• Sonuç bulunamadı

Kurumsal yönetim, yönetim fonksiyonlarını da içeren ancak bununla sınırlı olmayan bir çatı kavramdır. Ira Millstein tarafından geliştirilmiş ve yaygın olarak kabul gören bir tanımda da, kurumsal yönetim şirket amaçlarının belirlenmesine yönelik düzenlemeler bağlamında açıklanmaktadır. Buna göre, kurumsal yönetim, “bir şirketin,

hak sahipleri ve kamuoyunun menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde, mali kaynakları ve insan kaynaklarını kendine çekmesini, verimli çalışmasını ve bu sayede de hissedarları

işlem gören veya bu tür bir piyasada işlem görmek üzere söz konusu araçları ihraç edilme aşamasında bulunan sermaye şirketleri

için uzun dönemde ekonomik kazanç yaratarak istikrar sağlamasını mümkün kılan kanun, yönetmelik ve ilgili gönüllü özel sektör uygulamalarının birleşimidir” (Erdoğan, 2009).

Değişen dünya ekonomisinde yerellikten, çok uluslu yapıya geçen şirketler ile çok hissedarlı şirketlerin bir gecede yok olup gitmesi, bu dev şirketlerin yöneticilerinin asıl hak sahibi olan hissedarların yararına değil, kendi bireysel çıkarları yararına yönettiklerini ortaya koymuştur.

Dünyada Enron, ülkemizde Yimpaş, Kombassan gibi skandallı batışlar, şirketlerdeki yönetim ve denetim aksaklıklarını ortaya çıkardı. Bu kapsamda OECD tarafından 1998 yılında üye ülkeler ile başlatılan çalışmalar, 1999 yılında OECD Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak dünya genelindeki şirketlerle paydaşları açısından uluslar arası bir referans kaynağı oldu. Bu doğrultuda birçok ülke yürürlükte olan kanunlarını Kurumsal Yönetim İlkeleri çerçevesinde yeniden şekillendirmiştir.

Yeni Türk Ticaret Kanunu‟nun gerekçesinde de belirtildiği gibi, son yıllarda, özellikle payları borsada işlem gören şirketlere yönelik olarak, pay sahipleri başta olmak üzere, tüm ilgililerin çıkarlarını korumak amacıyla, “kurumsal yönetim ilkeleri” olarak adlandırılan, yeni bir kurallar sistemi kabul edilmiştir. Bu kuralların amacı, şeffaf ve hesap verilebilir yönetim ve etkin denetimi sağlamaktır.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, halka açık şirketlere yönelik olarak, ilk kez 2003 yılında yayımlanan ve 2005 yılında revize edilen kurumsal yönetim ilkeleri açıklanmıştır. Kurumsal yönetim derecelendirme faaliyetine ilişkin düzenlemeler SPK tarafından yayımlanan tebliğlerle yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca derecelendirilen borsada payları işlem gören ortaklıklara yönelik olarak İMKB Kurumsal Yönetim Endeksi oluşturulmuştur.

Yeni Türk Ticaret Kanunu‟na hâkim olan düşünce; kurumsal yönetişim, halen borsa şirketleri için öngörülen kurallar bütünü olmasına rağmen, esasında tüm işletmelere uygulanması gereken sistemdir. Bu sistem yatırımcıya güven vermeyi, sürdürülebilir gelişmeyi hedefler. Bu sebeple Yeni Türk Ticaret Kanunu, sermaye şirketlerinin tamamına uygulanan iyi yönetime, iç ve bağımsız denetime ilişkin somut hükümler getirmiştir. YTTK 1529. maddesinde kurumsal yönetimi ilkelerini iki fıkra ile hükmetmiştir. Bu bağlamda, Yeni Kanun‟un amacı son yıllarda dünyada yaygınlık

kazanan ancak ülkelerin ekonomik finansal, siyasal ve kültürel yapılarının farklılığı dolayısıyla çeşitlilik gösteren bu açılımı, Türk hukukuna sade ve karmaşa yaratmayacak şekilde yansıtmaktır. Yeni Kanun‟a temel oluşturan kurumsal yönetim sistemi şöyle özetlenebilir (Pwc, 2011:9):

- Yeni Kanun‟un kurumsal yönetim yaklaşımı dört ana temel üzerine oturmaktadır. Derinlemesine şeffaflık, adillik, hesap verilebilirlik ve sorumluluk. Bu dört ana temel, kurumsal yönetim öğretisinde evrensel niteliktedir.

- Derinlemesine şeffaflık, münferit şirketin ve şirketler topluluğunun finansal tablolarında, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunda, bağımsız denetiminde ve tüm denetleme raporlarında aranmıştır.

- Adillik, menfaatler dengesi kurularak ve nesnel adalet ile sağlanmıştır.

- Hesap verilebilirlik, yönetim kurulu raporlarında, bilgi akışında, geniş bilgi ve inceleme haklarında somutlaşmıştır.

- Sorumluluk, hesap verilebilirliğe paralel olarak düzenlenmiştir.

- Pay sahiplerine tanınan dava, aktif ve pasif bilgi alma, inceleme hakları, kolay işleyen hukuki mekanizmalar eşliğinde oluşturulmuştur.

- Azlık hakları listesi zenginleştirilmiştir. - İmtiyazlı paylar sınırlandırılmıştır.

- Yönetim kurulunda pay sahipleri grupları ile azlığın temsil edilmesi olanakları artırılmıştır.

- Sermaye Piyasası Kurulu‟na kurumsal yönetim sistemi yapma tekeli verilmiştir. Bu yetki, sistemin güncelliğini ve dinamizmini sağlayacaktır.

- Halka açık yönetim kuruluna, kurumsal yönetim raporu yayımlamak zorunluluğu getirilmiştir.

- Organlarda profesyonelliğe ve uzmanlaşmaya vurgu yapılmıştır.

Şeffaflık ilkesi gereği, YTTK bazı sermaye şirketlerine web sitesi kurma zorunluluğu getirmiştir. Hangi sermaye şirketlerinin bu kapsam içerisinde olduğuna Kanun‟un 397/4. maddesine göre Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecektir. Bu bağlamda, Kanun “elektronik işlemler ve bilgi toplumu hizmetleri” başlığı altında 1524 ile 1528. maddelerinde, elektronik işlemler ve bilgi toplumu hizmetlerine ilişkin hükümlere toplu olarak yer verilmiştir (Altaş, 2011:144). Yeni Kanun‟da Bakanlar

Kurulu‟nun belirleyeceği ve denetime tabi olan sermaye şirketleri, kuruluşunun ticaret siciline tescili tarihinden itibaren üç ay içinde bir internet sitesi açmak ve bu sitenin belli bir bölümünü şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanmasına özgülemek zorundadırlar. İnternet sitesinde yayımlanacak içerikler, Kanun‟da belirli bir süre belirtilmiş ise bu süre içinde, belirtilmemiş ise içeriğin dayandığı işlemin veya olgunun gerçekleştiği tarihten, tescil veya ilana bağlandığı durumlarda ise tescil veya ilanın yapıldığı tarihten itibaren en geç beş gün içinde, şirketin kuruluşundan internet sitesi açılıncaya kadar geçen sürede yayımlanması gereken içerikler de bu sitenin açıldığı tarihte siteye konulacaktır (YTTK, m.1524/1). Yeni Kanun bilgi toplumunu bilgiye ulaşabilen toplum olarak anlamaktadır. Bu yaklaşım, sermaye şirketleri bağlamında gerçekleşmektedir. Yeni TTK‟nın kabulü ile birlikte aşağıdaki yenilikleri de beraberinde getirmiştir:

- İnternet sitesine erişim açık ve engelsizdir. Bundan dolayı sermaye şirketlerine erişim olanağı ve erişim hakkı doğmuştur.

- Sermaye şirketleri tarafından kurulan site elektronik genel kurul ve yönetim kurulunu gerçekleştirecek ve oy kullanımını sağlayacaktır.

- Bir çeşit eksiksiz, görsel elektronik sicil dosya olma özelliğindedir. - Site Türk hukukuna menfaat sahibi kavramını getirmiştir.

- İnternet sitesine konulan içerik, üzerinde bulunan tarihten itibaren en az altı ay süreyle internet sitesinde kalacaktır. Aksi halde konulmamış sayılacaktır. Finansal tablolar için bu süre beş yıldır. Dolayısıyla, şirketin “internet sitesine konulan bir içerik”ten finansal tablolar dışında kalanlar en az altı ay boyunca sitede kalmalıdır. Finansal tablolara ise en az beş yıl süreyle şirketin internet sitesinde yer verilmelidir. Bu genel kuraldır. Bununla birlikte, gerek Yeni TTK gerek diğer kanunlar ve idari düzenlemeler ile daha uzun bir sürenin öngörülmesine olanak tanınmıştır. Bu durumda, şirketin internet sitesine konulan içerik, altı ay yerine, Kanun‟da yahut idari düzenlemede öngörülen süre kadar internet sitesinde kalmalıdır. YTTK, bu sürenin altı aydan az olarak belirlenmesine ise müsaade etmemiştir. Dolayısıyla, internet sitesine konulan bir içeriğin kalma süresi, idari düzenlemeler ile altı aydan daha az olacak şekilde belirlenemeyecektir (Altaş, 2011:148).

Sermaye şirketlerinin internet sitesi açma ve gerekli bilgi ve belgeleri özgülenmiş mesaj olarak saklama yükümlülüğüne aykırı davranılması durumunda uygulanacak cezalara, YTTK‟nın 562. maddesinin 12. fıkrasında yer verilmiştir. 1 Temmuz 2013 tarihinden sonra şirketin internet sitesi oluşturmaması halinde yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacaklardır. Ayrıca internet sitesine konulması gereken içeriğin usulüne uygun bir şekilde konulmaması halinde yüz güne kadar adli para cezası verilmesi öngörülmektedir.

Benzer Belgeler