yöneti­ cilerinin görüş ve önerilerini her Sayısında sîzlere sunar. Ayda bir kez yayınlanır. Fiyatı. 200 TL.

Para abonelerine ayrıca ME­ BAN Sermaye piyasası bülteni ücretsiz gönderilmektedir. Hisse Senedi Nedir? Fiyatı: 25 TL. Tahvil Nedir?

Fiyatı; 25 TL,

Referanslar

Benzer Belgeler

Çünkü gezegen, ay›n ilk günlerinde bile Günefl’ten yaklafl›k bir saat sonra bat›yor ve par- lakl›¤› 1,7 kadir, yani oldukça düflük.. Bu s›rada Merkür’ü görmek

Tycho: Pek de büyük bir krater ol- mamasına karşılık, ilkdördün ve son- dördün evreleri arasındaki evrelerde Ay’daki en beligin kraterlerden biri.. Bunda,

Geriye yüzer havuzlar yerine Pendik Tersanesi’nin büyük gemi inşaatları için yeni hizmete giren kuru havuzu kalıyor ki, bu havuz hem tamir havuzu olarak di- z.ajn

1933 yılında özel sektöre yalnızca yük taşımacılığının bırakılması, yolcu taşıma hakkının devlete verilmesi ile Şirketi Hayriye ke- penklerini indirdi..

Ba­ bası ve kardeşi ile Paris'e giderek ( 1899 ) öğre­ nimini orada tamamladıktan sonra Jön Türk- ler'e katılmıştır.. Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği

Artık İstanbul’un yabancı kültür merkezlerinde ve çeşitli sinema salon­ larında çekingen, alçakgönüllü, ama ateşli bir yedinci sanat tutkunu ve söz­ cüğün

Sinire uygulanan elektriksel bir stimulus uygula- nan akım belli bir düzeye ulaşınca sinirde depolarizas- yona neden olur. Düşük düzeyde verilen akımla olu- şan aktivite

Tip I, radial başın anterior çıkığıyla birlikte ulnanın kısa oblik veya yaş ağaç kırığı; tip II, radial başın posterior veya posterolateral