• Sonuç bulunamadı

Benim zamanım başka diyen bir şair

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Benim zamanım başka diyen bir şair"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

« s?

Zamanım

O K T A Y

B a Ş k a ” D İy e n

AKBAL

Bir Ş*...

Andre G ide'in İki sözü var kİ «klasik yazar» sa y ıl­ manın önem li niteliklerini belirtiyor: «Klasik yazarların yaşam ları onların yap ıtların a karıştırılm az», «Klasiklik, F ran sız klasikliğ i en az sözle en ço k şeyi anlatm ak sa ­ natıdır. »

M elih Cevdet A nday'ın yeni yapıtı «Ölüm süzlük A r­ dında G ılgcm ış»ı okurken bu sözleri anım sadım . Gide' İn iki sözü de A n day’a uyuyor, A nday'ın tüm yapıtları na, şiirlerine, oyunlarına, rom anlarına, denem elerine ya­ kışıyor. «Ben» derken o «ben» M elih Cevdet, yani, şu yaşayan, gezen, gören, soluk alan «insan M elih Cevdet» değildir Bana öyle gelir, o «ben», zam andışı, çağ öte ­ si bir başka «ben»dir. B ir toplam dır, b ir sim gedir, bir özüm selleşm edir.

«Hiimle dokundum sonra, bilm iyordum kİ, — Hem ya­ şıyor, hem de yaşam ıyordum — , Y e şil gibi, dikey gibi, ses gibi» derken A nday'ı gelin de bulun!... «Ama kan ­ madım, bana ne s is li yağm urdan — Ç inko sesinden, gü- venemem ağaca— Düşünemem oluklardan a kıp gideni — De ki benim zam anım başka.» derken «Olurum ö- lünce görkem li b ir korkuluk — S alla nır, m art sabahının loş toprağında — Göğün üstündeki yeğni kuş gibi — Dünyanın sonuyum, başlangıcıyım ..» derken, hep «O başka zamanın» kişisid ir konuşan.

Şairlerin, öykücülerin « bem lerl de y alnız kendi «ben»ieri değildir elbet.. En ço k «kendinden» söz eden, eder gibi görünenler bile, kendi içlerindeki bir başka «ben»ln sesini, özlem ini, İsteğini duyururlar. Am a ba­ karsınız büyük benzerlikler vardır, o «ben»le gerçekte kİ «kişi» arasında.. O yunlarındaki tiplerden kim ileri, yazarın benzeridir. R om anlarındaki kahram anlara yaza rın kişiliği bölünerek dağılm ış, ya da belirli bir kahra­ m anında toplanm ıştır. Ya da a c ık a ç ık «ben» diye yazar ken başından geçen serüvenleri yazın sal b ir dille a k­ tarm ıştır. Zaten yazında yer alan «bensler zam anla yazarından koparlar, yaza rıyla İlgilerini keserler.. Y ıl­ lar, yüzyıllar sonra b ir rom anı okurken, fala n ca tipin ya zarın karakterini ta şıd ığ ın ı kim bileb ilir?...

Ne var ki, A nday’ın yapıtları, örneğin rom anları — kİ bence çağ d aş Türk rom anının en özgün, en k a lıc ı ör­ nekleridir: «Isa'nın Güncesi», «Gizil Emir», «Razlye» vb. sonra oyunları: «İçerdekiler», «M ikado nun Çöpleri» vb. Her hafta gazetem izde okuduğunuz, birbirinden seçkin düşünce yazıları, denem eleri M elih C evdet A nday'ı «ki­ şi» olarak, özel yaşam ının b ir tanığı olarak pek g ö s­ termez bize. Ç ağ d aş «lnsan»lar vard ır o yapıtlarda, ay­ nı zam anda ça ğ la rı aşan, geçm işte ve gelecekte yaşa mış, yaşayacak olan kişiler, sorunlar vardır.. «İsa'nın G üncesisnl yazan Anday gündelik yaşam ın A nday'ı de ğll «başka zamanın» A nday'ıdır. «M ikado'nun Çöpleri» nin kahram anı öyle. «içerdekiler»in tutuklusu öyle.. Ra- ziye'nin genç ve y aşlı kahram anlan öyle..

Andre G ide'in «en az sözle en ço k şey anlatm ayı» klasikliğ in bir öğesi saym ası yerinde b ir tanım lam adır. Bunu da A nday’da buluyoruz, hemen her kitabında, her şiirinde. S özü uzatm ak, büyütmek, dallandırm ak, ge­ reksiz sözcüklerle doldurm ak yoktur onda.. N e d iyecek­ se, en a çık , en doğru, en yalın biçem de söyler. Am a bu yalın sözler bir araya geldi mİ b ir derinlik, bir anlam çoğalm ası, üzerinde uzun uzun durm ak, İncelemek, dü- şünmeK gerekliliği yaratırlar. D üzyazıları bu özellikleri taşıyan bir sanatçının, şiirleri elbette ki daha da yoğun, daha da özlü, daha da kapsam lı olacaktır..

A n day’ın bütün şiirle ri iki yıl ön ce iş B a n ka sı Kül­ tür Yayın ların da çıktı. O yıl S edat Sim avi ödülünü de kazandı. Şim di yeni şiir kitabı «Ölüm süzlük Ardında G ıl- gamış» elimizde. G eçen İki y ıl içinde yazdığı şiirleri toplanm ış Ada Y ayın ların d a yer alan bu yeni yapıtta «Klasik» sanatçı tanım ına en ço k yakı şan A nday’ın bu şiirleri yine «zaman üstü» b ir kişinin İz

lenimieri, duyarlılığı, düşünceleri İle bizi başbaşa b ı­ rakm aktadır. K ısa şiirleri olsun, uzun «Gılgam ış» şiiri ol sun o «zaman üstü» kişinin yaratılarıdır.

Aradım , kitapta İki ş iir buldum A n day’ın gerçek ya şam ının izlerini taşıyan.. Böyle oldu mu daha çabuk, daha Kclay severiz o yapıtı!... Kendim ize benzettiğim iz, kendim izi şairin yerine koyduğumuz, koyduğum uzu san dığım ız içini... «Paris'te Eski B ir Evde» ve «Oğlum id- ris'e Uzaktan Şiir» p arçaları böyle şiirler..

«Akşam yaşlı k ad ınlan ça ğ rırd ı sokak, — M eyha­ nelere giderlerdi süslü, sarsak, — Dönerler ölm üş koca ların m erdivenlerine tutunarak — O ğullar, kızlar, to ­ runlarsa kim bilir nerde..»

«Zaman üstü» bir varlık tır gerçek şair, sanatçı,. «Zamanın olduğu gibi, uzam ın da dilini yok ettim. Eski paralar gibi değiş tokuştan kaldırdım onları. Hem geç m işte nem gelecekte yaşıyordum..» diyen, diyebilen en sonunda da blzlere şöyle seslenen: «Eksik b ırakacağım şiirim i. Onu sen tamamla.»

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Her kimse, bu şiveyi taklit etmesi için iyi bir Arap hafızından tavır elde etmesi, radyodan onlarm nasıl Kur'an okuduklarım dinleyerek gırtlağına vasıl olması lazım.. ■

KOAH AA’l› olgularda tedavi öncesi serum ürik asit düzeyi (p<0.001) ve serum ürik asit/kreatinin oran› (p<0.01) tedavi sonras›na göre anlaml› derecede

TRT, törenlerde sürekli bir biçimde atılan "laiklik istemezük" sloganlarını dinleyici­ lere duyurmamak için, yayının sesini kısarak garip bir sansür

Yitirdiklerim izin değerini ve bugünlerde nereye doğ­ ru sürüklenm ekte olduğum uzu kavrayabilm em iz için; Nadir Nadi gibi, Kemalizmi doğru algılamış ve Türk devrim ini,

Bu çalışmada, Osmanlı Devlet 'ndek gayr müsl mler n ulusal muhasebe s stem ne etk ler üzer nde durulacak ve muhasebeye katkısı olan Ermen ve Yahud kökenl

[r]

Türkiye’de HIV’le İlgili Damgalama ve Ayrımcılığın Analizi: HIV’le Yaşayan Kişiler İçin Damgalanma Göstergesi Sonuçları Analysis of HIV/AIDS-Related Stigma

Ama ünlü sanayici Rahmi Koç’un zaman içinde topladığı objeler o kadar çok ve hacimliydi ki, 2100 metrekarelik bir alana kurulu olan Lengerhane binası bu geniş