• Sonuç bulunamadı

Yarı kurak iklimde kireçtaşı üzerinde oluşan topraklarda bazı majör, minör ve nadir toprak elementlerinin düşey dağılımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yarı kurak iklimde kireçtaşı üzerinde oluşan topraklarda bazı majör, minör ve nadir toprak elementlerinin düşey dağılımı"

Copied!
60
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1-GİRİŞ

Toprakların majör, minör ve nadir toprak elementleri içeriği toprağın oluştuğu ana materyalin niteliğine, ayrışma işlemlerine, biyolojik döngüye ve çeşitli kaynaklardan atmosferik yollarla ilave olan depozitlere bağlıdır. Toprakların minör ve nadir toprak elementleri kapsamı çevre sağlığının ve toprak mikro besin maddeleri içeriğinin kontrolü açısından önemlidir. Bu elementlerin düşük veya yüksek dozlarda bulunması bitkilerde eksiklik veya toksisiteye neden olur. Buna bağlı olarak da insan ve hayvanlarda beslenme bozuklukları ortaya çıkar (Xing ve Dudas 1993).

Majör, minör ve nadir toprak element miktarı esas olarak toprak oluşum derecesine bağlıdır. Bu bağlamda zayıf gelişmiş topraklarda ana materyalin etkisi çok önemlidir. Ayrıca her bir elementin spesifik mobilitesi de, miktarları üzerine etki eder. Aynı zamanda bu elementlerin miktarı ve davranışları üzerine; arazi kullanımı, bitki varlığı ve aktivitesi, kirlilik kaynağına olan yakınlık gibi dış faktörler de etki eder. İnsanlar da gübreleme gibi direkt yollarla etkili olurlar.

Toprakların iz ve nadir toprak elementleri içerikleri, başlıca toprak gelişiminden etkilendikleri ve pedoloji ile aralarında büyük ilişki olduğu için, toprak gelişiminin yönü hakkında bilgi edinmede önemli veriler sağlarlar (Laruelle ve Stoops 1967, Fujikawa ve ark. 2000). Bu nedenle minör ve nadir toprak elementleri jeokimyacılar tarafından mineral ve kaya oluşum çalışmalarında yoğun olarak kullanılmaktadır (Minster ve ark. 1977). Özellikle sedimentlerde kaynak çalışmalarında ayrışma ortamındaki düşük çözünürlükleri nedeni ile nadir toprak elementlerinin kullanılması savunulmaktadır (Wildeman ve ark. 1973, Naule ve ark. 1977). Minör ve nadir toprak elementlerinin profildeki dağılımları üzerine ayrışmanın etkisi, hem kayanın tipine hem de iklimsel faktörlere bağlıdır. Bu elementlerin sıcak ve yağışlı bölgelerde profildeki dağılımları üzerine birçok araştırma bulunmasına rağmen kurak ve yarı kurak iklim şartlarındaki dağılımları üzerine yeterince araştırma bulunmamaktadır. Sunulan bu çalışma yarı kurak iklim şartlarında kireçli ana materyal üzerinde gelişen toprak profillerinde majör, minör ve nadir toprak elementlerinin dağılımının anlaşılması hususunda büyük öneme sahiptir.

Minör ve nadir toprak elementlerinin bazıları artan tarımsal ve endüstriyel faaliyetle de toprak ortamına katılmaktadır. Bazı ülkelerde kimyasal gübreler, başta La ve Ce olmak üzere çeşitli nadir toprak elementleri içermektedir. Son yıllarda nadir toprak elementleri-NH4CO3 kompleks kimyasal gübreler yoğun olarak kullanılmakta ve direkt toprağa

uygulanmaktadır. Çeşitli nadir toprak elementleri içeren yaprak gübreleri ve spreylerin kullanımında artışlar olmuştur (Zhang ve ark.1995, Guo 1987, Brown ve ark. 1990). Bu

(2)

nedenle iz ve nadir toprak elementleri kirlilik etmenlerinin saptanmasında ve kirliliğin belirlenmesinde günümüzdeki ve gelecekteki toprak verimliliğini ve potansiyel toprak kirliliğinin tahmininde de öneme sahiptirler.

Ülkemizde toprakların makro besin elementleri ve bazı iz elementler içerikleri için dikkate değer araştırmalar bulunsa da, tüm iz ve nadir toprak elementlerin dağılımı konusunda yeterli çalışma yoktur. Toprakların iz ve nadir toprak elementlerinin doğal konsantrasyonlarının belirlenmesi, herhangi bir bölgede rastlanılan yüksek konsantrasyonların yerel faktörlerden mi yoksa bir bulaşmadan mı meydana geldiğinin ortaya konması açısından önem taşımaktadır. Birleşik devletlerde yapılan bir çalışma göstermiştir ki doğal olarak yüksek element konsantrasyonlarının bulunduğu alanların yanında, tarımsal alanlarda da oldukça yüksek element içeriklerine rastlanmıştır (Holmyren ve ark. 1993).

Bu çalışmada Konya kapalı havzasının güney ve güney doğu kısımlarında bulunan kireçtaşı üzerinde oluşan ve Kırmızı Akdeniz ve Kırmızı Kahverengi Akdeniz toprakları üzerinde gelişen topraklarda majör, minör ve nadir toprak elementleri olmak üzere 42 elementin analizleri yapılmıştır. Çalışmada element konsantrasyonları belirlenmiş, değerlendirme ve karşılaştırmalar yapılmış, 42 elementin vertikal dağılımı hem konsantrasyon hem de horizon ve ana materyal arasındaki değişimleri nispi kayıp ve kazanç oranları belirlenerek tespit edilmiştir.

Bu çalışmanın amacını: (1) kireçli ana materyal üzerinde xeric rejimde gelişen toprakların doğal majör, minör ve nadir toprak elementlerinin konsantrasyonlarını ortaya koymak, (2) bu elementlerin profil boyunca dikey dağılımlarını belirlemek, (3) söz konusu elementlerin üst ve yüzey altı ( C veya ana kaya) horizonlardaki nispi değişimlerinin belirlenerek mineral ayrışma ve pedogenesisi konusunda veri ortaya koymak oluşturmaktadır.

Gerçekte profilde horizonlar arası element değişimleri ve aralarındaki genetik oranlar kullanılarak yapılan toprak ayrışması ve genesisi ile ilgili çalışmalar silikat minerallerinden oluşan ana materyaller üzerinde gelişen topraklarda daha iyi ve doğru sonuçlar verse de bulunduğumuz havzada kireçli materyallerin önemli bir yer teşkil etmesi aslında silikatlı minerallerin ayrışma derecelerinin belirlenmesinde kullanılan yöntemlerin kireçli materyaller üzerinde gelişen topraklara da uygulanabilirliğinin araştırılmasına itmiştir. Sonuçlar ayrıca bu bağlamda değerlendirilmiştir.

(3)

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

Haskin ve ark. (1968), Varshal ve ark. (1975) ayrışmış profillerin çoğunda yaygın olarak bulunan Bir ve Bt horizonlarının oluşmasına neden olan kil birikim mekanizmasının nadir toprak elementlerinin mobilizasyonunu kolaylaştırdığını ya da bazılarının fiksasyonunu artırdığını ifade etmişlerdir.

Wildeman ve ark. (1973) sedimentlerde kaynak belirleme çalışmalarında ayrışma şartlarındaki düşük çözünürlükleri ve cüzi miktarları nedeni ile nadir toprak element uygulamalarının iyi sonuç vereceğini savunmuşlardır.

Dudy (1980), Cullers ve ark.(1975), REE ve diğer elementlerin ayrışmış bir profilde yeniden dağılımlarını ve fraksiyonlarını incelemiş ve ayrışma şartlarının bu elementlerin profildeki dağılımlarını ve girdikleri fraksiyonları etkilediğini belirterek kayadan S alımından sonra çözünebilir ve hareketli formların organik asitler ve alkali karbonatlarla kompleksler yaptığını bildirmişlerdir.

Ravkin ve Childs (1987), Yeni Zelanda’da katenesal toprak gelişimi bulunan toprakların Fe-Mn konkresyonlarının nadir toprak elementleri ve diğer minör element içeriklerini araştırmışlar ve Fe-Mn nodüllerinin yüksek oranda As ve Co gibi iz element içerdiklerini bulmuşlardır.

Xing ve Dudas (1993) Çin’de üç taşkın ovasında yer alan toprakların minör ve nadir toprak elementlerinin içerikleri üzerine çalışmalar yapmışlar ve bu elementlerin pedogenetik süreçler sonucundaki dağılımını incelemişlerdir. Cl, Br, I ve Hg’nin Ah horizonunda zenginleştiğini, As, Co ve Mn’ın E horizonunda konsantre olduğunu, kil mineralleri ile ilgili olan Cr, Rb, V ve Zn’nun illüviyal horizona yıkandığını, Si, Ti, Hf ve Zr gibi dayanıklı minerallerin ise profil boyunca üniform dağılım gösterdiklerini ve nadir toprak elementlerinin taşkın ovasında yer alan toprakların üçünde de, kil fraksiyonunda zenginleştiğini tespit etmişlerdir.

White (1995), silikat minerallerinin kimyasal ayrışma oranlarını incelediği çalışmasında Ti ve Zr’un, iyi drene olmuş asit şartlarda immobil element olarak değerlendirilebileceğini ve diğer elementlerin kütle dengesi veya nispi mobilitelerini hesaplamak için referans elementler olarak kullanılabileceğini belirtmiştir.

Subrahmanyam ve Singh (1997) boksit yatakları ve kırmızı renkli çamurlarında nadir toprak elementlerinin oluşumlarını araştırdıkları çalışmada, sıcak ve yağışlı şartların hakim olduğu tropikal ayrışma şartlarında kaolinizasyon, laterizasyon ve kil birikimi gibi olayların nadir toprak elementlerinin mobilizasyonunu artırdığını belirtmişlerdir.

(4)

Egashira ve ark.(1997a-1997b) ise bu durumun tersine Çin ve Laos’ta yaptıkları durum çalışmalarında farklı sedimentler üzerinde gelişen toprakların değerlendirilmesinde ve amaçlandırılmasında nadir toprak elementlerinin daha uygun olduğunu ifade etmişlerdir.

Langley ve ark.(1998) Orejon sahillerinde bulunan kuvaterner deniz teraslarında oluşan toprakların gelişimlerini kütle dengesi analizi ile değerlendirmişler; bunun için bazı majör, minör ve nadir toprak elementlerini analiz etmişler, Zr ve Tr’u immobil element olarak kullanarak, buldukları sonuçları kütle dengesi eşitliklerinde kullanmışlardır. Araştırıcılar dominant toprak oluşum süreçlerinin desilikasyon, bazik katyonların solumdan yıkanması, demir ve alüminyum yüzey ve yüzey altı horizonlarda yeniden dağılımı, kum ve silt fraksiyonundaki demir ve alüminyum oksitlerin ikincil kil ve kristalin seskioksitlere dönüşümü ve organik maddenin birikimi olduğunu, silisyumun sistemden en çok kaybolan element olduğunu ve kaybın terasların yaşıyla doğru orantılı olarak arttığını bulmuşlardır.

Lichter (1998), Michigan Gölü çevresinde farklı yaşlardaki kum depozitlerinde ayrışma oranlarını ve kimyasal yıkanmayı araştırdığı çalışmada bazı majör, minör ve nadir toprak elementlerini kullanarak kütle dengesi modelinde Ca, Mg, Na, K, P, Fe, Al, Mn, Zn, V ve Ti üst 15 cm’lik mineral horizonda toprak yaşının artmasıyla azaldığını Ca ve Mg’un sıfıra yaklaştığını, halbuki K, Na, P, Zn, Mn, Fe, Al, V ve Ti azalmasının daha düşük olduğunu, bu azalmada hem toprak hem de mineral ayrışmanın etkili olduğunu, organik O horizonunun kimyasal kompozisyonunun toprak yaşı ile sistematik bir değişme göstermediğini tespit etmiştir.Yıkanma sırasının Ca > Mg >Mn >Zn = P > V > Fe > Al > K > Na, Ti olduğunu bu sıranın kolay ayrışan karbonat mineralleri, daha tedrici ayrışan ferro-magnezyumlu mineraller ve cüzi miktarda ayrışan feldspatlar şeklinde geliştiğini, O horizonunda görülen yüksek ağır metal konsantrasyonunun ise endüstriyel kirleticilerin neden olduğu atmosferik girdilerden kaynaklandığını belirlemiştir.

Ramakrishnar ve Tıwari (1998) Hindistan Thar çölünde yer alan arid zon kaliş profillerinde nadir toprak elementlerinin kimyası üzerine çalışmışlar ve kaliş profillerinin farklı düzeylerinde nadir toprak elementlerinin dağılımında belirgin zenginleşme ve fakirleşme belirlemişlerdir. La/Lu, La/Sm ve Nd/Dy oranları ve removal indeks verilerine dayanarak nadir toprak elementlerinin fraksiyonlaşmasının toprak oluşumu sırasında mika, piroksen, amfibol ve feldspat minerallerinin değişime uğramasına, çözülebilir bileşiklerden elementlerin uzaklaştırılmasına ve montmorillonit, illit ve klorit gibi yeni oluşan kil minerallerini de seçilmiş elementlerin bir araya gelmesine bağlamışlardır.

Zhang ve ark.(2001) nadir toprak elementleri, toprak erozyonu ve agregasyonu çalışmalarında işaret elementi olarak kullanabilirliğini araştırdıkları çalışmada nadir toprak

(5)

elementlerinin oksit tozlarının siltli tın bir toprakta güçlü bağlayıcı özellik gösterdiğini, düşük mobilitelerinin olduğunu, çeşitli büyüklükteki agregatlar arasında homojen dağılım gösterdiklerini ve düşük tanımlama limitleri olduğunu tespit etmişlerdir.

Kabata Pendras ve Penduas (2001) dünya çapında toprakların ve bitkilerin minör element kapsamlarını araştırmışlar ve çeşitli iz elementlerin yüzey topraklarındaki minimum, maksimum ve ortalama değerlerini belirlemişlerdir.

Katu ve ark. (2003), genç Alüvyal sedimentler üzerinde oluşan toprakların elementsel kompozisyonlarını incelemişler ve elementsel kompozisyonda toprak tipleri ve serileri arasında ilişkiyi incelemişlerdir.

Marques ve ark. (2003) Brezilya Cerrado bölgesi topraklarında minör element jeokimyası üzerine yaptıkları çalışmada bölge topraklarının minör element kapsamlarını belirleyerek buldukları sonuçları dünya topraklarını ortalama değerleri ile karşılaştırmışlar ve Sc, V, Cr, Ga, Zr, Nb, Ce ve Th içeriklerinin dünya ortalamasının 1.2 katı veya fazlası olduğunu, Y, La, U içeriklerinin benzer olduğunu, Mn, Co, Ni, Cu, Zn, Rb, Sr, Ba ve Pb’nin ise 0,4 kat daha az bulunduğunu belirlemişlerdir. Asit pH’da +5, +4 veya +3 değerlikli katyonların ayrışma sırasında biriktiğini, bunun yanında iki veya tek değerlikli katyonların ise yıkandığını bulmuşlardır. Sonuç olarak uzun süreli toprak oluşum sürecinde asit ayrışma şartlarında mono ve divalant katyonların yıkandığını veya taşındığını, büyük değerlikli katyonların ise akümüle olduğunu ifade etmişlerdir.

Cortizas ve ark.(2003) Gauro ve Vico volkanik depozitleri üzerinde oluşan 4 toprak profilinde bazı majör ve minör element dağılımlarını incelemişler ve elementlerin düşük ayrışma nedeni ile çok az zenginleşme / fakirleşme gösterdiğini ve ana materyalin element içeriğine büyük benzerlik gösterdiğini Hg, Pb, Cu, Mn ve Zn gibi bazı metalik elementlerin organik maddece zengin O ve A horizonlarında zenginleşme gösterdiğini ancak özellikle iz elementlerin kaynağının biyolojik döngü ve ayrışma proseslerinden daha çok toprak yönetimi, gübreleme, atmosferik kirlilik gibi insan aktivitelerinden olabileceğini belirtmişlerdir.

Meijer ve Burman (2003) Turrialba Volkanı üzerinde catenasal toprak oluşum sürecinde kimyasal değişimleri üzerine yaptıkları çalışmada kaba volkanik külün ince küle göre daha az K, Rb, Y ve Zr ihtiva ederken daha fazla Ca ve Sr içerdiğini tespit etmişlerdir.

Chu ve ark. (2003) Çin’de üretilen gübrelerde 20 yıldan fazla bir süredir başta La ve Ce olmak üzere nadir toprak elementlerinin kullanıldığını belirterek bir haplic acrisolde, La toksisitesi ve yarayışlılığını araştırmışlar ve sonradan ilave edilen La’ın topraklarda yüksek oranda alınabilir olduğunu bulmuşlardır.

(6)

Donisa ve ark.(2003), işlenmemiş toprakların humik ve fulvik asit fraksiyonlarında bazı majör ve minör elementlerin dağılımlarını incelemiş ve bazı elementlerin humik ve fulvik asit fraksiyonlarındaki dağılımlarının toprak tipleri arasında farklılık gösterdiğini belirtmişlerdir.

Bozkaya ve Gökçe (2004) Gazipaşa-Antalya’da yer alan Karalar barit-galena depozitlerinde minör ve nadir toprak elementlerinin jeokimyası üzerine çalışmışlar ve minör element jeokimyası incelemelerinde baryum ve kurşunun farklı kökenlerden kaynaklandığını bulmuşlardır.

Takede ve ark. (2004) toprak grupları ve tarımsal kullanıma bağlı olarak Japonya topraklarında 57 elementin dağılımını incelemişler ve 514 örnekte analizler yapmışlardır. Yaptıkları çalışmada element konsantrasyonu ile kaya çeşidi arasında yakın ilişkiler bulmuşlardır. Bazı elementlerin konsantrasyonlarının toprak gruplarına bağlı olarak önemli ölçüde değiştiğini, örneğin Andosollerde majör elementlerin nispi olarak yüksek konsantrasyonlara ulaştığını, Acrisollerde ise Na, Mg, Ca, Si gibi elementlerin oldukça düşük konsantrasyonlarda bulunduğunu, işlenen toprakların üst horizonlarında tarımsal aktivite nedeni ile yüksek miktarda P, Cr, Ni, Cu ve U konsantrasyonlarının bulunduğunu tespit etmişlerdir.

Marques ve ark (2004) yine Brezilya Cerrado bölgesi topraklarında majör element jeokimyasını incelemişler ve majör element içeriği ile jeomorfoloji arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Araştırıcılar üç alt bölge seçerek her bölgeden belirledikleri toprak profillerinde 142-947 g kg-1 SiO2, 14-439 g kg-1 Al2O, 10-331 g kg-1 Fe2O3 ve 3-101 g kg-1

TiO2 belirlemişler, Na, Ca, Mg ve K içeriğinin bitki örtüsünün neden olduğu döngü ve

atmosferik depozitlerin katkısı nedeni ile yüzey horizonlarında yüzey altı horizonlara göre daha yüksek olduğunu bulmuşlardır.

Egashira ve ark.(2004) Bangladeş’te yer alan üç ayrı nehrin taşkın ovaları üzerinde gelişen toprakların nadir toprak elementleri ve kil mineralleri üzerine çalışmalar yapmışlar, normalize edilmiş chondirte dağılımının veya Ce/Eu – Eu/Sm oran dağılımlarının nehir taşkın ovalarında toprakların farklılığını ortaya koymadığını halbuki kil mineralojisinin buna imkan verdiğini belirtmişlerdir. Kil mineralojisinin Bangladeş’te nehir taşkın ovalarının karakteristiklerini belirlemede nadir toprak elementleri içeriklerine göre daha duyarlı olduğunu bulmuşlardır.

Tyler (2004), bir haplic podzolde majör, minör ve nadir toprak elementlerinin dikey dağılımını incelediği araştırmada, elementler ve toprak reaksiyonları göz önüne alındığında maksimum konsantrasyonların farklı toprak horizonlarında oluştuğunu, çoğu elementlerin E

(7)

horizonunda fakirleştiğini, çoğu alkali, toprak alkali ve iki değerlikli metalin organik maddece zengin üst toprakta (O1 veya O2) maksimum değerlere ulaştığını, Fe ve Ga’un B1 horizonunda, Al ile birlikte Cr, Li, Be, Sc, Si, Th, Zr ve Mo’nin de B2 horizonunda, lantanitlerin ise daha derinlerde biriktiğini belirlemiştir.

Taboada ve ark.(2005), Kuzeybatı İspanya’da granitik kayaçlar üzerinde oluşan topraklarda ayrışma ve pedogenetik süreçler boyunca Ti ve Zr parça büyüklüğü dağılımları üzerine çalışmışlar ve Ti konsantrasyonunun 0,5-4,2 g kg¯ ¹, Zr konsantrasyonunun ise 52-173 mg kg-¹ arasında değiştiğini, bu elementlerin değişik horizonlarda konsantrasyonlarının hemen hemen değişmeden kaldığını ve miktarlarının ana kayanın içeriğinden oldukça etkilendiğini belirtmişlerdir. Araştırıcılar parça iriliklerindeki dağılımları açısından her iki elementin farklı davranış gösterdiğini, Zr’un bütün toprak horizonlarında silt fraksiyonunda zenginleştiğini ve ana kayadan 5 kat daha fazla bulunduğunu, halbuki Ti ise solumda silt fraksiyonunda 5 kez zenginleşirken kil fraksiyonunda 12 kat daha fazla bulunduğunu belirtmişlerdir.

(8)

3. MATERYAL VE METOT 3.1 MATERYAL

3.1.1. Coğrafik Durum

Çalışma alanı Orta Toroslar’da yer alan Beyşehir, Derebucak, Taşkent, Balcılar yerleşim alanları arasında kalan bölgede Orta Toroslar’ın İç Anadolu’ya bakan kesimlerinde yürütülmüştür (Şekil 3.1). Çalışma alanı 36° 44'-37° 23’ kuzey enlemleri ve 31° 30'-32° 39' doğu boylamları arasında bulunmaktadır. Araştırma bölgesi Taşkent, Beyşehir, Hadim, Seydişehir ilçeleri sınırları içerisinde yer almakta olup dağlık ve oldukça dik eğimlere sahip engebeli bir alanı kapsamaktadır. Bölgenin denizden yüksekliği ortalama 1140-1700m arasındadır. Ancak 2000 m.’yi geçen birçok yükselti mevcuttur.

(9)

3.1.2 İklim

Orta Toroslar’ın üzerinde bulunan çalışma alanı İç Anadolu ile Akdeniz Bölge’leri arasında bir geçiş sahasında yer alır. Dolayısıyla hem Akdeniz hem de karasal iklimin etkisi altında kalmaktadır. Çalışma alanı bölgede yer alan üç rasat istasyonu(Beyşehir, Hadim, Seydişehir) arasında kalmaktadır ve istasyonlardaki ölçümlere göre, bölgede yıllık ortalama yağış 468 mm ile 764 mm arasında değişmektedir Yıllık ortalama sıcaklık 9.7-11,6 ºC, yıllık buharlaşma ise 975.4-1253 mm’dir. 50cm’deki ortalama toprak sıcaklığı 12.8-14.5 ºC dir. Yağışın önemli bir kısmı kış aylarında düşmekte, Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında kuraklık görülmektedir (Tablo 3.1.). Bölgenin iklim verilerine De Martonne-Bottman kuraklık indis formülü uygulandığında bölgede yarı kurak-az nemli (Beyşehir) ve yarı kurak-nemli (Hadim) Akdeniz ikliminin bulunduğu görülmektedir (Akman,1990). Bu verilerin ışığında hazırlanan yağış-buharlaşma-sıcaklık diyagramlarına (Şekil 3.2, 3.3, 3.4) göre bölgenin sıcaklık rejimi mesic, rutubet rejimi ise xeric’dir (Soil taxonomy 1999).

Şekil 3.2. Çalışma Alanı Topraklarının Nem ve Sıcaklık Rejimi (Beyşehir) 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Aylar Sı ca k lı k ( C ) 0 50 100 150 200 250 Y ağ ış v e b u h ar la şm a( m m )

(10)

Şekil 3.3. Çalışma Alanı Topraklarının Nem ve Sıcaklık Rejimi (Hadim)

Şekil 3.4. Çalışma Alanı Topraklarının Nem ve Sıcaklık Rejimi (Seydişehir) 0 20 40 60 80 100 120 140 160 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Aylar S ıc akl ık ( C ) 0 50 100 150 200 250 300 Y ağ ış ve B uha rl aş m a (m m )

Sıcaklık Yağış Buharlaşma

0 20 40 60 80 100 120 140 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Aylar S ıc ak lı k (C ) 0 50 100 150 200 250 300 Y ağ ış v e B uh ar la şm a. ( m m )

(11)

Tablo 3.1. Çalışma Alanında Bulunan İstasyonlara Ait İklim Verileri (Beyşehir-Hadim-Seydişehir Anonim, 1994)

AYLAR

Meteorolojik

Elemanlar Bölge O Ş M N M H T A E E K A Yıllık

Beyşehir -0,2 1,1 4,7 10,0 14,9 18,8 21,9 21,7 17,4 11,9 6,2 2,2 10,8 Hadim -1,3 0,7 2,9 8,4 13,2 17,5 20,8 20,5 16,8 11,0 5,3 1,0 9,7 O rt al am a S ıc ak k (C o ) Seydişehir -0,2 1,2 5,4 10,8 15,4 19,8 23,2 22,9 18,9 12,8 6,8 2,2 11,6 Beyşehir 68,2 53,3 45,7 43,7 37,6 21,7 7,2 7,2 18,9 39,2 48,9 76,4 468 Hadim 117,5 79,8 76,2 52,2 44,0 25,5 11,6 6,7 8,3 51,4 72,7 125,0 670,9 O rt al am a Y ış ( m m ) Seydişehir 129,2 92,7 77,9 60,7 46,6 26,8 8,3 11,5 14,9 54,7 92,2 148,5 764 Beyşehir - - - 66,1 127,5 162,1 203,6 189,8 138,7 71,7 15,9 - 975,4 Hadim - - - 113,9 155,7 197,1 246,9 228,4 177,5 114,9 18,6 - 1253 B u h ar la şm a (m m ) Seydişehir - - - 102,0 153,0 201,4 249,7 238,1 170,0 91,4 20,1 - 1225,7 Beyşehir 4,1 3,8 5,9 10,4 15,0 19,5 23,0 23,4 20,9 16,0 10,0 6,0 13,1 Hadim 3,1 2,9 4,9 9,5 14,5 19,5 23,3 24,0 21,7 16,1 9,2 5,0 12,8 O rt al am a T op ra k S ıc ak ğ ı (5 0 cm ) Seydişehir 3,7 4,0 6,6 11,7 17,0 22,1 26,1 26,6 23,4 17,2 10,2 5,8 14,5

(12)

3.1.3. Jeoloji

Orta Toroslar kuzeyde Anadolu masifi, güneyde Akdeniz çukurluğu, batıda Kırkkavak fayı, doğuda Ercemiş fayı ile sınırlıdır. Orta Toroslar’da izafi göreli otokton istifler, Hoyran-Beyşehir napları, Akseki ekayları, Hadim napları ve Alanya tektonik penceresi gibi önemli birlikler yer alır. Sultan dağları masifinin güneydoğu ucu, Boz dağlar masifi, Alanya-Anamur masifi ve Bolkardağı gibi önemli masifler, metamorfize olmuş üst paleozoik-mezozoik yapılardan oluşmuş Kütahya-Bolkardağı zonu orta Toroslar’da yer almaktadır.

Bölgede otokton temel üzerine yerleşmiş allokton birimler bulunmakta ve tüm bu allokton ve otokton birimler post tektonik kırıntılarla örtülmektedir.

Bölgedeki önemli tektonostratigrafik oluşumlardan biri Geyik dağı birliği olarak adlandırılan infrakambriyenden Eosene kadar yaş veren kayalardır. Birbirleriyle stratigrafik ilişkili tortul kayalardan oluşmuş, bu düzenli istifler Sultan dağları güneydoğusunda, Seydişehir bölgesinde, Hadim bölgesinde ve Silifke bölgesinde mevcuttur. Bu bölgelerin hepsinde infrakambriyen, kambriyen ve ordovisiyen yaşlı formasyonlar var olup birbirleriyle uyumludur. Orta Toros kuşağındaki naplar, devoniyenden Kretase sonuna kadar değişik yaş, litoloji ve oluşum ortamı özelliklerine sahiptir.

Otokton temel kayaçları Seydişehir yöresinde izlenilen ince tabakalı açık kahve renkli grovaklar ve killi şistlerden oluşur. Bunların üzerine uyumsuz olarak Trias ve Jura yaşlı kalın katmanlı mavimsi-gri renkli kireçtaşları gelmektedir. Jura kireçtaşlarının üzerine Kretase yaşlı oldukça düzgün katmanlanmalı birkaç bin metre ölçeğinde kalınlığa sahip kireç taşları bunun üzerine ise Paleosen, Eosen sedimentleri gelmektedir( Öztürk ve Hamılçı, 1999).

Hadim napları alttan üste doğru geç Kretase Paleosen yaşlı Taşkent, Mezozoik yaşlı Korualan ve Dedemler, Trias yaşlı Hocalar, Geç Permiyen-Geç Kretase yaşlı Sinat dağı ve Geç Devoniyen-Kretase yaşlı Gevne napları şeklinde bölümlenmiştir. Kuzey kökenli Hoyran-Beyşehir naplarının bölgeye taşınması sırasındaki sıkışma ve serilmeler neticesinde yer yer ekaylanarak dilimlenmiştir. Göreceli Akseki ekayları ve güneydeki Alanya metamorfik napları arasında Akseki Köprülü-Ermenek filis koridoru olarak tanımlanan otoktona ait Geç Kretase Tersiyer karbonat ve filişleri ile Antalya Birliği kapsamındaki Orta Trias-Geç Kretase yaşlı melans-filiş-tunbit ve peajik karbonat içerikli allokton dilimler bulunur. Bölgede otokton ve allokton naplar turangresif olarak ve bölgesel açılı uyumsuzluk ile denizsel ve karasal neojen-kuvaterner oluşuklar ile örtülmüştür (Aydın ve Turan 2001).

Paleozoik döneme ait Permokarbonifer yaşlı kireçtaşı mercekleri bulunduran metamorfik kütleler gnays, mikaşist, kuvarsit ve kuvarsit şist, mermer ve amfibolitli şistlerden ibarettir. Paleozoik çökeller ise genellikle killi şist, kloritli serizitli şist, kalşist, kristalize

(13)

kalker, mil taşı ve kumtaşlarından ibarettir. Karbonifer ve Permiyen çökeller, kuvars elemanlı kumtaşları ve residuyal kireçtaşlarından oluşmaktadır. Trias ve Jura çökellerini ise kireçtaşları, dolomitik kireçtaşları, şeyl, kumtaşı ve çakıl taşları oluşturmaktadır.

3.1.4. Bitki Örtüsü

İnceleme alanı Akdeniz ve İran-Turan fitocoğrafik bölgeler arasında geçiş kuşağında yer almaktadır. Çalışma alanı Toros Dağlarının kuzey kısmında kaldığı için İran-Turan fitocoğrafik bölgesinin etkisi daha fazladır. Ancak özellikle Beyşehir-Seydişehir arasında Akdeniz elementlerinin oranı da oldukça yüksektir (Demirelma ve Ertuğrul 2002), ( Serin ve Çetik 1984). Çalışma alanında 1000 m’ye kadar olan alanlarda kızılçam (Pinus binti) ormanları yer almaktadır. Bu ormanların çalı katını kerman meşesi (Quercus occifera) oluşturmaktadır. 1000 m’nin üzerindeki alanlarda, karaçam(Pinus nigra), sedir (Cedrus libani), Toros köknarı ( Abies cilicica) saf ve karışık toplulukları bulunmaktadır. Ayrıca bunun yanında mazı meşesi (Quercus infectoria), saçlı meşe (Quercus cerris) ve Lübnan meşesi (Quercus libani) yaygın olarak bulunmaktadır. Söz konusu alanda ise Galium verum, Coronilla varua, Briza spicata, Festuca ovina, Silen italica, Trifolium speciosum, Briza spicata, Trifolium campestre, Galium peplidifolium, Alliforia petiolata gibi Compositae, Lobratae, Leguminosae, Gramineae, Curuciferae, Caryophyllaceae ve Liliaceae familyalarına sahip otsu türler ve cotoneaster nummularia, Juniperus oxycedrus, Juniperus excetsa, Polupulus tremula, Acer platunoides gibi çalı türleri de bulunmaktadır.

(14)

3.2. METOT

3.2.1. Toprak Profillerinin Belirlenmesi

Çalışma alanı 1/100.000 ölçekli toprak haritaları(Anonim,1992), 1/500.000 ölçekli jeoloji haritası (Anonim, 1962) ve diğer çalışmalar kullanılarak incelenmiş daha sonra 1/25.000 ölçekli topoğrafik harita paftaları ile bölge dolaşılmış elde edilen veriler ışığında çalışma alanı iki alt bölgeye ayrılarak toplam 5 adet profil açılmıştır. Profil noktalarının seçiminde en az insan faaliyetinin olduğu alanlar olmasına dikkat edilmiştir ve profil noktaları yol ve ana hatlardan ve iz element kontaminasyonuna neden olacak diğer kirletici hareketlerinden 50-100m uzakta açılmıştır. Profil noktaları endüstriyel faaliyetlerden ve kimyasal gübre kullanımından ari alanlarda belirlenmiştir. Profil noktaları Köy hizmetleri Konya arazi varlığına göre Kırmızı Akdeniz ve Kırmızı Kahverengi Akdeniz toprağı olarak sınıflandırılmış alanlardan seçilmiştir. Her profilin coğrafi koordinatları ve yükseklikleri GPS aleti ile ölçülmüştür.

3.2.2. Profillerin Tanımlanması ve Örneklerin Alınması

Profillerin morfolojik incelemesinde %10’luk HCl çözeltisi, geniş yüzeyli bıçak, saf su, Japon tipi renk skalası(Oyama ve Takehara, 1967) ve profil tanımlama kartı kullanılmıştır. Toprakların morfolojik tanımlamaları için açılan her profil (Soil Survey Manual, 1993) tarafından belirtilen usuller esas alınarak incelenmiştir. Horizonların tanımı ve adlandırılması ise (Soil Survey Staff, 1999)’a göre yapılmıştır. Laboratuar analizleri için açılan profillerden horizon esasına göre bozulmuş ve bozulmamış toprak örnekleri alınmış, örneklere iz element bulaşması olmaması için plastik malzeme kullanılarak toplanmış ve temiz plastik torbalarda laboratuara taşınmıştır. Laboratuara getirilen örnekler kurutularak 2mm’lik elekte elenmiş ve analizlerde kullanılmak üzere plastik saklama kaplarında depolanmıştır.

3.2.3. Fiziksel ve Kimyasal Analiz Metotları

Havada kurutulup 2mm’lik elekten elenmiş toprak örneklerinde parça büyüklüğü dağılımı hidrometre metodu ile (Bouyoucous, 1951), Elektriksel iletkenlik, 1:2,5 toprak saf su süspansiyonunda EC aleti ile (U.S.Salinity Lab. Staff, 1954), pH, 1:2,5 saf su süspansiyonunda cam elektrotla dijital pH metre ile (Akalan, 1966), organik madde, Smith-Weldon yaş yakma metodu ile (Hocaoğlu, 1966), Kalsiyum karbonat, Scheibler kalsimetresi ile (Hızalan ve Ünal, 1966), KDK, sodyum asetat yöntemiyle (Hızalan ve Ünal, 1966), Hacim ağırlığı, 100 cm3 lükmetal silindirler içine alınan örneklerin 105 C°’de kurutularak silindir hacmine bölünmesi ile (U.S.Salinity Lab. Staff, 1954) serbest Fe ve Al, Sitrat, Na-Dithionite yöntemiyle (Soil Survey Staff, 1999) yapılmıştır. Örneklerin total element analizleri, kurutulmuş, öğütülmüş ve homojenize edilmiş 2mm’den küçük toprak

(15)

örneklerinde, ana kayalarda ise yaklaşık 10g kaya parçasının öğütülmesi ile sağlanan örneklerde LiBO2 / nitrik asitte yakma yöntemiyle elde edilen ekstraklarda yapılmıştır. Majör

ve minör elementler ICP AES, nadir toprak elementleri ise ICP MS’de okunmuştur. Majör elementler % oksitler şeklinde, minör ve nadir toprak elementleri ise ppb ve ppm olarak belirlenmiştir. Belirleme limitleri majör ve minör elementlerde % 0,001 ile % 0,04, nadir toprak elementlerinde ise 0,5 ppb ile 0,5 ppm arasında değişmiştir. S ve C ise Leco yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Ayrıca örneklerde yüksek sıcaklıkta yanma kayıpları ölçülerek % olarak belirlenmiştir(Acme Analitic Laboratories Ltd, 2004).

Örneklerin mineralojik kompozisyonlarının belirlenmesi amacıyla primer mineraller için 2mm’den küçük toprak örnekleri agat havanda 38 mikrondan geçecek şekilde öğütülmüş ve 2-40 2θ aralığında X-Ray difraksiyonları çekilmiştir. Kil mineralleri için ise giderme, kil ayırma, kilin doyurulması ve kilin serilmesi işlemleri uygulanmış; bu amaçla NaOAC, H2O2 ,

sodyum sitrat, sodyum dithionite işlemleri uygulanmış, daha sonra kil fraksiyonu sedimantasyon, dekantasyon ve santrifüjleme ile ayrılmış Mg ve K ile doyurularak cam slaytlara serilmiştir. Kurutulan preparatların 2-13 2θ aralığında X-Ray difraksiyonları çekilmiştir. Ayrıca Mg ile doyurulan örnekler gliserol ile muamele edilerek, K ile doyurulan örnekler 550 ºC ‘de ısıtılarak aynı aralıkta difraktomları alınmıştır (Jackson, 1979). X ışınları kırınımları Shimadzu XRD-6000 cihazı ile Cu tüp kullanılarak yapılmıştır.

(16)

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI 4.1. Profillerin Morfolojik Özellikleri

Çalışma alanında seçilen profillerin tümü kireç taşı üzerinde oluşmuş ve tepelik-dik yamaç fizyoğrafya üzerinde bulunmaktadır. Profillerin yüksekliği 1397 ile 1788m arasında değişmekte olup 1. profil 1472m., 2. profil 1788m., 3. profil 1634m., 4. profil 1397m. ve 5. profil 1460 m. yüksekliktedir. Orta veya şiddetli yüzey erozyonu olup 1, 2 ve 4 numaralı profillerde III. sınıf; 3 ve 5 numaralı profillerde II. sınıf yüzey taşlılığı bulunmaktadır. Profillerde değişik oranlarda yüzeye çıkmış ana kayaya rastlanmakta, taşlılıkla birlikte sığlık kısıtlayıcı faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Profillerin açıldığı alanların kızılçam, sedir, karaçam, meşe gibi ağaçlardan oluşan orman örtüsü altında bulunması nedeniyle yüzeyde organik madde miktarı yüksektir. 2, 3 ve 5 numaralı profillerde ochric A horizonundan başka teşhis horizonu tespit edilemezken 1 ve 4 numaralı profillerde argillic horizon 1 numaralı profilde buna ilaveten mollic epipedon gözlenmiştir. Profillere ait morfolojik tanımlamalar tablo 4.1. verilmiştir.

4.2. Profillerin Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

Çalışma alanında yağışın değişken olması, bitki örtüsünün yoğunluğunun değişmesi nedeniyle profiller arasında ve horizonlarda farklı fiziksel ve kimyasal özellikler gözlenmiştir. Çalışma alanında açılan profillere ait bazı fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları Tablo 4.2. belirtilmiştir. Tablo 4.2.’den de görüldüğü gibi profillerde pH 6.84 ile 8.06 arasında değişmekte olup 1 nolu profilin yüzey horizonu dışında hafif kalevidir. 1 ve 3 nolu profilde pH derinlikle birlikte artarken 5 numaralı profilde derinlikle azalmaktadır ancak değişim çok az miktarda gerçekleşmektedir. 4 nolu profilde yüzey horizonundan sonra bir miktar düşmekte A2’den sonra tekrar derinlikle artmaktadır. 2 nolu profilde A horizonundan başka horizon bulunmadığı için sadece bu katmanın pH’sı ölçülebilmiştir.

Örneklerin elektriki iletkenlik değerleri 78 ile 239 ds.cm-1 arasında değişmekte olup 1, 3 ve 4 numaralı profillerde yüzey horizonlarda alt horizonlara göre daha yüksektir. Tüm örnekler tuzsuzdur.

Toprakların hacim ağırlığı 1.01 ile 1.76 gr.cm-3 arasında değişmekte, en düşük hacim ağırlığı 3 numaralı profilin O horizonunda bulunmaktadır. Hacim ağırlığı kil miktarının artışına bağlı olarak artmakta, bu artış yüksek kil içeriği nedeniyle gerçekleşen şişme büzülmeler esnasında daha yoğun paketlenme nedeniyle oluşmaktadır. Profillerde görülen kayma yüzeyleri (slickensides) oluşumları da bunu desteklemektedir.

Organik madde içeriği % 0.7 ile % 6.9 arasında değişmekte olup profillerin orman örtüsü altında gelişmesine bağlı olarak özellikle yüzey horizonlarında yüksek seviyelere

(17)

çıkmaktadır. 1 numaralı profilde organik madde yüzeyde % 6.1 olarak bulunmuş ve derinlikle azalarak % 0.7’ye düşmüştür. 2 numaralı profilde organik maddece oldukça zengin bir mineral yüzey horizonu tespit edilmiş olup organik madde içeriği % 6.9‘e ulaşmıştır. 3 ve 4 numaralı profillerde de organik madde derinlikle azalmış, 3 ve 4 numaralı profillerde sırasıyla yüzeyde % 6.9 - % 4.7; alt horizonlarda ise % 3.8 - % 0.9 olarak bulunmuştur. 5 numaralı profilde orman örtüsü altında gelişmesine rağmen oldukça dik bir eğimde bulunması ve buna bağlı olarak oluşan erozyonla organik maddenin uzaklaştırılması nedeniyle daha düşük organik madde değerleri bulunmuştur. Bu horizonda organik madde A1’de % 2.7 iken A2’de %1.8 olarak tespit edilmiştir.

Çalışma alanında bulunan topraklar Kırmızı Akdeniz ve Kırmızı kahverengi Akdeniz topraklarının bulunduğu alanlardan alınmıştır. Kırmızı Akdeniz topraklarında kil ve silt fraksiyonu hakim fraksiyondur. 1 ve 4 numaralı profillerde tüm horizonlarda 5 numaralı profilde ise yüzeyde yüksek kum içeriğine rastlanmıştır ve kum fraksiyonu derinlikle azalmaktadır. Çalışma alanında açılan profiller parça iriliği açısından değerlendirildiğinde 5 numaralı profilin ilk horizonu hariç tüm horizonlar killi tekstürdedir. 5 numaralı profilin yüzey horizonu ise siltli killi tın tekstürdedir. Horizonların kum içeriği % 1.8 ile % 25.2 arasında değişmekte olup en yüksek kum içeriği 1 numaralı profilin yüzey horizonunda bulunmuştur. Toprakların kil içeriği oldukça yüksek olup % 37.6 ile %76.5 arasında değişmektedir. Kil içeriği derinlikle birlikte artmaktadır. Silt miktarı ise % 12.8 ile % 53.3 arasında değişmekte çok düzenli olmasa da derinlikle azalmaktadır.

İncelenen profillerden 4 numaralı profil hariç diğer profillerde kireç içeriği düşük olup % 1.3 ile % 4.2 arasında değişmektedir. 4 numaralı profilde ise kireç içeriği % 28.1 – 32.6 arasında bulunmakta ve kalsifikasyon yeterince yoğun bulunmamaktadır.

Çalışma alanında açılan profillerden alınan toprakların KDK’ ları incelendiğinde, KDK değerleri organik madde ve kil içerikleri ile orantılı olarak yüksek değerlere çıkmıştır. KDK değerleri 1 numaralı profilde 34.7 - 40.3 me.100g-1 arasında değişmektedir. Bu profilde en yüksek KDK değeri kil birikim horizonu olan Bt1 de bulunmuştur. 2 numaralı profilde

KDK kil ve yüksek organik madde içeriği nedeniyle 41.4 me.100g-1’a ulaşmıştır. Benzer şekilde 3 numaralı profilde en yüksek KDK organik maddenin yüksek olduğu yüzey horizonunda belirlenmiş ve derinlikle birlikte azalmıştır. Bu profilde KDK 35.2 - 42.3 me.100 g-1 arasında değişmiştir. 4 ve 5 numaralı profillerde yüzey horizonunda daha düşük organik madde bulunması nedeniyle bu profillerde diğer profillerin yüzey horizonlarına göre daha düşük KDK değerleri saptanmıştır. KDK 4 numaralı profilde 23.8 - 33.9 me.100g-1 ve 5 numaralı profilde ise 29.8-32.7 me.100g-1 arasında değişim göstermiştir.

(18)

Tablo 4.1. Örnek Toprak Profillerine Ait Morfolojik Görünümler

Pedon Horizon Derinlik

(cm) Renk Kuru Nemli Strüktür Kıvam Karbonat Reaksiyonu Horizon Sınır Özellikleri Sınıflandırma

A1 0-14 10R 3/3 10R 2/2 Orta, Küçük, Granüler Sıkı, Plastik Az Geçişli, Düz

A2 14-26 10R 3/4 10R 3/3 Kuvvetli, Küçük, K Blok Çok Sıkı, Çok Plastik Az Belirgin, Düz

Bt1 26-52 2,5YR4/6 2,5YR3/4 Kuvvetli, Orta, K Blok Çok Sıkı, Çok Plastik Az Belirgin, Düz

Bt2 52-83 2,5YR4/8 2,5YR4/6 Kuvvetli, Orta, K Blok Çok Sıkı, Çok Plastik Az Belirgin, Düzensiz

I

R +83 - - - - Şiddetli -

Mollic Hapoloxeralf

A 0-15 2,5YR3/2 2,5YR4/6 Orta, Küçük, Granüler Sıkı, Çok Plastik Yok Kesin, Düzensiz

C 15-65 - - - - Şiddetli Geçişli düzensiz

II

R +65 - - - - Şiddetli -

Lithic Xeroorthent

Oa 3-0 7,5YR3/2 7,5YR2/1 Masif Çok Gevşek Plastik Dğ. Az Geçişli düz

A1 0-8 5YR4/8 5YR3/6 Kuvvetli, Orta, Granüler Çok Sıkı, Çok Plastik Az Geçişli düz

A2 8-39 2,5YR4/6 5YR4/8 Kuvvetli, İri, Granüler Çok Sıkı, Çok Plastik Az Geçişli düz

III

C +39 - - Şiddetli -

Lithic Xeroorthent

A1 0-7 5YR4/6 5YR3/4 Zayıf, Orta, Granüler Sıkı, Çok Plastik Şiddetli Belirgin, Düz

A2 7-16 5YR3/6 5YR3/4 Kuvvetli, Orta, Granüler Sıkı, Çok Plastik Şiddetli Kesin, Düz

Bt1 16-29 2,5YR4/6 2,5YR4/4 Kuvvetli, Orta, K Blok Çok Sıkı, Çok Plastik Şiddetli Geçişli düz

Bt2 29-45 2,5YR4/4 2,5YR3/4 Kuvvetli, Orta, K Blok S D Sıkı, Ç Plastik Şiddetli Belirgin, Düzensiz

IV

C +45 - - - - Şiddetli -

Lithic Hapoloxeralf

A1 0-8 2,5YR4/6 2,5YR4/6 Orta, Küçük, Granüler Çok Sıkı, Çok Plastik Az Geçişli,Kırık

A2 8-22 2,5YR5/6 2,5YR3/4 Kuvvetli, Küçük, K Blok Çok Sıkı, Çok Plastik Yok Geçişli, Kırık

V

R +22 - - - - Şiddetli -

Lithic Xeroorthent K: Köşeli, SD: Son derece, Dğ.: Değil

(19)

Toprakların serbest Fe içerikleri özellikle 1 numaralı profilde yüksek değerlere ulaşmıştır. Bu profilde serbest Fe % 3.54 - 4.19 arasında değişim göstermiş ve derinlikle artmıştır. 2 numaralı profilde yüzey horizonunda % 2.54 oranında serbest Fe tespit edilmiştir. Serbest Fe içeriği 3 numaralı profilde % 2.57 – 2.88 , 4 numaralı profilde % 1.24 – 1.43 , 5 numaralı profilde ise % 2.60 – 2.78 arasında değişim göstermiştir.

Çalışma alanında açılan profillerde baz doygunluğu tüm horizonlarda % 50 den yüksek olup % 87-100 arasında değişmektedir. Hakim katyon ise Ca ve Mg dur. 4 numaralı profilde horizonlarda kireç miktarını yüksek olmasında dolayı baz doygunluğu tüm horizonlarda % 100 olarak bulunmuştur.

(20)

Tablo 4.2. Örnek Toprak Profillerine Ait Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özelliklere Ait Değerler

Pedon Horizon Derinlik

(cm) pH (1/2,5) EC (ds.cm-1) CaCO3 (%) Org. Madde (%) K.D.K. (me.100gr-1) Hacim Ağırlığı (gr.cm-3) Baz Doy. (%) Serbest Fe (%)

Zerre İriliği Dağ. (%) Kum Kil Silt

Tekstür Sınıfı A1 0-14 6.84 146 1.3 6.1 37.7 1.33 95 3.54 25.2 50.8 24.0 C A2 14-26 7.20 78 1.8 3.4 34.7 1.35 95 3.72 20.6 56.6 22.8 C Bt1 26-52 7.27 129 1.3 2.3 40.3 1.59 94 3.96 19.2 68.0 12.8 C Bt2 52-83 7.57 138 3.4 0.7 37.1 1.64 100 4.19 7.0 76.5 16.5 C I R +83 - - - - A 0-15 7.37 239 2.9 6.9 41.4 1.58 98 2.54 1.8 59.0 39.2 C C 15-65 - - - - II R +65 - - - - Oa 3-0 7.25 207 2.6 6.9 42.3 1.01 100 2.57 4.9 56.6 38.5 C A1 0-8 7.44 118 2.7 6.1 35.2 .1.43 100 2.88 4.2 70.8 25.0 C A2 8-39 7.50 153 3.0 3.8 35.9 1.66 90 2.71 2.8 71.9 25.3 C III C +39 - - - - A1 0-7 8.03 151 28.8 4.7 32.9 1.40 100 1.32 19.1 47.4 33.5 C A2 7-16 7.78 182 28.1 4.1 33.9 1.47 100 1.35 18.9 49.0 32.1 C Bt1 16-29 7.88 145 29.9 2.1 23.8 1.70 100 1.43 16.3 54.7 29.0 C Bt2 29-45 8.06 146 32.6 0.9 24.7 1.76 100 1.24 15.3 55.8 28.9 C IV C +45 - - - - A1 0-8 7.78 147 4.2 2.7 29.8 1.50 100 2.60 9.1 37.6 53.3 SCL A2 8-22 7.75 152 2.9 1.8 32.7 1.58 87 2.78 3.3 60.4 36.3 C V R +22 - - - -

(21)

4.3 . Profillerde Majör, Minör ve Nadir Toprak Elementlerinin Dağılımı

Söz konusu elementlerin dağılımı tablo 4.3.’de görülmektedir. Çalışma alanındaki profillerde majör, minör ve nadir toprak elementlerinin dağılımı incelendiğinde Ca ve Sr dışında çalışılan tüm elementler ana materyal veya ana kayada çok düşük veya eseri miktarda iken, solumda kil ve Fe oksit miktarları, biyolojik döngü, toprak gelişim ve atmosferik katılımlar nedeniyle farklılaşmalar göstermiştir. Si, Al ve Fe; tüm profillerde, solumda yüzey altı katmanlarda yüzey horizonlara göre daha yüksek çıkmıştır.

SiO2 solumda % 36.86 ile 49.80, Al2O3 % 7.05- 20.56, Fe2O3 ise % 4.07 ile 19.49

arasında değişmiştir. Profillerde SiO2 miktarları arasında önemli bir farklılaşma görülmezken

Al2O3ve Fe2O3 miktarlarında profiller arasında önemli farklar görülmüştür.

CaO, MgO ve Na2O düzensiz de olsa derinlikle birlikte bir azalma eğilimi

göstermektedir. Ca ana materyalde yüksek miktarda iken solumda yıkanma nedeniyle düşüktür. Özellikle 1, 2, 3 ve 5 numaralı profillerde oldukça düşük olup % 0.92 ile 5.39 arasında değişmektedir. Solumda rastlanan en yüksek değerlere ise 4 numaralı profilde ulaşılmıştır. Bu profilde CaO % 18.27-19.20 arasında değişmektedir. MgO 1 numaralı profilde oldukça yüksek olup % 4.49ile16.80 arasında değişirken, diğer profillerde solumda % 1.15 ile 1.71 arasında dağılım göstermektedir. Na2O ise % 0.06-0.36 arasında değişmektedir.

Ga, Fe ve Al ile yakın ilişkili olarak solumda derinlikle artmakta ve 8.5-26.5 ppm arasında dağılım göstermektedir.

Rb, K2O, Cs ve Ba yüzey altı katmanlara doğru artma eğilimindedir veya artmıştır. En

düşük K ve Rb değerlerine 1 numaralı profilde rastlanırken bu elementlerin profillerde solumdaki dağılımı sırasıyla % 0.66-2.9 ve 33.5-144 ppm arasında bulunmuştur. Profillerde TiO2, Zr, Hf ve Nb derinlikle artmış, Sr ise düzensiz bir dağılım göstermiştir. Ti miktarları %

0.43 ile % 1.1 arasında değişmiş en düşük Ti miktarına, 1 numaralı profilin yüzey horizonlarında rastlanmıştır. Zr ise 79- 262.8 ppm, Hf 2.4-8.2 ppm, Sr ise 53.3-761.5 ppm arasında değişmektedir. P2O5 miktarı yüzey horizonlarında daha yüksek olup derinlikle

azalırken değişim aralığı % 0.04-0.27 olmuştur

Ni, Cu, U, Th, V, Pb ve lantanitler yüzey horizonlarında, yüzey altı horizonlara göre daha düşük çıkmıştır. Mn ise yüzeyde daha yüksek konsantrasyonlarda bulunmuştur. Profiller ve ayrıca horizonlar arasında dağılım açısından Zn, Co, Cr ve Ni düzensiz bir dağılım göstermiştir.

(22)

Tablo 4.3. İncelenen Profillerdeki Bazı Majör, Minör ve Nadir Toprak Elementlerinin Dağılımı (Total Element Analiz Sonuçları)

Si, Al, Fe, Mg, Ca, Na, K, Ti, P, Mn, Cr, LOI, C, S değerleri % , diğer değerler ppm olarak verilmiştir

Pedon Horizon SiO2 Al2O3 Fe2O3 MgO CaO Na2O K2O TiO2 P2O5 MnO Cr2O3 Ni LOI TOT/C TOT/S Toplam

A1 37.39 7.05 16.87 16.80 1.37 0.26 0.66 0.43 0.10 0.27 1.500 3446 16.8 4.39 0.02 99.94 A2 38.31 8.73 19.49 13.85 0.92 0.20 0.81 0.48 0.10 0.24 0.883 4226 15.4 1.60 0.01 99.95 Bt1 39.45 10.24 17.60 13.26 0.98 0.15 0.90 0.50 0.08 0.19 0.707 3699 15.3 1.25 0.01 99.83 Bt2 41.95 16.42 17.26 4.49 1.18 0.15 1.29 0.80 0.12 0.20 0.639 2584 15.0 0.44 0.01 99.83 I R 0.06 <0.03 <0.04 0.35 55.73 0.01 <0.04 <0.01 0.02 <0.01 <0.001 <5 43.8 12.58 <0.01 100.02 A 48,90 18,32 6,57 1,15 1,54 0,23 2,64 0,73 0,25 0,1 0,018 82 19,4 4.88 0.06 99.86 C 3.24 0.90 0.21 0.59 51.81 0.02 0.16 0.03 0.02 0.01 0.001 9 42.6 12.18 0.01 99.60 II R - - - - Oa 44,56 16,65 7,91 1,61 1,84 0,36 2,1 0,9 0,27 0,15 0,035 169 23,5 7.48 0.04 99.91 A1 47,81 19,38 9,35 1,7 1,37 0,27 2,24 0,96 0,21 0,14 0,039 201 16,4 2.41 0.03 99.90 A2 48,18 19,67 9,82 1,61 1,32 0,19 2,03 0,96 0,22 0,13 0,043 228 15,7 1.70 0.03 99.90 III C 0.41 0.07 <0.04 0.38 55.79 0.02 <0.04 <0.01 0.03 <0.01 0.003 5 43.2 12.68 <0.01 99.93 A1 36,86 10,01 4,07 1,39 19,20 0,09 1,27 0,51 0,09 0,07 0,01 24 26,4 7.27 0.02 99.97 A2 38,5 10,02 4,16 1,32 18,99 0,08 1,25 0,51 0,08 0,07 0,009 33 25 6.41 0.02 99.99 Bt1 39,86 11,06 4,57 1,33 18,27 0,07 1,27 0,55 0,04 0,07 0,009 24 22,9 4.84 0.01 100.01 Bt2 39,14 11,03 4,57 1,32 19,13 0,06 1,25 0,54 0,05 0,06 0,009 34 22,8 4.80 0.01 99.97 IV C 2.08 0.64 0.20 0.44 53.61 0.01 0.07 0.03 0.01 0.01 0.002 <5 42.9 12.28 <0.01 100.00 A1 46,87 17,4 7,96 1,71 5,39 0,36 2,39 0,99 0,23 0,17 0,024 106 16,4 2.82 0.04 99.91 A2 49,80 20,56 9,48 1,55 1,35 0,26 2,9 1,1 0,14 0,13 0,027 122 12,6 1.14 0.04 99.92 V R 0.41 0.21 0.25 0.30 55.82 0.01 0.05 0.01 0.03 0.02 <0.001 10 42.9 12.18 <0.01 100.01

(23)

Tablo 4.3. Devam Pedon Horizon Ba Zn Co Cs Ga Hf Nb Rb Cd Sr Th U V Zr Cu Pb A1 137.2 81 210.6 2.5 8.5 2.4 9.0 33.5 0.5 62.2 5.0 1.7 140 79.0 24.0 9.0 A2 148.2 94 195.5 3.8 9.8 2.8 10.4 42.8 0.7 53.8 4.9 1.9 123 85.2 30.0 9.6 Bt1 149.9 99 148.7 6.5 11.7 2.8 11.0 49.7 0.8 58.3 7.3 1.8 124 93.0 25.4 9.6 Bt2 199.3 125 127.2 11.8 18.9 4.3 17.6 71.6 1.8 67.5 11.1 2.0 164 144.2 28.4 20.7 I R 2.6 8 <0.5 <0.1 <0.5 <0.5 <0.5 <0.5 0.3 225.1 0.1 0.2 <5 <0.5 0.3 1.4 A 424.8 114 18.1 12.9 20.5 4.8 18.2 120.7 1.3 761.5 13.8 7.8 347 158.9 38.3 19.3 C 37.7 7 0.6 0.9 1.2 <0.5 0.7 6.8 0.3 3253.4 0.7 3.6 29 7.4 0.3 1.4 II R - - - - Oa 344.4 348 24.2 14.5 20.0 6.2 20.7 105.8 1.7 126.9 13.3 3.1 150 201.4 33.3 62.1 A1 349.9 387 28.6 17.6 23.9 6.4 25.2 118.9 2.3 140.8 15.5 3.7 199 216.5 36.8 67.1 A2 338.6 461 30.0 19.8 26.5 6.7 24.3 110.7 2.8 133.1 14.7 3.8 223 208.7 47.5 75.7 III C 14.8 8 <0.5 0.2 <0.5 <0.5 <0.5 0.6 0.2 347.6 0.3 1.0 15 0.9 0.8 4.8 A1 215.7 37 10.3 4.8 12.9 4.3 10.8 69.2 0.1 170.7 7.2 1.9 80 123.9 21.3 18.4 A2 229.4 36 11.6 4.7 12.7 4.3 10.9 73.4 0.2 170.5 8.5 2.0 86 127.6 22.7 22.4 Bt1 217.9 35 10.8 4.9 13.8 4.1 11.4 73.8 0.1 146.7 9.8 2.1 87 125.0 28.0 27.4 Bt2 239.6 33 11.3 5.3 14.2 4.2 11.5 76.5 0.1 161.9 8.8 2.1 88 130.6 26.9 21.2 IV C 26.0 6 0.5 0.3 1.1 <0.5 0.7 4.6 <0.1 227.5 0.6 3.4 17 6.3 3.2 1.5 A1 457.5 262 21.9 9.3 20.6 7.6 25.2 117.6 2.0 137.9 16.9 3.5 146 243.1 33.9 409.5 A2 466.9 256 25.4 14.4 26.3 8.2 27.7 144.0 1.9 116.0 17.9 4.7 196 262.8 40.2 400.4 V R 34.8 44 <0.5 0.1 <0.5 <0.5 <0.5 2.2 0.1 216.0 0.2 0.6 9 2.5 1.2 17.9

(24)

Tablo 4.3. Devam Pedon Horizon La Ce Pr Nd Sm Eu Gd Tb Dy Ho Er Tm Yb Lu A1 19.1 42.2 4.23 15.5 3.1 0.69 2.68 0.50 2.54 0.58 1.79 0.27 1.69 0.24 A2 23.5 47.1 4.92 18.8 3.8 0.84 3.29 0.54 2.83 0.62 1.80 0.27 1.55 0.24 Bt1 27.4 53.4 5.89 23.0 4.2 0.91 4.02 0.63 3.38 0.77 2.21 0.34 1.85 0.29 Bt2 46.3 82.8 9.41 36.0 7.0 1.57 6.51 0.98 5.83 1.27 3.66 0.55 3.46 0.49 I R <0.5 <0.5 0.04 <0.4 <0.1 <0.05 <0.05 0.02 0.09 <0.05 0.06 <0.05 0.07 0.01 A 49.1 100.8 10.29 38.8 7.2 1.60 6.64 1.02 5.14 1.11 3.26 0.51 3.09 0.45 C <0.5 <0.5 0.04 <0.4 <0.1 <0.05 <0.05 0.02 0.09 <0.05 0.06 <0.05 0.07 0.01 II R - - - - Oa 48.6 98.9 10.45 37.7 7.9 1.72 6.90 1.06 6.09 1.26 3.71 0.55 3.44 0.53 A1 58.5 113.6 12.42 48.2 9.4 2.06 8.58 1.38 7.68 1.60 4.56 0.71 4.37 0.63 A2 61.8 114.2 13.25 50.7 9.6 2.18 9.02 1.45 8.07 1.74 5.01 0.75 4.46 0.69 III C 2.7 1.2 0.40 1.4 0.3 0.08 0.47 0.05 0.39 0.09 0.26 <0.05 0.12 0.01 A1 28.8 63.1 6.78 24.7 4.8 1.02 4.33 0.69 3.86 0.82 2.18 0.34 1.93 0.32 A2 29.3 63.7 6.66 25.2 4.9 1.04 4.39 0.72 3.76 0.80 2.37 0.37 2.36 0.27 Bt1 28.5 61.6 6.57 25.5 5.1 1.00 4.25 0.72 3.75 0.78 2.24 0.36 2.11 0.29 Bt2 29.1 61.8 6.41 24.4 4.7 1.04 4.24 0.69 4.12 0.85 2.32 0.35 2.07 0.31 IV C 1.8 3.6 0.44 1.5 0.3 <0.05 0.31 0.04 0.29 <0.05 0.15 <0.05 0.12 0.01 A1 56.7 125.1 12.39 44.9 8.7 1.91 7.39 1.26 7.07 1.45 4.19 0.61 3.76 0.56 A2 64.3 135.1 14.22 51.9 10.6 2.32 8.70 1.52 8.44 1.66 4.84 0.76 4.55 0.71 V R 0.9 1.6 0.17 0.6 <0.1 <0.05 0.08 0.01 0.12 <0.05 0.06 <0.05 0.07 <0.01

(25)

4.4. Profillerin Mineralojik Özellikleri 4.4.1. Primer Mineraller

Açılan profillerden alınan toprak örneklerinden primer minerallerin tespiti için yapılan mineralojik analizde yoğun olarak 2 veya 3 mineral piki gözlenmiş daha düşük yoğunlukta da başta feldspat olmak üzere diğer mineral dorukları elde edilmiştir. Primer minerallere ait X Ray kırınımları şekil 4.1, 4.2, 4.3, 4.4 ve 4.5’ de verilmiştir.

1 numaralı profilin A1 horizonunda 3.33 Ǻ da kuvars, 2.51 Ǻ da antigorit, 5.11 Ǻ da spinel, 4.79 Ǻ da klorit-smektit ara tabakalı, 4.23 Ǻ da mikroklin , 4.04 Ǻ da anortit, 3.87 Ǻ da ortoklaz, 3.51 Ǻ da biyotit, 3.17 Ǻ da plajiyoklaz, 3.00 Ǻ da kalsit, 2.88 Ǻ da dolomit, 2.75 Ǻ da olivin (Forsterit), 2.69 Ǻ da hornblent, 2.51 Ǻ da hematit pikleri elde edilmiştir. A2 horizonunda ise piklerin değerlerinde küçük sapmalar ile yine benzer mineraller gözlenmiştir. Bu horizonda ayrıca 7.25 Ǻ önemli bir doruk veren serpantin tespit edilmiştir. A1’ de 2.51 Ǻ da görülen hematit bu horizonda 2.49 Ǻ da tespit edilmiştir ve oldukça kuvvetli bir doruk vermiştir. Bt1 ve Bt2’de en belirgin doruk 3.33 Ǻ da tesadüf edilen kuvarsa ait doruktur. Bt1’de bunun dışında 7.27 Ǻ da serpantin, 4.47 Ǻ da klorit-smektit ara tabakalı , 4.23 Ǻ da mikroklin, 3.91 Ǻ da olivin, 3.48 Ǻ da biyotit, 3.17 Ǻ da plajiyoklaz, 2.88 Ǻ da dolomit, 2.68 Ǻ da hornblent, 2.51 Ǻ da hematit, Bt2 de ise 4.90 Ǻ da klorit-smektit ara tabakalı, 4.25 Ǻ da mikroklin, 3.92 Ǻ da olivin , 3.58 Ǻ da biyotit, 3.17 Ǻ da plajiyoklaz, 2.55 Ǻ da hematit minerallerine ait doruklar elde edilmiştir. Ana materyalde ise yapının kireç taşı olması ile doğru orantılı olarak 3.02 Ǻ kalsit piki gözlenmiştir. Buna ilaveten çok düşük yoğunlukta 2.48 Ǻ’da olivin ve 3.85 Ǻ ortoklaz piklerinin varlığı bulunmuştur.

2 numaralı profilde yüzey horizonunda 4.45 Ǻ da klorit-smektit ara tabakalı, 4.24 Ǻ da mikroklin, 3.33 Ǻ da kuvars, 2.93 Ǻ da nephelin, 2.57 Ǻ da hornblent , 2.56 Ǻ da hematit, 2.45 Ǻ da olivin, 2.27 Ǻ da kalsit pikleri gözlenmiştir. Bu horizonda en belirgin pikler kuvars, mikroklin ve nepheline ait piklerdir. Diğer pikler ise çok düşük değerler göstermiştir. C horizonunda ise 3.02 Ǻ da çok kuvvetli bir kalsit piki ve daha küçük oranlarda, forsterit ve ortoklaz pikleri belirlenmiştir.

3 numaralı profilde Oa horizonunda 4.44 Ǻ da klorit-smektit, 4.24 Ǻ da mikroklin, 3.50 Ǻ da hematit, 2.53 Ǻ da olivin ve 2.27 Ǻ da kalsit pikleri; A1’de ve A2’de ise 4.46-4.48 Ǻ da klorit smektit, 4.23-4.24 Ǻ da mikroklin, 3.37-3.51 Ǻ da biyotit, 3.33-3.32 Ǻ da kuvars, 3.18-3.22 Ǻ da plajiyoklas, 2.58-2.59 Ǻ da hornblent, 2.55-2.53 Ǻ da hematit, 2.44-2.49 Ǻ da olivin, 2.27 Ǻ da ise kalsit pikleri bulunmuştur. Her iki horizonda da kalsit ve mikroklin başat pikleri oluşturmuştur. C de ise 3.01 Ǻ da kuvvetli kalsit piki ve çok az oranlarda ortoklaz ve forsterit pikleri gözlenmiştir.

(26)

4 numaralı profilde A1 ve A2 horizonlarında 4.46-4.47 Ǻ da klorit-smektit, 4.24 Ǻ da mikroklin, 3.84 Ǻ da ortoklaz, 3.33 Ǻ da kuvars, 3.02 Ǻ da kalsit, 2.48 Ǻ da olivin pikleri elde edilmiştir. Ayrıca A2’de 2.58 Ǻ da hornblent ve 2.54 Ǻ da hematit pikleri gözlenmiştir. Bu horizonlarda kalsit, kuvars, mikroklin ve olivin başat pikleri oluşturmuştur. Bt1 ve Bt2’de ise 4.43-4.45 Ǻ da klorit-smektit, 4.24 Ǻ da mikroklin 3.84 Ǻ da ortoklaz, 3.33 Ǻ da kuvars, 3.15 Ǻ da plajiyoklaz, 3.02 Ǻ da kalsit, 2.58 Ǻ da hornblent 2.56-2.55 Ǻ da hematit, 2.45 Ǻ da olivin pikleri tespit edilmiştir. Her iki horizonda da kalsit, kuvars, mikroklin en yoğun pik veren mineralleri oluşturmuştur . C horizonunda ise en yoğun pik yine kalsit mineraline aittir. Daha küçük oranda pik veren ortoklaz ve forsterit diğer mineralleri oluşturmuştur.

5 numaralı profilde A1 ve A2 horizonlarında 4.45-4.51 Ǻ da klorit-smektit,4.24 Ǻ da mikroklin, 3.33 Ǻ da kuvars, 3.22-3.30 Ǻ da plajiyoklaz, 3.02-3.03 Ǻ da kalsit, 2.58 Ǻ da hornblent 2.55-2.54 Ǻ da hematit, 2.48 Ǻ da olivin pikleri gözlenmiştir. Ayrıca A1 de 3.37 Ǻ da biyotit, 3.83 Ǻ da ortoklaz minerallerine ait pikler bulunmuştur. Ana kayada ise 3.02 Ǻ da yoğun pik veren kalsit, 2.48 Ǻ da pik veren forsterit, 3.83 Ǻ da pik veren ortoklaz bulunmuştur.

(27)
(28)
(29)

Şekil 4.3. 3 Numaralı Profilde Primer Minerallere Ait X Işını Kırınımları

(30)

Şekil 4. 4 4 Numaralı Profilde Primer Minerallere Ait X Işını Kırınımları

(31)

Şekil 4.5. 5 Numaralı Profilde Primer Minerallere Ait X Işını Kırınımları

(32)

4.4.2. Kil Mineralleri

Çalışma alanında açılan profillerden horizon esasına göre alınan örneklerdeki kil minerallerini belirlemek amacıyla 2-13 2 θ (der) açısı arasında x ray difraksiyonları alınmıştır. (Şekil 4.6, 4.7, 4.8, 4.9, 4.10.)

1 numaralı profilin A1 horizonunda Mg ile doyurulan örnekte 14.47 Ǻ, 10.64 Ǻ ve 12.33 Ǻ da doruklar elde edilmiştir. 14.47 Ǻ da görülen pik gliserol muamelesinde yine 14.01 Ǻ da, K uygulamasında 13.95 Ǻ da görülmüştür. Bu nedenle bu pikler smektit grubu killere aittir. 7.17 Ǻ da görülen pik, K ile doyurulup 550 C°’de ısıtılan örnekte kaybolmuştur. Bu nedenle bu pik kaolinite aittir. Mg uygulamasında 10.64A’da görülen pik tüm uygulamalarda da 10.06-10.51 Ǻ arasında tespit edilmiştir. Bu pikler illite ait piklerdir. Benzer pikler A2’de de tespit edilmiştir. Bu horizonda Mg uygulamasında 14.96 Ǻ‘da görülen pik plato şeklinde doruk vermiştir. Ayrıca K uygulamasında 10 Ǻ a doğru yeterince kapanma göstermemiştir. Bu özelliği ile bu pik smektit-klorit ara tabakalı minerallerine aittir. Tüm muamelelerde görülen ve 10.64-10.04 Ǻ da tespit edilen pikler illit ve K+550 C° ‘de kaybolan diğer işlemlerde 7.17 Ǻ da görülen pik ise kaolinite aittir. Bt1 ve Bt2’de de benzer mineraller görülmüş her iki horizonda da 7.13-7.74 Ǻ da kaolinit 9.95-10.51 Ǻ da illit ve Mg ile doyurulan örneklerde plato şeklinde doruk 15.26 Ǻ ile 15.09 Ǻ arasında pik veren klorit-smektit ara tabakalı mineraller tespit edilmiştir.

2 numaralı profilde Mg ile doyurulan örnekte 10.89 Ǻ ve 7.13 Ǻ da pikler görülmüştür. 10.89 Ǻ da görülen pik diğer tüm uygulamalarda 10.90-9.98 Ǻ larda yine pik vermiştir. Bu pikler illit mineraline aittir. Mg ile doyurulan örnekte 7.13 Ǻ da görülen pik Gliserol ve K uygulamasında pik vermiş ancak K ile doyurulan ve 550 C°’de yakılan uygulamada pik kaybolmuştur. Dolayısıyla bu pik kaolinite aittir.

3 numaralı profilde tüm horizonlarda ve tüm muamelelerde 9.89-10.51 Ǻ da pikler görülmüştür. Bu piklerin tüm uygulamalarda tespit edilmesi illit mineralinin bulunduğunu göstermektedir. Tüm profillerde K ile doyurulan ve 550 C°’de yakılan uygulamalarda kaybolan, diğer uygulamalarda ise 7.77-7.27 Ǻ arasında pik veren kaolinit minerali tespit edilmiştir. Bu profilde Oa’da çok kuvvetli bir pik veren klorit-smektit, diğer horizonlarda ise yine oldukça küçük piki gözlenen smektit minerali tespit edilmiştir. Klorit-smektit ara tabakalı minerali Mg uygulamasında 14.86 Ǻ, Mg+Gliserol uygulamasında 19.98 Ǻ, K uygulamasında ise 14.24 Ǻ da pik vermiştir. Smektit piki ise yukarıdaki uygulama sırasına göre 14.24, 14.79-14.47, 12.98-13.38 ve 11.80 Ǻ larda pik vermiştir.

4 numaralı profilde ise tüm horizonlarda kaolinit, smektit ve illit minerali belirlenmiştir. Bu profilde tüm horizonlarda Mg, Mg+Gliserol ve K uygulamasında 7.13-7.18

(33)

Ǻ larda pik gözlenmiş söz konusu pik 550 C°’de yakılan uygulamada kaybolmuştur. Bu özellikler pikin kaolinite ait olduğunu göstermektedir. Yine tüm horizonlarda ve tüm uygulamalarda 10.90-9.89 Ǻ da görülen pik illite aittir. Bu profilde Mg ile doyurulan örneklerde 14.09-14.24 Ǻ da, Gliserol uygulamasında 14.16-14.79 Ǻ da, K uygulamasında ise 12.87-14.24 Ǻ da, K+550 C°’de yakılan örneklerde 11.36-13.06 Ǻ da görülen pikler ise smektite aittir.

5 numaralı profilde kaolinit ve illit hakim kil minerali olarak tespit edilmiştir. Bunu smektit izlemiştir. Bu profilde de tüm horizonlarda Mg, Mg+Gliserol ve K uygulamalarında 7.13-7,25 Ǻ da görülen pikler K ile doyurulup 550 C°’de yakılan örneklerde kaybolmuştur. Bu özellik söz konusu piklerin kaolinite ait olduğunu göstermektedir. Yine tüm horizonlarda, yapılan tüm uygulamalarda 10.06-10.51 Ǻ da pik gözlenmiştir. Gözlenen pikin tüm uygulamalarda doruk vermesi ve difraksiyon aralığı, pikin illite ait olduğunu göstermektedir. Smektite ait pik ise oldukça zayıf olup Mg ile doyurulan örneklerde 14.25 Ǻ da, Mg+Gliserol uygulamasında 14.79 Ǻ da, K ile doyurmada 14.71-14.47 Ǻ da, K+550 C°’de yakmada 11.62 Ǻ da pik vermiştir. Kil çeşitlerinin profillerde ve horizonlar arasındaki dağılımı Tablo 4. 4. de verilmiştir.

(34)

(35)
(36)

Şekil 4. 8. 3 Numaralı Profilde Horizonların Kil Fraksiyonlarına Ait X Işını Kırınımları

(37)
(38)
(39)

Tablo 4.4. Çalışma Alanında Açılan Profillerde Kil Minerallerinin Dağılımı

Smektit İllit Kaolinit Vermikulit Smektit-Klorit

Pedon Horizon

Bolluk Kristallik Bolluk Kristallik Bolluk Kristallik Bolluk Kristallik Bolluk Kristallik

A1 + + ++ ++ +++ +++ - - - - A2 - - + + +++ +++ - - ++ + Bt1 - - + ++ +++ +++ - - +++ + I Bt2 - - + ++ +++ +++ - - +++ + II A - - +++ +++ +++ +++ - - - - Oa - - ++ ++ +++ +++ - - + + A1 + ++ +++ +++ +++ +++ - - - - III A2 + ++ ++ +++ +++ +++ - - - - A1 ++ ++ + ++ +++ +++ - - - - A2 ++ ++ + +++ +++ +++ - - - - Bt1 +++ ++ + +++ +++ +++ - - - - IV Bt2 +++ ++ ++ +++ ++ +++ - - - - A1 + + +++ +++ +++ ++ - - - - V A2 + + +++ +++ +++ ++ - - - -

Bolluk: ++++ Çok Bol, +++ Fazla, ++ Orta, +Az Kristallik: ++++ Çok İyi, +++ İyi, ++Orta, +Bozuk

(40)

5- TARTIŞMA

Araştırılan toprak profilleri Batı Toroslar’da 550-900 mm yağış alan yoğun orman bitki örtüsü altında deniz seviyesinden 1300-1800m yükseklikte oldukça eğimli topografyada (%15-40), kireç taşı üzerinde gelişmişlerdir. Çalışma alanına en yakın meteorolojik istasyonlardan alınan verilere göre 1 numaralı profilde yıllık yağış 550-600 mm., denizden yükseklik ise 1472’dir. Bu değerler sırasıyla 2 numaralı profilde 850-900 mm. 1788m, 3 numaralı profilde 600-650mm. 1634m. 4 numaralı profilde 650-700 mm 1397m ve 5 numaralı profilde 600-750mm 1460m‘dir. Açılan tüm profiller dik yamaç üzerinde oluşmuşlardır. Bu nedenle profillere ait toprak oluşumunda temel özelliklerin ortaya çıkmasında anamateryal ve iklim önemli derecede rol oynamıştır.

Ayrıca anamateryallerden kaynaklanan fiziksel, kimyasal, mineralojik ve morfolojik özellikleri, topografyaların (bakı,eğim,yükseklik) belirlediği bitki örtüsü ile, iklimin (sıcaklık ve yağış) etki derecelerine göre farklılaşmıştır. Fitzpatrick (1986) göre iklim toprak oluşumunun oranını ve tipini belirleyen temel faktör olduğu kadar vejetasyonun dağılımını da belirleyen esas faktördür. Yüksekliğin artmasıyla sıcaklık her 170m için 1 Co oranında azalırken yağış başlangıçta artar, sonra azalır. Bu iki faktörün etkisiyle dağlık alanlarda görüldüğü gibi iklimin bitkilerin ve toprağın dikey kuşakları oluşur. Organik madde, azot içeriği ve C/N oranı artan yüksekliğe bağlı olarak artarken pH değeri Ca, Mg ve K içerikleri ise azalır ( Buol ve ark 1973 ). Çalışılan profillerde de genel olarak yüksek yağış, nispeten düşük sıcaklık ve orman örtüsü nedeniyle sürekli organik madde katkısı toprak profillerinin yüzeylerinde çeşitli derecelerde ayrışmış bitki artıklarını içeren bir organik horizon veya yüksek organik madde içeriğine sahip mineral yüzey horizonlarının oluşmasını sağlamıştır. Özellikle sedir, karaçam, meşe, ladin, toros göknarı gibi saf ve karışık orman örtüsü altında oluşan toprak profillerinden 3 numaralı profilde erozyon etkisinin düşük olması nedeniyle ayrışmış bitki artıklarının oluşturduğu organik bir horizona sahiptir. Organik madde derinlikle birlikte tüm profillerde düzenli olarak azalmıştır ve alt katlarda % 0.7’ye kadar düşmüştür. Organik maddenin bu dağılımı toprakların residual karakterde olduğunu göstermektedir. Atalay (1989)’da Toros dağlarının karstik alanların toprak oluşumunu incelemiş ve bu alanlarda organik maddenin % 1.2-10 arasında değiştiğini ve derinlikle azaldığını belirtmiştir.

Terra rossa’ların oluşumları ile ilgili çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Bunlardan birisi kireçli anamateryallerdeki kirecin çözünerek geriye kalan çözünmeyen artık materyalin bu toprakları oluşturduğudur. Bir diğeri ise yerli materyalle birlikte taşınmış materyalin özellikle rüzgarla (eolen) ve akarsularla taşınan ve eski jeolojik devirlerde çökmeler ve yükseltilerin oluşumları sırasında biriken materyallerden oluştuğudur. Zippe (1853), Leiningen (1917) ve

Şekil

Şekil 3.2. Çalışma Alanı Topraklarının Nem ve Sıcaklık Rejimi (Beyşehir)
Şekil 3.3. Çalışma Alanı Topraklarının Nem ve Sıcaklık Rejimi (Hadim)
Tablo 4.1. Örnek Toprak Profillerine Ait Morfolojik Görünümler
Tablo 4.3. İncelenen Profillerdeki Bazı Majör, Minör ve Nadir Toprak Elementlerinin Dağılımı  (Total Element Analiz Sonuçları)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

• Protect Plus işletmeler için yedekleme, kurtarma, replikasyon, felaketten kurtarma, anlık kurtarma (dosya, sunucu, uygulama), arşivleme, nesne depolama ortamına kopyalama

NTE içeren minerallerin yoğunluklarının yüksek (4-7 g/cm 3 ) olması ve genel olarak düşük manyetik alınganlık ve çok düşük elektrik iletkenliklerine sahip

The dynamic interdependency among seven countries or economies (Turkey, Kazakhstan, Azerbaijan, Russia, China, Iran, and EU) is examined through the use of a vector error

 Ope 161 piyano final sınavında barok dönem eserleri (menuet, prelüd, füg , invention v.b. gibi) , klasik dönem sonat veya sonatinlerine, finalden 4 hafta önce seçilen eserlere

Itterbium elementinin atalet momentlerinin kütle sayısı (A)’ya bağlılığı. 1) Kesikli çizgiler katı cisim modeline göre çizilen atalet momentlerini, 2) (o) ile çizilen

Bu tezde çekirdek modelleri, Yaklaşık İkinci Kuantumlama Metodu, Kuazi-Parçacık Rastgele Faz Yaklaşımı (QRPA) ve manyetik dipol uyarılmaları konusunda genel bilgi

Bu çalışmanın amacı, gerilim ve deformasyon arasındaki zamana bağlı olmayan denklemlerden elde edilecek analitik ifadeyle, toprakta farklı özgül ağırlık ve

Saf su ve %10 luk tuzlu suyun ısınma grafiklerini ayrı