• Sonuç bulunamadı

YOKSULLUK HALĠ

Belgede Türk medeni hukukunda nafakalar (sayfa 115-118)

Nafaka alacaklısı olan üstsoy altsoy ya da kardeĢin kendisine yardım edilmediği takdirde zor duruma düĢecek olması yani baĢkalarının yardımı olmadan kendisinin zorunlu ihtiyaçlarını bizzat karĢılayamaması gerekir418

. Yardım nafakası talep edecek kiĢinin davayı açtığı anda yoksul olması Ģart değildir. Yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düĢme tehlikesinin olması yardım nafakası talep edebilmek için yeterlidir419

.

Nafaka talep edenin zaruret halinde olmasının yahut yoksul olmasının kapsamının neleri içerdiği konusunda kanun metninde herhangi bir açıklama yoktur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu‟nun 07.06.1998 gün E. 1998/ 856 K. 1998/688 Sayılı ilamında; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin

maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların” yoksul olarak kabul edileceğini belirtmiĢtir. Yine

baĢka bir Yargıtay kararında420

; “yoksulluğa düşmenin açıkça çok sıkıntılı ve ağır

ekonomik koşulları ifade ettiğini” vurgulamıĢtır. Dolayısıyla nafaka talebinde

bulunanın kendi imkanları ve çalıĢma gücü ile yaĢamını devam ettirememesi halinde yoksul olduğunun kabulü gerekir ve yardım nafakası talep edebilir421

.

417 Özuğur, s. 315 ( Özuğur, Nafaka Davaları).

418 Zevkliler/ Acabey/ Gökyayla s. 1071 ( Zevkliler/ Acabey/ Gökyayla, 1997); Akıntürk/

Karaman AteĢ s. 387 ( Akıntürk/ Karaman AteĢ, Aile).

419

Oğuzman/ Dural, s. 380; Dural/ Öğüz/ GümüĢ, s. 343 ( Dural/ Öğüz/ GümüĢ, Aile, 2011). 420 Y. 3. HD. 06.07.2017 E. 2017/ 9752 K. 2017/11174, “ … Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması ve somut olayda olduğu gibi bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir. Zira mevcut ekonomik ve sosyal durumda davacının yoksulluk içinde olduğu kabul edilemez. Bütün bu yönler göz önünde tutulmadan yardım nafakasının amacını aşar bir yorumla davacı lehine yardım nafakasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. …” ( UYAP Hakim Portal EriĢim Tarihi: 25.04.2019). 421 Baygın, s. 450; Y. 3. HD. 03.03.2003 E. 2003/ 2191 K. 2003/ 2027, “… Davada, davalı babanın yardımına muhtaç bulunduğu ileri sürülerek yardım nafakası istenilmiş, mahkemece; davacının reşit ve bedenen-ruhen sağlam olup çalışmasını engelleyecek rahatsızlığının bulunmadığını, zorunlu olarak yardıma muhtaç olmadığını (öğrenim vs.) bu nedenle yardım nafakası şartlarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar vermiştir. … Somut olayda her ne kadar davacı reşit ve sağlıklı olması nedeniyle çalışabilecek konumda ise de davanın açıldığı tarih itibariyle işsiz olduğu sabittir. Günün

Yoksulluğa düĢen nafaka alacaklısının bilgisizliği, deneyimsizliği, ahlak dıĢı davranıĢları, kusuru sebebi ile zaruret haline düĢmesi, hısımlarından yardım nafakası istemesine engel teĢkil etmez422

. Mesela; kiĢi alkol, kumar bağımlılığından dolayı malvarlığını tüketmiĢ ve çalıĢıp hayatını idame ettiremeyecek duruma gelmiĢ olsa dahi üstsoy altsoy ve kardeĢlerinden yardım nafakası talebinde bulunabilir. Kural olarak, yoksulluk halinin nafaka alacaklısının kusuruyla doğmuĢ olmasının ya da kusuru dıĢında olmasının nafaka talebinde bulunmak bakımından herhangi bir tesiri yoktur. Ancak sırf nafaka borçlusunu zarara uğratmak amacıyla eylem yapılırsa nafaka talep edilemez, edilmiĢ ise de bu talep reddedilmelidir. Mesela sırf nafaka talep edebilmek için mallarını bedelsiz olarak baĢkasına devreden ve nafaka talep eden kiĢiye nafaka verilemez. Çünkü bu durum hakkın kötüye kullanılmasıdır ve TMK 2/II uyarınca bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz423.

Nafaka talebinde bulunanın hayat standartlarının önceye nazaran düĢmesi yoksulluk haline düĢtüğünden bahisle yardım nafakası isteme yetkisi bahĢetmez. YaĢı, eğitimi, sağlığı bakımından çalıĢma gücü olanların geçimlerini kendi çalıĢma güçleriyle sağlaması esastır. KiĢinin herhangi bir mazereti olmaksızın çalıĢarak kimseye yük olmadan geçimini sağlama imkanı varken yardım talebinde bulunması hukukumuzda ne dürüstlük ne de iyiniyet kurallarıyla bağdaĢmaz424

. Öte yandan, nafaka talep edenin yoksulluğa düĢtüğünden bahsedebilmek için elindeki tüm imkanlara baĢvurmuĢ yine de sonuç alamamıĢ olması gerekir. Nafaka talep eden üstsoy altsoy ve kardeĢlerinden nafaka talep edebilmek için malvarlığını tüketmiĢ olması da lazımdır425

. Nafaka alacaklısının malvarlığını tüketip tüketmediği ekonomik koşulları dikkate alındığında da davacının iş bulma imkanı oldukça güçtür. Davacının annesinin yanında kalması onun sadece barınma ihtiyacını karşılar. Davalı babanın emekli maaşı aldığı tespit edilmiş olmasına göre; babanın, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan kız çocuğuna uygun bir miktarda nafaka yardımında bulunması kanunun lafzına ve amacına uygundur. Toplanan bilgi ve belgelere göre yoksul olduğu anlaşılan davacı için uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. …” ( Yavuz, Nafaka, NiĢan ve EĢlerin Katkı Payı ile Ġlgili Davalar, s. 646). 422 BaĢaklar, s. 148.

423 Baygın, s. 453; Y. 2. HD. 27.03.1997 E. 1997/ 2393 K. 1997/ 3369 ( Özuğur, Nafaka Davaları, s. 372); Ruhi, s. 104-105.

424 Baygın, s. 450-451.

425 Oğuzman/ Dural, s. 380; Y. 2. HD. 20.03.1997 E. 1997/ 1895 K. 1997/ 3096; “… Davacının bankada parası, tarlası, fındık bahçesi ve evinin bulunduğu, çalışmasını engelleyen sağlık sorununun

mahkeme tarafından araĢtırılmalıdır. Mahkeme, araĢtırma sonucunda talep edenin malvarlığının bulunması ve paraya çevrilebilmesi halinde nafaka talep edilmesinin dürüstlük kuralıyla bağdaĢmayacağını göz önüne alarak karar vermelidir.

ÇalıĢma bakımından erkek ya da kız çocuk olma bakımından cinsiyet ayrımı yapılmaksızın Anayasamız ve Kanunlarımızda herkese çalıĢma özgürlüğü tanınmıĢtır426. T.C Anayasası 49/I. fıkrasına göre: “Çalışma, herkesin hakkı ve

ödevidir.” Bu düzenleme ile çalıĢma hem hak hem de ödev olarak düzenlenmiĢtir.

Mazereti olmayan herkes de çalıĢarak kendi geçimini sağlayarak hayatını sürdürmekle yükümlüdür. ÇalıĢmak nasıl hem hak hem ödev ise; çalıĢamayacak durumda olana yardım etmek de toplumsal ve ahlaki ödevdir.

Kanuni mazereti sebebiyle çalıĢamayan ve geçimini temin edemeyen kiĢiler ise hısımlarından yardım nafakası talep edebilir. Örneğin er ya da erbaĢ olarak muvazzaf askerlik görevini yapanlar, cezaevinde tutuklu ya da hükümlüler yardım nafakası talebinde bulunabilir. Bu kiĢilerin barınma ve beslenme gibi ihtiyaçlarının Devlet tarafından karĢılanıyor olması baĢka ihtiyaçlarının olmayacağı anlamına gelmez. BaĢkaca ihtiyaçları olan ve zaruret halinde bulunan bu kiĢiler hısımlarından nafaka istemesi halinde Devlet eliyle ihtiyaçlarının karĢılandığı sebep gösterilerek davaları reddedilmemeli, Ģartları mevcut ise lehlerine yardım nafakasına hükmedilmelidir427

.

II. NAFAKA BORÇLUSU BAKIMINDAN ġARTLARI

Yardım nafakası talep eden nafaka alacaklısının bunu dava yoluyla ileri sürebilmesi için yoksulluk halinde olması gerekir. Nafaka alacaklısı yardım talebini kanunen üstsoy ve altsoyuna karĢı ödeme güçlerinin bulunması halinde; kardeĢlerine karĢı ise refah halinde olması halinde isteyebilir.

bulunmadığı, kısa süre önce bir tarla sattığı ve parasını harcamadığı anlaşılmaktadır. Mevcut malvarlığı davacının yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğini göstermemektedir. Davanın reddi yerine yardım nafakasına hüküm verilmiş olması doğru bulunmamıştır. …” ( Özuğur, Nafaka

Davaları, s. 373). 426 Ruhi, s. 100.

Belgede Türk medeni hukukunda nafakalar (sayfa 115-118)