• Sonuç bulunamadı

Geleneksel ve organik yöntemlerle yetiştirilen etlik piliçlerin gelişme özellikleri bakımından karşılaştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geleneksel ve organik yöntemlerle yetiştirilen etlik piliçlerin gelişme özellikleri bakımından karşılaştırılması"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geleneksel ve Organik Yöntemlerle Yetiştirilen Etlik Piliçlerin Gelişme

Özellikleri Bakımından Karşılaştırılması

Hakan İNCİ Bünyamin SÖĞÜT Turgay ŞENGÜL

Bingöl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü-BİNGÖL ÖZET

Bu çalışma, geleneksel ve organik yöntemlerle yetiştirilen etlik piliçlerin gelişme ve bazı karkas özelliklerinin karşılaştırılması amacıyla yürütülmüştür. Denemede kullanılan toplam 180 adet günlük etlik piliç civcivi üçer tekerrürlü olmak üzere altı gruba ayrılmıştır. Muamele grupları, geleneksel, organik kontrol, organik + mer’a, organik %80 + mer’a, organik %70 + mer’a ve organik %50 + mer’a şeklinde oluşturulmuştur. Geleneksel grubun altı haftalık, organik grupların ise on haftalık dönem boyunca gelişme özellikleri incelenmiştir. Geleneksel yöntemle yetiştirilen grubun altıncı hafta sonunda ulaştığı canlı ağırlık ortalaması 2305.4 g (erkek+dişi) olarak saptanmıştır. Canlı ağırlık değerleri, organik gruplarda 10 haftalık besi dönemi sonunda sırasıyla; 1935.4, 3028.6, 2656.6, 2876.7 ve 2789.6 g olarak belirlenmiştir. Geleneksel yöntemle yetiştirilen hayvanlar 6. hafta, organik yöntemle yetiştirilen hayvanlar 10. haftanın sonunda kesilmişlerdir. Karkas özellikleri olarak temizlenmiş karkas, but, göğüs ve abdominal yağ ağırlıkları incelenmiştir.

Sonuç olarak, organik etlik piliç üretiminde organik yemleme ile birlikte organik mer’a uygulamasının daha avantajlı olduğu ve organik %70 yem + mer’a ve organik %50 yem + mer’a uygulamalarının gelişme ve karkas özelliklerini olumlu yönde etkilediği söylenilebilir.

Anahtar kelimeler: Etlik piliç, organik, geleneksel yöntem, besi performansı

THE COMPARISON OF GROWT PERFORMANCE OF BROILLER UNDER CONVENCIONEL AND ORGANIC CONDITION

ABSTRACT

This study was conducted to compare the growth and some carcass characteristics of broiler chickens reared at conventional and organic methods. Totally 180 day-old broiler chicks were divided into six groups randomly with 3 replicates. Treatment groups were conventional, organic control, organic + pasture, 80% organic + pasture, 70% organic + pasture, 50% organic + pasture. Six and ten weeks of growth properties of conventional and organic groups, respectively, were investigated. At the end of 6 weeks of age, the mean body weights of conventional groups were reached 2305.4 g (male+female).The average body weights of organic groups were 1935.4, 3028.6, 2656.7 and 2789.6 g, at the and of fatting period of ten weeks of age, respectively. Birds reared under condition of conventional and organic were slaughtered at the end of 6 and 10 weeks of age, respectively. Clean carcass, thigh, chest and abdominal fat weights were examined as carcass characteristics.

As a result, it could be said that in the production of organic broiler chicken, organic feeding is more advantageous in conjunction with application of organic pasture, and pasture + 70% 50% organic feed applications has positive effects on growth and carcass characteristics.

Key words: Broiler, organic, conventional method, fattening performance

Giriş

Dünya’da insan nüfusu diğer canlılar aleyhine sürekli artış gösterirken, insanların neden olduğu olumsuz faktörler ekolojik dengeyi bozmakta, milyonlarca yıllık doğal seleksiyon sonucunda da günümüze kadar ulaşan birçok bitki ve hayvan türü her geçen gün azalmakta, bazı türler ise yok olmaktadır. Aşırı kirlenme dünyanın geleceğini tehdit etmekte ve canlılar için her geçen gün yaşanmasını daha zor bir hale dönüştürmektedir. Dünya nüfusunun hızla artması diğer ihtiyaçlar yanında insanların gıda ihtiyacını da artırmaktadır. Tarımsal üretim alanlarının sınırlı olması nedeniyle artan gıda ihtiyacının karşılanması için birim alandan veya birim hayvandan en yüksek düzeyde verim alınmaya çalışılmaktadır. Özellikle 1960’lı yıllarda başlatılan ve adına kısaca “Yeşil Devrim” denilen tarım üretim teknikleri ile verimde %100’e varan artışlar sağlanmıştır. (Aksoy ve Altındişli, 1998). Üretimdeki bu patlama yüzyılın en önemli teknolojik başarılarından biri kabul edilmektedir. Ancak, geleneksel üretim teknikleri ekosistemin hızlı bir şekilde bozulmasına neden olduğu için, sürdürülemeyecek bir gelişmenin de eşiğine gelinmiştir (Ak, 2005). Dünya nüfus artışı ve buna bağlı olarak gıda maddelerine olan talebin yoğunluğu; tarımsal üretimin konvansiyonel olarak yapılmasına neden olmuş, özellikle hayvanlardan daha fazla verim almanın amaçlandığı konvansiyonel hayvancılıkta çeşitli hormonlar, hayvan sağlığı ilaçları, kimyasallar, suni yemler ve benzeri maddeler kullanılmıştır. Üretime dahil edilen bu girdiler hayvansal ürünlerde, özelliklerine,

(2)

kullanım miktarı ile kullanım şekli ve zamanlarına göre insan sağlığını ve doğal çerçeveyi olumsuz yönde etkileyebilecek kalıntılar bırakmaktadır. (Bölükbaşı ve ark. 2005).

Organik hayvancılık “kaliteli ve sağlıklı ürünler talep eden tüketiciye yönelik, çevre dostu üretim teknikleriyle kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen bir üretim faaliyeti” olarak tanımlanmaktadır. Organik üretimin tavukçuluğa uygulanmasında tüketicinin talebi ve ısrarı büyük katkı sağlamıştır. Bu talep nedeniyle organik üretimin yanı sıra özellikle serbest dolaşımlı kanatlı üretim sistemleri geliştirilmekte ve alternatif üretim sistemleri üzerindeki çalışmalar artmaktadır. Gelişmiş ülkelerde organik tavuk ürünleri üretimi güncel olarak büyüyen ve hızla gelişen bir pazar halini almıştır. Bu nedenle üretim ve pazarlama ile ilgili birçok standartlar getirilmiştir (Ak,2007).

Organik kanatlı üretimi kafesli veya kapalı geleneksel tavukçuluğa alternatif olarak kafessiz çevre veya diğer kabul edilebilir ortamlar gibi özel sistemleri içermektedir Fanatico (2006). Organik yetiştirme yönteminde etlik piliçlerin mer’aya çıkarılması onların fiziksel aktivitesi veya bacak kondisyonları üzerine oldukça etkilidir. Geleneksel ve organik şartlarda yetiştirmenin etlik piliçlerin karkas ve et kalitesi üzerine önemli ölçüde etkili olduğu bildirilmiştir (Küçükyılmaz ve ark., 2009).

Materyal ve Metot

Araştırmanın hayvan materyalini ticari bir damızlıkçı işletmeden temin edilen ve salmonella riski taşımayan, toplam 180 adet günlük yaşta etlik piliç civcivi (ROSS 308) oluşturmuştur. Tesadüfi olarak seçilen hayvanlar 6 ayrı deneme grubuna (kontrol grubu dahil) her bir gruba 30 hayvan düşecek şekilde ve üçer tekerrürlü olarak dağıtılmıştır.

Çalışmada, besi süresi geleneksel olarak yetiştirilen grupta 42 gün, organik kontrol ve diğer muamele gruplarında 10 hafta (70 gün) olarak uygulanmıştır. Hayvanlara verilen rasyonun hammaddesinin temelini organik bitkisel üretim kurallarına göre elde edilmiş tahıllar ve üretim işleme aşamasında kimyasal solventler ile muamele edilmemiş yağlı tohum küspeleri oluşturmuştur. Çalışmada, organik olmayan, fakat sınırlı düzeyde organik hayvan beslemede kullanımına izin verilen vitamin ve mineral preparatlar kullanılmamıştır. Hayvanlara verilen yedirilen mısır ve soya fasulyesi küspesi organik üretim sertifikalı (IMO Institut Für Marktökologie GmbH – TR-OT-002-İ-0108-732 Lot Certifica) ürün satan bir işletmeden temin edilmiştir. Rasyonlar kuru madde, enerji ve diğer besin maddeleri bakımından etlik piliçlerin yaklaşık ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde düzenlenmiştir

Çizelge 1. Denemede kullanılan rasyonların kompozisyonu ve besin madde içerikleri Yem maddeleri (%) Rasyon 1 (Gel. gr) 1.-2. hf Rasyon 2 (Gel. gr) 3.-4. -5. hf Rasyon 3 (Gel. gr) 6. hf-kesim Rasyon 1 (Org. yem) 1. hf Rasyon 2 (Org. yem) 2.-4. hf Rasyon 3 (Org. yem) 5.-7. hf Rasyon 4 (Org. yem) 8.-10. hf Mısır 55.62 60.5 65.2 52 54 62 65 Soya küspesi 31.38 30.7 25.8 38.7 37 28.8 27.8 Balık unu 6.0 - - - 3 3 -Bitkisel yağ 3.89 4.5 4.7 4 3.7 3.9 4.9 Kireç taşı 1.08 1.5 1.5 - - - -DCP 1.13 1.5 1.5 2 2 2 2 Tuz 0.35 0.3 0.3 0.3 0.3 0.3 0.3 Mineral karması 0.10 0.1 0.1 - - -Vitamin karması 0.25 0.06 0.06 - - - H e s a p l a n m ı ş B e s i n M a d d e K o m p o z i s y o n u ME ( kcal/kg) 3150 3146 3200 3102.8 3100 3202 3280 Protein (%) 23.00 20 18 23.7 23.1 20.2 18.08 Ca (%) 1.00 0.95 0.95 P (Toplam) (%) 0.70 0.42 0.41 Metiyonin (%) 0.42 - -Lisin (%) 1.37 1.10 0.96

Geleneksel grubun hayvanlarına ilk 15 gün %23 ham protein ve 3150 kcal/kg ME içeren başlatma yemi, 3., 4. ve 5. haftalarda %20 ham protein ve 3146 kcal/kg ME içeren büyütme yemi ve son hafta ise %18 ham protein ve 3200 kcal/kg ME içeren bitirme yemi verilmiştir. Organik kontrol ve organik muamele grubundaki hayvanlara ilk hafta %23.7 ham protein ve 3102.8 kcal/kg ME içeren 1.

(3)

dönem başlatma yemi, 2-4 haftalar arasında %23.1 ham protein ve 3100 kcal/kg ME içeren büyütme yemi, 5-7 haftalar arasında % 20.1 ve 3202 kcal/kg ME içeren büyütme yemi ve 8-10 haftalar arasında %18.8 ham protein ve 3280 kcal/kg ME ihtiva eden bitirme verilmiştir. Diğer 5 gruptan organik-kontrol grubuna sadece organik şartlarda ve organik hayvan besleme standartlarına göre hazırlanan rasyonlar verilmiştir. Organik + mera grubuna ise ad libitum organik yem + ad libitum mera besisi, organik %80 + mer’a grubuna organik kontrol grubunun tükettiği yemin %80’i + organik mer’a, organik %70 + mer’a grubuna organik kontrol grubunun tükettiği yemin %70’i + organik mer’a ve organik %50 + mera grubuna ise organik kontrol grubunun tükettiği yemin %50’si + organik mera besisi uygulanmıştır. Mera besisi uygulanan gruplara 15. günden sonra yeşil ve kuru çayır otu verilmeye ve hayvanlar 3. haftadan sonrada meraya çıkarılmaya başlanmış ve yem kısıtlama programı uygulanmıştır. Hayvanların faydalandığı meranın kompozisyonu yonca, çim, korunga, fiğ, buğday ve arpa bitkilerinden oluşmuştur. Sezon süresince meradan alınarak besin madde analizleri yapılan yeşil ve kuru çayır otlarının ortalama ham protein oranı %14.85, ham yağ oranı %2.4, ham selüloz oranı % 31.5, ham kül oranı % 9.6, kuru madde oranı %87 ve ortalama olarak 1900 kcal/kg ME içerdiği saptanmıştır.

Etlik piliçler yer tipi kümeste 360x200 cm taban alanı ve 200 cm yükseklikte çit telleri ile sabit olarak inşa edilmiş olan 6 odada büyütülmüştür. Ad libitum organik yem + ad libitum organik mer’a grubundaki hayvanlar 21. günden sonra kümes dışında özel olarak hazırlanan kapalı alanda m² ‘ye 10 hayvan ya da m²’ye 21 kg canlı ağırlık gelecek şekilde planlanmıştır. Barınak dışında hayvan başına 4 m² alan düşecek şekilde bir mer’a alanı hazırlanmış ve hayvanlar 10. hafta sonuna kadar organik şartlara haiz olan bu alanda barındırılmışlardır (Anonim, 2002).

Deneme odalarında aydınlatma için, ikişer adet 60 watt’lık ampul, ısıtma için ise otomatik olarak ısıya ayarlanabilen elektrikli sobalar kullanılmıştır (Anonim, 2005). Her oda üç eşit bölmeye ayrılmış ve her bölmede 8 cm kalınlıkta odun talaşı ve saman karışımı altlık kullanılmıştır. Bölmeler içerisine özel kavanoz tipi suluk ve plastik yemlikler yerleştirilmiştir. Denemeye alınan civcivlerin 6 haftalık büyüme ve gelişme özelliklerine etkilerini ortaya koymak için odalarda ve bölmelerde mümkün olduğu kadar benzer koşullar sağlanmaya çalışılmıştır. Deneme gruplarında su ad libitum olarak verilmiştir. Ölümler ve yem tüketimleri günlük olarak, canlı ağırlıklar ise 1 g hassasiyetli terazide hafta bir kez tartılarak kaydedilmiştir. Barınaklar tavukların normal doğal davranışlarını gösterebilmeleri için gruplar halinde barınmalarına imkân verecek şekilde planlanmıştır. Aydınlatma, organik sistemde yetiştirilen hayvanlar için günde 16 saat, geleneksel sistemde yetiştirilen hayvanlar için ise günde 23.5 saat olarak uygulanmıştır.

Bulgular

Geleneksel yöntem ile yetiştirilen etlik piliçlerin 6 haftalık, organik yöntemle yetiştirilen etlik piliçlerin ise 10 haftalık erkek, dişi ve karışık cinsiyete göre ortalama canlı ağırlık değerleri ve standart hataları Çizelge 2’de verilmiştir.

Çizelge 2. Geleneksel ve organik şartlarda yetiştirilen etlik piliçlerin (erkek+dişi) farklı dönemlerdeki canlı ağırlık ortalamaları (g)

Gruplar Hafta Geleneksel Organik kontrol (içeride) Organik +mer’a Organik %80 +mer’a Organik %70 +mer’a Organik %50 +mer’a Önem seviyesi 0 47.5± 0.9 47.6± 0.9 48.0±1.2 47.9±0.9 48.0± 0.8 47.4± 1.1 ÖNZ 2 493.2± 7.3a 339.9± 7.7cd 356.9± 7.7bc 337.2± 7.6d 371.0± 7.6b 338.1± 7.6d ** 4 1241.5± 22.7a 865.0± 23.8d 867.0± 23.8d 886.4± 23.7cd 1018.9± 23.6b 959.9± 23.4c ** 6 2305.4±36.3a 1435.3±38.0de 1702.0±38.0b 1403.6±37.9e 1618.5±37.9c 1538.9±37.4e **

8 - 1733.6± 62.6d 2614.3±60.5a 2034.0±49.3c 2283.7± 50.1b 2174.4± 48.6bc **

10 - 1935.5±78.1d 3028.6±75.5a 2656.8±61.6c 2876.1±62.5b 2789.6±60.7bc **

a,b,c,d,e: Aynı satırda farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar önemlidir. **: P<0.01, ÖNZ: Önemsiz Altı haftalık dönem sonunda elde edilen canlı ağırlık ortalamaları geleneksel grup, organik kontrol, organik + mer’a, organik %80 + mer’a, organik %70 + mer’a ve organik %50 + mer’a grupları için sırasıyla; 2305.4, 1435.3, 1702.0, 1403.6, 1618.5 ve 1538.9 g olarak saptanmıştır. Canlı ağırlık ortalamaları bakımından geleneksel grubun diğer tüm gruplara olan farklılıkları istatistiksel anlamda önemli bulunmuştur (P<0.01). Organik gruplar arasında ise en yüksek değere sahip olan grup organik + mer’a grubu (1702.0 g) olurken, organik kontrol grubu (1435.3 g) son sırada yer almıştır.

(4)

Altıncı hafta sonunda organik gruplara ait ortalamalar arasındaki farklılıklar genelde önemli bulunmuştur (P<0.01). Geleneksel ve organik yetiştirme gruplarının 6 haftalık dönemdeki canlı ağırlık değişimleri Şekil 1’de verilmiştir.

Şekil 1. Geleneksel ve organik yetiştirme gruplarına ait etlik piliçlerin 6 haftalık periyottaki canlı ağırlık değişimleri

Sekizinci haftadaki organik yetiştirme gruplarına ait canlı ağırlık ortalamaları organik kontrol, organik + mer’a, organik %80 + mer’a, organik %70 + mer’a ve organik %50 + mer’a gruplarında (erkek+dişi) 1733.6, 2614.3, 2034.0, 2283.7 ve 2174.4 g olarak bulunmuştur. Organik + mer’a grubuna ait hayvanlar en yüksek değeri gösterirken, organik kontrol grubu yine en düşük değere sahip olmuştur. Gruplara ait ortalamalar arasındaki farklılıklar önemli bulunmuştur (P<0.01).

Deneme sonundaki (10. hafta) canlı ağırlık ortalamaları da yine sırasıyla; 1935.5, 3028.6, 2656.8, 2876.1 ve 2789.6 g olarak saptanmıştır. Yapılan istatistiksel analizlerde gruplara ait ortalamalar arasındaki farklılıklar önemli bulunmuştur (P<0.01). Organik + mer’a grubuna ait hayvanlar diğer gruplardakilere oranla önemli derecede daha yüksek canlı ağırlığa sahip olmuşlardır. Organik kontrol grubu 10. hafta sonunda da yine en düşük değere sahip olan grup olmuştur. Organik yetiştirme gruplarına ait etlik piliçlerin son 7. ve 10. haftalar arsındaki canlı ağırlık değişimleri Şekil 2’de verilmiştir.

(5)

Şekil 2. Organik yetiştirme gruplarına ait etlik piliçlerin son 7. ve 10. haftalar arasındaki canlı ağırlık değişimleri

Geleneksel ve organik şartlarda yetiştirilen etlik piliçlerin bazı karkas özellikleri ve standart hataları Çizelge 3’te verilmiştir

Çizelge 3. Geleneksel ve organik şartlarda yetiştirilen etlik piliçlerin (erkek+dişi) bazı karkas özellikleri. Gruplar Geleneksel (6. hf) Organik kontrol (10. hf) Organik + mer’a (10. hf) Organik %80 + mer’a (10. hf) Organik %70 + mer’a (10. hf) Organik %50 + mer’a (10. hf) Önem seviyesi Temizlenmiş karkas ağ. (g) 1947.5±

93.8a 1758.4±83.9a 2147.6±83.9b 2064.0±83.8ab 2285.6± 83.7b 2074.8±83.8ab ** But ağ.

(g) 535.5± 27.2a 517.2± 24.3a 676.8± 24.3b 597.6± 24.3c 664.4± 24.3b 583.2±24.3ab ** Göğüs ağ.

(g) 635.3± 33.5a 501.0±29.9b 756.0± 29.9c 578.0± 29.9b 658.2± 29.9a 596.4±29.9ab ** Abdominal

yağ

(g)

-32.4±

4.7 43.0± 4.7 37.2± 4.7 43.9± 4.8 32.2± 4.7 ÖNZ

a,b,c: Aynı satırda farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar önemlidir. **: P<0.01, ÖNZ: Önemsiz

Altıncı hafta sonunda kesilen geleneksel gruba ve 10. hafta sonunda kesilen organik gruplara (organik kontrol, organik + mer’a, organik %80 + mer’a, organik %70 + mer’a ve organik %50 + mer’a) ait temizlenmiş karkas ağırlıkları (erkek+dişi) sırasıyla; 1947.5, 1758.4, 2147.6, 2064.0, 2285.6 ve 2074.8 g olarak saptanmıştır. Karkas ağırlığı bakımından gruplar arasındaki farklılıklar istatistiksel anlamda önemli (P<0.01) bulunmuştur. Organik gruplar arasında en yüksek değer (2285.6 g) organik %70 + mer’a grubuna ait olurken bunu organik + mer’a grubu (2147.6 g) izlemiştir. Karkas ağırlığı bakımından en düşük değer (1758.4 g) organik kontrol grubundan elde edilmiştir.

(6)

But ağırlığı bakımından elde edilen değerler sırasıyla; 535.5, 517.2, 676.80, 597.6, 664.4, ve 583.2 g olarak bulunmuştur. Ortalamalar arasında önemli farklılıkların bulunduğu saptanmıştır (P<0.01). But ağırlığına ait en yüksek değer organik + mera grubundan, en düşük değer ise organik kontrol grubundan elde edilmiştir.

Göğüs ağırlığı farklı muamele gruplarında sırasıyla; 635.3, 501.0, 756.0, 578.0, 658.2 ve 596.4 g olarak belirlenmiştir. Bu özellik bakımından da yine organik + mera grubu ilk sırada, organik kontrol grubu son sırada yer almış ve gruplar arasındaki farklılıklar istatistiksel anlamda önemli (P<0.01) bulunmuştur.

Abdominal yağ ağırlığı bakımından sadece organik gruplar arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Bu özellik bakımından gruplar arasındaki farklılıklar önemli bulunmamıştır.

Sonuç ve Tartışma

Çizelge 2 incelendiğinde 6. hafta sonunda ortalama canlı ağırlıklar bakımından geleneksel grubun canlı ağırlık ortalamasının diğer muamele gruplarının canlı ağırlık ortalamalarına göre önemli düzeyde (P<0.01) daha yüksek olduğu görülmektedir. Aynı şekilde, organik grupların 8. ve 10. hafta canlı ağırlık ortalamalarına dikkat edilirse organik + mer’a grubunun diğer gruplara oranla daha yüksek (P<0.01) değerlere sahip oldukları anlaşılmaktadır. Mer’aya çıkarılan tüm grupların mer’aya çıkarılmayan organik kontrol grubuna göre daha iyi sonuç vermesi organik yetiştirmede mer’anın önemini göstermesi bakımından anlamlıdır. Olsen ve Rossiter (2001), taşınabilir barınaklar kullanarak yaptıkları organik piliç eti üretiminde hayvanları yonca-çayır ekili mer’ada otlatmış ve günlük rotasyonlu olarak mısır ve soya ağırlıklı hazırlanmış rasyonlarla besleyerek 81. gün sonunda ortalama canlı ağırlığı 3230 gr olarak saptamışlardır. Yine, Pedersen ve ark., (2003), organik etlik piliç üretiminde 81 günlük canlı ağırlık kazancını 2167 g olarak bildirmişlerdir. Söz konusu çalışmaların sonuçlarının bu çalışmanın sonucunu desteklediği söylenebilir.

Organik grupların temizlenmiş karkas ağırlıkları karşılaştırıldığında organik + mera ve organik %70 + mer’a gruplarına ait ortalamaların diğer grupların ortalamalarından daha yüksek (P<0.01) olduğu görülmektedir (Çizelge 3). Ayrıca, organik %80 + mer’a ve organik %50 + mer’a gruplarının ortalamalarının birbirine yakın olduğu ve bu ortalamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığı anlaşılmaktadır. But ve göğüs ağırlıkları bakımından da yine organik + mera ve organik %70 + mer’a gruplarında benzer ve diğer gruplardan önemli derecede daha iyi sonuçlar alınmıştır. Karkas parçaları bakımından en düşük değerlere organik kontrol grubu sahip olmuştur. Mer’a gruplarının but ve göğüs ağırlıklarına bakıldığında kapalı alanda beslenenlere oranla daha yüksek olması otlatmanın daha avantajlı olduğunu, tüm gruplarda abdominal yağ bakımından elde edilen sonuçların benzer olması da kapalı alanda veya mer’aya çıkarılarak yapılan yetiştirmenin bu özellik üzerinde önemli bir etkiye sahip olmadığını göstermektedir.

Sonuç olarak, bu çalışmada geleneksel, organik kontrol ve organik muamele (kısıtlı yemleme) gruplarının canlı ağırlık ve kesim sonuçlarına bakıldığında, organik etlik piliç üretiminde tamamen kapalı alanda ve organik üretilmiş yemlerle beslemenin daha avantajlı olmayacağı, aksine organik mer’aya ilaveten organik olarak üretilmiş yemlerle beslemenin daha iyi sonuç verdiği, yem tasarrufu da (organik + mer’a grubuna oranla) dikkate alındığında organik %70 + mer’a ve organik %50 + mer’a uygulamalarının daha iyi sonuç verdiği söylenebilir.

Kaynaklar

Ak, İ., 2005. Ekolojik Tarım ve Hayvancılık. IV. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. 01-03 Eylül 2005:156-171. Isparta.

Ak, İ., Kantar, F., 2007. Türkiye’de Ekolojik Hayvancılık Sürdürülebilir mi? Organik Tarım Kongresi. 19-20 Ekim 2007 (Sözlü Bildiri Özeti).

Aksoy, U., Altındişli, A., 1998. Ekolojik ( Organik, Biyolojik) Tarım. Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) İzmir.

Anonim, 2002. Organik Tarım Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik. T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Resmi Gazete, 11 Temmuz 2002-Sayı 24812.

Anonim, 2005. Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik. T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Resmi Gazete, 10 Haziran 2005 Sayı: 25841.

(7)

Bölükbaşı, C., Emsen H. 2005 Organik Hayvancılık. . IV. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. 01-03 Eylül2005:314-318. Isparta.

Fanatico, A., Alternative Poultry Production Systems and Outdoor Access. NCAT Agriculture Specialist Published 2006, ATTRA Publication ≠ IP300.

Küçükyılmaz, K., Bozkurt, M., Çatlı A. U., Çınar, M., Bintaş E. 2009. Organik ve Konvansiyonel Sistemde Yetiştirmenin Etlik Piliçlerin Karkas Randımanı, Karkas Parçaları Oranı ile Kemik ölçüleri Üzerine Etkileri. 6. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Bildiri Özetleri. 24-26 Haziran 2009. Erzurum

Olsen, T., Rossiter, L., 2001. Organic Broiler Chicken Production Trial-Allee Farm. Lowe State University, Northwest Research Farm and Alee Demonstration Farm ISRFOO-29,31.

Pedersen, M,A., Thamsborg, S. M., Fisker, C., Ranvig, H., Christenen, P. J., 2003. New Production Systems: Evaluation of Organic Broiler Production in Denmark. Poultry Science Association, Inc. 2003.

Şekil

Çizelge 2. Geleneksel ve organik şartlarda yetiştirilen etlik piliçlerin (erkek+dişi) farklı dönemlerdeki canlı ağırlık ortalamaları (g)
Şekil 1. Geleneksel ve organik yetiştirme gruplarına ait etlik piliçlerin 6 haftalık periyottaki canlı ağırlık değişimleri
Çizelge 3. Geleneksel ve organik şartlarda yetiştirilen etlik piliçlerin (erkek+dişi) bazı karkas özellikleri

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

olarak anılan tarım politikaları açlık sorununu kısmen çözmüş, ama asıl sorun üretim miktarı değil üretilen ürünün dağılımının adaletsizliği

Kontrol, Sertifikasyon veya Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşu Bakanlık yetkisi verilen gerçek yada tüzel kişiler Kontrol, Sertifikasyon.. veya Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşu

Bazı şekerler inorganik fosfatlarla birlikte purinler ve pirimidinlerle tepkimeye girerek ribonükleik asitlerin (RNA’lar) ve deoksiribonükleik asitlerin.. RNA molekülleri,

Ürotropin; Formaldehit veren bir ön ilaç olup, uzun yıllar üriner sistem antiseptiği olarak

Sonuç: Kadın sığınma evinde yaşayan ve şiddet görmüş kadınlar ile eşiyle birlikte yaşayan ve şiddet görmüş kadınların bağlanma biçimleri arasında istatistiksel bir

&#34; Milletleri meydana getiren ve onlara en sağlam temel teşkil eden yegane ıınsur, her milletin M illî Kültürü ve bağlı olduğu

Farkh gamma l§lm dozlan uygulanan Calland ve Mitchell soya &lt;;e§itlerinin M1 bitkilerinde hasatta ya§ayan bitki saylsma ili§kin varyans analizi sonucunda uygulanan