• Sonuç bulunamadı

Herkes sorumlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Herkes sorumlu"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET/3

DÜNYADA BUGÜN

AIİ SİKMEN

Herkes Sorumlu

Muammer Aksoy gibiler, bir toplumun sağlık ve geleceğinin güvencesinin göstergeleridirler. Muammer Aksoy, bilimini, yü­ reğini, yaşamını toplumunun hizmetine sunmuş, kendini dava­ ya adamış kişiydi. O ve onun gibilerin varlığıdır toplumu sağlıklı yörüngeye oturtmanın güvencesi.

Doğrusu, toplumun Muammer Hoca gibi kişilere gereksinim duymaması, sorunlarını çok daha olağan yollardan çözmesidir daha iyi olan. Ama öyle bir toplum ancak kâğıt üzerinde vardır.

Yalnız azgelişmiş ya da açık deyişiyle düpedüz geri kalmış top- lumlarda değil, yeryüzünde başa güreşen ülkelerde bile Muam­ mer Hoca benzeri kişiler gerekli oluyor. A B D ’de Vietnam Sava- şı’na karşı çıkan gösteri yürüyüşü sırasında gözaltına alınan ünlü bilim adamı Dr. Spoack, İngiltere’de doksanını geçtiği yıllarda insanlık savaşımında başı çeken Bertrand Russell, Sovyetler Bir- liği’nde yaşamının önemli bölümünü inandığı davaya adayan Sa­ harov, Fransa'da Camus, Sartre, F. Almanya'da Heinrich Böll ve Günther Grass, Doğu Almanya’da sapına kadar komünist oldu­ ğu ve hâlâ kaldığı halde, Komünist Partisi’nin çarpıklıklarına, bas­ kıcı yöntemine bayrak açan Wolf Biermann gibi aydın bilim ada­ mı, yazar ve sanatçılara toplumları çok şey borçludurlar. Ve bu insanların varlıkları ile savaşımları, bu tür aydınlara her toplu­ mun gereksinimi olduğunu gözler önüne serer.

Bizimki gibi, “adam sende”ci, “ bana dokunmayan yılan bin yaşasın”cılığın çoğunlukta olduğu diyarlarda, toplumun her so­ rununu kendi kişisel davası haline getirmiş olan, her olayın so­ rumluluğunu benliğinin derinliğinde duyan insanlar daha da bü­ yük bir önem kazanıyorlar ve çok daha önemli işlevler yüklen­ mek zorunda kalıyorlar.

Bilim adamı, avukat, siyaset savaşımcısı Muammer Aksoy iş­ te böyle bir insandı.

Muammer Hoca’nın her anı toplumun önünde geçmiş olan ya­ şamının ana çizgilerini Cumhuriyet okurları iyi bilirler. Üniversi­ tenin özerkliği için başlayan savaşım, Türkiye’nin daha çağdaş bir anayasaya kavuşturulması doğrultusunda sürerken maden­ lerimize, petrollerimize sahip çıkabilmemizin kavgası da onlara ekleniyordu. Muammer Hoca, siyasi davaların avukatlığını yapı­ yor, petrol savaşımını veriyor, yürekten inandığı cumhuriyet dev- riminin kazanımlarını özellikle laiklik ile hukukun üstünlüğünü savunuyordu. Bu savaşım, kâh üniversite öğretim üyesi, kâh avu­ kat, kâh sanık, kâh politikacı, kâh Hukuk Kurumu Başkanı, kâh Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı, kâh C H P Parti Meclisi üye­ liği, kâh milletvekili adaylığı, kâh parlamenter olarak sürüyordu.

73 yaşındaki savaşımcı delikanlının yaşamı, önceki gün evi­ nin önünde başına sıkılan bir kurşunla sona erdi.

Yirmibirinci yüzyıla on kala, toplum içinde gittikçe güçlenen bir kesim, ülkenin umut simgelerinden biri olan Muammer Ak- soy’un varlığını kaldıramamıştı.

Muammer Hoca, bir hafta içindeki üçüncü terör olayında ve bölgemizi allak bullak eden gelişmelerin olduğu, Türkiye’nin tüm sınırlarında olayların çıktığı, laikliğe karşı eylemli kalkışmanın tüm belirtilerinin gün yüzüne vurduğu bir sırada öldürüldü.

Cinayeti, şimctfye dek adı duyulmamış “İslâmî İntikam örgütü” adlı kuruluşun üstlendiği söyleniyor. Ancak şu ana kadar gaze­ telere edilen telefon dışında herhangi bir ipucu bulunmuş de­ ğil. Muammer Hoca’yı gerçekten laiklik konusundaki savaşımı­ nı içine sindiremeyen şeriatçılar mı öldürdü? Yoksa ortalığın ka­ rışması için terörden medet uman başka güçler mi kendisini her­ kesten ve her şeyden sorumlu tutan bu yurtsever aydının canı­ na kıydılar? Bu konuda henüz kesin yargıya varmak olanaksız.

Am a ne fark eder?

Her olayın sorumluluğunu benliğinin derinliğinde duyan, top­ lum için sürekli savaşım veren Muammer Aksoy’un katilleri kimler olurlarsa olsunlar, onun ölümünden, demokrasiyi sürekli darbe­ lerle ortadan kaldırıp, şeriatçılığı adım adım ileri götürenler, si­ lah zoruyla hukuku çiğneyip, Muammer Hoca’yı sık sık sıkıyö­ netim mahkemeleri önüne çıkaranlar, Atatürkçü Düşünce Der­ neğin in kurulmasını zorunlu hale getirenler, Türk-islam sente­ zini egemen kılanlar, aymazlığıyla Türkiye’nin sorunlarına sorun­ lar katıp sivil çözümler üretemeyen iktidar, rejimin sınırları için­ de sivil alternatif oluşturamayan, kişisel tutkulardan başları dön­ müş kişilerin başlarını tuttuğu muhalefet, tüm örgütleriyle “adam sende”ci toplum sorumlu.

Kendini her şeyden vö herkesten sorumlu sayan bu aydın, sa­ vaşımcı bilim adamını içine sindiremeyen toplum, geleceği ko­ nusundaki ipuçlarını da ortaya sermiştir.

Evet, kendini her şeyden ve herkesten sorumlu sayan M uam ­ mer Aksoy’un öldürülmesinden herkes sorumludur.

(2)

DÜNYADA BUGÜN

ALİ SİKMEN

(Baştarafı 3. Sayfada)

düklerimizin, algılayabildiklerimizin belgelere dayanarak nesnel olmasına çalışsak bile, tümüyle ölçülüp tartılıp, niceliğini bilim­ sellikle saptayamadığımız bir dökümünden başka nedir ki?

O zaman tarih biz neyi ne kadar algılayabiliyorsak odur. Bu durumda, 73 yıllık koskoca bir yaşamın içinden gelecekte büyük harflerle sadece alçakça öldürülme anını yazmasındaki haksızlık için kendimizden başka kime kızabiliriz ki?

Zamanın belirli bir kesiminde tarihin neyi yazıp neyi yazma­ yacağı, o toplumun neyi algılayabilip, neyi algılayamayacağına bağlıdır.

Tarih değildir varsa bir haksızlık veya yanlışlığın sorumlusu, biziz.

Muammer Hoca’yı ölümünün haksızlığıyla değil, yaşamının görkemiyle, haklılığıyla, verimiyle, renkliliğiyle anımsayacağım hep.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nihai senato kararı anlamına gelen senatus consultum ultimum, Eski Roma’da devleti tehdit eden olağanüstü iç karışıklarda, konsüller başta olmak üzere üst

Aslında klâsik bir musiki terbiyesi gördüğü, klâsik musikiyi pek iyi bildiği ve ona hayranlıkla bağlı olduğu halde yüzlerce şarkısından birisinde bile

Mühendisler, herhangi bir kâğıt veya karton ambalajı bir klavye, tuş takımı veya kullanımı kolay diğer bilgisayar ara yüzlerine dönüştürebilen basit bir baskı

Tabloları kendisi için aldığını belirten Akpınar, ayrıca şamdan tespih hat levhayı da bir milyar liranın üzerinde para ödeyerek satın aldı. Conrad Otel’de, 315 parça

İbrahim Hakkı hazret* lerinin ne gibi esaslara istinaden bu mezar taşlarını yaptırdığı belli değil bunu eskiden halkda mevcut rivayet ve inanışlara istinaden

başkanı bulunan Rebia Tevfik Başokçu ağır bir enfaktüs ge­ çirmiş, bu darbe komite faali­ yetini sekteye uğratmıştır. Bu­ nun üzerine Rebia Tevfik

Merak içinde kalmış olan Sul­ tan Murat Şayan kadından Cev­ her ağanın ne istediğini sordu. Şa­ yan kadın kocasını sıkmamak için evvelâ söylemedi; fakat

Kullan›m Amac›na Yönelik Antibiyotik Seçimi Antibiyotikler üç temel amaçtan biri için kullan›lmakta- d›r: [1] kan›tlanm›fl infeksiyon varl›¤›nda antibiyotik