• Sonuç bulunamadı

2.2.4.1. Geçmiş/ Olumlu

Bu boyutta yer alan bireyler geçmişte yaşanan olumlu olaylardan etkilenirler ve daha duygusal olma eğilimindedirler. Bu boyut, geçmişin keyifli ve duygusal anılarına özlem duyma ve nostaljik değerlere önem verme eğilimlerini içerir. Geçmişini olumlu değerlendiren bir birey, geçmişe yönelik pişmanlık duymaz. Aksine, geçmişini mutlulukla hatırlar (10).

Bu zaman yönelimindeki bireyler, aile ve arkadaşlık ilişkilerine çok önem verir. Kişilerarası ilişkilerinde duygusal açıdan genellikle içe dönük bir kişiliğe sahip olup, çatışmaktan kaçınma eğilimi gösterirler, en az çatışmayı da aile bireyleriyle yaşarlar (158). Ayrıca aile ve arkadaşlık ilişkilerini sürdürmek ve ailelerinin birlik ve bütünlüğünü korumak onlar için çok önemlidir, çünkü bu bireylerin sosyal ağlarının büyük bir bölümü aile üyeleri ve akrabalarından oluşmaktadır (154, 159).

Bu bireylerin ortak özellikleri; yaşama olumlu bir bakış açısıyla yaklaşma, davranışlarında samimi olma, yüksek öz saygı, geçmişe duygusal ve nostaljik bir bakış açısına sahip olma, yüksek eğitim ve gelir düzeyi, mutlu, uyumlu, enerjik olma, yüksek farkındalık düzeyidir (146, 159, 160, 161). Ayrıca bu bireyler geçmişteki reddedilme deneyimlerini ya da yaşadıkları olumsuz olayları genellikle anımsamama eğilimi sergilerler (161).

2.2.4.2. Geçmiş/Olumsuz

Geçmişe yönelik olumsuz düşünme eğilimini yansıtan ve tatsız anılara odaklanan zaman perspektifidir (10). Zimbardo ve Boyd (10)’a göre, “geçmiş/ olumsuz” perspektifi, geçmişe yönelik negatif ve itici bir tavrı içerir. Geçmişi olumsuz değerlendirme eğiliminde olan bir birey, geçmişte başına gelen olumsuz olaylara takılı kalmıştır ve hayatını daha farklı şekillendiremediğinden dolayı bir pişmanlık içindedir. Geçmişteki deneyimler ya da geçmişin yarım kalmış işleri üzerine sürekli akıl yoran kişilerin bugün ve gelecekleri, geçmişlerinin etkisi altındadır (10).

Bazı çalışmalar Geçmiş/olumsuz zaman perspektifine sahip olan bireylerin muhafazakâr, tedbirli, değişime kapalı, yeni deneyimlerden kaçınan, kendi yararına olmasa da var olan durumu sürdürme de ısrarcı ve rahatsız edici deneyimlere odaklanma eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur (159, 160, 161). Yazarlar bu bireylerin geçmişteki olumsuz olaylara çok odaklandıkları için şimdiki zamanı da o olayların etkisiyle yaşadıklarını ifade etmiştir. Mesela, Shores ve Scott’a (161) göre, bu bireyler boş zamanlarında yeni şeyler öğrenmekle de çok az ilgilenirler. Ayrıca, yaşam doyumu açısından değerlendirildiğinde yaşam doyumlarının çok düşük olan bireylerin geçmiş/olumsuz perspektiflerinin baskın olduğu ortaya çıkmıştır. Bu boyutta yer alan bireyler kişiler arası ilişkilerde sorun yaşarlar ve kumar oynama eğilimleri de yüksektir(158).

Shores ve Scott (161), bu boyutta yer alan bireylerin rahatsız edici geçmiş deneyimlere sahip olduğunu ve olayları kolay kolay unutmadıklarını ve yaşamlarının genelinde mutsuz olduklarını belirtmiştir. Drake ve diğerleri de (146), benzer şekilde bu bireylerin mutluluk düzeylerinin düşük olduğunu vurgulamıştır. Petkoska ve Earl, (160) da, geçmiş/olumsuz zaman perspektifine sahip olanların diğer zaman perspektiflerine sahip olan bireylerden daha kaçınmacı olduklarını gözlemlemişlerdir. Buna ek olarak, Zimbardo ve Boyd (10) da bu bireylerin düşük ego kontrollü, mutsuz ve düşük benlik saygılarının olma olasılığının yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

2.2.4.3. Şimdi/Kaderci

“Yaşamım benim etkimin olmadığı başka güçler tarafından kontrol edilmektedir” düşüncesi kadercilik eğilimi yüksek olan bireylerin hayata bakış açılarının temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle, şimdi/kaderci bireyler, davranışlarını kendi arzu ve beklentilerinden daha çok dışsal etmenlerle ilişkilendirirler. Bu nedenle karamsar kişiliğe sahiptirler ve kendilerine zarar verme davranışında bulunabilirler. Bu boyut Zimbardo ve Boyd (10) tarafından bir çeşit öğrenilmiş çaresizlik durumu olarak tanımlanmış olup, bu bireyler, gelecekleri ve yaşamları üzerindeki kontrolün kendi ellerinde olmadığı inancındadırlar (10). Zorluklar karşısında yardıma ihtiyaç duyan ve hayata karşı umutsuz bir bakış açısına sahip olan bu bireyler, şansa ve

kadere daha çok inanma eğilimindedirler (10). Ayrıca, geleceğe yatırım yapmaktansa şimdiki zamana daha çok odaklanma eğilimi gösterirler (162).

2.2.4.4. Şimdi/Hazcı

Şimdi/hazcı boyutunda yer alan bireyler yaşamlarını “haz alma” temelinde dayandırırlar ve geleceğe yönelik pek fazla endişe duymazlar. “İçinde bulundukları an”dan, maksimum düzeyde keyif almak isterler (10). Şimdi/hazcı boyutu, genel olarak, acil ihtiyaçları karşılayan davranışlarda ve yakın hedeflerde kendisini gösterir. Şimdi yönelimli insanlar “şimdinin somut gerçeği” ile ilgilendikleri için, bir karar anında, gelecekte bu karardan nasıl etkilenebileceklerine dair yordama yapmazlar (11).

Zimbardo, Keough ve Boyd (11), şimdiki zaman yönelimindeki bireyleri kısaca “hızlı yaşa, genç öl ve cesedin güzel görünsün” ifadesiyle tanımlamıştır. Yaşamlarının önceliği anı yaşamak olduğu için, bu kişilerin davranışlarında geçmiş deneyimlerin ve gelecek amaçların kontrolü çok azdır. Bu nedenle, bu bireyler yüksek oranda riskli davranışlar (örn; güvensiz cinsellik, kendine zarar verme, suç işleme, alkol, madde ve sigara kullanımı) sergileyebilirler (10). Bu bilgiler ışığında, şimdi/hazcı perspektifine sahip bireylerin gelecek amaçlarının olmaması, riskli davranışlarının nedeni olarak düşünülebilmektedir.

Tüm bunlara ek olarak, şimdi/hazcı zaman yönelimi olanlar çocukluk dönemlerinde sahip oldukları özellikleri yetişkinlik dönemlerinde de sürdürme eğilimi gösterirler. Bu bireylerin yaşamlarını, fiziksel gereksinimler, duygular, güçlü duygusal uyaranlar ve sosyal ilişkiler yönlendirir (159). Ayrıca şimdi/hazcı perspektifine sahip bireylerin en belirgin özeliklerinden biri de anlık isteklerinin karşılanması konusundaki ısrarcı tavırlarıdır (160). Bu bireyler dürtüsel davranışlarda bulunduklarından dolayı “şimdi” yaşayacakları haz, her koşulda “gelecek” zamanda elde edecekleri başarılardan daha önemlidir (161).

2.2.4.5. Gelecek

Bonivell ve Zimbardo (159) bu boyutu, “hedeflere ulaşmak için çaba sarf etme eğilimi” olarak tanımlamışlardır. Zihinsel süreçler aracılığıyla gelecek zamana yönelik değerlendirmelerde bulunulabilir. Gelecek zaman perspektifi bireylerin en temel özellikleri; Umutlar, inançlar, beklentiler ve istekler doğrultusunda gelecek zamanı planlayarak, şu anki davranışlarını yönlendirmektir (10). ”Gelecek” zaman perspektifine sahip bireylerin, gelecekte ulaşmak istedikleri hedefleri vardır ve bu hedeflere ulaşmak için hiç yılmadan, istikrarlı bir şekilde çalışırlar. Aynı zamanda, gelecek zaman perspektifi, uzun vadeli ödülleri elde etmek için, haz veren anlık yaşantıları erteleyen bir eğilimi de ifade eder. Gelecek odaklı bir kişi, geleceğe yönelik bir karar alırken, bu kararın gelecekte kendisine getireceği zarar ve kazançları hesaplar. Böylelikle, gelecek için daha az kaygı duyarlar (163). Zaman perspektiflerinin oluşumunda daha çok gelecek zaman diliminin etkili olduğunu belirten Fong ve Hall (164), zaman perspektiflerinin, kişinin, kendi davranışlarının gelecekteki sonuçlarını dikkate almasıyla şekil aldıklarını belirtmişlerdir. Benzer olarak, Strathman ve diğerleri de (163) zaman perspektiflerini, “geleceğin öznel tanımları” olarak ifade etmişlerdir. Başka bir deyişle, gelecek zaman boyutunu, bireyin “öznel gelecek algısı” ile oluştuğunu ileri sürmüşlerdir.

Gelecek zaman yönelimini açıklayan yaklaşımlardan biri olan dinamik bakış açısına göre, gelecek zaman perspektifine sahip bireyler şimdiki zaman etkinliklerini gerçekleştirmek için çok güdülenirler, çünkü bu etkinlikler gelecek amaçları gerçekleştirmek için birer basamaktır. Ayrıca bu bireyler, gelecek amaçlarının beklentilerine uygun biçimde gerçekleşmesini isterler, bunun için de onlar için bugünün eksiksiz ve doğru bir biçimde ilerlemesi gerekir. Bu nedenle, gelecek zaman yönelimli bireylerin problem çözme becerilerinin oldukça geliştiği söylenebilir (159). Gelecek zaman yönelimli bireyler, stresli durumlarda daha az kızgınlık hissettiklerden kontrollerini yitirmezler (165). Bu bilgiler ışığında, gelecek zaman perspektifine sahip bireylerin stresli durumlar karşısında kontrollerini kaybetmemelerinin, sorunların çözümüne yönelik davranışlarını olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir.

Benzer Belgeler