• Sonuç bulunamadı

2. SAYININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "2. SAYININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ."

Copied!
272
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MODERN TURKISH LITERATURE

A BIANNUAL PEER REVIEWED JOURNAL OF RESEARCH

2

EKİM 2010

(2)

Modern Turkish Literature Sayı: 2, Ekim 2010

ISSN: 1309-565X

Yayım Danışmanı Hakem Kurulu

Baskı

A Ajans Reklamcılık Filimcilik Matb. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Beysan San. Sitesi Birlik Cad. Yayıncılar Birliği Sit. Nu.: 32 Kapı Nu.: 4G

Yakuplu – Büyükçekmece / İstanbul Tel: (212) 422 79 29

Cilt

Güven Mücellit & Matbaacılık Sanayi Tic. Ltd. Şti. De ve kal dı rı mı Cad. Ge lin cik Sok.

Gü ven İş ha nı No: 6 Mah mut bey – Bağ cı lar / İs tan bul Satış, Abone

Ana Basım Yayın Molla Fenari Sokak Yıldız Han Nu.: 28 - 34110 Cağaloğlu / İstanbul Tel: (212) 526 99 41 (3 hat) Faks: (212) 519 04 21

Yurtiçi öğretim üyesi ve öğrenciler için abonelik bedeli

Yıllık 2 sayı, 26 TL Yurtdışı abonelik bedeli Yıllık 2 sayı, 35 ABD Doları

Kurumlar abonelik bedeli Yıllık 2 sayı, 60 TL Abonelik için hesap numarası Ziraat Bankası (Cağaloğlu Şubesi) IBAN: TR 91 0001 0008 8929 0448 1950 01

Posta Çeki Hesabı: 6115869

Prof. Dr. HASAN AKAY Prof. Dr. YAVUZ AKPINAR

Prof. Dr. ŞERİF AKTAŞ Prof. Dr. M. FATİH ANDI Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH

Prof. Dr. NURULLAH ÇETİN Prof. Dr. İSMAİL ÇETİŞLİ Prof. Dr. RECEP DUYMAZ Prof. Dr. İNCİ ENGİNÜN Prof. Dr. BİLGE ERCİLASUN

Prof. Dr. NÜKET ESEN Prof. Dr. FAZIL GÖKÇEK Prof. Dr. OSMAN GÜNDÜZ Prof. Dr. ÖMER FARUK HUYUGÜZEL

Prof. Dr. ŞUAYİP KARAKAŞ Prof. Dr. TURAN KARATAŞ

Prof. Dr. EMEL KEFELİ Prof. Dr. ZEYNEP KERMAN Prof. Dr. EMİNE GÜRSOY NASKALI

Prof. Dr. BEKİR NEBİYEV Prof. Dr. ORHAN OKAY Prof. Dr. MUSTAFA ÖZBALCI Prof. Dr. NAZIM HİKMET POLAT

Prof. Dr. MEHMET TEKİN Prof. Dr. ABDULLAH UÇMAN

Prof. Dr. SEMA UĞURCAN Prof. Dr. ALEV SINAR UĞURLU

Prof. Dr. İnci Enginün

Yayın Kurulu

Prof. Dr. Yavuz Akpınar Prof. Dr. Fazıl Gökçek Prof. Dr. Osman Gündüz Prof. Dr. Şuayip Karakaş Prof. Dr. Abdullah Uçman Prof. Dr. Alev Sınar Uğurlu

Yayın Koordinatörü

Dr. Sabahattin Çağın

Sahibi ve Yazı İşleri Md.

Dergâh Yayınları A. Ş. adına Asım Onur Erverdi

Yazı İşleri Suna Demirer Zeynep Yörük e-posta bilgi@dergahyayinlari.com Yazışma Adresi

Klodfarer Caddesi Altan İşhanı Nu.: 3/20 34112 Sultanahmet / İstanbul

Tel: (212) 518 95 78 (3 hat) Faks: (212) 518 95 81

(3)

OĞUZ ÖCAL

İroni Kavramı ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü 7

ŞERİFE ÇAĞIN

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Romanlarının Prototipi "Evin Sahibi" Hikâyesi 39

FAZIL GÖKÇEK

Ahmet Mithat Efendi'nin Romanlarının Yeni Yayımları ve Ona İsnat Edilen Bir Roman 57

SABAHATTİN ÇAĞIN

Fikir Akımları Karşısında Mehmet Akif Ersoy 69

MÜBERRA BAĞCI TAYFUR

Denizin Çağırışı, Aylak Adam, Tutunamayanlar'da Başkişilerin Yabancılaşmasında Çocukluk Hayatlarının Rolü

83

MEHMET TEKİN Aşk Romanında Anlatıcının Halleri

103 SERAP ASLAN

Hüseyin Cahit Yalçın'ın Fikir Hareketleri Dergisindeki Edebî Tenkitleri 117

YAVUZ AKPINAR

1905’e Kadar Rusya Türklerinde Matbaalar ve Matbuat: 1 137

H. HARİKA DURGUN

Mustafa Reşit'in Bir Çiçek Demeti Adlı Eseri Etrafında Bir Tartışma 165

ECE SERRİCAN

Mizah Dergiciliğinin Önemli Köşe Taşlarından: Kalem 177

(4)

İrsiyet, Dehâ ve Muhit Üzerine Rıza Tevfik'ten İsmail Hikmet Ertaylan'a Bir Mektup, Abdullah Uçman

197

Cenap Şehabettin'in İki Mektubu Ömer Turan

225

Bir Ders Kitabı: Yeni Türk Edebiyatına Giriş Sabahattin Çağın

235

Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken, Dört Osmanlı: Yeniçeri, Tüccar, Derviş ve Hatun Özlem Nemutlu

239

Ömer Faruk Huyugüzel’e Armağan Sinem Bereketli Erdoğan

245

Türk Edebiyatında Manzum Poetikalar (1860-1960) Güneş Yavrı

251

Son Jön Türk Kalesi Ahmed Kemâl Akünal Sultan Sarı

255

Bir Hülya Adamının Romanı Ahmet Hamdi Tanpınar Şerife Çağın

261

YENİ TÜRK EDEBİYATI DERGİSİ HAKKINDA

271

(5)
(6)
(7)

Oğuz Öcal

*

THE CONCEPT OF IRONY AND TIME REGULATION INSTUTE/ SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

ABSTRACT

Irony is an exis ten ce and ex pres si on way ba sed on the con tra dic ti on bet we en es -sen ce and phe no me non. Irony is se pa ra ted in to three ca te go ri es in it self as an est he tic aus te rity, en tity-ot her ness and dia lec tic of the his tory. Irony which can be de fi ned as an ex hi bi ti on way de pen ding on the prin cip le of crea ting con trast is a cho ice among the op por tu ni ti es of fe red by the gi ven re ali ti es; at the sa me ti me the dis sa tis fac ti on with the things gi ven; a lon ging for ide al. Irony is a ne ga -ti on. Iro nist is a per son who do esn’t be li eve the gi ven prag ma -tism and rea lity, and do esn’t sug gest an al ter na ti ve fic ti on; but he is the one who ne ga tes the who le exis ten ce and him self by crea ting con trast with his cho ice, his hi ding and re ve aling him self, his dis sa tis fac ti on and lon ging, his in ti macy and ar ti fi ci ality. In short term, iro nist is des pe ra te but in long term he is a ho pe ful per son who pa ves the way for the things ne ces sary to be es tab lis hed.

Sa­at­le­ri­Ayar­la­ma­Ens­ti­tü­sü, is a no vel des cri bing the re la ti ons hip bet we en man

and rea lity, the at ti tu de to wards the rea lity and the iro nic en tity which is a mo -dern exis ten ce way by using me tap hors and me tap ho ric al le go ri es. The irony in the no vel ar ran ged as the me mo ri es of Hay ri İr dal is ma ni fes ted thro ugh the man -ners of Hay ri İr dal and his re la ti ons hip with the rea lity. In this ar tic le, the con cept of irony was ar gu ed and the no vel Sa­at­le­ri­Ayar­la­ma­Ens­ti­tü­sü­was stu di ed.

Keywords: Irony, iro nist and iro nist exis ten ce, rea lity and man, Ah met Ham di

Tan pı nar, Sa­at­le­ri­Ayar­la­ma­Ens­ti­tü­sü.

* Yard. Doç. Dr., Kı rık ka le Üni ver si te si Fen-Ede bi yat Fa kül te si Türk Di li ve Ede bi ya tı Bö lü mü. Ye­ni­Türk­Ede­bi­ya­tı­Der­gi­si,­Sa­yı­2,­Ekim­2010,­s.­7-37

(8)

ÖZET

Öz le fe no me nin çe liş ki si ne da ya nan iro ni, bir ifa de ve va ro luş şek li dir; ken di için de es te tik bir ta sar ruf, ken di liköte ki lik ve ta ri hin di ya lek ti ği ola rak iro ni ol -mak üze re üçe ay rı lır. Kar şıt lık ya rat ma esa sı na bağ lı bir teş hir şek li ola rak da ta nım la ya bi le ce ği miz iro ni, ve ri li ger çek li ğin sun du ğu ola nak lar ara sın dan ya pı lan bir se çim, ay nı za man da ve ri li olan dan du yu lan hoş nut suz luk, ide ale du -yu lan bir öz lem dir. İro ni, bir olum suz la ma dır. İro nist ise ve ri li edim sel li ğe ve ger çek li ğe inan ma yan, an cak al ter na tif bir kur gu da tek lif et me yen; se çi miy le, ken di si ni giz le me si ve açık et me siy le, hoş nut suz lu ğu ve öz le miy le, iç ten li ği ve sah te li ğiy le kar şıt lık ya ra ta rak va ro lu şun bü tü nü nü de ken di si ni de olum suz la -yan ki şi dir. İro nist, kı sa va de de umut suz, uzun va de de ise ku rul ma sı ge re ke nin önü nü açan umut lu bir ki şi dir.

Sa­at­le­ri­Ayar­la­ma­Ens­ti­tü­sü, ger çek lik in san iliş ki si ni, ger çek lik kar şı sın da alı

-nan tav rı ve mo dern bir va ro luş şek li olan iro nik olu şu, me ta for lar ve me ta fo rik ale go ri ler le an la tan bir ro man dır. Hay ri İr dal’in ha tı ra la rı şek lin de dü zen len miş olan ro man da iro ni, asıl ki şi Hay ri İr dal’in tav rın da ve ger çek lik le iliş ki sin de te -za hür eder. Bu ya zı da, iro ni kav ra mı tar tı şıl mış ve Sa­at­le­ri­Ayar­la­ma­Ens­ti­tü­sü ele alın mış tır.

Anah tar Ke li me ler: İro ni, iro nist ve iro nik va ro luş, ger çek lik ve in san, Ah met

Ham di Tan pı nar, Sa­at­le­ri­Ayar­la­ma­Ens­ti­tü­sü. ...

İro ni Kav ra mı

İn san, dev let ve me ka niz ma la rın ca ko ru nan top lum sal, kül tü rel ve eko no mik dü zen için de ya şa yan; hem dev let ku ran hem de dev let ta ra fın dan yö ne ti len bir var lık tır. Re al var lı ğın za man, mekân, ırk, ge le nek, eği tim, zih ni yet, de ğer ler gi bi ka te -go ri le rin den bi ri si olan dev let, ne le rin ya pı lıp edi le ce ği ni/edil me ye ce ği ni be lir le yen, do la yı sıy la şey le ri şe kil len di ren bir dü zen ve dü ze nek ler ağı dır. Fre ud, dü ze ni, “bir kez ku rul duk tan son ra in sa nın bir şe yi ne za man, ne re de, na sıl yap ma sı ge rek ti ği ni be lir le yen ve böy le ce ben zer du rum lar da te red düt ve ka rar sız lı ğı en gel le yen bir tür tek rar la ma ta kın tı sı” ola rak ta nım lar (Fre ud 1999: 51). Bau man’ın ifa de siy le dü zen ise; “bi zim ha re ket le ri miz için ni zamî ve is tik rar lı bir çev re yi, olay la rın ol ma ola sı lık la rı nın rast ge le de ğil sı kı bir hi ye rar şi ye gö re da ğıl dı ğı –bel li olay la rın muh te me -len ola ca ğı, di ğer le ri nin da ha az ih ti mal le ya şa na ca ğı ve di ğer le ri nin ise ne re dey se ya şan ma ya ca ğı–bir dün ya yı ifa de” eder (Bau man 2000: 16).

Ve ri li olan ve edim sel le şen her dü zen, bi re ye iki ola nak su nar. Bi rey ya ve ri li dü ze ni/ger çek li ği ka bul ede cek ya da red de de cek tir. Bu ev ren sel ger çek lik, ku ru lu olan ve var lı ğı nı de vam et tir mek zo run da olan her dü ze nin bir zo run lu lu ğu dur. Ay nı

(9)

za man da üst ka de me de bu lu na nın alt ka de me den is te ği ni de ifa de eden bu iki ola nak, bi rey için hem bir ka yıp hem de ka zanç tır. Ka yıp sız ka zanç ol maz. Bi rey, bi rin ci ola na ğı se çer se ve ri li ger çek lik le öz deş ola cak, mik ro dü zey de mak ro ola nın tem sil ci li ği ni üst le ne cek, cid di hiç bir gü ven lik so ru nu ol ma dan ya şa mı nı sür dü re cek tir. İkin -ci si ise he men he men hiç ter -cih edil me yen risk li bir ola nak tır. Bu ikin -ci sin de bi rey, dü zen le öz deş li ği ta ma men red de der; ve ri li edim sel li ğe ta ma men ya ban cı la şır, on dan so yut la nır. Söz ko nu su ola nak, an cak top lum saleko no mik ve kül tü rel dü ze ni iç sel leş ti re me yen de li ler için ge çer li dir. De li ler, bu bağ lam da di lin de top lu mun da dü ze ne ği ile öz deş li ği ba şa ra ma yan ve ya red de den ki şi ler dir. De li ler dı şın da bü tün in san -lar, dev let ve ay gıt la rın ca ya şa tı lan dü ze ni ka bul eden ki şi ler dir.

Bu ikin ci si ter cih edi len bir va ro luş şek li ol ma dı ğı na gö re ve ri li dü zen, bi re ye esas ola rak bir tek va ro luş imkânı su nar; o da tam uyum lu oluş tur. Ki er ke ga ard, “dün ya da ki sü reç git me ye gö nül lü olan la ra reh ber lik eder ken gö nül lü ol ma yan la rı zor la gö tü rür” der (Ki er ke ga ard 2004: 239). Bi re yin ya gö nül lü ola rak ka bul et ti ği ya da ken di si ne zor la ka bul et ti ri len bu va ro luş şek li, ken di için de –mut lak bir ay rım ol -ma -mak, ara de re ce ler da i-ma bu lun -mak kay dıy la–tam uyum lu ve tam uyum lu(ymuş) gi bi va ro luş ol mak üze re iki ye ay rı lır.

Ve ri li ger çek lik le tam uyum lu luk; bi re yin ço cuk luk ve ilk genç lik yıl la rın dan baş la ya rak ya şa mı nın fark lı dö nem le rin de ki ya şan tı la rı ile iç sel leş tir di ği, far kın da olun sun olun ma sın eleş ti rel ol ma yan bir va ro luş şek li dir. İkin ci si ise ge çer li ği ne ina nıl ma yan ger çek lik le tam uyum lu gi bi gö rü nen an cak onun la esas ola rak tam uyum -lu ol ma yan va ro -luş şek li dir. Bu ikin ci va ro -luş şek lin de bi rey, ne ger çek li ğin için de dir ne de dı şın da, hem için de dir hem de dı şın da. İn san, ken di si ni hem giz le yen hem de açık eden bir var lık tır (Men gü şoğ lu 1983: 8794). Bu nun için bir ko run ma ve ya ve ri li edim sel li ğe ya ban cı laş ma ola rak da ta nım la ya bi le ce ği miz bu va ro luş şek li, ço ğu za man an la şı la ma mak ta dır. Bir ara da, kı yı da, sı nır da ol ma du ru mu nu işa ret eden bu va -ro luş şek li, an cak fe no men le şen ey lem le rin art za man lı di zi lip eş za man lı okun ma sı ile fark edi le bil mek te dir. Tam uyum lu ol ma yan va ro luş şek li, ay rı ca ve ri li ola na kar şı du yu lan yo ğun hoş nut suz lu ğu, ona yö ne lik bit mez tü ken mez kuş ku yu ve eleş ti ri yi içe -rir; bü tün bu hu su si yet le rin den do la yı da iro ni nin açı lım la rım dan bi ri si dir.

Per for man sa da ya lı bir va ro luş şek li olan iro ni, sa bit bir an la ma sa hip de ğil dir. Bu na rağ men ta nım la na cak olur sa; “tar tış ma da ra ki bi oyu na ge tir mek için bil mi yor gi bi gö rün mek” an la mı na ge len Grek çe “ei ro ne ia” fi il kö kü ne da ya nan iro ni, bir tar -tış ma, ko nuş ma ve söy le me yön te mi ola rak bir şey söy le mek fa kat söy le di ği şey le söy le di ği nin öte si ne geç mek, söy le di ği şey le söy le me di ği ni ima et mek tir (Taş de len 2007: 53). Bir baş ka ifa dey le iro ni, söy le nen sö zün ak si nin ima edil me si dir (Ki er ke -ga ard 2004: 227). Dü şü nü len ile söy le ne nin ve ya öz ile fe no me nin hem öz deş li ği ni hem çe liş ki si ni içe ren iro ni, ken di için de es te tik bir fi gür, ken di lik-öte ki lik ve ta ri hin di ya lek ti ği ola rak iro ni ol mak üze re üçe ay rı lır (Schle gel’den alın tı la yan Del la loğ lu 2002: 101). Es te tik fi gür ola rak iro ni; ta riz, hi civ gi bi fark lı dil kul la nım la rı nı iç kin

(10)

ol mak la be ra ber on la rı amaç ba kı mın dan aşan es te tik bir ta sar ruf tur. Ken di liköte ki -lik di ya lek ti ği ola rak iro ni, öz ne nin ken di si ni ya rat ma sı, yok et me si ve sı nır la ma sı uğ rak la rı nı içe ren bir di ya lek tik tir. Söz ko nu su iro ni şek lin de in san ken di si ni ya ra tır, ger çek lik le kar şı la şır, ken di si ni yok eder ve ni ha yet sı nır lar. Bu son uğ rak ya ni sen tez, ilk iki uğ ra ğın hem de ği şe rek de va mı hem de olum suz la ma sı dır. Ta ri hin di ya lek -ti ği ola rak iro ni ise Tan pı nar’ın “de vam ede rek de ğiş mek de ği şe rek de vam et mek” ola rak ifa de et ti ği bir de vam lı lık, da ha ge niş plan da bir dü şü nüş şek li dir. Bir baş ka ifa dey le son ra ge le nin ön ce ge len den eleş ti rel süz geç le şey le ri dev ral ma sı, dö nüş tü re rek ya şat ma sı ve dev ret me si dir ta ri hin di ya lek ti ği. Di ya lek tik ta rih sel lik, ta rih sel -lik di ya lek tik tir. Ta ri hin di ya lek ti ği, eş za man lı ola rak hem olum la ma nın hem de olum suz la ma nın son suz mut lak de vam lı lı ğı dır.

Dar plan da bir ko nuş ma, tar tış ma ve söy le me şek li olan iro ni, ge niş plan da ger çek li ğin sun du ğu ola nak lar ara sın dan ya pı lan bir se çim, do la yı sıy la bir ey lem ve va -ro luş şek li dir. İ-ro ni, ken di ni giz le me ve açık et me dir. İ-ro ni yo ğun bir eleş ti rel lik tir; do la yı sıy la ger çek lik ten du yu lan hoş nut suz luk, ide ale hat ta imkânsı za du yu lan bir öz lem dir. Ni ha yet iro ni, mut lak bir olum suz la ma dır.

İro ni, her şey den ön ce ve ri li ger çek li ğin in sa na sun du ğu ola nak lar ara sın dan ya pı -lan bir se çim dir. Do la yı sıy la iro nist, ger çek lik ta ra fın dan ken di si ne su nu -lan esas tek ola na ğı, san ki onun la uyum luy muş, onu ka bul edi yor muş gi bi ya pa rak aşan ki şi dir. İro -nis tin bu ey le mi, ay nı za man da bir se çim dir; hem bir ko run ma yı hem de par ça lan ma du ru mu nu içe rir. İro niy le bi rey, ge çer li ği ni yi tir miş, ku sur lu bir bi çim hâli ne gel miş olan ger çek lik kar şı sın da ça re siz ol du ğu için var lı ğı nı onun la öz deş miş gi bi ya pa rak ko rur. Söz ko nu su se çim, ay nı za man da bir par ça lan ma du ru mu nu işa ret eder. Ve ri li ger çek li ğin için de ol mak is te me yen, ay nı za man da onun dı şı na da mut lak an la mıy la çı ka ma yan iro nist, ger çek li ğin kı yı sın da, ke na rın da, bir aya ğı içe ri de di ğe ri dı şa rı da ya şa ma ya ça lı şır. Bu du rum da bi rey, ara da bir du rum da kal mak ta, ne tam ken di si ola bil mek te ne de ger çek li ği tam ola rak be nim se ye bil mek te dir. Bu ara da olu şu seç me nin ga -ye si ise kar şıt lık ya ra ta rak va ro la nı da iro nik olu şu da be lir gin leş tir mek tir.

İro nis tin se çi mi/ey le mi, ay nı za man da bir ses siz li ği, ke tum lu ğu, giz len me ve ken di ni açık et me du ru mu nu içe rir. Ta ma men kar şıt lık/çe liş ki ve pa ra doks tan olu şan iro nist, ey lem le riy le ken di si ni hem giz le yen hem açık eden; ken di si ni giz ler ken açık eden, açar ken giz le yen; ko nu şur ken su san, su sar ken ko nu şan ki şi dir. Söz ko nu su giz len me nin/açık et me nin bel li baş lı amaç la rı; yaf ta la ma dan an la mak, var lı ğı nı ko ru -mak, olum suz öz gür lü ğü ya şa -mak, va ro luş şe kil le ri ni teş hir et mek ve olum suz la mak ola rak sı ra la na bi lir.

İro nist, iki esas stra te ji ile ken di si ni giz ler ve ya açı ğa çı ka rır. Bun lar dan bi rin ci si, ken di si ni ol du ğun dan fark lı gös ter mek, ca hil miş, hiç bir şey den ha be ri yok muş gi bi yap mak tır. Di ğe ri ise öte ki ni yü cel te rek yok olu şu nu hız lan dır mak tır. Bu iki giz -len me şek li de, dil ve ey lem le ifa de bu lur. Bi lin di ği gi bi dil de ey lem de öz ne si ni hem giz ler hem açık eder. İro nis tin giz len me si nin ilk ama cı hoş gö rü süz, za lim ger çek li ği

(11)

yaf ta la ma dan an la ma ya ça lış mak tır. An la ma ya ça lış mak, bir tek nik ve he sap la şıl ma mış kri ter ler le in sa nı yar gı la yan ger çek li ğin kar şı sı na çık ma, onun la kar şıt lık ya rat ma şek li dir. An la mak için ken di si ni giz ler ken iro nist, ay nı za man da ger çek lik kar şı sın da var lı ğı nı da ko rur. Ken di si ni kü çül tür öte ki ni bü yü tür ken iro nist, as lın da dü -şün dü ğü ile öz deş de ğil dir; o bu çe liş ki den haz alır ve çe liş kiy le olum suz öz gür lü ğü ya şar. Ay rı ca onun çe liş ki içe ren bu ey le mi, kar şıt lık ya ra ta rak hem ken di si ni hem de ve ri li va ro luş şe kil le ri ni teş hir et me si ne ola nak sağ lar.

Eğer giz len me nin ama cı çı kar sağ la mak olur sa iro ni, iki yüz lü lü ğe dö nü şür. Ki -er ke ga ard, iro ni ile iki yüz lü lü ğü kar şı laş tı rır; kı sa ca şun la rı söy l-er:

İro ni nin iç se lin kar şı tı ola rak bir dış sa la sa hip ol ma sı ge rek ti ği için, bu nun iki yüz lü lük -le eşan lam lı ol du ğu dü şü nü -le bi lir. İro ni Dan ya ca’da za man za man ‘mu zip lik’ ola rak çev ril mek te dir ve bir iki yüz lü ye ge nel lik le ‘sah tekâr’ de nir. An cak iki yüz lü lük ah la ki çem be re ait bir özel lik tir; zi ra iki yüz lü ki şi kö tü yü rek li ol du ğu hâlde, sü rek li iyi gö rün me ye ça lı şır. Öte yan dan iro ni me ta fi zik çem be re ait tir; çün kü iro nis tin tek kay gı sı, ol du ğun dan fark lı gö rün mek tir. Bu amaç doğ rul tu sun da cid di söz le ri ni şa ka lar la, şa ka la rı -nı cid di söz ler le sak lar ken (Sey lan’da ki rüzgârlar gi bi) iyi ol ma sı na rağ men kö tü gi bi de al gı la na bi lir. An cak unu tul ma ma lı dır ki ah la ki be lir le me ler iro ni için faz la so mut tur (Ki -er ke ga ard 2004: 236).

Doğ ru dan ve ya do lay lı ola rak ken di si ni ele ve ren ey lem le riy le iro nist, bir aya ğı –de re ce si de ğiş mek kay dıy la–nef ret, tik sin ti ve hınç ta du ran ki şi dir. Bu ra dan bir çı -ka rım ya pa cak olur sak iro nist, ve ri li ger çek lik ten yo ğun hoş nut suz luk du yan ki şi dir, di ye bi li riz.

Baş ta ken di si ol mak üze re her şey le eleş ti rel iliş ki için de olan iro nist, pra ti ze edil di ğin de bi çim sel –içe rik ten yok sun, boş ve ge çer siz–ol du ğu or ta ya çı kan ger çek lik ten, me se la, bi çim sel ola rak de mok ra si ve eşit li ğin ol du ğu bir ger çek lik dü ze nin -de pra tik te ne -de mok ra si nin ne -de eşit li ğin ol du ğu nu gö ren, bu çe liş ki -den hoş nut suz olan ki şi dir. Söz ko nu su hoş nut suz luk, ba sit ve ya sı ra dan bir mem nu ni yet siz lik de -ğil, ide al le ger çek li ği di ya lek tik iliş ki ye so ka bi len ki şi nin hoş nut suz lu ğu dur. İde al le ger çek lik ara sın da ki me sa fe nin mev cut ko şul lar için de ka pa na bi le ce ği ne inan ma yan iro nist, ay nı za man da ger çek leş me si müm kün ol ma ya na, ide ale, hat ta imkânsı za öz lem du yan ki şi dir de. Bu ra da he men şu nu ila ve ede lim: Ha lis hoş nut suz luk da, öz lem de de ği şe rek de vam et mek ve ger çek leş mek için sü rek li de vi nir. İro nis tin hoş nut suz lu ğu gi bi öz le mi de ne tam bir hoş nut suz luk ne de tam bir öz lem dir. Do la yı sıy la bun lar, esas ola rak sa de ce bi rer tek nik tir; se çim ve giz len me ey lem le rin de ol -du ğu gi bi kar şıt lık ya ra ta rak va ro la nın be lir gin leş me si ne hiz met eder.

İro ni, da ima hep “son ra dan ge len” ol muş tur. Ol muş bir şey, me se la bir ha di se, bir ko nuş ma, iro ni nin he de fi ne gir di ği için iro ni yi ön ce ler. Bu yö ne lim, onu önem li öl çü de eleş ti rel ta vır hâli ne ge ti rir. Eleş ti rel li ğin ga ye si ise kar şıt lık ya ra ta rak ön ce ge len an cak ge çer li ği ne ina nıl ma yan edim sel li ğin de ğe ri ni dü şür mek, bir baş ka et -kin li ğin de ğe ri ni ise doğ ru dan ve ya do lay lı ola rak yük selt mek tir:

(12)

(…) İğ ne le ye rek uyar mak, dal ga ge çe rek sars mak is te yen bir tu tum dur iro ni. Bi rin cil ama cı alay et mek, kü çük dü şür mek ve ren ci de et mek de ğil dir. İnam’ın da de di ği gi bi ‘alay et me nin ka ba lı ğın dan uzak, dal ga geç me nin uça rı lı ğın dan öte de dir’ İro ni ‘ger çek bu dur’ di ye bi zi ka lıp la ra so kan, zin ci re vu ran (ama ne adı na olur sa ol sun, özel lik le bi lim ve akıl adı na) dün ya gö rüş le ri ne kar şı yö nel miş tir. De mek ki on da, ön ce lik le had di ni bil dir mek is te yen bir tu tum var dır. Amaç, bir şa ma ta ve eğ len ce or ta ya çı kar mak de ğil dir. Bir de ğe ri ya da de ğer ler sil si le si ni sars mak, bir üre ti mi eleş tir mek söz ko nu su dur. Bu onun de ğer siz bir et kin lik ol du ğu an la mı na gel mez. Ak si ne hep bir de ğer den ha re ket le, hep bir de ğer adı na ve bir de ğe re bağ lı ka la rak ir de ler, iğ ne ler, yad sır ve eleş ti -rir. Bir de ğe ri sars mak is ter ken de ğer siz gi bi gö rü ne bi lir, an cak bu nu bir de ğer adı na yap ma sıy la bir de ğer ler sis te min den ha re ket et ti ği ni or ta ya ko yar (Taş de len 2007: 55). İro nist, bu du rum da, ide al ile ger çek lik ara sın da ki boş lu ğu gö ren ve ger çek li ği olum suz la yan ki şi dir. Da ha açık bir ifa dey le se çim ya pan, ken di si ni giz le yen/açık eden, hoş nut suz lu ğuy la, öz le miy le, eleş ti rel li ğiy le kı sa ca bü tün ey lem le riy le kar şıt lık ya rat ma nın pe şin de olan iro nist, baş ta par ça lan mış du rum da olan ken di si ol mak üze re ger çek li ği, ve ri li edim sel li ği ve eti ği teş hir edip olum suz la yan ki şi dir. Ki er ke ga ard’ın ifa de siy le iro ni, mut lak bir olum suz luk tur. İro ni nin olum suz luk ol ma sı nın ne de ni, sa de ce olum suz lu yor ol ma sı dır; mut lak ol ma sı nın ne de ni ise ol ma yan bir yük -sek lik yo luy la olum suz la ma sı dır (Ki er ke ga ard 2004: 241). Ki er ke ga ard’ın çı ka rı mı nı bi raz es ne ten Ve fa Taş de len’e gö re iro nist, ilk ön ce olum lar ve onay lar gi bi gö rü nür, fa kat onun ona ma sı ve olum la ma sı, as lın da olum suz la ma sı ve red det me si dir. İro ni ise öl çü adı na ya pıl mış öl çü süz lük le re, akıl adı na ya pıl mış akıl sız lık la ra, man tık adı na ya pıl mış man tık sız lık la ra, dü zen adı na ya pıl mış dü zen siz lik le re, ada let adı na ya pıl mış ada let siz lik le re, ah lak adı na ya pıl mış ah lak sız lık la ra bir baş kal dı rı dır (Taş de len 2007: 56). Öy ley se iro nist, kı sa va de de umut suz ki şi dir, bir şey kur maz; bo şu, ge çer si zi ken di si ni de yok ede rek açık eder. Söz ko nu su umut suz luk, yok edil me si ge re ke ni gös ter -di ği, do la yı sıy la ku rul ma sı ge re ke ni sez -dir -di ği için uzun va de de umut tur.

Özet ler sek; öz le fe no me nin kar şıt lı ğı na/çe liş ki si ne da ya nan iro ni, hem bir es te tik ta sar ruf hem de bir va ro luş şek li dir. Ki er ke ga ard’ın be lir le me siy le kar şıt lı ğı nı va -ro lu şun bü tü nü ne yö nel ten i-ro nist, “ya muk, çar pık, bo zuk, ha ta lı ya pı da ki her şe yi se çen kes kin bir göz dür” (Ki er ke ga ard 2004: 236). Ve ri li edim sel li ğe ve ger çek li ğe inan ma yan, an cak al ter na tif bir kur gu da tek lif et me yen iro nist se çi miy le, ken di si ni giz le me si ve açık et me siy le, hoş nut suz lu ğu ve öz le miy le, iç ten li ği ve sah te li ğiy le kar şıt lık ya ra ta rak hem va ro lu şun bü tü nü nü hem de ken di si ni olum suz la yan ki şi dir. İro nis tin he men her sö zü-ey le mi an cak “hem hem de” ile açık la na bil mek te dir. Di ğer bir ifa dey le iro nis tin söz le ri-ey lem le ri hem ne ise odur hem de de ğil dir. Do la yı sıy la iro nis tin fe no men le şen sö züey le mi, hem ken di si dir hem de kar şıt lık ya rat ma ya hiz -met eden bir tek nik tir.

İro ni ve iro nist kav ram la rıy la il gi li ana çiz gi le riy le bu çı ka rım la rı yap tık tan son -ra iro nik olu şu so mut la yan Sa­at­le­ri­Ayar­la­ma­Ens­ti­tü­sü’ne ge çe bi li riz.

(13)

Sa at le ri Ayar la ma Ens ti tü sü

Sa­at­le­ri­ Ayar­la­ma­ Ens­ti­tü­sü, ger çek li ği, ger çek lik-in san iliş ki si ni, ger çek lik

kar şı sın da alı nan iki esas tav rı ve iro nik olu şu me ta for lar ve me ta fo rik ale go ri ler le an -la tan bir ro man dır1. Dört bö lüm den olu şan ve kah ra man an la tı cı Hay ri İr dal’in ha tı ra

-la rı o-la rak dü zen len miş o-lan ro ma nın me ta for -lar ve me ta fo rik ale go ri ler le dış -la şan içe ri ğin den bah set me den ön ce, ana çiz gi le riy le vak’ası na de ğin mek ge rek mek te dir.

“İs tan bul’da dün ya ya ge len Hay ri İr dal’in ço cuk lu ğu, bir çok imkânsız lık için de an cak mut lu ge çer. Ha ya tı ken di si için ‘iki eli ce bin de uy du rul muş bir ma sal’ ola rak gö ren Hay ri İr dal, ve ri li ba şa rı da gö zü ol ma dı ğı için oku lun ‘Al lah lık’ ta le be le rin den bi ri si ola rak ka bul edi lir. O, bu ay lak lı ğın dan do la yı ‘ha zin baş sal la ma la rı’nda, ‘ken -di si ni giz le me ye ça lı şan mer ha met li te bes süm ler’de, ‘ha in gü lüş’ler de ifa de bu lan ve giz li şid det içe ren ger çek lik le ilk de fa kar şı laş mış olur.

Sa at ler den baş ka hiç bir şe ye il gi duy ma yan Hay ri İr dal, ba ba sı nın dos tu Mu vak kit Nu ri Efen di’nin ya nı na çı rak ola rak gi rer; dış dün ya nın ima lı söz ler, ba kış ve gü -lüş şek lin de or ta ya çı kan bas kı sın dan kur tu lur. Nu ri Efen di’nin ifa de siy le ‘ha ya ta ve et ra fa kar şı ye ter de re ce de da ya nık lı’ ol ma yan Hay ri İr dal, us ta sı nın ölü müy le ger çek lik kar şı sın da ye ni den sa vun ma sız ka lır. Za man geç miş, iş siz ol du ğu or ta ya çık mış tır Hay ri İr dal’in. Bir sü re son ra çev re sin de, bir yük sek ses li ‘Ne ola cak bu ço cuk?’ kay gı sı be lir me ye baş lar. İl ko ku lu ken di sin den kur tul mak is te yen öğ ret men le ri nin yar dı mıy la bi ti ren Hay ri İr dal, bir baş ka sa at us ta sı nın ya nı na çı rak ola rak gi -rer; an cak bil ge ol ma yan bir sa at çi nin ya nın da ça lış mak, ona gö re de ğil dir. Bu ra dan ay rı lır. Dos tu Se yit Lüt ful lah’la bir lik te ba şı boş bir akı şa ka pı lır. İş siz olan ve çev re -si nin bas kı sın dan kur tul mak is te yen Hay ri İr dal, ken di -si ni bir çok iş te de ner. Ti yat ro fa ali yet le ri ne ka tı lır; ba zı pi yes ler de rol alır. Bir sü re son ra dev rin ko şul la rın dan do la yı iş siz li ği ye ni den gün de me ge lir. Ger çek li ği iç sel leş tir me ye di re nen ve ya ‘ger çe -ğin dı şın da bu lu nan’ Hay ri İr dal’in aya ğı, I. Dün ya Sa va şı’yla ilk kez ‘ye re ba sar’. Çok geç kal dı ğı nı fark eder.

Sa vaş son ra sın da İs tan bul’a dö nen ve üvey an ne siy le ya şa ma ya baş la yan Hay ri İr dal, ba ba sı nın dost la rın dan ve es ki ta nı dık la rın dan uzak dur ma ya ça lı şır. Ne var ki ger çek li ği tem sil eden ki şi ler ve ya ger çek lik, ne ka dar kaç ma ya ça lı şır sa ça lış sın ge lir bu lur onu. Bu tem sil ci ki şi ler den bi ri si de Ab düs se lam Bey’dir. Çok oda lı ko na -ğın da gi de rek aza lan bir ‘ka la ba lık’la ya şa yan Ab düs se lam Bey, İs tan bul’a ge len Hay ri İr dal’i bu lur; ‘yal nız lı ğı na acı dı ğı’ için ko na ğı na alır onu. Bir sü re son ra da ‘ilk ya pı la cak iş bu imiş gi bi’ ye tiş tir me si Emi ne ile ev len di rir onu. Bu, ken di sin de ‘da ima se yir ci ha le ti ru hi ye si nin hâkim’ ol du ğu nu söy le yen Hay ri İr dal için ne kar şı çık

-1 Ger çek lik, ey lem le fe no men le şen, de ğiş ti ril me si kı sa va de de müm kün ol ma yan, hat ta de ğiş ti ril me si

için ya pı lan gi ri şim le re kar şı ken di si ni da ha sı kı ya pı lan dı ran ege men edim sel lik tir. Ege men edim sel -lik, ger çek li ğin sa yı sız açı lı mı ve ya te za hü rü dür.

(14)

tı ğı ne de tam be nim se di ği bir jest tir. Ab düs se lam Bey, bir sü re son ra ‘bu nar’; Hay ri İr dal ve Emi ne’nin ye ni do ğan kız la rı Zeh ra’ya mi ra sı nı bı ra kan va si yet ler yaz ma -ya baş lar. Za man la sa yı sı ar tan bu va si yet le rin içi nin boş ol du ğu nu bi len Hay ri İr dal, Ab düs se lam Bey’in ço cuk la rı na, ba ba la rı nın mi ra sı na sa hip çık ma la rı nı tav si ye eder. An cak ba ba la rı Ab düs se lam Bey’den ka çan ço cuk la rı, Hay ri İr dal’in çağ rı sı nı ba ha -ne ler le ge çiş ti rir ler. Ni ha yet Ab düs se lam Bey ölür. Ala cak lı la rı ve ço cuk la rı, mi ra sı nı Zeh ra’ya bı ra kan Ab düs se lam Bey’i kan dır dı ğı nı dü şün dük le ri Hay ri İr dal’i mah ke -me ye ve rir ler. Ger çek lik le ye ni den kar şı la şan Hay ri İr dal, bi raz zor da ol sa ken di si ni sa vu nur. Da va ka pan mak üze re iken Hay ri İr dal’in iş ar ka da şı Sab ri, pa ra sı ol ma dı ğı hâlde Ab düs se lam Bey’in na sıl pa ra bul du ğu nu öğ ren mek için Hay ri İr dal’i iç me ye da vet eder. Sab ri’nin ken di sin den do lan dı rı cı lık için me tot öğ ren me ye ça lış tı ğı nı se zen Hay ri İr dal, Ab düs se lam Bey’in o ka dar bor cu ‘Şer bet çi ba şı el ma sı’nın ken di sin -de ol du ğu nu söy le ye rek al mış ola bi le ce ği ni be lir tir. Bu sa -de ce bir ya lan dır. İki dost ko nuş mak ta dır. Hay ri İr dal, uy dur du ğu ya la nın bir an da Sab ri ta ra fın dan ele ge çi ril miş fır sat ol du ğu nu an lar; an cak ken di si ni an la ta maz. Bu ya lan bü yür, ya yı lır. Ab düs -se lam Bey’in ala cak lı la rı, Hay ri İr dal’i mah ke me ye ve rir ler. Hay ri İr dal, mah ke me de işin esa sı nın şa ka dan mü te şek kil ol du ğu nu an lat ma ya ça lı şır. Ama kim se yi inan dı ra maz. Ala cak lı lar, ay rı ca onu ya lan söy le mek le suç lar lar. Ni ha yet Hay ri İr dal’e söz ge -lir. Ken di si ni suç la yan ki şi ler den bi ri si olan eniş te si Na şit Bey’in ta riz le ri kar şı sın da ça re siz ka lan Hay ri İr dal, bü tün gü cüy le eniş te si ne yük le nir. Suç lar onu, ger çek lik le -ri hay kı rır. Mah ke me ce sağ lı ğın dan şüp he edi len Hay -ri İr dal, Adlî Tıp’a sevk edi lir.

Adlî Tıp’ta Hay ri İr dal, Dok tor Ra miz’e tes lim edi lir. Hay ri İr dal, de li ya da has -ta ol ma dı ğı nı gü cü yet ti ğin ce an la tır Dok tor Ra miz’e. Dok tor Ra miz, onu din ler; ama bil di ği ni ya par yi ne de. Mah ke me de ol du ğu gi bi bu ra da da ken di si ni an la ta ma -yan Hay ri İr dal, ger çek li ğe tes lim olur. Bir sü re te da vi edi lir; işin iç yü zü nün yar gıç ta ra fın dan an la şıl ma sın dan son ra ser best bı ra kı lır. Ola ğan ya şan tı sı na tek rar dö nen Hay ri İr dal, ye ni bir iş bu lur; te da vi si sı ra sın da dost ol du ğu Dok tor Ra miz’le bir lik te Şeh za de ba şı’nda ki kı ra at ha ne ye de vam et me ye baş lar lar. Da ima üze rin de bir ge çim der di olan Hay ri İr dal’in ilk ka rı sı Emi ne ölür. Hay ri İr dal, bir sü re son ra Psi ka na liz Ce mi ye ti’nde ta nış tı ğı ki şi ler den bi ri si olan Pa ki ze ile ev le nir; ay rı ca İs pri tiz ma Ce mi ye ti’nde gö rev alır. ‘İn san la rın be ra ber ce ya lan söy le yip be ra ber ce eğ len dik le ri’ bu ‘ce mi yet ha ya tın dan’ Sel ma Ha nım’ın ko ca sı Ce mal Bey va sı ta sıy la uzak la şan Hay ri İr dal, Tür lü Mes lek ler Ban ka sı’nda ça lış ma ya baş lar. An cak bir sü re son ra kıs kanç lı ğı nı ye ne me yen mü dü rü Ce mal Bey ta ra fın dan işin den uzak laş tı rı lır. Ye -ni den ge çim sı kın tı sı içi ne gi ren Hay ri İr dal, dos tu Dok tor Ra miz’in de bu lun du ğu bir or tam da ta nış tı ğı Ha lit Ayar cı’nın bo zuk olan sa ati nin ta mir edil me si ne yar dım eder. Sa at ler ko nu sun da uz man mış gi bi ya pan Hay ri İr dal’e olan min ne ti ni öde mek is te yen Ha lit Ayar cı, Dok tor Ra miz’le bir lik te onu ye me ğe da vet eder. Pa ra sız lık tan ve in san lar dan muz da rip olan, ken di si ni kim se ye an la ta ma yan, yo ğun iç ko nuş ma la rıy la so run la rı nı çöz me ye ça lı şan Hay ri İr dal, ken di si ne dost ça dav ra nan Ha lit Ayar -cı’ya ya şa dı ğı sı kın tı lar dan, ka rı sı ve bal dız la rın dan şikâyet eder. Ger çek lik ten azamî

(15)

şe kil de ya rar lan ma yı bir ya şa ma şek li ne dö nüş tür müş olan Ha lit Ayar cı, Hay ri İr dal’i, ken di is te di ği gi bi an lar. Ça re siz ka lan Hay ri İr dal, Ha lit Ayar cı gi bi ger çek li -ğe tam ‘ayar lı’ ki şi le re bir şey an la ta ma ya ca ğı nı bir kez da ha tec rü be eder; elin den bir şey gel me ye ce ği ni dü şü nür, ken di si ni eğ len ce ye bı ra kır.

Bir sü re son ra Ha lit Ayar cı ile Hay ri İr dal, ama cı ge ri kal mış sa at le ri ayar la mak olan Sa at le ri Ayar la ma Ens ti tü sü’nü açar lar. Hay ri İr dal, yap tık la rı işe inan maz; Ha -lit Ayar cı ile kar şı kar şı ya ge lir. Yap tık la rı işe ina nan ve çev re sin de ki le rin de bu na inan ma sı nı is te yen Ha lit Ayar cı, Hay ri İr dal’i ik na eder. Hay ri İr dal, bir yan dan işin ya pı lan ma sı na ve ya yıl ma sı na hiz met eder; öte yan dan bul du ğu her fır sat ta Ha lit Ayar cı ile ger çek li ği tar tı şır. Ens ti tü ge li şir, ça lı şan sa yı sı ar tar. Ni ha yet, Hay ri İr dal’in mi mar lı ğı nı yap tı ğı ens ti tü bi na sı ku ru lur. Ay rı ca Hay ri İr dal, mü es se se ça lı şan la rı için bir de ‘Sa at Ev le ri’ pro je si ha zır lar. Ye ni li ği ucu ken di le ri ne do kun ma dı -ğı sü re ce ka bul eden ens ti tü ça lı şan la rı, Hay ri İr dal’in mi mar lı -ğı nı yap tı -ğı ev ler de otu ru la ma ya ca ğı nı ile ri sü re rek pro je ye kar şı çı kar lar. Da ha son ra ge len bir Ame ri ka lı he yet, ya pı lan işi ge rek siz bu lur; ens ti tü nün tas fi ye edil me si ni ka rar laş tı rır. Ken di le ri ne iş ve ren Hay ri İr dal’i fay da lı ol du ğu müd det çe des tek le yen ki şi ler, men fa at -le ri ne za rar gel di ği za man asıl ki şi lik -le ri ni or ta ya çı ka rır lar, Hay ri İr dal’in kar şı sı na ge çer ler. Ni ha yet mü es se se, da imî tas fi ye hâlin de ka lır; Ha lit Ayar cı, tra fik ka za sı ge -çi rir, bir sü re son ra da ve fat eder.”

Ana çiz gi le riy le özet le di ği miz ro man, Sa at le ri Ayar la ma Ens ti tü sü ke li me gru bun da yer alan sa at ve ens ti tü me ta for la rı üze ri ne ku rul muş tur. Söz ko nu su ke li me -ler den sa at; in sa nın, ge çiş dö ne mi top lu mu nun, ger çek li ğin ve (si ya sal-top lum sal ve eko no mik) mo der ni te nin me ta fo ru dur. Bu ben zet me de sa at le in san ke li me le ri, an lam bi rim le ri ara sın da yer alan bir kaç or tak lık ba kı mın dan bir bi ri ne iliş ki len di ril miş tir. Sa at gü nün, gün haf ta nın, haf ta ayın, ay yı lın, yıl as rın, asır ça ğın, çağ bü tün bir ta ri hin bi ri mi dir. Sa at, za man dır, ta rih tir; an cak üst te ki bağ lan tı la rı dü şü nü le rek, on lar -la bir lik te an -la ma ka vuş mak ta dır. İn san da öy le dir. İn san ai le ye, ai le sos yal çev re ye, çev re top lu ma, top lum dü ze ne, dü zen da ha üst bi rim olan mo der ne bağ lı dır. İn san çev re si dir, top lu mu dur, mo dern dir (za man-mekân). Sa at de in san da bi rer bi rim dir. Hem bağ lı ol du ğu üs tün bir tem sil ci si dir ler, onun hu su si ye ti ni ta şır lar; hem de var lık ola rak özerk tir ler. Bir alet olan sa at, ayar la nan nes ne dir, in san ise ger çek li ğe uyar la nan bir var lık tır. Do la yı sıy la her iki si de ayar la nır, uyar la nır. İyi bir sa at, ayar lı; kö tü sa at ise ayar sız sa at tir. Za ma na ayar lan ma mış sa at, iyi bir sa at ol ma dı ğı gi bi za -ma na ve mekâna (dü ze ne, ger çek li ğe, ege men zih ni ye te) uyar lan -ma mış in san da iyi (mo dern) bir in san de ğil dir. Bu du rum da her iki si de ge çer li ği ni yi ti rir.

Sa at le in san ara sın da kur du ğu muz bu ben zer lik, esas ola rak sa at le top lum ve mo -der ni te ara sın da da ku ru la bi lir. Top lum bir sa at tir; as rı nı, ça ğı nı kı sa ca za ma nı işa ret eder. Ay rı ca her top lum, hem özerk tir hem bağ lı dır; di ğer ifa dey le her top lum, baş lı ba şı na bir bir lik ol du ğu gi bi ay nı za man da in san lı ğın da bir par ça sı dır. Mo dern de bir sa at tir; an lam sal de ğer sel ola rak hem ken di si ni hem ta ri hin en son şek li ni işa ret eder.

(16)

Sa at ben zet me si gi bi ens ti tü me ta fo ru da in sa nı, top lu mu ve mo der ni işa ret eder. Bi lin di ği gi bi ens ti tü, bir üst ku ru ma bağ lı olan, ya pı lır edi lir le ri ya ni ku ral la rı olan, bir ama cı ger çek leş tir me ye hiz met eden ku rum dur. Ens ti tü, hem alt bi rim le ri nin ey -lem le ri ni kon trol eder hem de ken di si üst ku rum lar ca kon trol edi lir. Ay rı ca ens ti tü, üst ku ru mun an lam sal-de ğer sel bir tem sil ci si ve ya aja nı dır. İn san da öy le dir. İn san, hem top lu mun bir bi ri mi dir hem de özerk tir. Da ha açık bir ifa dey le in san, top lu mun ve ya ge çer li edim sel li ği iç sel leş ti ren, onu ya zı lı ve ya ya zı lı ol ma yan ya sa ya dö nüş -tü ren (vic dan-sü pe re go vs.), do la yı sıy la iç sel leş tir di ği ni hem ya şa yan hem ya şa tan bir ens ti tü dür. Her in san, ken di si nin de öte ki nin de me ta fo rik ifa dey le di ye cek olur sak ens ti tü sü dür. Top lum da mo der ni te de bi rer ens ti tü dür. Her iki si de hem üst bi -rim le re ken di si ni uyar la yan hem de alt bi -rim le ri ni ken di si ne uyar la yan ku rum lar dır. Sa at le rin aya rı nı, ens ti tü ler ya par. Bu me ta fo rik ifa de yi aça cak olur sak; in san, hem ken di si ni top lum sal dü ze ne ve ger çek li ğe gö re ayar la yan hem de top lum ta ra -fın dan bel li bir dü ze ne ve ya ger çek li ğe uyar la nan var lık tır. Uyar la ma yet ki si da ima, in san la rı bir ara da tut ma yı ga ye edi nen top lum da, dü zen de ve ya ege men ger çek lik -te dir. Ege men ger çek lik ve ya dü zen, in sa na –sa a-te–esas ola rak iki ola nak su nar. İn -san ya su nu la nı esas ola rak iç sel leş ti re cek ya da dı şa rı da ka la cak tır. İl ki ne nis pet te hiç gü ven li ol ma yan ikin ci si, ter cih edi len bir ola nak de ğil dir. İkin ci si ne gö re bi re ye gü ven lik va at eden bi rin ci si ise ço ğun lu ğun seç ti ği bir ola nak tır.

Bah set ti ği miz ola nak lar dan il ki, as lın da in sa nın kar şı kar şı ya ol du ğu tek ola nak -tır. Di ğer bir ifa dey le bi rey -sa at-, ken di si ne su nu la nı ya gö nül lü ola rak ka bul ede cek ya da ger çek lik –ens ti tü–ona bu nu zor la ka bul et ti re cek tir. Her ger çek lik, bu me ka niz ma ile iş le di ği ne gö re, ger çek lik da ima zor ba dır. De re ce fark lı lık la rı unu tul ma mak kay dıy la di ye bi li riz ki zor ba ol ma yan bir ger çek lik yok tur. Mu vak kit Nu ri Efen di’nin ifa de siy le “Ma den ken di li ğin den ayar ka bul et mez. İn san da böy le dir” (Tan pı nar 1998: 29). Ger çek li ğin da yat ma sı kar şı sın da bi rey, iki şe kil de ey lem de bu lu nur: Ya ger çek li ği ol du ğu gi bi ka bul eder ya da ken di si ni açık ve ya giz li şid det le da -ya tan ger çek li ği ka bul edi yor muş gi bi -ya par. Bu du rum da in san lar, ve ri li ger çek li ği ka bul eden ler –ger çek li ğe tam ayar lı sa at ler–ve ger çek li ği ka bul edi yor muş gi bi ya -pan lar –ger çek li ğe ayar lıy mış gi bi ya pan sa at ler– ola rak iki ye ay rı lır. Her iki ey -lem/se çim de in sa nın ger çek lik kar şı sın da al dı ğı bir tav rı işa ret eder.

Sa at ve ens ti tü me ta fo rik ifa de le ri üze ri ne ku rul muş olan ro ma nın ki şi le ri, hem me ta fo rik hem de ale go rik bi rer ma hi ye te sa hip tir. Da ha açık bir ifa dey le ro ma nın ki şi le ri, hem bi rer me ta for hem de me ta fo rik ale go ri dir ler. Bu hu su su göz önün de bu lun du ra rak ro ma nın şa hıs kad ro su nu, ger çek li ği ol du ğu gi bi ka bul eden ve ya şa tan -lar ile onu ka bul edi yor muş gi bi ya pan -lar ola rak iki ye ayır mak müm kün dür. Bi rin ci gru ba, an la tı cı kah ra man Hay ri İr dal dı şın da ki bü tün ro man ki şi le ri dâhil dir; ikin ci grup ta ise sa de ce Hay ri İr dal yer alır. Bi rin ci gru bu, ger çek li ğe tam ayar lı ki şi ler –sa -at ler, ens ti tü ler–, ikin ci gru bu ise ger çek li ğe uyum luy muş gi bi ya pan ki şi ler –sa -at ler, ens ti tü ler–ola rak da ad lan dır mak müm kün dür.

(17)

Ro ma nın asıl ki şi si olan Hay ri İr dal, iro nik, di ğer ro man ki şi le ri ise ger çek li ğe tam uyum lu va ro lu şu tem sil eder. Bir ro man ki şi si ola rak Hay ri İr dal, iro nik me ta fo rik bir ale go ri iken di ğer ro man ki şi le ri ise sa de ce me ta fo rik ale go ri dir ler. Açık la ya -cak olur sak; Hay ri İr dal; ger çek li ği ale go rik ola rak tem sil eden bir sa at ve ens ti tü dür, ay rı ca iro nik bir öz ne dir, iro nik va ro lu şu ya şa tır. Di ğer ro man ki şi le ri ise sa de ce ger -çek li ği ale go rik ola rak tem sil eden bi rer sa at ve ens ti tü dür ler.

Hay ri İr dal’in söz le rin de ve ey lem le rin de ifa de bu lan iro ni nin an la şı la bil me si, ger çek li ğin tes pit edil me si ne bağ lı dır. Ro man da ger çek lik ise özel lik le tam uyum lu ale go rik ki şi le rin ey lem le rin de ve iliş ki le rin de te za hür eder. O hâlde ger çek li ğe tam ayar lı ki şi ler kim ler dir, ger çek lik ne dir, bu ki şi le rin or tak özel lik le ri ne ler dir?

A) Ger çek li ğe Tam “Ayar lı” Ki şi ler ve Ger çek lik

Ro ma nın asıl kah ra ma nı ve an la tı cı sı Hay ri İr dal’le iliş ki le ri ne gö re öne çı kan ve ya unu tu lan bu ki şi ler; Se yit Lüt ful lah, Ab düs se lam Bey, Aris ti di Efen di, ba ba sı ve üvey an ne si, iş ar ka da şı Sab ri ve pat ro nu, Ab düs se lam Bey’in ço cuk la rı ve da ma dı, ha la sı Za ri fe Ha nım ve eniş te si Na şit Efen di, ilk ka rı sı Emi ne, ikin ci ka rı sı Pa ki ze ve bal dız la rı, kı zı Zeh ra, Zeh ra’nın ilk ni şan lı sı İs ma il, Şeh za de ba şı’nda ki kı ra at ha ne -nin mü da vim le rin den Yan gel di Asaf ve şa ir Ek rem Bey ler, Dok tor Ra miz, İs pri tiz ma Ce mi ye ti’nden ta nış tı ğı ki şi ler den Ce mal Bey, Sab ri ye ve Sel ma Ha nım lar ve Ha lit Ayar cı’dan oluş mak ta dır.

Bi çim sel ola rak fark lı amaç la rın in sa nı gi bi gö rü nen bu ki şi ler, ma hi yet le ri/öz le ri iti ba riy le ya ni ey lem le ri, iliş ki le ri ve ve ri li olan kar şı sın da ta kın dık la rı ta vır ba kı mın dan bir bir le riy le öz deş tir ler. Ger çek lik hak kın da an cak ale go rik ola rak ko nu şu -la bi lir (Del -la loğ lu 2002: 114). İç sel leş tir dik le ri ger çek li ği ale go rik o-la rak tem sil eden bu ki şi ler, bi rer sa at tir, ayar lı ol duk la rı za ma nı gös te rir ler; ay rı ca bi rer ens ti tü -dür ler, ger çek li ğin gö nül lü aja nı dır lar. O hâlde ger çek lik ne dir, na sıl te za hür eder?

Ger çek lik; ya pı lır edi lir di ye ya pı lan edi len, in sa nın şey ler le iliş ki sin de fe no men le şen ve tek rar la na rak norm hâli ne gel miş ey lem ler kü me si dir. Ger çek lik nor mal lik, nor mal lik ger çek lik tir. En ge niş ifa dey le şey leş me nin nor ma dö nüş me si ola -rak da ta nım la ya bi le ce ği miz nor mal lik, ro man da su nul du ğu şek liy le araç sal laş ma ve ya şey leş me dir. Ger çek lik ve ya nor mal lik, ni te lik sel fark lı lık la ra ka yıt sız kal mak; tin sel kör lük ve sa ğır lık tır. Nor mal lik ya doğ ru dan hınç tır, nef ret tir, bas kı ve kor ku -dur ya da il gi, sev gi, şef kat, dost luk ve an la yış kı lı ğı na bü rün müş hınç tır, nef ret tir, bas kı ve kor ku dur. Nor mal lik, tak lit ar zu dur; ço ğun luk, mo da ve ken di si ola ma mak tır. Nor mal lik, çı kar dır; ucu ken di ne değ me di ği sü re ce oyunger çek li ğe ses siz kal mak tır. Nor mal lik, bi çim sel ola rak va ro luş tur; içe rik ve pra ti ğin yok lu ğu ve ya kri zi -dir. Nor mal lik, doğ ru ya şa ma ya nıl sa ma sı için de ol mak ve ya hut bü yük len mek tir. Nor mal lik, nor ma sok ma ve ya nor mal leş tir me ey le mi dir. Nor mal lik, pa ra nın açık ve

(18)

ya giz li hü küm ran lı ğı dır. Nor mal lik, iyikö tü, ödülce za, fay daza rar ahlâkı dır. Nor -mal lik, gün de lik ol mak ve ya ta rih sel li ği ni yi tir mek tir; Ha lit Ayar cı’nın ifa de siy le “ta rih bu gü nün em rin de dir”, “bil gi bi zi ge cik ti rir”. Nor mal lik, II. Ab dül ha mit’tir; II. Meş ru ti yet, Mü ta re ke Dev ri ve Cum hu ri yet’tir. Nor mal lik, “üst üs te in kılâplar yap mak, el li se ne de ba tı ya ye tiş me ye” ça lış mak tır. Bu ra da şu nu be lir te lim; ger çek li ği iç sel leş tir miş in sa nın in san la ve şey ler le kur du ğu her han gi bir iliş ki sin de ve ya ey le min de fe no men le şen nor mal lik, nor mal li ğin bü tün un sur la rı nı iç kin dir. Me se la; nor -mal lik eşit tir şey leş me, şey leş me eşit tir ka yıt sız lık, ka yıt sız lık eşit tir nef ret, nef ret eşit tir ölüm, ölüm eşit tir gün de lik ol mak gi bi. Eğer böy le ba kı lır sa ay rı ay rı bi rey le rin ey lem le ri nin esas ola rak bi rer or tak lı ğa sa hip ol du ğu gö rü le bi lir. Bir ör nek ver -mek ge re kir se; ro man da Se yit Lüt ful lah ile Ha lit Ayar cı, esas ola rak bir bi ri ne ta ban ta ba na zıt iki ki şi dir. An cak her iki si de nor mal li ği iç sel leş tir miş ki şi ler dir. Se yit Lüt -ful lah, de liy miş gi bi ya pa rak ken di si ni ka muf le eder, ay rı ca bek len ti le ri can lı tu ta rak in san la rı ve şey le ri kul la nır. Hem de li li ği hem de in san la rı şey leş tir miş olan Se yit Lüt ful lah, Ha lit Ayar cı ka dar mo dern bir bi rey dir. Ha lit Ayar cı ise he men her şe yi şey leş ti rip kul la nır, ey lem le ri ne sü rek li meş ru iyet arar ken mo dern dir.

Ger çek lik/nor mal lik, ön ce lik le araç sal laş ma/şey leş me dir. Şey leş me, etikaraç -sal lık bü tün lü ğün den olu şan ak lın etik bağ la rın dan kop ma sı dır. Di ğer bir ifa dey le araç sal ak la sa hip ol mak, var lık la rı sa de ce kul la nım de ğe ri ne in dir ge mek de mek olan şey leş me, ay nı za man da ide al-ger çek lik ger gin li ği nin/di ya lek ti ği nin yok lu ğu dur. İde al siz ger çek ka dar ger çek siz ide al de ek sik tir. İde al ger çe ğin, ger çek ide alin ol maz sa ol ma zı dır. Bu du rum da şey leş me, eti ğin de ide alin de teo rik te var lı ğı, pra tik -te yok lu ğu dur.

Şey leş me, in sa nın baş ta ak lı ol mak üze re maddî ve tin sel her şe yi ara ca in dir ge -me si ve ya kul lan ma sı dır. Pa ra nın ama ca dö nüş -me si, bir şey leş -me dir. İn sa nın in san ola rak de ğil çı kar için bir araç ola rak gö rül me si, şey leş me dir. Ni te lik sel fark lı lık la rı, ni ce lik sel öz deş lik le re in dir ge mek bir şey leş me dir. Bi çim sel ola na ta kı lıp içe ri ğe bak ma mak şey leş me dir. Gün de lik ola nı, ya ni ye ni ola nı es ki olan la di ya lek tik iliş ki -ye sok ma dan be nim se mek şey leş me dir. Tin sel/ta rih sel ola nı, özel lik le ta ri hi, bu gü ne gö re şe kil len dir mek ve ya bu gü nün em ri ne ver mek şey leş me dir. Şey leş me, nor mal -lik tir. Nor mal li ği araç laş tır mak şey leş me dir. Di ğer bir ifa dey le nor mal li ği bir bas kı, kor ku, sı ra ya sok ma, iğ diş et me ara cı ola rak gör mek, şey leş me dir. Doğ ru ya şa dı ğı nı san mak, bu ya nıl sa ma için de ken di si ni tam ve ya ide ale ya kın bir in san ola rak gör mek, bü yük len mek ve ya öte ki ni kü çüm se mek şey leş me dir. İl gi, şef kat, sev gi, an la yış kı lı ğı na bü rün dü rül müş kor ku, nef ret ve hınç, yük sek de ğer le rin şey leş ti ril me si -dir. Di ğer bir ifa dey le in sanî yük sek de ğer le ri, me se la dost lu ğu, kar deş li ği, sev gi yi, il gi ve öze ni araç laş tır mak, şey leş mek tir. Şey leş me; iyi-kö tü, fay da-za rar, ödül-ce za ahlâkı dır. İyi fay da lı, kö tü za rar lı olan; iyi ödül len di ri len, kö tü ce za ya müs ta hak olan dır. İyi nor mal lik, kö tü anor mal lik tir. İyi, “rea list”, kö tü “oyun bo zan” ol mak tır. Şey ler kul la nım de ğe ri ne sa hip ol du ğu müd det çe iyi, di ğer du rum lar da kö tü ad de di

(19)

-li yor sa bu iki yüz lü lük tür. İki yüz lü lük, şey leş me dir. Nor mal -lik, ba şa rı ya ve ya sta tü ye gö re ay nı in san kar şı sın da ta kı nı lan iki ay rı ta vır dır. Hü la sa eder sek; şey leş me bü tün açı lım la rıy la nor mal lik, nor mal lik şey leş me ve ger çek lik, ger çek lik tam ayar lı ol -mak, tam ayar lı oluş ise bü tün bun la rın bi le şi mi dir.

Ger çek li ğe tam ayar lı ki şi le ri, Hay ri İr dal’le dost luk, ak ra ba lık, iş ar ka daş lı ğı iliş ki si için de olan lar ve di ğer le ri ola rak ken di için de dört gru ba ayır mak, on la rın me -ta fo rik ale go rik içe rik le ri nin da ha iyi an la şıl ma sı nı sağ la mak -ta dır.

Hay ri İr dal ile dost luk iliş ki si için de olan ve ger çek li ğin ale go rik tem sil ci si ola rak üze rin de ilk du rul ma sı ge re ken ki şi De li Se yit Lüt ful lah’tır. Ha lit Ayar cı ve Dok tor Ra -miz’le bir lik te ro ma nın en mo dern tip le rin den bi ri si olan Se yit Lüt ful lah, tak tı ğı de li mas ke siy le ger çek li ği giz le yen ki şi dir. De liy miş gi bi ya pan, an cak baş ta de li lik ol mak üze re her şe yi araç laş tı ran Se yit Lüt ful lah, du ru ma gö re içe ri ği ni gün cel leş tir di ği ya -lan la rıy la çev re sin de ki le rin yok sul luk tan kur tul ma gi bi bek len ti le ri ni, do la yı sıy la güç el de et me is tek le ri ni sü rek li can lı tu tar. Öy le ki in san la rı ha yal kı rık lı ğı na uğ rat tı ğı za man, ye ni bir ya lan uy du rur; bek len ti le ri be lir siz bir ge le ce ğe er te ler. O, bu yö nüy le si ya saltop lum sal mo der ni te nin in san su re tin de ki ifa de si dir. Bi lin di ği gi bi mo der ni te, in -san la rı mut lu et me ha ya li ni ger çek leş ti re me miş; ya rat tı ğı ha yal kı rık lı ğı nı ise sü rek li ye ni/ile ri ide aliy le ber ta raf et miş tir, en azın dan bu şe kil de giz le miş tir (Del la loğ lu 2008:145164). Hay ri İr dal’in ifa de siy le “bir ma sa lı sür dür me yi bi len ki şi”, onu ta nı -yan ki şi ler den bi ri si nin ifa de siy le “ya lan cı (bir) es rar keş” olan Se yit Lüt ful lah, es rar ve kal dı ğı yı kık med re se baş ta ol mak üze re iyi sa at te ol sun lar, bü yü, si hir, dost luk, il gi ve ya lan vs. her şe yi şey leş tir miş tir; hiç çe kin me den kul la nır bun la rı.

O ta rih ten iti ba ren Se yit Lüt ful lah, Tu nus lu ko na ğı nın en de vam lı ve mu te ber mi sa fi ri ol du. Her de di ği ne ina nıl dı. Bu inan ma da kı lı ğı nın, kı ya fe ti nin, ya şa yış tar zı nın, otur du -ğu med re se ar tı ğı nın da ay rı ay rı pay la rı var dı. Ha ya tı nı, kı ya fe ti ni bi raz de ğiş tir me si için ve ri len na si hat la ra eliy le çok teh li ke li bir ka ran lı ğı gös te ren bir işa ret ya pa rak: “Mü -sa ade et mi yor lar” di ye red de der di. Ab düs se lam Bey’in zor la ken di si ne he di ye et ti ği bir cüb be ile sa rı ğı üç gün son ra ko na ğa, “Mü sa ade edil me di. Ve li ni met ma zur gör sün…” sö zü ile ia de et miş ti. Se yit Lüt ful lah bir ma sa lı de vam et tir me nin sır rı nı bi li yor du (Tan -pı nar 1998: 41).

S. Lüt ful lah gi bi Hay ri İr dal’in dost la rın dan Ab düs se lam Bey de, Aris ti di Efen di de ger çek li ğin için de yi tik ki şi ler dir. Her iki si nin de der di, ka yıp ha zi ne le ri bul mak, kı sa yol dan pa ra do la yı sıy la ik ti dar sa hi bi ol mak tır. Bu nun için her şe yi araç laş tı rır lar. Bü yük ko na ğın da ka la ba lık bir ai le ile ya şa yan Ab düs se lam Bey, tü ken -mek üze re olan ser ve ti ni ye ni den el de et -mek, da ğıl mak üze re olan ko na ğı nı ayak ta tu ta bil mek için tin sel her şe yi şey leş ti rir. Se yit Lüt ful lah’a gös ter di ği il gi, sa de ce giz -li ha zi ne le ri bü yü ve ya si hir va sı ta sıy la bul ma sı na yar dım ede ce ği ni um du ğu için dir. Yal nız lık tan kork tu ğu için ko na ğı nı uzak ya kın ak ra ba la rıy la dol du ran, bu sev gi kı lı ğı na bü rün müş kor ku su nu do la yı sıy la ele ve ren, ni ha yet bu sev gi sin den do la yı çev re sin de ki in san la rı ka çı ran Ab düs se lam Bey, içe ri ği ni kim se nin tam ola rak bil me di

(20)

-ği ya lan la rıy la, in san la rın bek len ti le ri ni can lı tu ta rak borç pa ra bu lur. Bul du ğu borç pa ra ile de Aris ti di Efen di’nin ec za ha ne sin de ya pı lan tec rü be le rin mas ra fı nı üst le nir. Bu ey le min den do la yı o, Hay ri İr dal’e gö re tam bir “ku mar baz”dır. Ka la ba lık ko na -ğı nın II. Ab dül ha mit dev rin de bir çok ve him ve de di ko du uyan dı ra bi le ce ği ni dü şü nen Ab düs se lam Bey, bu so ru nu, dev rin ha fi ye le rin den Fer hat Bey’i, ko na ğın da ya şa yan ak ra ba la rın dan bi ri siy le ev len di re rek çö zer. Ay rı ca ken di si ni jur nal le yen eniş te si Fer -hat Bey’i, jur nal le mek ten çe kin mez. Bü tü nüy le o, baş ta in san za af la rı ol mak üze re he men her şe yi iyi, şef kat li ve dü rüst in san kis ve si al tın da kul la nır:

(…) Fer hat Be y’i din ler ken Ab düs se lam Bey’in göz le ri ni bu lan dı ran ma zi has re ti ne, ga rip ade ta mu zip çe bir pa rıl tı, du dak la rı nın ke na rın da in san za af la rıy la alay eden an la şıl -maz bir gü lüm se me ka rı şır dı ve bu hal Fer hat Bey’i hikâye le rin de büs bü tün şa şır tır, bir kat da ha mah cup eder di.

Bir gün es ki şûrâyı dev let aza sı sır rı nı ba na aç tı:

– Bi ça re da mat bey ha ki ka ten bu iş te faz la mah cup ve muz da rip. Far kın da de ğil ki ben de her haf ta ken di si için bir jur nal ve ri yor dum… (Tan pı nar 1998: 35).

Bir psi ki yat rist olan Ra miz, Hay ri İr dal’in di ğer dost la rı gi bi ger çek li ği ya şa yan, ya şa tan bir sa at ve ens ti tü dür. İn sa nı ken di si ol du ğu için de ğil zih nin de ki ka lıp la ra so ka rak ta nım la yan Ra miz, Hay ri İr dal’le Adlî Tıp’ta ta nı şır. Hay ri İr dal’i has ta ol du ğu na inan dı rır, te da vi eder; son ra da onu te da vi et ti ği ilk has ta ola rak ta nı tır çev re si ne ve so nu na ka dar ya rar la nır bun dan. Ger çek li ğin çağ daş bir ale go ri si olan Ra miz, Hay ri İr dal’i te da vi eder ken hem psi ka na liz üze rin den ger çek li ğin bir tem sil ci -si hem de giz li aja nı du ru mun da dır. Onun te da vi şek li, in sa nı, şe kil len di ril me -si ve ya ka lı ba so kul ma sı ge re ken bir nes ne gi bi de ğer len dir di ği nin de açık işa re ti dir. Do la -yı sıy la iyi leş tir me ey le mi, giz li bir şey leş me yi içe rir. Bu nu bi raz açar sak; Adlî Tıp’ta Ra miz’e ema net edi len Hay ri İr dal, in sa nı ayar lan ma sı ge re ken bir sa at ola rak gö ren dok to ra, ne ka dar ça ba la sa da an la ta maz ken di si ni. Ger çek lik kar şı sın da ça re siz ka -lan, in sa nın in sa na bir şey an la ta ma ya ca ğı nı fark eden Hay ri İr dal ise iro nik bir ta vır ta kı nır; Ra miz’in is te di ği ki şi ol muş gi bi ya par, ka rı sı Emi ne’nin ifa de siy le “ha hı” der, sa vuş tu rur Ra miz’i.

– Ama dok tor ben has ta de ği lim… Al lah rı za sı için.. Si ze an lat tım. – Tek rar göz le ri ni göz le ri me dik ti. En kat’i se siy le:

– Has ta sı nız… di ye ke sip at tı. Psi ka na liz çık tı ğın dan be ri he men her kes az çok has ta dır. – O hal de dı şa rı da ki ler den far kım ne?

– O baş ka şey. Ben siz den me su lüm. – Şim di ne ola cak?

– Te da vi ede ce ğiz. Za ten öy le mü him ce bir iş de ğil. Bu iş te teş his he men he men te da vi -dir. Ya ni mun ta zam de vam edi lir se bir kaç se ne de bi ter (Tan pı nar 1998: 90).

Şey ler hak kın da hü küm ve re bil mek için da ima öte ki nin gö rü şü ne yas lan mak zo -run da olan, şey le ri iç sel leş ti rip dö nüş tür me yen, do la yı sıy la as la ken di si ola ma yan Ra miz, Hay ri İr dal’i bir “mec zup”, “ka bi li yet siz bir adam”, “bir ha yat dı şı” ola rak

(21)

gö rür; Hay ri İr dal’in Ha lit Ayar cı ta ra fın dan tak dir edil di ği ni gör dük ten son ra fik ri -ni de ğiş ti rir. Hay ri İr dal’i Ha lit Ayar cı’nın sun du ğu pers pek tif ten de ğer len di rir; “bir da ha met hi ni di lin den dü şür mez” (Tan pı nar 1988: 30). “Ger çek de ğe ri için de” Hay ri İr dal’i hiç gö re me yen Ra miz, doğ ru ya şa ma ya nıl sa ma sı için de dir; bü yük len me ci dir, çev re si ta ra fın dan kıy me ti nin bi lin me di ği ni dü şü nür. Ne bil dik le rin den, ne gör -dük le rin den şüp he eder. Şey le ri, ol du ğu gi bi de ğil, ya şat tı ğı ya nıl sa ma ya uy du ra rak an lar. “Ada let” me se le si ne sık vur gu ya pan, do la yı sıy la ken di si ne hak sız lık ya pıl dı ğı nı ima eden Se yit Lüt ful lah’ın bu vur gu su nu Ra miz, zih nin de ki ka lıp la ra so kar. Se -yit Lüt ful lah’ın mut la ka Marks ve En gels’i oku muş ol ma sı la zım gel di ği ni id dia eder. Ger çe ğin hiç de öy le ol ma dı ğı nı bi len Hay ri İr dal ise Se yit Lüt ful lah’ın doğ ru dü rüst Türk çe bi le bil me di ği ni an lat ma ya ça lı şır. Onu ol du ğu gi bi gös ter me ye ça lı şır. An cak fi kir le ri nin doğ ru lu ğun dan hiç şüp he len me yen Ra miz, Hay ri İr dal’i aşa ğı lık duy gu su için de ol mak la it ham eder. Bü tün bu hu su si yet le riy le Ra miz, hem ger -çek li ğe ayar lı bir sa at hem de in san la rı ger -çek li ğe ayar la ma ya ça lı şan bir ens ti tü dür. –Siz ler da ima böy le si niz. Ru hu nu zu sa ran kü çük lük duy gu la rı için de bü yük de ğer le ri mi zi kay be der si niz. Azi zim vaz ge çin bu huy dan. Ben kat’iyen emi nim ki Al man ca bi li yor du ve bü tün sos ya list ede bi ya tı oku muş tu. Ak si tak dir de dev ri mi zin bü yük me se le si olan ada let ve hak sız lık da va la rı nı bu ka dar kuv vet le be nim se mez ve uğ run da mü ca de le et mez di. O bi -zim sos ya list mek te bi mi zin baş lan gı cı dır, di ye sus tu rur du (Tan pı nar 1998: 43).

Dok tor Ra miz gi bi Hay ri İr dal’in dost la rın dan bi ri si de Ha lit Ayar cı’dır. Ro man da su nul du ğu ka dar nor mal li ğin en top la yı cı is mi Ha lit Ayar cı, hem nor mal ola nın far kın da dır hem de on dan azamî fay da lan ma nın pe şin de dir. Di ğer bir ifa dey le o da ayar -lı bir sa at ve ayar la ma ya ça -lı şan bir ens ti tü dür. He men her şe ye “Aca ba ne işe ya rar?” di ye ba kan Ha lit Ayar cı, ken di si ni as rı na gö re “ayar lar”; bir aya ğı as rı nın için de bir aya ğı dı şın da du ran Hay ri İr dal’i ise nor mal leş tir me ye ça lı şır. Ay rı ca başta ak lı ol mak üze re, çev re sin de bu lu nan in san la rı, Hay ri İr dal’i ve ka rı sı Pa ki ze’yi, as rın ger çek lik -le ri ni, kı sa ca her şe yi, hiç bir etik kay gı güt me den bi rer şey gi bi kul la nır.

Ha lit Ayar cı, Hay ri İr dal ile iki çe şit iliş ki ku rar: Ya Hay ri İr dal’i şey le rin bir ara cı ola rak gö rür ya da onu da ha iyi kul la na bil mek için nor mal leş tir me ye ça lı şır. Onun bu bir bi ri içi ne geç miş iki tav rı, ni te lik sel fark lı lık la ra ka yıt sız lı ğı ve giz li şid -de ti içe rir; ay rı ca şey leş miş ol ma yı işa ret e-der. Ger çek li ğin so run lu ol du ğu nu bi len, bu nu her se fe rin de Ha lit Ayar cı ile tar tı şan, en azın dan Ha lit Ayar cı’dan bi raz cık an la yış bek le yen Hay ri İr dal, ken di si ni esas ola rak hiç an la ta maz. İn san la rı ol du ğu gi -bi de ğil, nor mal li ğe ayar lı ol du ğu za man ka bul eden Ha lit Ayar cı, Hay ri İr dal’i “taş taş yık ma ya” ve ya ye ni den yap ma ya ça lı şır. Ona “dür bü nün ba kıl ma sı ge re ken ye ri -ni” gös te rir. Hay ri İr dal’i as rı na uy dur mak/ayar la mak, kul la nı ma ha zır hâle ge tir mek için şe kil len di rir.

(…) Rea list ol mak hiç de ha ki ka ti ol du ğu gi bi gör mek de mek de ğil dir. Bel ki onun la en fay da lı şe kil de mü na se be ti ni zi ta yin et mek tir. Ha ki ka ti gör müş sün ne çı kar? Ken di ba şı

(22)

na hiç bir ma na sı ve kıy me ti ol ma yan bir yı ğın hü küm ver mek ten baş ka ne ye ya rar? İs te -di ğin ka dar uza ta bi le ce ğin bir ek sik lik ler ve ih ti yaç lar lis te sin den baş ka ne ya pa bi lir sin? Bir şey de ğiş ti rir mi bu? Bi la kis yo lun dan alı kor se ni. Kö tüm ser olur sun, apı şır ka lır sın. Evet, boz gun cu luk de nen şey bu dur. Siz ke li me ler le ze hir le nen adam sı nız, onun için si ze ek sik si niz de dim. Ye ni ada mın rea liz mi baş ka dır. Elin de bu lu nan bu mal, bu nes ne ile onun bu va sıf la rıy la ben ne ya pa bi li rim? İş te so ru la cak su al (Tan pı nar 1998: 182). Oyun-ger çek li ğin içe ri ği ni bi len, oyu nu ne bo zan ne de oyu nun bo zul ma sı na izin ve ren Ha lit Ayar cı, Hay ri İr dal ve ai le si ni oluş tu ran bi rey ler den azamî ola rak is ti fa de eder; ki şi le rin za af la rı nı bi rer ye te nek miş gi bi al kış lar, ama cı doğ rul tu sun da kul la nır on la rı. Hay ri İr dal’e, içe ri ği ta ma men uy dur ma olan “Ah met Za manî Efen di ve Ese ri” ad lı ki ta bı yaz dı rır, ta ri hi şey leş ti rir. Ay rı ca mi mar ol ma ma sı na rağ men ona ens ti tü bi na sı nın tas la ğı nı çiz di rir. Ka rı sı Pa ki ze’nin in sanî za af la rı nı hem sö mü rür hem kış kır tır. Bal dı zı nı kö tü se si ne ve ce ha le ti ne rağ men al kış lar. Kı zı Zeh ra’nın ce ha le ti ni bir gi -ri şim, ha lis ey lem miş gi bi tak dim eder. Ha la sı Za -ri fe Ha nım’ın maddî imkânla rın dan so nu na ka dar ya rar la nır. Bü tü nüy le şey leş miş bir bi linç olan Ha lit Ayar cı, dos tu Hay ri İr dal’i, bil mek ve yap mak gi bi in sa nın te mel iki var lık şar tı ko nu sun da uya rır ken bi le nor mal li ği hem ya şar hem de ya şa tır. Nor mal lik, eleş ti rel iliş ki kur ma dan as rı na uy -mak, hiç bir etik kay gı güt me den ya pıp et me ce sa re ti ni gös ter mek tir:

(…) Aziz dos tum siz bir gay ri mem nun su nuz. Bu iş ler de bil mek ikin ci de re ce ka lır. Yap -mak var dır, sa de ce yap -mak!...

Son ra ken di ken di ne ko nu şur gi bi ila ve et ti:

– Bil gi bi zi ge cik ti rir. Za ten ne so nu, ne de ga ye si var dır. Me se le yap mak ve ya rat mak tır. Bil se ler di, bil se ler di… Fa kat bil se ler di bu nu ya pa maz lar dı. Bu he ye ca na, bu ica da, bu ken -di li ğin den bul ma ya eri şe mez ler -di. Bil gi le ri bu na ma ni olur du. Kı zı nız bu ge ce yi ya rat tı. Ne ile? Ya rat ma ka bi li ye tiy le… Çün kü ya rat mak, ya şa ma nın ta ken di si dir. Biz ya şa yan, ya şa -ma yı ter cih eden in san la rız. Siz is te di ği niz ka dar so mur tun (Tan pı nar 1998: 277). Hay ri İr dal’in ak ra ba sı olan ki şi ler de tıp kı dost la rı gi bi ger çek li ği ale go rik ola -rak tem sil eder ler. Hem ger çek li ği işa ret eden bi rer sa at hem de onu ya şa tan bi rer ens ti tü olan bu ki şi ler den il ki, Hay ri İr dal’in is mi be lir til me yen ba ba sı dır. Tak ribî Ah met Efen di’nin to ru nu olan bu bey, ni te lik sel ola rak çev re sin de ki ki şi le re ben zer. Ab düs se lam Bey gi bi dir; fır sat çı dır, şey leş miş tir. Se yit Lüt ful lah’ın es rar keş ve sah -tekâr ol du ğu nu bil me si ne rağ men giz li ha zi ne le ri onun yar dı mıy la bu la bi le cek le ri ni um mak tan da ge ri kal maz. Zen gin olan ve pa ra yı fe tiş leş tir miş olan kız kar de şi Za ri fe Ha nım’ın söz de ve fa tın dan son ra kar de şi nin de fin iş le ri ni bir baş ka sı na dev re -der, kar de şi nin mi ra sıy la meş gul olur. Ay rı ca üc re ti ni öde ye rek evin de ge çi ci ola rak ka lan bir ka dı na ko ca sın dan bo şan ma sı nın he men er te sin de nikâh kı yar. Kay gı lı ba ba po zu ile oğ lu Hay ri İr dal’in rüş ti ye yi bi tir me si ne yar dım eder. He men da ima ken -di siy le meş gul ol du ğu için Hay ri İr dal’e kar şı esas ola rak ka yıt sız dır. Bir gös ter ge ola rak ka yıt sız lık, hem öz ne si nin ni te li ği ni ele ve rir hem de nes ne si ni ya ni yö nel di -ği ki şi yi şe kil len di rir.

(23)

Hem bir sa at hem de bir ens ti tü ola rak ka bul ede bi le ce ği miz ki şi ler den bi ri si olan eniş te si Na şit Efen di, Hay ri İr dal kar şı sın da iki tav ra sa hip tir. Pa ra sız ol du ğu za man lar da Hay ri İr dal’le kı zı nı ev len dir me fik ri ni ya dır ga ma yan Na şit Efen di, Za ri fe Ha -nım’la ev len dik ten son ra ya ni pa ra lı za man la rın da Hay ri İr dal’e öp tür mek için eli ni bi le uzat mak is te mez. Gö nül süz ce öp tür dü ğü eli ni, Hay ri İr dal’i kü çüm se mek için sil -mek ten de çe kin mez. Bir gös ter ge ola rak bu ey lem, hem öz ne si nin ‘ne’li ği ni işa ret eder hem de nes ne si ne sı nı fı nı ha tır la ta rak onu şe kil len dir me ga ye si ni ta şır. Ay rı ca Na şit Efen di, pa ra lı za man la rın da Hay ri İr dal’i ya lan la rıy la kö şe ye sı kış tı rır; maddî imkânsız lık lar la do lu geç mi şin so rum lu su san ki oy muş gi bi in ti ka mı nı al mak is ter on -dan. Ni ha yet Hay ri İr dal’in has ta ka bul edi lip Adlî Tıp’a gön de ril me si ne se bep olur.

Na şit Efen di gi bi ger çek li ği iç sel leş tir miş ki şi ler den bi ri si de ha la sı Za ri fe Ha -nım’dır. Bir ölüm tec rü be si ya şa yan, ya şa dı ğı tec rü be den ön ce ser ve ti ni fe tiş leş ti ren Za ri fe Ha nım, da ha son ra her şe yi mu bah gö ren bir an la yı şı be nim ser; biz zat ya şa -mın ken di si ni şey leş ti rir. Ale go rik di ğer ki şi ler gi bi onun da Hay ri İr dal kar şı sın da iki tav rı var dır: Hay ri İr dal’i pa ra sız ol du ğu za man lar da ser ve ti nin düş ma nı “bir bu -da la” ola rak gö ren Za ri fe Ha nım, “mu vaf fa ki yet le ri ne şa hit ol duk ça” Hay ri İr -dal hak kın da ki duy gu ve dü şün ce le ri ni de ğiş ti rir ve ya “bu gü ne ait bir duy gu yu geç mi şe ta şır” (Tan pı nar 1998: 244). O da ro ma nın di ğer ki şi le ri gi bi dir; in sa nı ol du ğu şek -liy le de ğil ya “sı ra ya gir di ği” za man ya da zih nin de se ve bi le ce ği şek le sok tuk tan son ra ka bul eder. Do la yı sıy la ken di si ni iyi bir sa at ola rak gö rür, öte ki ni ise ayar la -ma ya ça lı şır. Bir şe kil de nor -mal leş ti ril miş in sa nı be nim ser.

Hay ri İr dal’in ka rı sı Pa ki ze, bal dız la rı ve kı zı Zeh ra da Za ri fe Ha nım gi bi dir. Özel lik le üze rin de ıs rar la du ru lan Pa ki ze, Hay ri İr dal’i pa ra sız za man la rın da “sü ne pe, za val lı, pı sı rık, işe ya ra maz” ola rak gö rür ken re fa ha ka vuş tuk tan son ra fark lı de -ğer len di rir. Ay rı ca ko ca sı nı, sa hip ol ma dı ğı me zi yet ler le do nat tık tan, “ıs lah ve ta mir” et tik ten son ra ka bul eder. Nor mal li ğin sı ra la dı ğı mız bü tün kıs tas la rı na sa hip olan Pa ki ze, doğ ru ya şa dı ğı nı sa nır, öte ki ni de ken di ya nıl sa ma sı na or tak eder. Kı lık kı ya fe ti ni, kı sa ca eş ya yı bir gös te riş ara cı ola rak kul la nır. Mo da nın, özel lik le si ne ma nın do la yı mın da dır. Ken di si ni, tak lit et ti ği ki şi ler le ka rış tı rır; Hay ri İr dal’in cüm le siy le söy -ler sek “sa de ce şah si ye ti yok tu(r)”:

Rad yo da ka dın se siy le ya pı lan o reklâm özen ti le ri bi le bu ka dar so ğuk ol maz dı. İlk ön ce alay edi yor san dım. Keş ke öy le ol say dı. Ha yır, cid di idi. Hâlbu ki ça lış ma dı ğı mı, ça lı şa cak bir şe yim ol ma dı ğı nı bi li yor du. Sa de ce ak lı ba şın da, iyi ni yet li, ko ca sı nın sıh ha ti ne dik kat eden ka dın ro lün de idi (…). O za man tek rar işe baş la dı ğım dan be ri et ra fım da her gün bi raz da ha ar tan dik ka ti, iti na yı ha tır la dım. Ha ki kat te al tı ay dan be ri bir buz -do la bın da ya şı yor gi biy dim. Pa ki ze’nin sa de ce uzvî iş ti ha la rıy la be ni ha tır la dı ğı, ba na gel di ği, onun dı şın da be ni sü ne pe, pı sı rık, tem bel, bu da la, be ce rik siz bul du ğu gün le re ne re dey se has ret çe ke cek tim. Hiç ol maz sa o za man ken di siy di (Tan pı nar 1998: 238). Pa ki ze gi bi kız kar deş le ri de za ma na ayar lı bi rer sa at ve öte ki ni ayar la ma ya ça -lı şan bi rer ens ti tü dür. Di ğer ki şi ler gi bi on lar da Hay ri İr dal kar şı sın da iki li bir tav ra

Referanslar

Benzer Belgeler

Sahaflık yaptığı için Sahaf Rüşdî adıyla da tanınan şairin asıl adı Ah- med'dir. Daha sonra İstanbul Sultan Ahmed Han Medresesi'nde müderris Mirza Mehmed Efendi ile

Utanç ve suçluluk aras ndaki ayr büyük ölçüde ihmal eden Freud (akt., Tangney ve Dearing, 2002) ilk çal malar nda utanc cinsel olarak te hirci dürtülere kar bir kar t

Yahya Bey’in Şâh u Gedâ mesnevinin çevresel ve olgusal boyutuyla mekân tasvirlerini incelediğimizde ise Şâh u Gedâ mesnevinde yapılan kimi mekân tasvirlerinde salt

Der idi ben gideli kalmamış tehî meydân (Divan s. 39-40) Abdurrahman Paşa’nın hazinedarı Ali Paşa için ramazaniye, şair Rüşdi Efendi’ye “sühan” redifli kaside,

Semboller, sanat ve edebiyatta olduğu gibi teoloji alanında da nesnel, soğuk ve katı bir gerçekliğe dayanan veya en azından onu çağrıştıran bir dil yerine, sezgiye dayalı

According to another finding of the study; the comparison of anger state of the sedentary participants according to sex variable did not reveal any

1996 yılının Kasım ayında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı’na asistan olduğumda başka

Aşağıya alınan diğer beyitte ise Emrî, sevgilinin gül kadar nazik bedenini kötü gözden sa- kınmak için saçını misk ile yazıp tomar olarak boynuna astığını dile