• Sonuç bulunamadı

2.8. Okul Güvenliği İle İlgili Yapılan Çalışmalar

2.8.2. Yurt Dışında Yapılan Çalışmalar

Perone (1998) öğrencilerin ve öğretmenlerin okul güvenliği ve iklimine ilişkin algılarını, bu algıların cinsiyet, etnik köken ve sınıf düzeylerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ve okul güvenliğini etkileyen önemli iklim unsurlarını belirlemeye çalışmışlardır. Araştırma sonucunda elde edilen bazı bulgular şöyle özetlenebilir: (1) Öğrencilerin ve öğretmenlerin okul güvenliğine ilişkin algıları ile okul iklimi arasında güçlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. (2) Okul ikliminin sosyal bütünleşme ve ceza boyutlarına ilişkin öğrenci algıları ile okul güvenliği algıları arasındaki üst düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir. (3) Okula yabancılaştığını belirten öğrencilerin kendilerini daha güvensiz hissettikleri belirlenmiştir. (4) Kız öğrenciler ve yaşça büyük öğrenciler kendilerini daha güvenli hissetmektedirler.

Reddick ve Peach (1998) öğretmenlerin okullarda yaşanan güvenlik ve şiddet olaylarını nasıl algıladıklarını belirmek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, Öğretmenlerin çoğu (% 93) okullarda polis memurlarının görevlendirilmesi gerektiğini ve kendilerine zarar veren kişilere karşı daha fazla yasal koruma sağlanması gerektiğini, kendilerini okulda güvende hissettiklerini, aynı zamanda öğrencilerinin de okulda güvende olduğunu düşünmektedirler. Bazı öğretmenler (% 9) okulda yaşanan şiddet olaylarının kurbanı olduklarını ve son beş yıl içerisinde okuldaki disiplinin kötüleştiğini belirtmişlerdir. Öğretmenlerin çoğu (% 83) okullarında uygulanan güvenlik politikaları hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmişlerdir.

Verdugo (1999) tarafından yürütülen araştırmanın amacı, okulların değil çocukların kabahatli davranışları ve okulların bu davranışlar üzerindeki rolünü tespit etmek ve güvenilir okullar ile ilgili mevcut durumla alakalı araştırmacıların gözünden bir algı oluşturmaktır. Araştırma sonucunda okul güvenliği ile ilgili olarak elde edilen bazı bulgular şöyle sıralanabilir: Okuldaki suç ve şiddet olayları okulun içinde bulunduğu çevrenin bir yansımasıdır. Okul büyüklüğü ve şiddet olaylarının sıklığı doğru orantılıdır. Bu araştırma kapsamında okulların % 8’iciddi şiddet olaylarına sahip olduklarını rapor etmiştir ve öğrencilerin % 1’denfazlası fiziksel olarak saldırıya maruz kaldığını belirtmişlerdir.

Bass (2004) okul güvenliği ve düzeniyle okul kültürü arasındaki ilişkiyi belirlemeyi amaçlayan bir çalışma yürütmüştür. Araştırmaya Amerika Birleşik Devletlerinin güneybatısında bulunan bir okul bölgesinde görevli 192 öğretmen katılmıştır. Araştırmaya 18 yaş ve üzerindeki 1000 kişi katılmıştır. Araştırmada katılımcılara açık uçlu olarak sorulan “Bu toplumda, kamu okullarında yaşanan en büyük sorunun ne olduğunu düşünüyorsunuz?” sorusuna, katılımcıların % 20’si mali desteğin azlığı, % 11’i kalabalık okullar, % 10’u disiplin eksikliği ve % 9’u uyuşturucu madde kullanımı yanıtlarını vermişlerdir. Ayrıca katılımcıların %18’i güvenlik nedeniyle öğrencilerin özel okullara devam etmesini desteklediklerini belirtmişlerdir. Araştırmada elde edilen verilerin analizinden sonra öğretmenlerin okul kültürüne ilişkin algıları ile okul güvenliğine ilişkin algıları arasında yüksek düzeyde ve doğrudan bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Katılımcılar güçlü bir okul kültürü olmayan yerlerde şiddet olaylarının daha yaygın olarak yaşandığını belirtmişlerdir.

Hernandez ve Seem’in (2004) çalışmasında güvenli okul iklimi ile ilgili sistemli bir bakış oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmada okullarda şiddetin arttığı tespitinden hareketle, okulda şiddetin yalnızca bir korku iklimi ve huzursuzluk ortamı oluşturmakla kalmadığı, okulun eğitimsel misyonunu gerçekleştirmesine ve öğrenme sürecine de engel olduğu vurgulanmaktadır. Okul ikliminin okul sistemindeki tutum, algı ve birey davranışlarıyla ilişkili olduğuna vurgu yapılan çalışmada okul iklimi ile okul güvenliği arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların sonuçlarına da değinilmektedir. Çalışmada birbirleriyle ilişkili olan güvenli bir okulun bileşenleri: (1) Okuldaki bireylerin birbiriyle ilişkileri, okuldaki atmosfer ve okul yönetimi ile okul çevresi arasındaki etkinin oluşturduğu okula özgü şartlar. (2) Okulda şiddetin tanımı, davranışsal ve akademik beklentiler, farklılıklarla ilgili sorunlar, denetim mahalli, ödüller, danışmanlık, iletişim ve işbirliği seviyesi, okul güvenliği algıları ve öğrencilerin okulun işleyişine dahil edilmesinin oluşturduğu psiko-sosyal değişkenler. (3) Karşılıklı güven ve olumlu sosyal ilişkilerden oluşan okul davranışlarıdır.

Kumar, O‟Malley ve Johnston (2008) yaptıkları çalışmada, okulların fiziksel çevresi ile sorunlu öğrenci davranışları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırmada öğrencilerin sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı, okullardaki ilgi çekici ve bakımsız fiziksel çevre ve denetimden uzak alanlar gibi değişkenlere dair veriler konu

edinilmiştir. Araştırma sonuçları öğrencilerin okul çevresine ve ortamına karşı duyarlı olduğunu göstermektedir. Araştırmada 8. sınıf öğrencileri için okulların öğrenciler için ilgi çekici fiziksel ortamlara sahip olması ile öğrencilerin uyuşturucu kullanımı ve okulda alkol kullanımı arasında ters yönlü bir ilişki bulunmuştur. Araştırma sonuçları okul çevresindeki uyuşturucu ve alkol kullanımı ile okulda bu maddelerin kullanımı arasında bir ilişkinin varlığını ortaya koymaktadır. Araştırma bulgularının okulda ve okul çevresinde gözetimden ve denetimden uzak alanların varlığı ile okulda alkol ve uyuşturucu kullanımı arasında olumlu bir anlamlı ilişkin varlığından söz edilmektedir.

Goldstein, Young ve Boyd’un (2008) yaptığı çalışma, okuldaki ilişkisel saldırganlığın okul iklimi ve okul güvenliği üzerine etkilerini konu edinmektedir. Yedinci sınıf öğrencileri üzerinde yapılan araştırmada, erkek öğrencilerde ilişkisel saldırganlığa maruz kalmanın okula silah getirme ile ilişkili olduğu ve ayrıca, yüksek seviyede ilişkisel saldırganlığa maruz kalan öğrencilerin okullarını daha az güvenli hissettikleri ve okullarındaki genel sosyal atmosfer ile ilgili daha az memnuniyet duydukları sonucuna ulaşılmıştır.

Shelton, Owens ve Song (2009) tarafından yapılan çalışmanın amacı ülke çapındaki kamu liselerinin okul güvenlik önlemlerini kıyaslama ve karşılaştırmadır. Bu çalışma 3 farklı topluluk kesiminde (şehir okulları, banliyö okulları ve köy okulları) ve ülkenin (Amerika Birleşik Devletleri) dört farklı bölgesinde (kuzeydoğu, orta batı, batı ve güney) okul güvenliğini karşılaştırmıştır. Yapılan analizler sonucunda, yangın güvenlik önlemleri kategorisinde araştırmaya dahil olan kamu okullunun % 95’i yangın alarmlarına sahip olduklarını, bunun yanı sıra % 86’sı ise yangın söndürme sistemlerinin olduğunu belirtmiştir. Yine bu okullarda kolaylaştırıcı güvenlik önlemleri kategorisinde en sık kullanılanının dış aydınlatma sistemleri (% 85) olduğunu belirtirken, okulların yalnızca % 15’i güvenlik kameraları, okulu çevreleyen çitler ve kapı alarmları olduğunu belirtmiştir. % 5 gibi küçük bir kısım ise metal dedektörler kullandıkları rapor etmiştir. İçsel güvenlik önlemleri kategorisinde ise okula girişlerde imza atma kuralları en sık kullanılan (% 63) önlem olarak belirtilirken, okulların % 1’i öğrenci kilit önlemleri ve % 3’ü öğrenci üniforması önlemi aldıklarını belirtmiştir.

Jacobson, Riesch, Temkin, Kedrowski ve Kluba (2011) tarafından yapılan çalışmada, 5. kademede okuyan çocukların okulda güvensiz hissetme yaşantılarını nasıl açıkladıklarını incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, 243 çocuktan 57’si bazen ya da genellikle okulda güvensiz hissettiklerini belirtmiştir. Bu çocuklardan çoğu birden fazla etnik kimliğe sahip çocuklardır ve yine çoğu, yetişkinlerin olmadığı yerlerde yapılan zorbalık, alay etme ve diğer zarar verici davranışlardan söz etmiştir. Okulda güvensiz hissetmelerinin daha sonradan ortaya çıkan etkilerini ise her ay en az bir kere okula devamsızlık yapmak, okula giderken stresli hissetmek, güvensiz hissetme nedenine bağlı olarak duygusal sorunlar yaşamak ve diğer insanları fiziksel ya da diğer yönlerden potansiyel zarar verici olarak görmek olarak belirtmişlerdir.

Bracy (2011) tarafından öğrencilerin yüksek güvenlikli okulları nasıl algıladıklarını anlamaya çalışmak amacıyla yaptığı çalışma orta Atlantik’teki yüksek güvenlikli iki yerel lisede sürdürülmüştür. Araştırma sonucunda ulaşılan bulgulara göre, iki okulda da öğrenciler okul polislerine karşı olmamakla birlikte, polislerin varlığının okul güvenliği açısından önemli bir etkiye sahip olmadığını dile getirmişlerdir. Bunun yanı sıra, öğrenciler metal dedektörlerin ve güvenlik kameralarının okullarda bulunmasının gereksiz olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca, bu okullardaki öğrenciler, okul güvenlik ve disiplin stratejilerine karşı olmamakla beraber, bu disiplin kurallarının ve cezaların uygulanışı ile ilgili ciddi derecede memnuniyetsizliklerini dile getirmişlerdir. Bu disiplin kurallarının ve cezaların adil olmayan bir şekilde uygulandığını ve okul yöneticilerinin onlara kendilerini savunma şansı vermediklerini vurgulamışlardır.

Peruman-Chaney ve Sutton (2013) tarafından okullarda alınan okul güvenlik önlemlerinin, öğrencilerin okul güvenliği algılarının üzerindeki etkilerini tespit etmek amacıyla yaptığı çalışma sonucunda, metal dedektörler ve fiziksel güvenlik önlemlerinin öğrencilerin okuldayken güvende hissetmemesine neden olduğu ortaya konmuştur. Fiziksel güvenlik önlemleri şiddet olaylarını engellemede gerekli olmasına rağmen, bu araştırma özellikle metal dedektörlerin öğrencilerin güvenlik algısı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Fiziksel olmayan güvenlik önlemlerinin (giysi kodları, kapalı kampüs...) türü ve sayısı öğrencilerin güvenlik algıları üzerinde bir etkiye sahip değildir. Ayrıca araştırmaya katılan bireylerden alınan demografik bilgiler ışığında erkek, beyaz, yüksek ders ortalamasına sahip ve

kendi yaşadığı çevrede güvende hisseden öğrenciler okulda güvende hissettiklerini belirtme eğilimindelerken, daha önce zorbalığa uğramış, kalabalık sınıflarda okuyan ve düzen sorunları olan okullarda okuyan öğrenciler daha çok okulda güvende hissetmediklerini belirtmişlerdir.

Araştırmamızı diğer araştırmalardan en önemli nokta tüm eğitim düzeylerini kapsayan bir araştırma olmasıdır. Bu yönüyle araştırma diğer araştırmalardan ayrılmaktadır. Diğer taraftan okul güvenliğinin sağlanmasında öncelikle okul yöneticilerinin sorumlu olduğu düşünüldüğünde Milli Eğitim Bakanlığının mevcut mevzuatı çerçevesinde yapılan okul güvenliğine ilişkin süreçler gözlenmiş olacaktır. Bunun sonucunda ortaya çıkan eksikliklerde alanyazında yer alacak, daha sonra yapılacak araştırmalara yön vereceği düşünülmektedir. Araştırmanın farklılaşan diğer yönü ise okul güvenliğine ilişkin veri toplanmamış olan bazı verileri elde etmeye yönelik istatistikler içermesidir. Örneğin okullarda sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin okul güvenliğine katkısını araştırması bunun bir örneğidir. Araştırmanın farklılığını sunduğu diğer yön ise, verilerin belirli bir bölgeden değil ve örneklem alma yoluyla değil tam sayım yoluyla alınması araştırmacı güvenliğin ve okul güvenliğinin Kastamonu’da ne düzeyde olduğunu ortaya çıkarması açısından önemlidir.