• Sonuç bulunamadı

Yoksulluk sınırı temel tüketim için yeterli olacak bir mal demetine duyulan ihtiyacı ifade etmektedir. Çünkü en basit olarak yoksul kimse temel tüketim ihtiyaçlarından; yiyecek ve yiyecek dışı bileşenlerden yoksun olan olarak tanımlanmaktadır. Sınırın tanımlanması sonrasında bu demetteki malların maliyetlerinin hesaplanması adımına geçilir (Haughton ve Khandker, 2009: 40).

Bunun dışında yoksulluk sınırı kişilerin minimum alım güçleri ile de tanımlanabilmektedir. Bireylerin sahip oldukları gelirin büyüklüğüne bakılmaksızın geçim zorluğu çekip çekmedikleri sorusuna verdikleri yanıtlar yoluyla saptanmaya çalışılır (Erdoğan, 2002: 3-4).

Genel itibariyle yoksulluk analizlerindeki kesişim noktası yoksulluk sınırıdır.

Yoksulluk sınırının temel amacı yoksullar ile yoksul olmayanların ayrımını yapabilmektir. Belirlenecek olan yoksulluk sınırının altında kalanlar yoksul olarak nitelendirilecektir. Yoksul kimseler yapılan tespit sayesinde kamu kesimi transfer harcamalarından yararlanma imkânı bulacaklardır. Yoksulluk sınırı ile tespit edilenlerin sayısının artması demek yapılacak olan transfer harcamalarının da artacağını ifade etmektedir (Aktan, 2002: 19).

Yoksulluk için sınır belirlenirken genellikle yoksulluk oranlarının kullanım amacına göre sınır noktası değişim gösterecektir. Sadece temel gıda yardımları için bir sınır göz önüne alınacaksa bu yanlış bir tutum olacaktır. Çünkü bu durumun yoksulluk oranını hem yüksek hem düşük göstermesi muhtemeldir. Oysaki yoksulluk sosyal ve politik bir sorundur ve oranları da bunu yansıtmalıdır (Haughton ve Khandker, 2009: 40-41).

Yoksulluk, herhangi bir ülkede farklı gelişmişlik düzeyine bağlı olarak bölgelerarası farklılıklar gösterebilir. Yoksulluk oranları gibi yoksulluğun yapısı da farklılık gösterebilir. Yoksulluğa bağlı olarak kentlerde kırsal alanlara özgü durumlar da gözlenebilir. En basiti kentlerdeki gecekondu mahalleleri kırsallık özelliğini

korumakla beraber kentsel özellikler de taşımaktadır (Dumanlı, 1996: 9). Burada ortaya çıkan yapı bizlere yine kır-kent yoksulluğu arasındaki sert düalizm ilişkisini hatırlatmaktadır. Yukarıdaki ifade edilen birbiri ile ilişkili olan durumlardan dolayı kırsal yoksulluk ile kentsel yoksulluk birbirinin besleyicisi veya etkileyicisi olarak göze çarpar.

Aynı zamanda yoksulluk sınırının tespitine konu olan günlük kalori tüketimi hesaplanmasında da kır ve kent ayrımından dolayı farklılıklar vardır. Her iki kesimde hesaplanan kalori miktarları aynı olsa bile tüketim kalıbı farklılıkları vardır. Tüketim kalıbı farklılıklarından dolayı hem kırsal bölgeleri hem de kentleri temsil eden tek bir yoksulluk sınırının olması yeterli olmayacaktır (Dumanlı, 1996: 9).Yoksulluk sınırı basit olarak minimum temel gıda ve gıda dışı ihtiyaçları karşılamak için gerekli harcama düzeyi olarak düşünülebilir. Bu şekilde düşünüldüğü takdirde öncelikle hane halkının tüketim değeri hesaplanmalıdır. Daha sonra hane halkının ne derece yoksulluk içerisinde olduğu yahut ne ölçüde yoksul olarak tanımlanabileceğinin saptanması gerekir. Böylelikle bir eşik değeri belirleyebiliriz ve bu değerin altında kalanlar için de ne düzeyde bir tüketimin gerekli olduğunu görebiliriz (Haughton ve Khandker, 2009: 40-41).

Herhangi bir şekilde ya da yöntemle bir eşik değeri belirlendiği zaman yoksul insanlarla yoksul olmayanların ayrımı daha kolay olarak yapılabilir. Yoksulluk sınırını tespit etmenin temel amacının da, toplum içerisindeki yoksulları belirlemek olduğu düşünülürse sağlayacağı katkı daha net anlaşılabilir.

Yoksul kavramı zaman zaman refahın bir fonksiyonu olarak da ele alınmaktadır. Yoksulluk sınırının hemen altında ve hemen üstünde olan bireyleri mutlak bir yoksulluktan koruyacak bir refah düzeyi söz konusudur. Tüm bunların doğal sonucu olarak birden fazla yoksulluk sınırı tanımının yapılması tutarlıdır. Hane halkının ortalama tüketimini yansıtan bir refah ölçütü seçilmesi durumunda ikinci olarak yapılması gereken de buna uygun bir yoksulluk sınırının tespitidir. (Haughton ve Khandker, 2009: 40,42).

1.3.1. Yoksulluk Sınırının Hesaplanması

Yoksulluk sınırı tespitinde veya tahmininde dikkat edilecek üç durum vardır (Duclos ve Araar, 2006: 103).

1. Refahın ölçüleceği aralık tanımlanmalıdır. Bu aralık fayda, gelir, temel ihtiyaçlar veya kapasite aralığı olabilir

2. Düşünülen aralıkta mutlak yoksullukla mı yoksa göreli yoksullukla mı ilgilendiğimizi belirlemeliyiz.

3. Kişinin fakir olup olmadığına karar verirken kişinin “gerçek fonksiyonu mu” yoksa “ fonksiyon kapasitesini mi” kullanacağımızı belirlemeliyiz.

Yoksulluk sınırı genel olarak gıda ve gıda dışı harcamalar esas alınarak hesaplanmaktadır.

1.3.1.1. Sadece Gıda Harcamalarına Göre

Gıda yoksulluğuna dayalı yoksulluk sınırında toplumun tümü için ortaya konulan ortalama kalori miktarının altında kalan bireyler yoksul olarak nitelendirmektedir (Erdoğan, 2002: 3-4). Tüketime dayalı olan yoksulluk sınırının iki faktöre bağlı olduğu düşünülebilir. Bunlardan ilki minimum beslenme standardını ve diğer gerekli temel ihtiyaçları karşılayacak kadar gelirdir. İkincisi de bireylerin günlük toplumsal hayata katılma maliyetini yansıtan ve ülkeden ülkeye değişen bir harcama miktarıdır (World Development Report,1990: 26). Bu faktörlerden ilkinin hesaplanması kolayca yapılabilmektedir. Ancak ikinci faktörde yer alan ihtiyaçların çeşitliliğinin ve miktarının çok esnek olması hesaplamada sorun yaratmaktadır (Dumanlı, 1996: 10). Ayrıca tüm nüfus içinde aynı kalori ölçülerinin kullanılmaması yöntem için aksaklıklara neden olacaktır. Birçok farklı değişkenin alınan kalori miktarını etkilediğini düşünürsek, bu durum, yöntemi sakıncalı kılacaktır.

Toplumdaki en küçük birim olan aileler arasında bile alınması gereken kalori miktarları bakımından farklılıklar görülecektir (Erdoğan, 2002: 3-4).

1.3.1.2. Gıda Dışı Harcamalara Göre

Tüketime dayalı olan yoksulluk sınırının, ikinci faktörünü de gıda dışı harcamalar oluşturmaktadır. Gıda dışı harcamalar Dünya Bankası Gelişme Raporu’nda ifade edildiği gibi ülkeden ülkeye hatta ülkelerin kendi içerisinde farklılıklar göstermektedir. Aynı zamanda bu harcamaların toplumun günlük yaşama katılma maliyetinin de göstergesi olduğu unutulmamalıdır.

Gıda dışı harcamaların sınırı veya miktarı aynı ülke içindeki bölgeler arasında dahi önemli oranda değişiklikler göstermektedir. Bu nedenle fakir kimselerin etnik köken, karakter, yaş, cinsiyet gibi noktalarda ayrıma tabi tutulması gerekmektedir.

Bunun dışında gıda dışı harcamalarına göre yoksulluk sınırı hesaplanırken fakirliğin kültürden kültüre önemli ölçüde farklılıklar gösterdiğini de önemli bir faktör olarak göz önünde bulundurmalıyız. Herhangi bir toplumda veya kültürde kabul gören yoksulluk sınırı zamanla değişim gösterecektir. Toplumlardaki gelir ve refah seviyelerindeki artışlar karşısında bu sınır değişim göstermektedir (Dumanlı, 1996:

11-12) .