• Sonuç bulunamadı

Bir zamanı düşlerken...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir zamanı düşlerken..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

28 M A R T 1987

POLİTİKA YE ÖTESİ

MEHMED KEMAL

Bir Zamanı Düşlerken...

Sabahattin Kudret Aksal’ın elimin altında iki kitabı var: Biri şiir, ‘Bir Zaman Düşü’, (Cem Yayınları’ndan çıkmış); öteki ne­ sir, ‘Geçmişle Gelecek’ (Çağdaş Yayınlarından ikinci bası...) İki kitabı da bana ‘sevgiler’ diye imzalamış. Benden de sevgi­ ler. Öteki kitaplarını ne diyerek imzalamış, doğrusu merak et­ tim. Bütün şiirlerini içeren ‘Şiirler’ adlı kitaba baktım. Orada bu kez adımın başına ‘sevgilerle’ demiş. Bunları şaka olsun diye yazıyorum. Kitaplara sunu yazmak çok güçtür. Her dos­ tunuza bir şey söyleyeceksiniz, isterler. Hele imza günlerini bir düşünün, tanıdık tanımadık herkese bir söz söylemek zorun­ dasınız.

Edirne’deydik, Oktay Akbal’la kitap imzalıyorduk. Üniversi­ te öğrencisi iki genç kız geldi, kitapları imzalatmak üzere önü­ müze sürdüler. Biz de elimizi kapatarak bir şeyler yazdık. Ara­ dan kısa bir süre geçti, iki kız yeniden geldiler, kitapları uzata­ rak, “ Ne olur şuraya güzel bir şey yazın, hiç iyi olmamış!..” de­ diler. Çarnaçar bir şeyler döktürmeye çalıştık.

Sabahattin Kudret, benim kuşağımdandı, yaşıtız, aynı do­ ğumluyuz. 1938 yılında ilk şiiri Varlık Dergisi’nde çıkmış, on sekiz yaşında... Benim ilk şiirim de o yıllarda çıktı, Gençlik Der­ gisi’nde sanıyorum. İlk şiir kitabı Şarkılı Kahve (1944), benim Birinci Kilometre (1945). Sanki birbirimizi izler gibiyiz.

Sabahattin Kudret’in ilk şiirleri kendine göre ölçülü, uyaklı­ dır. Garip akımını da, öteki şairleri de izlemez, yolunu bulmuş­ tur, kendince gider. Gençliğimizde şiir ezberleme töresi vardı. Dergilerde çıkan bir şiiri sevdik mi hemen ezberler, akşamına meyhanede buluştuğumuzda birbirimize okurduk. Sabahattin Kudret’in gençlik yıllarında belleğimde kalan iki şiiri vardır, hâlâ unutmadım. Biri, ‘Baca’dır: " “Ne bitmez şarkın v a r/B a c a /B ü ­

tün gün tütersin", öteki, ‘Park'tır: “Alabildiğine canı sıkılan bir adam / Her gün parkta uyuyor."

Kitabına bakıyorum, ikisi de ilk şiirlerinden. Demek yıllar ön­ cesi bu dizelerde buluşmuşuz, bir daha ayrılma olmamış... Oy­ sa ikimizin şiiri de birbirine benzemez. Ortak yanlar varmış giz­ liden gizliye...

Sabahattin Kudret Aksal, kitapları ile çok yönlü bir yazardır. Önce şairliği ve şiirleri gelir. Bütün şiirlerini bir kitapta (İş Ban­ kası Yayınlarından) toplamıştır. Bunlar: Şarkılı Kahve, Gün Işı­ ğı, Duru Gök, Bir Sabah Uyanmak, Elinle, Eşik, Çizgi, Zaman- lar’dır. Sonuncusu ise, ‘Bir Zaman Düşü’dür. Öyküleri, oyun­ ları, denemeleri vardır, onların adını yazmıyorum.

Şiir kitaplarını önüme serip şöyle bir baktığımda bu belalı yolda ne çileler çektiği belli oluyor, şiir kendini kolay kolay ver­ mez, yorar, eza verir. Son şiirleri biraz düzyazıya çalıyor. Düz de yazsa, ölçülü, uyaklı da yazsa, sonunda gelen şiir olacak­ tır. Çünkü Sabahattin Kudret, bu yazdıklarının adını şiir koy­ muştur. Bir örnek vereyim mi: “Bir adam, sokakta yürüyor. Pal-

tolu, uzun. Simidi ısırarak. Bir kediye gülümsüyor. Çamuru ka­ rıştırıyor ayağıyla. İzmariti eziyor. Zikzaklı. Esrik. Çalgısı cebin­ de.”

Şairlik, şiiri tanımak kadar şairleri de tanımaktır, Ataç, Yah­ ya Kemal’den söz eden bir yazısında onunla aynı çağda yaşa­ dığı için mutlu olduğunu söylüyor. Sonra dönüp şöyle diyor:

“Ah, Baki’yi görseydim, tanısaydım.”

Bir şairleri tanımak vardır, bir de aynı çağda olup hiç farkın­ da olmamak var. Çok şairli bir dönemde dünyaya geldiğimi sa­ nıyorum. Bizim birçok şairimizi tanıdım. Hem kendilerini tanı­ dım, hem şiirlerini... Sabahattin Kudret, bir yazısında, Edebi­ yatımızın hangi çağının on beş yirmi yıllık bir süresinde, bun­ ca şairi bir arada görebiliriz?, diye soruyor.'Hececileri bir ya­ na koyun, Nâzım’dan, Necip Fazıl’dan, Orhan Veli, Ahmet Mu­ hip, Cahit Sıtkı daha niceleri aynı dönemin içindedir. Ya şiir ya­ zıp da gençliklerinde adı sanı unutulanlar!..

Cahit Sıtkı’yı gördüğünü, tanıdığını, sevdiğini şöyle anla- tır."Şimdi uzaktan bakıp da Cahit Sıtkı’yı ilk gördüğüm 1938 ya­

zının bir akşamında Beşiktaş Çarşısı bana öyle görünüyor. O ge­ cenin Beşiktaş Çarşı Meydanı’ndan bende kalan izlenim yoğun bir aydınlıktır. Balıkçıların, manavların, sebze ve meyve tezgâh­ larının kümelendiği çarşı meydanı, loş köşelerden, sokak arala­ rından bakılınca bol ışıklı bir tiyatro sahnesi gibiydi. (...) Cahit, meyhanenin önünde durmuş, çarşı meydanına bakıyordu.”

‘Her geçen mecruh geçmiş bu güzergehden meğer’ Şair ne

de güzel diyor, ne de güzel bağlıyor. Yaşadıkça, yıllar geçtikçe biraz yaralanmıyor muyuz?

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çok kuvvetli bir asker olup Abdülâzizin tahtından indirilmesinde oynamış olduğu rol­ den sonra memleketin en nüfuzlu şahsiyeti halinde ortaya çıkan Serasker

~inebüü, "Tesyin ertniy türeg biçeesiyg dabin nyagtalsan ni (Novoe issledovanie drevnetyurkskoy nadpisi na Reke Tes) ([Tes nehrindeki eski türkçe yaz~t üzerine

A N KA RA seyircisi Şimdiye kadar haftada en az iki de­ fa bale temsili seyretmek imkânını bulmakta iken İs- tanbulda geçen sezona kadar (Ö zel bale ve Devlet

Fotoğraf 35: 984.7.118 envanter numaralı lülenin cepheden görünüşü. Fotoğraf 36: 984.7.118 envanter numaralı lülenin

Ahmet Emin Yalm an sunda, Trablusta, Çanakkalede, İstiklâl mücadelesinde hizmetle­ ri, saltanatı ve hilâfeti tasfiye­ de, lâikliği kurmakta, nefsimize güvenimizi ve

• Çalışmaya katılan kadın işçilerin meme kanseri taraması için kendi kendine meme muayenesi yapma, mamografi işlemi yaptırma durumuna göre Sağlıklı Yaşam Biçimi

Dendrimerler, ilaç taşıyıcı sistemler olarak etkin maddenin çözünürlüğünü ve biyoyararlanımını arttırmak, etkin maddenin salımını modi- fiye etmek ve etkin

Hatta bunun için bir vakıf kurulduğunu ve İnternet üzerin- den bir öngörüde bulunabileceği ya da var olan öngörüler üzerine bahse