• Sonuç bulunamadı

Mesnevi içinde; Kur'an'da 12. surenin 17. ayetinde de geçtiği üzere, Yfısuf'un kardeşleri, kurdun Yusuf'u yediğinden bahsederlerse de kurdun konuşmasına dair bir

işaret yoktur. Fakat, eski Türk destanlarında rastladığımız üzere bu nev'i varlıkların

dile gelerek konuşmaları bir motif olarak destani bir unsurdur. üstelik olağanüstülük vasfını da korur.

Kurtla ilgili kısım mesnevide 1167 - 1424. beyitler arasında ele alınmış ve iş­

lenmiştir.

"And içerim ki yimedüm anı

Uyma ebnine itme bühtinı (1366. beyit)

36 ôgel Bahaeddin, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Ankara, 1979

21

Kur'an'da bahsi geçmeyen, fakat Dede Korkut'ta "Basat'ın Tepegöz'ü öldürme-si Hikiyeöldürme-si"nde geçen bir motif de "harami"dir.37 Bu motif, mesnevinin 1189.

beytinden başlayarak şöyle anlatılır.

"Didiler çün biz eyledük seyran

Kaldı ol cimemüz katında heman Hali bulup harami ol caya

Eylemişdür şehid ol ayı Çünki Yakub işitdi bu haberi

Kalmadı kizbe şüphesi eseri Didi bu söz dahi degül makul Akil olan bum ider mi kabul

Ki harami bulup bir oğlanı

Gönlegin koya öldürüp anı"

Hamdi, mesnevide, Bünyaınin'in cuvalında bulunan tasın dile gelerek, Yı'.isuf'un başına gelenleri hikaye edişini 5858. beyitten itibaren verir.

''Bir ulu tas idi meger ki o •' Ölçüp anunla ıatılurdı meta' "

Yusuf kuyudan çıkarılıp satılmak üzere götürülürken, annesinin mezarı başına gelince; mezar, Yı'.isufla konuşmaya başlar, bu motif 1759 - 1901. beyitler arasında yer alır. Sade, hisli ve güzel bir Türkçe kullanılır.

"Kaşki ben de ölsem anacuğum

Sana hem - türbe olmm anacuğum''

3. PERi İLE OLACANOSTO IZDİV AÇ:

Eski Türklerde, Oğuz Kağan Destanı'nda var olan bu motif şöyledir.

"Karanlık bastı. Gökten bir ışık düştü. Oğuz Kağan yürüdü. Gördü ki bu ışığın arasında bir kız var, yalnız oturuyor. Oğuz Kağan onu gördükte aklı kalmadı, gitti.

Onu sevdi, aldı.38

37 Ergin Muha"em, Dede Korkut Kitabı Ankara, 1964 Hızarcı Suat, Dede Korkut Hikayeleri latanbul, 1966

38 Banarlı Nihad Sami, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi -lst. 1971

Burada bir peri, melek motifi verilirken Dede Korkut Hikiyesinde de aynı ko-nuya temas edildiğini görüyoruz.

"Çoban kepeneğini üzerlerine atb, peri kızının birini tuttu, tamah edip hemen

çiftleşti."

Hamdi'nin mesnevisinde de aynı motife yer verilir.

"Bir rivayet budur çim Kıtfir Vaslına anun olsa damen -gir Bir peri sureti Züleyhiida Def'i hazD' olurdu arada"39

. Böylece Züleyha ile Kıtfir'in izdivacı yerine, Kıtfir'in bir peri, melek ile olağa­

nüstü izdivacına işaret ediliyor. 4 0 4- SAYILAR:

Eski Türklerde yedi, kırk, üç ve üçün katları oldukça fazla kullanılmıştır. Bun-lar içinde yedi sayıı;ı özellikle çok fazladır, üstelik kutsal bir rakam olarak da

görülü-yor_4ı

Hamdi'nin bu mesnevisinin de, 532, 1393, 2554, 2791, 4265, 5129. beyitle-rinde yedi rakamına rastladığımız gibi, şu beyitlerde de görmemiz mümkündür.

"Gördi yedi anık sığır dahi şah

Ol yediğ bu yediyi yidi çiı gıih

Gördi hem yedi taze ter htişe

Gina lezzet verür dile tiışe

Hem yedi huşk - i huşeler bitdi Ol yediye tolaşdı huşk itdi.

Yedi yıl ki ucuzlık oldı cihan Ni'met ile tolup zemin ü zeman"42

39 3162 - 3163. beyitler.

40 Onur M. Naci, Akşemseddin - zade Hamdullah Hamdl'nin Yusuf u Züleyha

mes-neııisindeki önemli motifler, Türk Kültürü Dergisi Ekim -1984 s. 258 41 ôgel Bahaeddin, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Ankara, 1979

42 5131-5614. beyitlerarası

23

S - ZİYAFET (TOY):

Hamdi'nin Yusuf ve Züleyha mesnevisinde Yusuf, kıtlık yıllannda Mısır'a gelip

buğday almak isteyenlere ziyafet vererek, karınlarını doyurduğu şeklinde ifadeler

vardır.

Eski Türklerde, Türk hakanları türlü sebeplerle yemek yedirip, eğlendirmeyi

ihmal etmezlerdi. Bu motif Dede Korkut'ta Büyük Han'ın yaptığı "ulu toy" ile bey-lerin yaptık.lan "küçük toylar" şeklinde göriilür.

Yusuf kendi kardeşlerini tanıyarak, üç gün onlara ziyafet verir, Mısır Şahı

Reyyan'ın verdiği şölen de şu beyitlerde yer alır.

"Şöleni çıkdı ak.ibet şahun Dalış olundı sümatı dergıihun

lhvet - i Yôsııf'a virildi çôn aş Sundı bir çiniye iki kardaş43

Bu beş ana motif milfi kültürümüz açısından Türk insanının o asra göre, çok evvelki asırlarda mevcut milll unsurlarını kaybetmeyerek; kendisinde mevcut bir

genmiş, bir iç güdüymüş gibi, yüz yıllar sonra ortaya koyduğu bir eserinde Hamdul-lah Hamdt'nin, bu noktalan tekrar tablolar halinde sahneye koyması büyük önem

taşımak tadır.

B - ESERDE TEMLER:

Başlıca üç tem işlenmiştir.

a) Yusuf'un kardeşlerinin ona karşı olan hasetleri ve bu ana tem etrafında Yu-surun başına gelenler ve o zamandan sonra hayat akışının değişmesi ilk göze çarpan konudur.

b) Züleyha'nın tek taraflı beşeri aşkı, eserin çoğunluğuna hakim olan bir unsur-dur. Beşeri aşkın Züleyha'yı ayrılık ateşiyle yandırdığı, yaşlılık halinde dahi Yusuf'.

un özlemi içinde oluşu çok detaylı ele alınır. Ayrılık ve aşk birlikte ve iç içe işlen­

miştir.

c) Allah'a tevekkül, ona saygı, sevgi ve Allah korkusu, eser içinde görülürken, toplu halde olmasa bile zaman zaman kendisini hissettirecek derecede önem

kazan-mıştır.

43 5804 ve 5805. beyitler

Bu üç ana tem yanında olayların seyrine yardımcı olabilecek konular da göze çarpar. Yakub'un sabn, inanç sahibi olanlarla olmayanların arasındaki farklar, öz ve üvey kardeşler arasındaki fark, Yusurun güzelliği ve bu güzelliğin herkesce takdir edilişi, Yusuf'un sabn, ilahi aşk gibi ikinci planda, yardımcı temler işlenmiştir.

Yusuf'un Bünyamin dışındaki kardeşleri kendisine üveydir, bu sebeple Bün-yamin, eserde Yusuf'a düzenlenen hased olaylannın içinde değil, babası Yakub'un

yanındadır.

Eserin sonlarına doğru Züleyha, ilahi aşka teslim olur, beşeri aşk eserde yerini iliht aşka terkeder.

C - ESERDE VEZİN

Hamdullah Hamdi, mesnevisinde vezin olarak,

"Feilitün, mefailün feilün"

Fi'ilitün mefailün fa'lün

kalıbını seçmiş ve kullanmışbr.

"Yer yaratdı kef - i bihirmdan

Gökler itdi anun buharından (14. beyit) Ki bu ya Rab ne gülıitin gülidür

Gulgulı hoş ne bağ bülbülidür (457. beyit)

++-/+-+-/++--- + ++-/+-+-/++--- ++-/+-+-/++--- I

+ --

+ - /

--Eser içinde mesnevi vezninin dışında terkib - i bendte 44

Mef'ulü, mefailün, feulün - -

+ / + - + - / + - -

kalıbı kullandırken, mevcut on beş gazel ve bir rübai için de şu kalıplar kullandmıştır.

1. gazel (1080 - 1084. beyitler) Feilatün, mefailün, fe'ilün

Failatün, mefailün, fa'lün

2. gazel (1090 - 1094. beyitler) Mefailün, feilitün, mefailün, feilün Mefiilün, feilitün, mefailün, fa'lün

44 183-238. beyitleraraıı.

+ +- -/ +- +-/ +

+-- + +--+--/++--++--/+--+--

--/+-+-/--+ - --/+-+-/--+ - I + + - - I + - + -· I + + -

+-+-/++--/+-+-/--25

3. gazel (1214 - 1218. beyitler)

6. gazel (2657 - 2661. beyitler)

Altıncı gazel, beşinci gazel veznindedir.

7. gazel (2697 - 2701. beyitler)

Mefailün, mefailün, mefiilün, mefailün

+---/+---/+---/+---10. gazel (3433 - 3437. beyitler) Mef'ülü, fiilitü, mefailü, fiilün

11. gazel (3514 - 3518. beyitler) On birinci gazel onuncu gazel veznindedir.

12. gazel (3884- 3888. beyitler) On ikinci gazel, onuncu gazel veziıindedir.

13. gazel (3988 - 3992, beyitler) MeUilün, feilitün, mefiilüıı, feilün Mefiilün, feilatün, mefiilün,fa'lün

14. gazel (4539- 4545. beyitler)

--+/-+-+/+--+/-+- +-+-/++-...:./+-+-/++-

+-+-/++--/+-+-/--On dördüncü gazel, on üçüncü gazel veznindedir.

15. gazel (5281- 5286. beyitler) On beşinci gazel, on üçüncü gazel veznindedir.

YUSUF VE ZÜLEYHA 'NIN N0SHALARI45

Metin meydana getirilirken birbiriyle karşılaştudığımız eski el yazma nüsha-lar şunlardır:

1. AO - Atatürk Onv. Seyfettin özege Kütüphanesi No: 41/205 ypk. 15 st.

yazı talik, istinsah tarihi: H. 897

2. T -İstanbul üniversitesi Kütp. T. 3579/188 ypk. 18 st. yazı siyakat.a benzer, istinsah tarihi: H. 933

3. A - Ayasofya Kütüphanesi No: 3902 fı,12 ypk. 15 st. yazı nesih, istinsah tarihi:H. 941

4. R - D.T'C.F. Kütüphanesi (Raif Yelkenci ktp.) No: 1144/213 ypk. 15 st.

yazı nesih, istinsah tarihi: H. 948.

5. AE2 - Millet Kütüphanesi (Ali Emiri Man. Esr. Böl) No: 1168 /211 ypk.

15 st. yazı nesih, istinsah tarihi: H. 971

6. D - D.T.C.F. Kütüphanesi (İ. Saib Ef. Kt.) No: l/'J2J9fı,04 ypk. 15 st. yazı, talik, istinsah tarihi: H. 1003

7. Ü - İstanbul ünv. Kütüphanesi No: 675/199 ypk. 15 st. yazı nesih, istinsah tarihi: H. 1008

8. AEi - Millet Kütüphanesi (Ali Emiri Man. Esk. Es) NO: 1166/215 ypk.

15 st. yazı nesih.

9. S - Süleymaniye (H. Hüsnü ktp) Kütüphanesi No: 1007 /215 ypk. 15 st.

yazı nesih.

10. E - Atatürk ünv. Aı:aştırma Enst. Kitaplığı No: yok./152 ypk. 15 st. yazı

nesih.

45 Nüshaların tesbitinde ııe karşılaştırılması sırasında, Atatürk Vniversitesi Fen · Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Halük ipekten Yn değerli fikir-lerinden ve ilminden son derece istifade ettik, şükrôn arzederiz.

27

MESNEViNiN

ORiJiNAL METiN VE DiPNOTLARLA NESRE ÇEVRiLMiŞ ŞEKLİ

1 Zikr olunrnaı;ı evvel ismu 'llilı

Her ne başlama Ahır ola tebilı

Söz ki olmaya anda hamd-ı Hüda lnnez andan sımah-ı cine 111da Her ki yad itdi nam-ı Rahmanı Toyladı rahmet-i Rahim anı

Mülkine gerçi vacib oldı sena Mümteni 'dür veli seza-yı Hüda 5 Emr ile abdı mübtela eyler

Zitına layık ol sena eyler Rİıh-ı Ahmed ki nıh-ı a'ıamdur Ruhlar ceyşine mukaddem dür

Şehsuvıir-ı mücerredat oldur

Mefhar-ı cümle kayinat oldur

Mustafadur güzide-i rüsüle Nusha oldur ceride-i rüsiile lrdi lutfından ateşe çu neim Oklı berd-i selıim-ı İbrahim

10 Nurıla oldı tıynetine sirişt Ta nübüvvet binasına ola hişt

1 Allah 'ın ismi anılmadan başlanılan her işin sonu hü,andır. (çöküştür) 2 lçinde Allah~

şükür olmayan sözden can kulağına ses gitmez. 3 Allah 'ın (Rahman 'ın) adını anan kişiyi Allah 'ın rahmeti ağırladı. 4 (A ilah 'ın) mülkünü methetmek oocip oldu, fakat Allaha layık (kul) olmak imkansızdır. 5 Emretmek suretiyle kulu kendisine düşkün eder ı.ıe zatına layık bir şekilde öı.ımesini sağlar. 6 AhmeHn (Hz. Muhammed fo) ruhu büyük bir ruhtur ı.ıe ruhlar ordusunun öncüsüdür. 7 Nefsfoi dünyadan çekenlerin öncüsü ı.ıe bü-tün kainatın öı.ıgü kaynağı o'dur. 8 Mustafa, (Hz. Muhammed) peygamberlerin seçilmişi ı.ıe peygamberler kitabının başlangıcıdır. 9O'nun (Hz. Muhammed'in) rüzgarı, ateşe ulaştı ı.ıe Hz. lbrahim 'in kurtuluşuna sebep olan soğuk meydana geldi. 10 Nübüı.ıı.ıet

kınası olan cennet, onun mayası gibi güzel oldu.

Seyyid-i bar-gah sıddık ü mfa

Hıilef-i hazret-i resfıl-i Hüda_

Ana ol dem virildi izzet ü cah Didi ana nebi Halilullah

Kemeri sandı1k u tacı hulletdür Server-i zümre-i hilafetdür Batdı hak.dan oldı çün F arı1k Serv-i mncakı irdi ta ayyuk 15 Cennetün hil'atini ön giyer ol

Hem kamudan sıratı ön geçer ol Ger nebi gelse bad-ı ahd-ı resfıl

Didi Ahmed Ömer olur idi ol

Zdl-ı Rahman sahib-i nureyn ilm ü hilmiyle mecma'u'l-bahreyn Mecma'-i fazl ü carni'-i Kur'an

Şehsuvar-ı vilayet-i irfan Edebiyle mürüvvet-i irfan Cem' olup didiler ana Osman

20 Bab-ı şehr-i uliım-ı Rebbani Mevrid-i varidat-ı sübhani

11 Allah 'ın büyük peygamberinin kalesi, bağlılık ve neş'e divanının efendisi (Hz. Ebubekr) oldu. 120"na o zaman yüce mevki verildi ve peygamber ona Halilullah ded_i. 130'nun kemeri sandık ve tôcı dostluk demektir, aynı zamanda o, halifelik zümresinin başıdır.

14 Batılı, hakdan ayırdı ve sancağının boyu göğe erişti. 1 5 Cennetin elbisesini en önce o giyer ve Sırat Köprüsünü herkesten önce o geçer. 1 6Peygamberin söylediğine göre, eğer benden sonra peygamberlik gelseydi, peygamber Hazret-i Ömer olurdu. 1 7 O, nurların sahibidir. Allah 'ın yeryüzündeki gölgesi, ilim ve tabitındaki yumuşaklıkla bir okyanus gibidir. 18 Fazilet ve erdemleri kendisinde toplayan o insan Kur'an 'ın toplayıcısı ve irfan şehrinin önderidir. 1 9 Edebiyle, irfan ve mürüvvetine istinaden, bu vasıflara haiz olanlar toplanıp ona Osman dediler. 20 Manevı (Rabbani) ilimler şehrinin kapısı ve Allah 'a

ulaşmaya giden yol.

Hamdi ger Murtaza'ya kanber ola Yegdür andan ki halka server ola Bülbül-i bu!itan-ı fakr ü fena

Şahbaz-ı şikar-ı ehl-i beka

A 'ni niır-ı beyaz-ı meşrık-ı d~n

Kutb-ı irşad şeyh Şemse'd-Din Tıfl-ı fenend idüm ana bu fakir

Olmuş idi zaif hazret-i pir 2S Bana eylerdi şefkatiyle naz.ar

Dir idi olmasa bu oğlum eger Gider idüm bu dar-ı mihnetten Derd - ü gamdan bela-yı gurbetden . Yii&'Ufun çekdügümce gumsını

Gussam okurdı bana kıssasını Kanı Yusuf gibi cihan güzeli Kim okur ana medh ü ya gazeli Gerçi nazmında kasır ü lalem

Kıssasında velik hem-halem 30 Dilerim Yu&'Ufun muhabbetine

itmeye Hak ceza-yı zilletine

2 1 Hamdi'nin Murtaza 'ya sadık bir köle, Kanber olması, halka başkan olmasından daha iyidir. 220, yokluk ve fakirlik bahçesinin bülbülü, daimilik ehline ait olan avın avcısıdır.

2 3 Dinin doğduğu yerin beyaz nuru olan Şeyh Şemseddin, aydınlatmada kutub idi.

2 4 Ben fakir, onun küçük bir çocuğu iken, o ihtiyar hazret gayet zayıflamıştı. 2 5 Bana şefkat ile bakardı ve eğer bu oğlum olmasaydı derdi. 26Bu gurbetin belasından, üzüntü-den, dertten ve sıkıntı kapısından (dünyadan) bir an önce çıkar giderdim. 2 7 Yusu{'un gamını ve çilesini çektikçe, gamım bana Yusuf'un hikayesini anlatırdı. 28Hani (var mı) Yusuf gibi dünya güzeli? Ona methiye ve gazel okuyan kim? 2 9Gerçi şiir ile onu anlat-mak ta kısır ve dilsizim. Fakat hikayesini aynen yaşıyorum. 30 Yusu{'un sevgisi hürme-tine, Allah 'ın beni zilletin cezasına uğratmamasını dilerim.

İde bu nazmı cana hayr halef Yad ohnam niteki hayr selef

YUSUF HİKAYESİ Yusufun kıssasın bahane getiir Kalbinün gussasın beyane getiir Ravi-i dasitan-ı devr-i kadim Dir vefat eyledi çim lbrahim Kaldı İslama andan iki delil Biri ishak ü biri İsmail 3S Toğdı iki sülale-i mahbiıb.

Evvela is u saniye Yaküb Hile haline vakıf oldı çü

Is

Katl-i Yakiıba gayet oldı haris

Oldı Yakub

ruz

u şeb pinhan

falan korkdı kim irişe ziyan Çünki ishak'a irdi mevt eseri

Lazım oldı Cenab-ı Hak seferi

Is

mekrinden eyler ise hazer Eylesün Şam canibine sefer

3 1 Allah bu şiiri cana hayırlı ede ııe nitekim benden sonrakilerce hayırla anıla. 32 Yu-suf'un hikayesini ııesile ederek kalbinin gamını dile getir. 3 3 Eski deıırin destanının anla-tıcısı der ki; Hazret-i /brahim ııefat etti. 34Ondan lslam alemine biri ishak, biri lsmail diye iki delil kaldı. 35 Eııııela is, sonra Yakub diye iki kutsal sülale doğdu. 3 6(Yakub 'un

kardeşi) Is, hile ııe desise haline ııakıf oldu ııe Yakub 'u öldürmek için çok sinirlendi.

3 7 Yakub, ls'ten gelecek zarardan sakınmak için gece ııe gündüz saklandı. 3 ıı ishak 'a ölüm işareti eriştiği için, Cenab-ı Hakk 'a doğru yöneldi. 391s'in kötülüğünden korun-mak istiyorsa, Şam 'a doğru yola çıksın.

33

40 Bildi Yakub anun çü niyyetini

Tutdı atasının va!iyyetini

Oldı bunlar çü geçdi bir nice yıl

Hamile oldı Yusuf'a Rahil Sa'd saatde irdi çün ferman Gün gibi toğdı Yusuf-ı Ken'in Gönlüne toldı irzfı-yı vatan Cin mağzın pür itdi buy-i vatan Diledi kim kıla vatan seferi Gerçi var idi falan hazeri 4S Geldiler çün vatan diyarına

lsün uğradılar şikinna Ağluşup sarmaşup görişdiler

Birbiri halini soruşdular

Çünki Ken'in'a geldi lsri'il Yüklü oldı o yıl yine Rilıil Ayı güni çfın tamim oldı Toğdı Bünyamin anası öldi Kaldı Yusuf iki yaşında yetim Ammesi ana şefkat itdi azim

40 Yakub, onun (ls'ın) niyetini bildi ve atasının sözünü tuttu. 41 Bu kadar haller oldu ve bir nice yıl aradan geçti. Rahi/, Yusu{'a hamile oldu. 42 Allôhü Taaladan mutlu saatte buyruk geldi ve gün gibi bir çocuk, yani Ken'an ilinin Yusuf'u doğdu. 43(Yakub'un) Gönlü vatan arzusuyla doldu, canının dimağını, vatanın kokusu doldurdu. 44Yakub, vatanına dönmek istedi, fakat kardeşi ls'dan da korkuyordu. 45 Vatanlarına (Ken'an) geldiler ve kardeşi ls'ın avına uğradılar. 46(Aradan haset kalktığı için) Ağlaşıp, sarmaş dolaş olup görüştüler, birbirlerinin halini sordular. 47 (Yakub ve ailesi) lsrail, Ken 'ana geldiğinde, o yıl Rahi! yine hamile kaldı. 48 Ay ve günü tamam oldu. Bünyamin doğdu ve anası (Rahi!) öldü. 49 Yusuf iki yaşında yetim kaldı, sütannesi ona büyük bir şefkat gösterdi.

SO Az yaşında çoğaldı irfanı

Hased itdiler ana ihvanı

Gördiler pek sever anı Yakiıb İtdiler kasd-ı fitne aşüb

Bir nice def'a vaki' olmuş idi lhvetün kalbi kine tolmuş idi Virdi egnine Yüsuf'un Yakub Geydi rıdvane döııdi ol mahbfıb

nr oldı cigerlerine asa Diken oldı nazarlarına asa SS Anun içün düşinde ol dilber

Gördi on bir nücüm u şems ü kamer Bende gibi iderler ana sücüd Göricek anı ol laôf vücôd Dime ihvana habunı zinhar Habdan fitne olmasun bidir

KARDEŞLERiNiN YUSUF'U BABALARINDAN UZAKLAŞTIRMA HUSUSUNDAKİ KONUŞMALARI HAKKINDA

lhveti çün bu habı guş itdi Esed oldı hased hurfış itdi Gelün anun işini bitürelüm Ya helak idelüm, ya yitürelüm

5

°

Küçük yaşta aklı, irfanı çoğaldı, kardeşleri onu çekemediler. , 5 1 Yakub'un onu (Yusuf'u) pek sevdiğini görünce, fitne ııe kargaşa çıkarmak istediler. 5 2B u durum bir çok defa belki tekerrür etmişti ve kardeşlerinin kalbi kin ile dolmuştu. 5 3 Yakub, Yusuf'unu kucakladı, (elbisesini) giydirdi, o sevgili tıpkı bir meleğe benzedi. 54 (Cen-net'ten gelen) Asa, ciğerlerine bir ok oldu, saplandı. Yine o asa gözlerine bir diken gibi battı. 5 5 Onun için on bir yıldız, Güneş ve Ayı o dilber (Yusuf), rüyasında görmüştü.

560n bir yıldız, Güneş ve Ay, (Yusuf'un) o nazik vücudunugörünce, kul, köle gibi ona secde ettiler. 5 7 Uykunu (gafletini) ve uykuda gördüklerini sakın kardeşlerine söyleme ki, bu gördüklerinden dolayı karışıklık meydana gelmesin. 5 8 Kardeşleri bu uykuyu duydular, onların kini aslan gibi olup kabardı. 5 9 Aralarında "gelin onun işini bitirelim, yô öldürelim veya yok edelim" diye anlaştılar.

36

60 Gelün öldürmen anı çaba salun

Çalı içinde fiğan ü aha salun Cimle ahd ü karar eylediler Bu işi ihtiyar eylediler

Bulmağ içün deva bu derd-i sere Geldiler cümle hazret-i pedere Nazar ehline ibret oldı cihan N 'ola Yusuf bizümle ola revan

Yôsuf'ı nite virdi ihvetine Ne içün razı oldı hasretine 65 Didi Hak'dan kaçan ki gelse kaza

Basan ademün olur a'ma Çünki Yakub olara virmedi yüz

Yfısuf'a tutdılar yüzi düpdüz Celve eyledi turdı ol tavfıs Vardı Yakub'a eyledi pabüs Merta '-ı ihvetümle geşt ideyin Oynayup seyr-i kuh u deşt ideyin Ol kadar labe eyledi bu nigar Virdi Yakub icazeti na-çar

60Gelin öldürmeyelim, kuyuya atalım ve kuyu içinde feryat ve figana salalım. 61 Hepsi bu iş için söz birliği ettiler ve bu işi tahakkuk ettirmeğe karar verdiler. 62 Başlarına ge-len bu derde çare bulmak için, hepsi babalarına geldiler. 6 3 Yeryüzünde görüp ders alı­

nacak çok şeyler var, keşke Yusuf da bizimle birlikte gelip görse. 64 (Babası) Yusufu en sonunda kardeşlerine verdi ve nedense hasretine razı oldu. 65 Yakub, "ne zaman ki Tanrı'dan kaza gelse, insanın gözleri kör olur" (onu göremez) dedi. 66Yakub, onlara yüz vermeyince doğrudan Yusuf'a gittiler. 67 O tavus (Yusuf) cilve ederek gitti ve varıp Yakub 'un ayaklarını öptü. 68 Kardeşlerimle çıkıp gezineyim, oynayıp, dağ ve çölü seyredeyim (dedi). 69Bu güzelin (Yusuf'un) ısrarlı yalvarması üzerine Yakub, çaresizce (Yusuf'un kardeşleriyle gitmesine) izin verdi.

70 Azmei sahra-yı nilgün itdi

Lu'bı günden güne füzun itdi Biraz ağladı koçdı Yiı91f'ını

Eyledi ziyneti tekellüfüni Didi ya Rabb sen onar karı

Benden ayD"ffla sevgülü yarı

çnn bu pend ü naıihat olclı tamam Döndi oğlanlarına itdi kelam Gelün eylen katıımda abd ü yemin Ki olasız emanetüme emin 75 Didiler biz ana hevadiruz

Sohbetei vaslına hıridıiruz

Gitdiler Yusuf ile ihviim Bir ki menzil götürdüler anı

Damenei deşte basclılar çil kadem Cevr elini uzatdılar muhkeın Kaçsı birine tutsı damanın

Cevr eliyle tutup giribanın

Eyler idi kabii-yı gül gibi çak Ta ki hake düşerdi ol gül.,i pak

70 Çividi renkteki ovaya gitmeğe karar verince, oyun isteği günden güne arttı. 7 1 (Ya-kub) biraz ağladı, Yusu{'unu kucakladı ve sonra süslü sözlerini söyledi. 72 Ya Rab, sen işi doğru yap, sevgili yari (Yusuf'u) benden ayrrma dedi. 7 3 Bu nasihat tamam olunca, (Yakub) oğullarına dönerek konuşmaya başladı. 14Gelin benim yanımda yemin edin, söz verin ki, emanetime iyi sahip olasınız dedi. 7 5 (Kardeşleri) biz onu istiyoruz ve bu-luşmanın sohbetini satın alıcı/arız dediler. 7 6 Yusuf ile kardeşleri gittiler, bir iki menzil onu götürdüler. 77 Çölün tuzağına ayak basınaı, sertçe işkence elini ona uzattılar.

7 8 Kaçsa, birinin eteğini tutsa (kime sığınsa), o eziyet eliyle onun yakasını tutuyordu.

7 9 Elbisesini gül yaprağı gibi parça parça ettikçe, o tertemiz gül,toprağa düşerdi.

80 Ağlayup her kimin ki öpdi dizin Geldi kahr ile yire tepdi yüzin Sii'üp ol malu hl-kusur ü günah Ta leb-i çaha geldiler nece çah

YUSUF'UN KUYUYA ATILMASI HAKKINDA Arz ardında var idi bir çah

Dil-i zalim gibi derfını siyah

Yfısuf'u atmağ içün ihvanı

Göricek k'ey begendiler anı Saldılar ka'r-ı çaha çün anı

Bir cefakar kesıli urganı

85 Yusuf ol gün ki gitdi seyrana Döndi Yakub mest ü hayrana Geh girüp hanesinde ah itdi Geh çıkup yollara nigah itdi Geldi et.nası çfinki ana yakin

Didiler vakt-i hile oldı hemin Pederi görmedin fiğ.in idelüm Göricek göz yaşın revan idelüm

Soyıcak Yfısuf'un meger bedenin

Boyamışlardı kana pirehenin

80 Ağlayıp, kimin dizini öptüyse, o kahır ve işkence ile gelip (Yusu{'un) yüzünü yere sürttü. 8 1 O ay yüzlüyü, kusursuz ve günahsızı sürüyüp bir kuyunun kenarına geldiler.

Ama ne kuyu! ... 82Yer altında bir kuyu vardı, zalimin gönlü gibi içi kararmıştı. 83

Ama ne kuyu! ... 82Yer altında bir kuyu vardı, zalimin gönlü gibi içi kararmıştı. 83

Benzer Belgeler