Ana ısmarladı kamu işin Mısra isıir-ı izzeti toldı Nim-ı Yusuf aziz-i Mısr oldı Hıil-i Krtfır k'ey zebun oldı
Alem-i izzi ser-nigiın oldı Anı bi-tıikat eyledi bu halel
Oldı ahır nişan tir-i ecel
ZÜLEYHA'NIN KITFIR'İN öLOMONDEN SONRAKİ MACERASI VE TÜRLÜ BELALARA UGRAMASI HAKKINDA
410 Teng oldı demi Züleyhinun
Oldı bi-had gamı Züleyhanun Ne Aziz ile hanesi ıibad
Ne ruh-ı Yusuf ile hatırı şad Şevkden hir gice gelüp vecde Büti önünde eyledi secde Didi ey kıble-i münacatum Sanadur daima ibadatum
404(Hükümdar), "O takdir edilen olay ortaya çıkınca, halkın hayatı için ne tedbir almalıyız?" dedi. 405 Hz. Yusuf, "nice yıllar bolluk olacak, halka emredin ki bol ekin eksinler" dedi. 406Hükümdar, Hz. Yusu{'un ilmini görünce, bütün işlerini ona havale etti. 407Yüceliğinin eserleri Mısır'a doldu ve Yusu{'un adı "Mısır Azizi" oldu.
408 (Eski Mısır Azizi) Kıtfir'in durumu perişan oldu ve yücelik alameti, nişanı da baş
aşağı oldu. 409 Bu eksiklik onu güçsüz yaptı, sonunda da (Kıt{ir) ecelin okuna hedef oldu. 410 Züleyhanın her anı sıkıntı ve dertlerle doldu, üzüntüleri sayısız oldu.
411 Evi, Aziz (Kıtfir) in ismi ile şenlenmedi ve Hz. Yusuf'un ruhu ile de gönlü mutlu olmadı. 41 2 Bir gece (Yusu{'a karşı) aşırı arzu ve istekten coşarak, gelip putu önünde yerlere kapandı (secde etti). 41 3 "Ey yalvarma kıble~ ... Bütün ibaretlerim sanadır"
dedi.
71
K 'ey hacersen nice ilahumsın Dİıst yohnda seng-i rahumsın
415 Nice bir ire batınıma şikest
Böyle didi vü urdı ol puta dest Yüz çevürdi çİı din-i diınundan Ah-dest aldı eşk-i hunundan Çun Züleyhaya virdiler ruhsat Girdi Yusuf huziırına halvet Yusuf anı çun aşina gördi Kimsün adın nedür diyüp sı>rdı
Ki virüp varum bahana senün
Canı vakf itmişem hevana senün 420 Bilicek Yusuf anı ağladı zar
Sordı halin esirgeyüp tekrar
K'ey Züleyha ne hale düşmişsin Güneş idün zevale irmişsin
Didi evvel budur cüvan olayın
Hüsn ile gün gibi ayan olayın İtdi Yusuf bu hacet üzre du'a Leblerinden akıtdı ab-ı beka
4 14 "Dost yolunda bana yolumu gösteren taşımsın. Ey taş, sen ne biçim ilahımsın?"
415 "Acaba gönlüme niçin kırılmışlık geliyor?" dedi ue puta eliyle uurdu, (onu kırdı).
41 6 Sapık dininden uaz geçerek, kanlı göz yaşıyla abdest aldı (Miislümôn oldu).
4 1 7 Züleyha 'ya izin uerilir verilmez, Hz. Yusu('un huzuruna yalnız başına girdi.
418 Hz. Yusuf, onu görünce, kendisine yakın hissetti ue "kimsin, adın nedir?" diye sordu. 419 (Züleyha da) "bütün malımı, mülkümü senin yoluna uermiş, canımı da se-nin aşkına adamışım, uakfetmişim" dedi. 420 Hz. Yusuf, bunları duyup anlayınca ağladı, bağışlayarak tekrar halini sordu. 4 21 "Ey Züleyha, ne hale düşmüşsün, Güneş idin sönmüşsün." 422(Züleyha), "önce genç olayım ue güzellikte gündüz gibi belli olayım dedi. 423Hz. Yusuf, bu istek üzerine Tanrı'ya dua etti ue dudaklarından
de-uamlı, kalıcılık suyu akıttı.
Ta Züleyha yine cüvan oldı Ruhları taze gül-sitan oldı
42S Oldı kırkında pır iken bi-fer On sekiz yaşda taze ter duhter Didi kalmadı bundan özge murad
Kılasın vaslun ile gönlümi şad
YUSUF'UN ALLAH'IN EMRİYLE ZÜLEYHA. İLE NİKAHLANMASI VE YUSUF'UN BOLLUKTA VE KITLIKTA HALKA
iYi
MUAMELESİ HAK.KINDA Yusufa çunki hazret-i Fettah Buyruk itdi ki ide akd-i nikah Dügün eyledi padişahane
Geldi sadat-ı Mısr eyvane Oldı çôn halka am-ı has in'am Zevk ü işret umun oldı tamam 430 Oldı din-i Hattı üzre nikah
Şeb-i hicr ahir oldı toğdı sabah
Nazarı düşdi çiın Züleyhanun
Nfirı tabına doymadı anun
Gördi Yusuf anun bu halini çıın Aşk halinde bu kemalini çıin
424Sonunda Züleyha gençleşti, yanakları taze gülbahçesi gibi oldu. 425 Kırkında fersiz bir ihtiyarken, on sekiz yaşında taze bir kız oldu. 42 6 "Gönlümü senin vusla·
tınla mutlu etmekten başka bir isteğim, arzum kalmadı" dedi. 427 Kullarının kapalı işlerini açan Allah, Hz. Yusuf'a (Züleyha) yı nikah lamasını emretti. 42 8 Padişahlara layık düğün yaptı, Mısır'ın uluları köşke geldiler. 429 Zevk ve eğlence işleri tamam-landı, seçkinlere ve halka, herkese ni'met yılı oldu. 4 30 Halil'in (Hz. lbrohim) dini üzerine nikah olunca, ayrılık gecesi son bulup sabah oldu. 4 31 Allah 'ın nazarı Züley·
ha 'ya yönelince, Allah 'ın nurunun ışığına dayanamadı (ona tabi oldu). 432 Hz. Yu-suf, (Ziileyha'nın) bu halini ve aşk ilmindeki olgunluğunu gördü.
Kolını yasdnğ eyleyüp yüzine BÔyı ile getürdi keııdözine Açdı yüzine açmaduğı gözini Gördi ömründe gönnedügi yiizüni 435 Aşıka aşk hoş kerametdür
Aşkı ma'şfıkına ıuayetdür Var idi sıdkı çun Züleyhıinun Geçdi her vakti aşk ile anun
Aşk ile itdi terk mülk-i peder
Aşk ile itdi şehr-i Mısra sefer Yusuf anda görüp ubôdiyyet
Hıdmet-i hazret-i rububiyyet
Yapdı ol mah içün ibadet-gah Hali olmağa hal-i halvet-gah 440 Varup ol hane-i ibadetde
Ömrini hoş geçürdi ta 'atde Mısra Yusuf çu şehr-yar oldı Adi ü insafı aşikar oldı
Yedi yd ki ucuzluk oldı cihan Ni'met ile tolup zemin ü zaman
4 33
Kolunu onun yüzüne yastık edip, kokusuyla kendi kendine getirdi. 4 34Gözünü,
açmadığı yüzüne açtı (onun güzel yüzünü gördü). ömründe görmediği yüzünü gördü.
4 3 5 Aşığa, aşk güzel bir keramettir. Aşığın aşkı, sevgilisine intikal eder. 4 3 6 Züleyha aşkında sadık idi. Her anı onun aşkıyla geçmişti. 437 Aşkından dolayı babasının memleket.ini terk ve Mısır şehrine yol almış idi. 4 3 8 Hz. Yusuf, onda (Züleyha 'da) kulluk ve Allah 'a hizmet görünce; 439 halvet yerindeki halinin yalnız olması için o ay yüzlü güzel içiıı bir ibadethône yaptı. 440 (Züleyha) o ibadethaneye giderek ömrünü itaat içinde mutlu geçirdi. 441 Hz. Yusuf, Mısır'a hükümdar oldu. 442 Dünya, yedi
yıl bolluk oldu, yer ve zaman nimetlerle doldu, taştı.
Yapdı Yusuf revan bir ulu hisar Eyledi ol hisarı piir-anbıir
Nice sultan-ı taht ü sahib-i tac
Oldı bir pare ekmeğe muhtac 445 Her tarafdan ana gelürler idi
Canlarına hayat alurlar idi
HZ. YAKUB'UN KAVUŞMA DESTANI VE YUSUF'UN KARDEŞLERiNiN ÜÇ DEFA MISIRA GiDiŞ GELiŞLERi HAKKINDA
Çun Züleyha irişdi matluba Geldi nevbet visal-i Ya'kuba
Ağlar iken gam-ı te'essüfden Kirban geldi Mısr-ı Yusufdan Yusufun izzetini söylediler Aleme himmetini söylediler Geldiler Mısra ihvet-i Yusuf Bilüp anları Hazret-i Yusuf 450 ltdi üç gün eyü ziyafetler
Yidürüp gune gune ni'metler Hasar idüp bulara heybet ile Didi Yusuf itab u töhmet ile Evde kalan birıiderünüzi hem Getiirün ta virem ana da ni'am
443Hz. Yusuf, hemen büyük bir kale yaptırarak, o kaleyi tamamen bir depo haline getirdi. 444Birçok tac ue taht sahibi sultan (bile kıtlık yüzünden) bir parça ekmeğe muhtaç oldu. 445 Her taraftan ona (Yusuf'a) geliyorlar ue uücutları için canlılık (ha-yat) alıyorlardı. 446 Züleyha istediğine kauuştu. Şimdi sıra Hz. Yakub 'un (Yusu{'a) kauuşmasına geldi. 447 (Yakub), üzüntüden ağlarken, Yusuf'un Mısır'ından bir ker-uan geldi. 448(Keruandakiler), Hz. Yusuf'un iyiliğini, şerefini ue bütün aleme yaptığı yardımları söylediler. 449 Hz. Yusuf'un kardeşleri Mısır'a geldiler, Yusuf onları tanı
yarak; 450üç gün iyi ziyafetler uerdi ue türlü türlü ni'metler yedirdi. 452Hz. Yusuf bunlara heybetle zarar uererek, azarlayarak ue suçlayarak ( şöyle) dedi: 4 5 2 "Eııde ka-lan kardeşinizi de getirin ki ona da yiyecek uereyim. "
75
Göricek hazret-i pederlerini Didiler bu geçen haberlerini Ki eger gitmez ise Bünyamin Kuvvet ü kutumuz kesildi hemin 455 Çun bular yine Mısra irdiler
Emr-i Ya'kiib üzre girdiler Sordı anı tefafül ile hemin Ah ile girye ile Bünyamin Didi bir kardaşım var idi ezel Ana benzer bulunmaz idi güzel
Anı kurd aldı yazıda na-gafı
Bu yazu anun ismidür ey şah
Yalunuz kaldı çunki Dünyamın
Eyledi ka'r-ı dilden ah ü eniİı 460 Ana k'ey şefkat eyledi Yusuf Hanına da'vet eyledi Yusuf
Cevheri sa'ın ol şeh'i huban
Kardaşınun yiikinde kodı heman Yük tutup çiin bular yöneldi yola Yusuf emr itdi bir ki cüst kula
45 3 (Yusu{'un kardeşleri) yüce babalarını görünce, (Yusu{'la aralarında) geçen ko-nuşmaları ona söylediler. 454 "Eğer Bünyamin bizimle gelmezse, gücümüz ve yiyecek nasibimiz hemen kesilir" (dediler). 45 5 Bunlar yine Mısır'a geldiler ve Hz. Yakub'un emri üzerine (nazar değmesin diye ayrı ayrı kapılardan) şehre girdiler. 4 5 6 Yusuf, derhal bilmemezlikten gelerek ah edip gözyaşlarıyla Bünyaminden (üzerinde Yusuf yazılı elbiseyi) sordu. 457 (Bünyamin), "eskiden bir kardeşim vardı ki, ona benzer bir güzel bulunmazdı" dedi. 45 8 "Ey şah, kırda onu ansızın bir kurt kaptı. Bu yazılanlar da onun adınadır. 45 9 (Yusuf), Bünyamin 'le yalnız kalınca, gönlünün derinliklerinden ah etti ve inledi. 460 Hz. Yusuf, ona (Bünyamin 'e) şefkat edip, sarayına davet ettiği zaman; 4 6 1 güzeller padişahı (Yusuf), o buğday ölçeği kabını hemen kardeşinin yü-küne koydu. 4 62 Bunlar yüklerini alıp yola yönelince, Hz. Yusuf bir iki araştırıcı as-kerine emretti.
Ki bizi adunuzla aldadunuz
Şimdi sa'-ı melik uğurladunuz
Didiler her ne yükde bulma ol Sahibine ceza budur ola kul 465 Aranup sonra bar-ı Bünyamin
Sa'ı anun yük.inde buldı emin Yusufa çun kul oldı Bünyamin Bunlar andan recayı kesıli hemin Didi Şem 'un ki ey büraderler Bizi görüp yine ne diye peder Ya ola izn-i Hak kıtal idevüz
Şehr-i Mısrı harab idüp gidevüz Varsun ernr eyle Mısra mu'temedün Görsün anda ne itdise vele.dün 470 Gördiler çun cemalini pederün
Didiler macerasın ol haberün Didi oğlanlarına Mısra gidün Anda sa'y eyleyüp tecessüs idün An-ı hal eylemek içün Yakub Derd ile yazdı şaha bir mektub
463(Askerler) "siz bizi adınızla aldattınız, şimdi de sultanın buğday ölçeğini çaldı
nız" (dediler). 464 (Askerler), "ölçek hangi yükte bulunursa, sahibine kölelik cezası verilir" dediler. 465Sonra, Biinyamin'in yükü arandığında; Sultan buğday ölçeğini onun yükünde buldu. 466Bünyamin böylece Hz. Yusuf'a köle oldu, kardeşleri de ona (Yusuf'a) yalvarmaktan hemen vazgeçtiler. 4 67 Şem 'un: "Ey kardeşlerim, baba-mız (Yusuf'un kaybından sonra) bizi görünce yine ne der? dedi. 468(Kardeşler) Allah'ın izni olursa, savaşır ve Mısır şehrini harap eder gideriz (dediler). 469 (Kardeş
ler, babalarına) 'Himat ettiğin kişiye emret, Mısır'a gitsin ve evladının ne yaptığını
orada görsün" (dediler). 470(Yakub'un çocukları) babalarının yüzünü görünce, o ola-yan tefe"uatını söylediler. 47 1 (Yakub), oğlanlarına: Mısır'a gidin, orada çalışın ve araştırın, dedi. 472 Hz. Yakub, halini arzetmek için, Sultana (Yusuf'a) dertli bir mek-tup yazdı.
77
Toğrı direm behakk-ı nur-ı ehed Gelmedi dahi benden uğrı veled Alup oğlanları bu nameyi cüst Sefere hem idüp yeriğı dürüst
YUSUF'UN GÖMLEGiNİN YAKUB'A KAVUŞMASI, GÖZLERİNE SÜRMESi ÜZERİNE GÖZLERİNİN AÇILMASI VE MISIR'A GiDiP YUSUF'LA BULUŞMASI HAKKINDA
475 İnliler çünki burcuıa şihun Geldiler kapusına dergihun Nameyi sıındılar bu şevk ile
Aldı açdı okudı zevk ile
Kalmadı dilde sabrı ari ile Didi kardeşlerine zari ile
Sına vakıf degüldüniiZ çfın o dem Size özr oldı cehliniiZ muhkem Göricek kaldılar bu hali tana Yohsa Yusuf mısın didiler ana 480 Didi ben Yusufam bu kardaşum
Çok bela gördi kalır ile başum
Ba'dezan didi Yusuf ihvetine Toyurup cümlesini ni'metine
47 3 "Ebedfnur hakkı için doğru söylüyorum ki, benden hırsız çocuk doğmadı".
47 40ğlanları bu mektubu hemen aldılar, yola çıkmak için hazırlıklarını yaptılar.
4 7 5 Sultanın kalesine, dergahının kapısına geldiler. 47 6 Heyecanla mektubu sundu-lar, (Yusufl aldı, açtı ve zevkle okudu. 477 (Yusuf), ağlayarak, gönlü sabırsızlık içe-risinde, kardeşlerine şöyle dedi: 47 8 "O zaman siz sırrı bilmiyordunuz. Cahilliğiniz size sağlam bir kusur oldu. 479(Kardeşleri) bu hali görünce şaşırıp kaldılar, ona '·'yoksa sen Yusuf musun?" dediler. 480 "Ben Yusu{'um, bu da kardeşim (Bünya-min), sıkıntılarla başım çok bela gördü" dedi. 481 (Yusuf), bundan sonra, hepsini nimetleriyle doyurup, kardeşlerine şöyle dedi:
Pire pirıihenümi vasıl idün Canunuza sevab hasıl idün İledüp anı örtesiiz yüzine Ta yine nur fer güle gözine Pfr-i Ken'anı kokdı çun anı
Didi ol dem safa bulup canı
48S Kani' iken bu buya hazret-i pir Na-gehan geldi gönlek ile beşir
ltdi ilka gül üzre yasemini Vech-i Ya'kÜba a'nı pirıiheni
Ol semen nergisine fer virdi Sim rengin olup güher virdi
Dikşirüp kar ü barı Ken'aııdan
Canib-i Mısra göçdiler andan Geldiler çfınki şehr-i Mısra yakin Haber olundı padişaha hemin
YAKUB'UN VEFATI VE YÜSUF'UN RÜYADA BABASINI VE ANNESİNi GöRMESİ, ALLAH'A NİYAZ EDİP DUA ETMESi HAKKINDA
490 Çünki Ya'kuba hasıl oklı visal Geçdi ze\'k u
sürur
ile nice sal ÇÔn bu garra vasiyyet oldı tamam Azm-i darü's-selam itdi imam4 82 "ihtiyara (babama), gömleğimi ulaştırın böylece canınıza sevap elde edin".
4 8 3 "Onu götürüp yüzüne örtün ki, gözüne ışık ve kuvvet gelsin". 484 Ken 'an diyarı
nın ihtiyarı onu koklayınca, o an gönlü neş 'e doldu ve dedi: 485 Jhtiyar hazretleri, bu kokuyla yetinmişken, ansızın gömlekle beraber müjde (de) geldi. 486Gül üzerine ya-semini bıraktı, yani onun (Yusuf'un) gömleğini Hz. Yakub'un yüzünün üzerine bıraktı 4 8 7 O yasemen, nergisi ne (Yakub 'un gözüne) ışık verdi, gümüş renginde olup, mücev-her gibi ışık saçtı. 488 lş, güç ve yüklerini Ken 'andan toplayıp, oradan Mısır'ın yanı
na göçtüler. 489 Mısır şehrinin yakınına geldiklerinde, hemen padişaha (Yusuf'a) ha-ber verildi. 490Böylece Hz. Yakub'a vuslat ulaştı, zevk ve neş'e içinde nice yıllar geçti. 491 Bu güzel vasiyyet tamam olunca, imam (Hz. Yakub) cennete gitmeğe niyet etti.
Girdi mihraba bir gice halvet İde Mevlaya ta ubôdiyyet
Çeşmine geldi babı bi-gaflet itdi seyran alem-i gaybet Pederi oldı maderi ile ayan Yüzleri guyiya meh-i taban 495 Hasretüz vasluna mekanuna gel
Murg-ı cennetsin aşiyanuna gel
YUSUF'UN ÖLÜMÜ VE BU OLAYIN ACISININ ZÜLEYHA 'YI