• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

3. TÜRK SLAM EDEB YATINDA LAH NEFES VE DEVR YELER

3.1.3. LÂH ÖRNEKLER

3.1.3.3. YUNUS EMRE (1239 1321)

XIII. as9r sonlar9nda yetiCmiC, coCkun bir derviC Cairdir. Anadolu’nun en ücra köCelerine kadar ilâhileri nüfuz eden bu halk sanatkâr9 kab9na kolay kolay eriCilemeyecek bir dehaya sahiptir. 1307 de henüz sa@ oldu@unu kendi sarih ifadesiyle kat’i olarak ö@reniyoruz. Nerede ve ne zaman vefat etti@ini bilmiyoruz.100

O@uz lehçesiyle Anadolu edebiyat9n9n kurucusu, Tekke, Dîvân ve Halk edebiyat9n9n hepsine ilham veren öncüsü ve yedi yüz y9ldan beri belki en büyük Cairimiz olan Yunus Emre”nin biyografisi üstüne fazla bilgi yok denecek kadar azd9r.

öhretten uzak durmuC, ölümlü dünyada iz b9rakmamak için elinden geleni yapm9C, bir gezginci bir garip ve bir derviC olmak onun yeryüzü murad9 idi.101

Yunus Emre (1238 -1320) y9llar9 aras9nda yaCad9@9 tahmin edilen ve Anadolu da Türkçe Ciirin öncüsü olan bir Cair ve mutasavv9ft9r. YaCam9na iliCkin belgeler s9n9rl9d9r. Medrese e@itimi gördü@ü, arapça ve farsça bildi@i, ran ve Yunan mitolojisi ile tasavvuf ve tarihi inceledi@i san9l9yor. Vahdet-i vücût (varl9k birli@i) ö@retisine ulaCan bir tasavvuf yorumunu benimsemiCtir.102

Yunus Emre di@er mutasavv9f Cairlerce taklit edilmiC bir Cairdir. 103

Gerçe@e, Tanr9’ya, evrensele, her Ceyin özüne varmak için "Ceriat, tarikat, marifet, hakikat" olmak üzere dört bilgi düzeyi yöntem ay9rt eder. Tasavvuf felsefesi ve görüCleri daha çok BektâCî’lere yak9nd9r. eyh’i Taptuk Emre, Sinan Ata'n9n ard9l9d9r. Hac9 BektâC-9 Velî’'ye ba@l9d9r. Bir dîvân9 vard9r. Risâletü'n Nushiyye adl9

100 Sevgi, Ahmet; A.Canip Yöntem”in Eski Türk Edebiyat Üzerine Makaleleri, stanbul l996, s. 24 101 Kabakl9, Ahmet; age, s.173

102 Kocatürk; Vasfi Mahir; age, s. 179

573 beyitlik Ciiri ile Ceriat kurallar9n9n üstüne ç9kar. BaClang9çtaki düz yaz9 metinde akl9n ve insan9n çeCitlerini anlat9r. iirlerini O@uz lehçesiyle ve ça@9n9n konuCma diliyle yazm9Ct9r.104

Yunus Emre ilâhilerini aruzla ve daha çok nece vezniyle yazm9Ct9r. O slâm tasavvufunu aç9k, sade, derin, samimi ve heyecanl9 bir Cekilde terennüm etmiCtir. Son derece lirik, içli Ciirler meydana getirmiCtir. Vahdeti Vücud felsefesini iClemiCtir. Yunus hayat ve ölümü, kâinat9 bu görüCle izah etmiC, ilahi aCk, varl9k yokluk, hayat ve ölüm meseleleri üzerinde uzunca durmuCtur. Türkçeyi eCsiz bir sanatkâr olarak büyük hünerle kullanm9C dilimizin milli sesini, milli çehresini ve dehas9n9 en mükemmel bir Cekilde sunan O’dur.105

Bilim, edebiyat ve devlet dili olarak arapça ve farsça ‘n9n kullan9ld9@9 bir dönemde Yunus’un halk9n konuCtu@u Türkçe ile yazmas9 Türk dilinin tarihi için çok önemlidir. O, yaln9z kendi döneminin halk Türkçesini kullanmakla kalmam9C, bu dili duygu ve düCünceleri çok rahat ifade eden bir musikiye de kavuCturmuCtur. Hatta denilebilir ki, Yunus günümüze kadar gelen bu zarif Türkçe’nin de temellerini atm9C bir Cairdir.106

Yunusun önemi Ciirlerinde sergilenen özellikler nedeniyledir. Onun Ciirinde dil, düCünce, duygu ve yarat9c9l9k gibi dört önemli öge vard9r. Cledi@i konular sevgi, insan, varl9k birli@i, tanr9, yaCama sevinci, bar9C, evren, ölüm olgunluk, erdem, eliaç9kl9l9k, alçak gönüllülük gibi insan özünde odaklaCan unsurlar9 kapsar. Ona göre isan bir sevgi varl9@9d9r. Yunus’un Ciirlerindeki “yarat9l9C” olay9 “bir yoktan var etme de@il elde bulunan ögeleri birleCtirip bütünlü@e ulaCt9rmad9r.”107

YUNUS DÎVÂNINDAN B RKAÇ ÖRNEK CÂNÜ GÖNÜLDEN SEVERSEN

Ca n-ü gö nül / den se ver sen, Yal var kul Al / la h'a yal var, Mak sû d’a er / mek di ler sen, Yal var kul Al la h'a yal var.

104 Köprülü, Fuat; age, s. 287

105 TimurtaC, Faruk Kadri; Tarih çinde Türk Edebiyat9, stanbul 1981, s,16 106 Yaman, Ertu@rul, Türk Dili Ortak Edebiyat9, Ankara 1998, s. 57 107 Eyübo@lu, smet Zeki, Alevi BektaCi Edebiyat9, stanbul 1991, s. 96

Yalvara kardeC yalvara, Varmaysam yüzü kara, Ümmet isen peygambere, Yalvar kul Allah'a yalvar.

Geceler uykudan uyan, Gizli s9rlar olsun ayan, Mahrum olmaz Allah diyen, Yalvar kul Allah'a yalvar.

Tan9 kendin özün tan9, Neden yaratt9 Hakk seni, Eyuncu@un e@übeni, Yalvar kul Allah'a yalvar.

Yunus nûC eyle belây9, Yürü maksûd’un dileyi,

nleyüben hem a@lay9, Yalvar kul Allah'a yalvar.

BEN YÜRÜRÜM YÂNE YÂNE Ben yü rü rem yâ ne yâ ne, ACk bo ya d9 be ni kâ ne, Ne â k9 lem ne dî vâ ne, Gel gör be ni aCk ney le di. Gâh eserim yeller gibi, Gâh tozar9m yollar gibi, Gâh akar9m seller gibi, Gel gör beni aCk neyledi.

Akar sulay9n ça@lar9m, Dertli ci@erim da@lar9m,

eyhim an9ben a@lar9m, Gel gör beni aCk neyledi. Ya elim al kald9r beni, Ya vasl9na erdir beni, Çok a@lad9m güldür beni, Gel gör beni aCk neyledi. Ben yürürüm ilden il’e,

eyh sorar9m dilden dile, Gurbette hâlim kim bile, Gel gör beni aCk neyledi. Mecnûn oluban yürürüm, Ol yâri düCte görürüm, Uyan9r melûl olurum, Gel gör beni aCk neyledi.

Benzim sar9gözlerim yaC, Ba@r9m yara ci@erim baC, Hâlim bilen dertli kardaC, Gel gör beni aCk neyledi. ACk9n beni mest eyledi, Ald9 gönlüm hast'eyledi, Öldürme@e kast eyledi, Gel gör beni aCk neyledi.

ARAYU ARAYU BULSAM Z N A ra y9 a ra y9 / bul sam i zi ni,

zi nin to zu na / sür sem yü zü mü, Hak na sîb ey le se / gör sem yü zü nü, Yâ Mu ham med ca n9m / ar zu lar seni.

Bir mübarek sefer olsa da gitsem, Kâbe yollar9nda kumlara batsam, Hub cemâlin bir kez düCde seyretsem, Yâ Muhammed can9m arzular seni.

Zerrece kalmad9 gönlümde hîle, S9dk ile girmiCem ben bu Hak yola, Ebû-Bekir Ömer Osman'la bile, Yâ Muhammed can9m arzular seni.

Ali ile Hasan, Hüseyin anda, Sevgisi gönülde muhabbet canda, Yar9n mahCer günü ulu dîvanda, Yâ Muhammed can9m arzular seni.

Arafat da@9d9r bizim da@9m9z, Anda kabul olur bizim duam9z, Medine'de yatar peygamberimiz, Yâ Muhammed can9m arzular seni.

Yunus medheyledi seni dillerde, Dillerde dillerde hem gönüllerde, A@layu a@layu gurbet ellerde, Yâ Muhammed can9m arzular seni.

'OL CENNET N IRMAKLARI ol Cen ne tin / 9r mak la r9,

A kar Al lah / de yû de yû, Ç9k m9C s lâm / bül bül le ri, Ö ter Al lah / de yû de yû.

Sal9n9r tûbâ dallar9, Kur'ân okur hem dilleri, Cennet ba@9n9n gülleri, Kokar Allah deyû deyû.

Kimler yiyip kimler içer, Hep melekler rahmet saçar,

dris nebî hülle biçer, Diker Allah deyû deyû.

Alt9ndand9r direkleri, GümüCtendir yapraklar9, Uzand9kça budaklar9, Biter Allah deyû deyû.

Aydan ayd9nd9r yüzleri, ekerden tatl9 sözleri, Cennet'te hûri k9zlar9, Gezer Allah deyû deyû. Hakk'a âC9k olan kiCi, Akar gözlerinin yaC9, Pür-nür olur içi d9C9, Söyler Allah deyû deyû.

Ne dilersen Hak'dan dile, K9lavuz ol do@ru yola, Bülbül âC9k olmuC güle, Öter Allah deyû deyû.

Aç9ld9 gökler kap9s9, Rahmetle doldu hepisi, Sekiz Cennet'in kap9s9, Açar Allah deyû deyû.

R9dvan dürür kap9 açan, Hülle donlar9n9 biçen, Kevser Carâb9ndan içen, Kanar Allah deyû deyû.

Yunus Emre var yâr9na, Koma bugünü yâr9na, Yar9n Hakk'9n divân9na, Varam Allah deyû deyû.

3.1.3.4. N YAZ MISRÎ (1618-1693 )

Ad9 ve mahlas9 konusunda iki de@iCik görüC vard9r ki biz burada onlar9 aynen aktar9yoruz:

As9l ad9 Mehmed olan ve Malatya’da do@an Niyazi, M9s9r’da tahsil gördü@ü için “M9sri” diye tan9nm9Ct9r. Önce Kadiri tarikat9na giren sonra da Sinan Ümmi’ye intisap eden Niyazi, Halvetili@in M9sr9yye kolunu kurmuCtur.108

Evliyan9n büyüklerinden olup Halvetî tarikat9n9n M9sr9yye kolunun Ceyhidir. As9l ad9 Muhammed olup Niyazi mahlas9n9 kullanm9Ct9r. Uzun süre M9s9rda kald9@9 içinde M9srî lakab9n9 alm9Ct9r. Babas9 Ali Çelebi’dir. 1618 y9l9nda Malatya”n9n So@anl9 köyünde do@du@u, 1693 y9l9nda da Limni adas9nda vefat etti@i bilinmektedir. Niyazi M9srî bölgesindeki çeCitli âlimlerden önce slâmî ilimleri tahsil etmiC, sonra medrese tahsiline baClay9p tefsir, hadis, f9k9h ve tasavvuf ilimlerini tahsil etmiCtir. Tasavvufta ki ilk Ceyhi Halveti eyhi Malatyal9 Hüseyin Efendi’dir.

Bir müddet sonra seyahat etmeye karar verir ve M9s9ra gider. Orada ilim tahsil eder öyle ki, bir müddet sonra Ezher’de ders verir. Hatta kerametleri bile görülür.109

Rüyas9nda gördü@ü Seyyid Abdülkadir Geylani’nin “Senin nasibin diyar-9 Rum’da, M9s9rda de@il” sözleriyle Anadolu’ya yönelmiC ve stanbul’a gelerek Sultan Ahmet Camiinde vaazlar vermeye baClam9C bir müddet sonra Bursa’ya dönmüC ve orada irCad görevine devam etmiCtir. Devlet yönetimiyle baz9 konularda ters düCen M9srî, Limni adas9na sürülmüC ve bir y9l sonra da orada vefat etmiCtir.110

Eserleri:

Dîvân : “ Tarikat-9 lmihal” diye tan9mlanabilir. En çok tan9nan ve sevilen bir eserdir. BestelenmiC Ciirleri zikir meclislerinin ayr9lmaz bir parças9 olmuCtur. Pek çok tarikat ve tekke Cairi manzumelerine Cerh yazm9Ct9r.

108 TimurtaC, Faruk Kadri; Tarih çinde Türk Edebiyat9, stanbul l993, s. 306 109 Özdamar, Mustafa, Niyazi M9sr9, stanbul 2000, s.23

Mevaidü’l- rfan: rfan sofralar9 anlam9na gelip 7l bölümden meydana gelmiCtir. Eser tasavvufi konular9 ihtiva etmekle birlikte baz9 hat9ralar da eserde yer almaktad9r.

erh_i Esmâü’l-Hüsnâ: Cenab-9 Hak’k9n mübarek isimlerini ve anlamlar9n9 ihtiva etmektedir.

Tefsir-i Sûre-i Yusuf: Eser Hz.Yusuf Peygamberin k9ssas9n9 anlatmaktad9r. Risale-i Tevhid : Tevhid akidesi anlat9lmaktad9r.

Risale-i Haremeyn: Kâbe-i Muazzama ve Mescid-i Nebevi anlat9lmaktad9r. Tefsir-i Fatiha: Kur’an-9 Kerimin ilk suresi olan bu sureyi manzum olarak anlatmaktad9r.

Esma-i Halvetiye: Halvetiya tarikat9 ile ilgili anlat9mlar mevcuttur.

Kaside-i Bür’de: 1075 senesinde Bursa’da Rasülüllah Efendimizin yüzünü rüyada görmek Cerefine vas9l olduktan sonra on gün içinde yaz9p bitirdi@i bir eserdir.

Niyazi M9srî’ye ait bir ilâhi;

Ten de câ n9m can da câ nâ n9m d9r Al lah hû di yen, Dil de s9r r9m s9r da süb hâ n9m d9r Al lah hû di yen, Des t-i kud retle ya z9l m9C yü zü ne â yâ t-9 Hak, Gön lü mün tah t9n da sul tâ n9m d9r Al lah hû di yen.

Cümle a'zâdan gelir zikr-i "ene'l-hak" naras9, Cism içinde zâr u efgân9md9r Allah hû diyen, Geceler tâ subh olunca inledir bu derd beni,

Derdimin içinde dermân9md9r Allah hû diyen.

Yere gö@e s9@mayan bir müminin kalbindedir, Katremin içinde ummân9md9r Allah hû diyen,

Her kiCiye kendinden akreb olan dost zât9d9r, Ey Niyâzi dilde mihmân9md9r Allah hû diyen. 3.3.3.5. 'EMSEDDÎN- S VASÎ ( -1597)

Tokat’9n Zile ilçesine ba@l9 Silis Köyünde do@an âlim ve mutasavv9f bir Cairdir. Babas9 Horasanl9 Ebu’l Berekât’t9r. Do@um tarihi bilinmemekle beraber 1597/H.1006 y9l9nda vefat etti@i bilinmektedir. Halk aras9nda esmerli@inden dolay9 Kara ems diye de an9l9r. As9l ad9 Ahmed’dir. emsi mahlas9n9 kullan9r.

Halvetî tarikat9n9n emsiyye kolunu kurmuC ve seksen y9la yak9n ömrünü ilim ve irCad hizmetlerine adam9C bir Cairdir. Arapça ve Farsçaya çok iyi vak9f olan Cair özellikle Sivas ve yöresinin teveccühünü kazanm9C vefat9ndan sonra Sivas Ulu Cami avlusuna defnedilmiCtir.111

Dînî ve Tasavvufî yaz9lm9C olan eserleri ise Cunlard9r. Dîvân, GülCen-i Âbâd, Mevlid ve Menâk9b-9 mam-9 A’zam’d9r.

emseddîn Ahmed Sivasî’ye ait bir ilâhi; Ga rîk -i bah r-i is yâ num, Ha rî k-i nâ r-9 hic râ num, Fa kî rüm zâ r-u gir yâ num,

efâat yâ Resûlallâh. Yolum seddeyledi a@yâr, K9lup gurbette-i_güm zâr, Elüm tut lutfile kurtar,

efâat yâ Resûlallâh. Ne itdüm ise ben itdüm, Ya geldüm nefse zulm itdüm,

Henüz cürmüm bilüp geldüm, efâat yâ Resûlallâh.

Bu emsî abd-i âb9kdur, Ne itsen ana lây9kdur, Velî yolunda sâd9kdur,

efâat yâ Resûlallâh.

3.3.3.6. KUDDÛSÎ (1765-1848)

XIX. Yüzy9lda yetiCen tekke Cairlerinin en geniCi ve en tan9nm9C9d9r. Dîvân9 hem hece ve hem de aruz vezniyle yaz9lm9C Ciirlerle doludur. Dîvân9’n9n en büyük özelli@i halka yak9nl9k ve konuya hâkimiyetinin oluCudur. Kültürlü bir Cair Ceyh olan Cair 13, yüzy9ldan zaman9na kadar bektaCiler müstesna bütün Türk tekke Cairlerinin, hatta ruh ve eda bak9m9ndan k9smen dîvân ve saz Cairlerinin bir zübdesi gibidir.

iirleri halk9n ruhuna ve seviyesine göre ifade eden Kuddûsî Yunus ve Niyazi’den sonra tekke Ciirinin halk aras9nda en tan9nm9C olmas9d9r. Naz9m dili çok mükemmel de@ildir. Yine de kendisinden sonra bu sahada böyle bir Cahsiyet yetiCmemiCtir.112

Halk aras9nda en sevilen ilahisi ise Cudur: Mestü hayran9m,

Zatü giryan9m, Her dem lisan9m, Hu demek ister. Gözümden yaClar, Akmaya baClar, Cümle kurt kuClar, Hu demek ister. Bir baCka ilâhi:

Ey rahmeti bol PadiCah, Cürmüm ile geldim sana, Ben eyledim hadsiz günah, Cürmüm ile geldim sana,

Gönlümü yara salas9m geldi, Bahrine aCk9n dalas9m geldi, Ar ü namusum CiCesini hem, Uruben taCa çalas9m geldi.

3.3.3.7. E'REFO>LU( -1470)

15.Yüzy9l9n en tan9nm9C mutasavv9f Cairlerinden dir. As9l ad9 ECrefo@lu Abdullah-9 Rûmî’dir. Babas9n9n ad9 ise ECref Ahmed’dir. M9s9r kökenlidir. Dedesi Mehmed’in M9s9rl9 oldu@u rivayet edilir. znik’te do@an ECrefo@lu’nun do@um tarihi bilinmemektedir. Dedesi ve babas9n9n M9s9r’a Anadolu’dan gittikleri belirtilir.113

Yunus yolunu takibeden ECrefo@lu baz9 Ciirlerinde “ECrefo@lu Rûmî” baz9 Ciirlerinde “ECref-Zade” veya “Rûmî” mahlas9n9 kullanm9Ct9r. Dili tam Türkçe, hem de Anadolu Türkçesidir. Bursa’da Çelebi Mehmed medresesinde okumuC, Abdal Murad isimli bir meczubun tesiriyle tasavvufa merak sarm9C, bir müddet sonra dersi b9rak9p Ankara’ya gitmiC ve Hac9 bayram-9 Veli’ye intisap etmiC ve Onun damad9 olmuCtur. Hac9 Bayram ECrefo@lu’nu M9s9r Hama’ya Kadiri tarikati Ceyhi eyh Hüseyin’e göndermiC, ona intisap etmiC bir müddet sonrada ECrefo@lu Bursa’ya dönerek bir tekke kurmuCtur. 114

Halvetilikle beraber Kadirili@i birleCtirip “ECrefiyye” kolunu kurarak Anadolu’da Kadirili@i yaymaya baClam9Ct9r. Bursa’dan memleketi olan znik’e dönmüC orada bir tekke kurmuC ve orada da vefat etmiCtir.115

Bu asr9n en tan9nm9C mutasavv9flar9ndan olan ECrefo@lu’nun Ciirlerinde Yunus Emre ve AC9k PaCa’n9n tesiri görülür. lahileri mutasavv9flar aras9nda bestelenerek okunan Cairlerin baC9nda gelmektedir. air hece ve aruz vezniyle lirik Ciirler yan9nda didaktik mahiyette manzumelerde söylemiCtir. Hece vezniyle söylenmiC Ciirleri çok daha baCar9l9d9r. ECrefo@lu, Yunus Emre gibi serbest “devriye”ler yazm9C, aCk ve irfan9n öneminden , bir Ceyhe ba@l9l9@9n gereklili@inden uzunca bahsetmiCtir. 116

113 Mengi, Mine, age. s.125. 114 Mengi, Mine; age. s. 138

115 Gölp9narl9, Abdülbaki; (2004) s.63

ESERLER :

Divan: Tekke edebiyat9n9n vazgeçilmez abidelerinden biridir. Osmanl9 dönemi tekke Cairleri denilince ilk akla gelen isimlerden biridir ECrefo@lu. Onun divan9nda yer alan manzumeler as9rlardan beri din, edebiyat, sanat ve tasavvuf dünyas9n9n adeta bir parças9d9r. Tekkelerde okunan pek çok ilahilerin güftesi bu divandan al9nm9Ct9r. Divan9nda l29 Ciirinden 39 tanesi hece ölçüsüyle yazm9Ct9r

Müzekki’n - Nüfus: Nefisleri ar9tan, temizleyen anlam9na gelen bu isim ECrefo@lu’nun ahlak konusuna a@9rl9k veren meChur eseridir. Eserin kaynaklar9 ise; Kur’an-9 Kerim, Hadis-i erifler ve di@er ilgili eserlerdir.

Eser, nefis, ruh ve huy terbiyesini esas alan bir eserdir. Eser hemen baC9nda nefsin tasnifini yaparak anlatmaya baClar. Bilindi@i üzere nefsin tasnifi ise 4’dür.

1- Nefs-i Emare 2- Nefs-i Levvame 3- Nefs-i Mülhime 4- Nefs-i Mutmaine

Tarikatnâme: Müzekki’n-Nüfus tasavvufi a@9rl9kta yaz9lm9C olmas9na ra@men tarikatname do@rudan derviClere hitap eden bir eserdir.117

ECrefo@lu Rumi’nin En MeChur lahisi Ey Allah’9m beni senden ay9rma Beni senin didar9ndan ay9rma Seni sevmek benim dinim iman9m

lahi dini imandan ay9rma

eyhim güldür ben onun yapra@9yam lahi yapra@9 gülden ay9rma

Sarar9ban soldum döndüm hazana lahi gazeli daldan ay9rma

Ben ol dost bahçesinin bülbülüyem lahi bülbülü dilden ay9rma

Bal9@9n can9 suda dediler lahi bal9@9 gölden ay9rma

ECrefo@lu senin kemter kulundur lahi sultan9 kuldan ay9rma

3.3.3.8. N ZAMO>LU (1551-1601)

Seyfi, Seyyid Seyfi, Seyfullah Seyyid Nizamo@lu, Nizamo@lu mahlas9n9 kullanan Seyyid Seyfullah mam Hüseyin’in o@lu Zeyn’ül-Abidin Ali soyundan Seyyid Nizameddin’in o@ludur. Mir’acü’l-Mü’minin adl9 mesnevîsinde babas9n9n da Nizamî mahlas9yla Ciirler okudu@u belirtilmektedir. air Ümmî Sinan’dan hilafet alm9Ct9r. 1601 tarihinde vefat eden Nizamo@lu, Silivrikap9’daki kendi dergâh9n9n bahçesine defnedilmiCtir. Caferi mezhebine tabidir. Yunus Emre’ye yol ve yöntem bak9m9ndan en yak9n bir Cairdir.118

Eserlerinden baz9lar9 Cunlard9r:

Mi’racü’l-Mü’minin: slam ilmihali konular9n9n zahiri ve bat9n9 anlamlar9n9 bildiren bir eserdir.

Cami’ul-Mearif: Cenab-9 Hak’k9n isimlerini, Peygamberimizin, dört halifenin, on iki imam9n ve müçtehitlerin isimlerini zikretti@i bir münacat9 ibaret.

eref-i Siyadet : Seyyidli@in yani Peygamberimizin soyundan olman9n önem ve özelli@inden bahseden gazellerden ibarettir.

Esrar’ül-Arifin: Peygamberimizin soyundan gelenlere sayg9 duyulmas9 konusunu iClemekte.

Divan: Oniki imama olan övgü gazel tipinde anlat9lmaktad9r.

Ma’denü’l-Maarif: Tasavvufla ilgili baz9 ayetleri Ciir yoluyla anlatan bir eserdir. Ehlibeyt sevgisini Vahdet inanc9ndan ileri bir görünüC sergileyen Nizamo@lu’nu BektaCiler ve Hamzavilerde benimsemiClerdir. 119

En meChur Ciri:

Bu aCk bir bah r-9 um man d9r, Bu na had dü ke nar ol maz, De li lim s9 rr-9 Kur’ an d9r, Bu nu bi len de ar olmaz.

118 Gölp9narl9, Abdülbaki, age.(2004) s. 78 118Gölp9narl9, Abdülbaki, age. s.80.

Süregeldim ezeliden, Pirim Muhammed Ali’den,

arab-9 la yezaliden, çenlere humar olmaz.

E@er âC9k isen yâre, Sak9n aldanma a@yare, DüC brahim gibi nare, Bu gülCende yanar olmaz. K9yamazsan baC- u cana, Irak dur girme meydana, Bu meydanda nice baClar, Kesilir hiç soran olmaz. Bak Cu Mansur’un iCine, Halk9 üCürmüC baC9na, Ene’l Hakk’9n feraC9na, DüCenlere t9mar olmaz. Hak ile Hak olanlara, Kendi nefsin bilenlere, Ölmeden ön ölenlere, Kan paras9 dinar olmaz.

Seyfullah sözünde mesttir, Pirinden ald9@9 desttir, Divanera kalem nist’dir, Ne söylerse k9nar olmaz.

Benzer Belgeler