• Sonuç bulunamadı

2.2. Yenilikçi Davranış

2.2.7. Yenilikçi Davranış ile İlgili Kavramlar

2.2.7.1. Yaratıcılık kavramı

Yaratıcılık, İngilizce karşılığı “creativity” olan ve Latince üretmek anlamına gelen “creare” sözcüğünden türemiş olup “doğurmak, meydana getirmek ve yaratmak anlamına gelmektedir (Tutar, 2016, s.6). On yedinci yüzyıldan, yirminci yüzyıla kadar genius yani deha ile eş anlamlı kullanılan yaratıcılık kavramı yirminci yüzyılda psikoloji dalının gelişmesi ve yaygınlaşması ile birlikte genius sözcüğünden eş anlamlılıktan ayrılıp bilimsel olarak araştırılmaya başlanmıştır (Filiz, 2013, s.1).

Birçok araştırmacı yenilikçi davranışı açıklamak için, fikirlerin, düşüncelerin doğuşu ve uygulamaya konulması aşamalarını vurgulamaktadırlar. Bu noktada yenilikçi davranış ile karıştırılan, hatta aynı anlam olarak kullanılan yaratıcılık ile karıştırmamak gerekir (Çalışkan, 2013, s.95). Yaratıcılık, Yeni düşüncelerin meydana gelmesi yada var olan fikirlere yeni bir bakış açısı getirme yeteneğidir (Sönmez, 2016, s.5). Yaratıcılığın amacı, kabul görecek, faydalı ve alışılmışın dışında işe yarayan fikirlerin üretilmesidir. İşletmeler açısından değerlendirildiğinde, işletmenin yapısına, işleyişine, sunduğu mal ve hizmetlere ve stratejilere uygun yeni ve kendine has fikirlerin çalışanlar yada gruplar tarafından ortaya sunulmasıdır. Yaratıcılık, farklı düşünmeyi gerektirir, yenilik ise ortak bir noktada bütünleşen düşünceleri içerir. Yaratıcılığın amacı ortaya bir icat koymak iken, yenilikçi davranış ise ortaya çıkan bu buluşun örgüte rekabet üstünlüğü sağlayacak şekilde uygulamaya sunulmasıdır (Çalışkan, 2013, s.95).

Yaratıcılık kişi veya işletme açısından önemli ve kullanılabilir, özgün, sıra dışı ve fikirlerin sunulduğu fikir üretme aşamasıdır. Yararlı ve alışılmamış fikir sunulduktan sonra, bir sonraki aşama sunulan fikrin uygulanması aşaması veya harekete

geçilmesidir ve bu uygulamaya da yenilik denmektedir. Yenilik daima yaratıcılığın sonucunda meydana gelmektedir. Çünkü yeni fikirlerin meydana gelişi gizli yenilikler için başlangıç olarak teşkil eder. Eğer fikir yada yaratıcılık uygulamaya geçilmediği taktirde yeniliğe dönüşemez (Kalyar, 2017, s.68).

Örgütlerin yaşamını sürdürebilmesi, büyüyebilmesi ve müşterilerine daha iyi hizmetler sunabilmesi, onların ihtiyaçlarını giderebilmesi için yaratıcılığın yalnızca tespiti değil, ondan yararlanılmasını da içermektedir. Bundan dolayı örgütün yaratıcılığı ve yaratıcı fikirlere sahip bireyleri desteklemesi gerekmektedir. İyi hizmet ve kaliteli ürün sunabilmek için yaratıcılık önemli bir faktördür (Çavuş ve Akgemci, 2008, s.232). Yapılan tanımlarda da görüldüğü gibi yaratıcılık ve yenilik birbirinin devamını sağlayan ve tamamlayan kavramlardır. Çünkü yaratıcılıkla meydana gelen yeni düşünceler, yenilik anlayışı ile de örgütler için kullanılabilir ve sürdürülebilir bilgiye dönüştürülmektedir (Aygen, 2006, s.6-7).

2.2.7.2. Girişimcilik kavramı

Girişimci, insanlığın dünya da var oluşundan günümüze kadar farklı şekillerde karşımıza çıksa bile kelime olarak ilk kullanımı Ortaçağ Fransızcasına dayandırılmakta ve bu dönemde kullanılan anlamı “aktif olan ve yapılması gereken işleri yapan veya sağlayan kişi” olarak tanımlanmıştır. Günümüzde girişimci (entrepreneur) kelimesi “enteprendre” fiilinden 12. yüzyılın ilk dönemlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Her dönem farklı bir şekilde tanımlanan girişimcilik, 15. yüzyılda ise, faaliyetin gerçekleşmesini üstelenen ve yapan kişi olarak tanımlanmıştır. Bu dönemden sonraki dönemlerde ise girişimcilik veya girişimci kelimesi: teşebbüs etmek, risk almak, cesaret etmek, denemek ve şansa bırakmak gibi anlamlarda da kullanılmıştır (Ercan, 2017, s.18).

Girişimcilik çalışmalarına önemli etkisi olan Hisrich ve Peters (2001) girişimciyi; “emek, malzeme ve diğer varlıkları büyütmek, onlara değer yaratacak şekilde bir araya getiren kişi” olarak tanımlamakta ve risk oluşabileceğini bildiği durumda bile, yakaladığı fırsatları kaçırmadan değerlendiren, belirsizlik ortamında büyümeyi ve kar

elde etmeyi hedefleyip, varlık yaratmak için ihtiyaç duyulan kaynakları bularak yeni iş yada işyeri açan kişi olarak tanımlamaktadır (Bozkurt ve Alparslan 2013, s.9).

“Girişimcilik” kelimesinin ilk yaygın olarak kullanımı Fransız İktisatçı Richard Cantillon tarafından 18. yüzyılda kullanılmıştır. Girişimcileri fırsatları fark eden ve belirsizlikler altında risk alarak fırsatları uygulayan kişiler olarak tanımlamaktadır (Çakır, 2015, s.10). Cantillon girişimciliği, ticaret yapma ile özdeşleştirmiş ve hem yüksek fiyattan satarak kar elde etmenin nimetlerinden yararlanan, hem de maliyetlerin yükselmesine neden olan belirsizliklerle savaşan birey olarak ifade etmekte kullanmıştır. Bununla birlikte emek, sermaye ve istihdam gibi kavramlarında üstünde durarak, girişimciliğin temellerinin atılmasında alt yapıyı oluşturmuştur (Armağan, 2013, s.51-52). Günümüzde ise; sürekli olarak var olan durumun ilerisine geçebilmek amacıyla, üretkenlik yeteneği ile daha önce keşfedilmemiş fırsatları tespit edip değerlendirebilen kişi olarak belirtilmekte ve bu yönde bakıldığında da değişimin temsilcisi olarak görülmektedir (Ören ve Biçkes, 2011, s.71).

Türk Dil Kurumu(TDK) girişimciyi, üretim için bir işe girişen, yeltenen kimse, müteşebbis olarak tanımlanmaktadır. Girişimciliğin dar anlamda kullanıldığı da görülmektedir (URL-1). Bu bağlamda girişimci sadece işi kurarken var olurken sonrasında olmamaktadır. Oysa girişimi gerçekleştiren kişi hem işletmeyi kurarken hem de işletmenin hayatının devamında yer almaktadır. Yani girişimci işi kurup, profosyonel yöneticiye versin ve işletmenin hayatı boyunca girişimci bir daha işte rol almasın şeklinde bir yanlış anlam bulunmaktadır (Ürper, Tosunoğlu, Kağnıoğlu, Başar, Demirci ve Sağlam, 2012, s.4-5). Girişimcilik, üretim için gerekli olan emek, sermaye ve hammadde gibi üretim faktörlerinin bir araya getirilmesidir. Girişimciliğin yüksek olduğu ülkelerde ekonomik gücünde fazla olduğu görülmüştür (Tekin, 2010, s.14-15). Bütün bu tanımlar ışığında girişimcilik tanımları birbirinden farklılık gösterse de, aslında yazarların hemen hemen hepsi bazı ortak noktalarda buluşmaktadırlar. Bunları; risk alabilme, fırsatları değerlendirme, yeni bir iş veya ürün meydana getirme şeklinde sıralanabilir.

Benzer Belgeler