• Sonuç bulunamadı

Yedinci Sınıflara Öğretilecek Kelime Listesi ve Güncel Türkçe

4.2. Yedinci Sınıflara Kelime Öğretim Etkinlikleri

4.2.1. Yedinci Sınıflara Öğretilecek Kelime Listesi ve Güncel Türkçe

 Mahir:

1. Becerikli, yetenekli:

124 2. Uzman, iĢini iyi bilen, usta:

Hiçbir hareketi tanımıyor, sadece mahir bir madrabaz edasıyla çıkarına bakıyor.” -E. İ. Benice

 Ġmar: Bayındırlık.

 Suret:

1. GörünüĢ, biçim:

İnsan suretinde bir ağaç.

2. Yazı veya resim kopyası, nüsha:

Bunun bir suretini almalı.

3. Biçim, yol, tarz:

Onlar daimî surette güzeli, iyiyi, doğruyu görmemeye mahkûm olmuşlardır.” -A. H. Çelebi.

4. Ġslam felsefesinde, varlığın görünen yanı, beĢ duyu ile algılanan yönü. 5. hlk. Resim, fotoğraf.

6. esk. Yüz, çehre.

 Kulis:

1. tiy. Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm:

Sahneye girişlerinde kuliste sırasını bekliyorlardı.” -N. Cumalı.

2. ekon. Borsa dıĢında alıĢveriĢ yeri.

3. Bir amaca ulaĢabilmek için ilgili kiĢiler arasında özel çalıĢma yapılan yer. 4. mec. Bir iĢin, bir hareketin gizli hazırlık konuĢması: “

Lozan'daki Türk heyetinin kulisleri hakkında pek az şey biliyoruz.” -H. Taner.

 Kutlu: Uğurlu: “

İşte akşam oldu, bizim artık her yer / Doldur kutlu ellerinle kadehimi” -A. M. Dranas

125

1. Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma:

Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı.” -M. Yesari.

2. Ġlgi gösterme, rağbet etme:

Kime iltifat dozunu artırırsa o gerçekten de bir şeyler olurdu.” -Ç. Altan.

3. ed. Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine veya bir Ģeye yöneltme.

4. esk. Yüzünü çevirerek bakma.

 Yadsımak:

1. Yaptığı bir iĢi, söylediği sözü veya tanık olduğu bir Ģeyi yapmadığını, bilmediğini söylemek, yaptığını saklamak, inkâr etmek:

Söylediklerini sonradan yadsımış, duyduğu güvensizliği ortaya koymuştur.” -S. İleri.

2. Ġlgili, bağlı bulunduğu bir Ģeye yabancı kalmak: “

Değerlerimizden kopmadan, şanlı geçmişimizi yadsımadan bir orta yol aramalıyız.” -İ. Aral.

3. Tanrı'nın varlığını tanımamak, inkâr etmek.

 Opera:

1. Sözlerinin bütünü veya çoğu Ģarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri: “

Viyana tiyatrolarına, operasına, aktris hayatına, gece eğlencelerine dair bildiklerini, gördüklerini hep anlattı, anlattı.” -P. Safa.

2. Bu eseri oynayan sanatçı topluluğu. 3. Böyle eserlerin oynandığı yapı.

 Orkestra:

1. Yaylı, üflemeli ve vurmalı çalgılar topluluğu: “

Locadan çıkarken, davulu üstüne on lira atılan orkestra, zeybek havası çalmaya başlar.” - F. R. Atay.

126 yeri.

3. tiy. Bazı tiyatroların birinci katında sahne veya perdeye en yakın koltuklar: “

Butterfly'ı ben orkestrada koltuktan seyrederken sen locada ... idin.” -H. C. Yalçın.

 ġaheser:

1. Kendi türünde mükemmel olan, üstün ve kalıcı nitelikte eser, baĢyapıt, baĢeser:

Herkes, mektep müdürü dâhil, bu resmin bir şaheser olduğuna kaniydi.” -S. F. Abasıyanık.

2. sf. Değeri üstün olan, üstün nitelikli.

 Duyarlılık: Duyarlı olma durumu, duygunluk, duyarlık, hassaslık.

 Konservatuvar: Müzik, tiyatro ve bale öğretiminin yapıldığı okul:

Lise onuncu sınıfta, o yıl konservatuvarı bitirmiş bir gençle tanışmıştım.” -A. Ağaoğlu.

 Onur:

1. Ġnsanın kendine karĢı duyduğu saygı, Ģeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis. 2. BaĢkalarının gösterdiği saygının dayandığı kiĢisel değer, Ģeref, itibar: “Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez.” -T. Buğra.

 Yığın: 1. Bir Ģeyin yığılmasıyla oluĢturulan küme, tepe:

”Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim.” -N. F. Kısakürek.

2. Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluĢan kalabalık, küme, kitle, kütle

 Kasvetli: Sıkıntılı: “

Eski mahalle çok kasvetli, loş bir mahalle idi.” -O. C. Kaygılı.

127

1. Kapı boĢluğunun alt yanında bulunan alçak basamak: “

Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti.” -T. Buğra.

2. Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer: “

Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de bilmiyorlardı.” -R. E. Ünaydın.

3. mec. BaĢlangıç yeri, baĢlangıç noktası, yakını:

Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğinde.

4. coğ. Karalar üzerinde veya deniz diplerinde birbirine komĢu iki çukurluğu ayıran tümsek biçiminde, üzeri çoğu kez düz kabartılar.

5. müz. Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü.

6. ruh b. Bir tepkinin baĢlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta.

 Yalın:

1. GösteriĢsiz, süssüz, sade (söz, yazı). 2. hlk. Çıplak, kınından çıkmıĢ: “

Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı.” -E. E. Talu.

 Sur: Kale duvarı.

 Hülya:

1. Tatlı düĢ, hayal: “

Talihin kırk yılda bir karşıma çıkardığı saadet hülyasını tehlikede buldum.” -H. E. Adıvar.

2. esk. Kuruntu.

 Hadise: Olay: “

Bir gece evvelki hadiseyi unutmak mümkün müydü?” -P. Safa.

128

Boğaziçi'nin böyle bir medeniyet çerçevesi içinde geçen hayatı ne güzel ve mükemmeldir.” -A. Ş. Hisar.

 Tezene: a. müz. Mızrap

 Keçe:

1. Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaĢ: “

Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular.” - Ö. Seyfettin.

2. sf. Bu kumaĢtan yapılan:

Keçe çadırların içi biraz ısınsın diye, yerlere kilimlerin üstüne ayrı postları serilmişti.” - N. Araz.

3. Yere serilen halı, kilim vb. yünlü döĢemelik: Yaz geldi, keçeleri kaldırmalı.

 Süvari:

1. Atlı.

2. ask. Atlı asker: “

Bir sabah süvarilerimizin şehre girdiği işitildi.” -P. Safa.

4. den. Ticaret gemilerinde kaptanlık yapan kimse.

 KorniĢ:

1. Perde asmaya yarayan, metal veya plastikten yapılmıĢ araç. 2. mim. Çerçeve biçiminde oymalı çıkıntı.

3. Sarp, kayalık çıkıntı:

... Küçük Çamlıca'nın kornişinde sıra sıra park etmiş son model arabalar duruyor.” -H. Taner.

 Sedir: Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan ev eĢyası, divan:

129

Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar.” -B. Felek.

 Donanma: 1. Donanmak iĢi.

2. Belli bir amaçla kullanılan gemilerin bütünü. 3. den. Bir devletin deniz kuvvetleri, armada: “

Donanmanın topları ormanın üzerine nefes aldırmaksızın ateş döküyor.” -A. İlhan.

 Fatih:

1. Zafer kazanan, fetheden (kimse): “

Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar.” -F. R. Atay.

2. mec. Büyük ve önemli bir iĢ bitiren (kimse): “

Gazinoya bir fatih olarak giriyorum.” -R. H. Karay.

3. a. tar. Ġslam devletlerinde bir ülkeyi veya bir Ģehri savaĢarak alan hükümdar ve komutanlara verilen unvan: “

Bizans fatihi kartal burunlu II. Mehmet ve Mısır fatihi yıldırım bakışlı Selim, birer dar çukura nasıl sığdılar?” -Y. K. Karaosmanoğlu.

 Ġskete: a. (iske'te) hay. b. Serçegillerden, gagaları diĢli, zararlı böcek ve kurtlarla beslenen, güzel sesli bir kuĢ (Parus ater)

 Ġmik:

1. Beyin.

2. Kafatasının üst kısmı, tepe. 3. Gırtlak.

 Zahire: Gerektiğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aĢlık:

Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi.” -Y. K. Karaosmanoğlu.

130

 Ökse:

1. Ökse otu saplarından veya çobanpüskülü kabuklarından çıkarılan yapıĢkan macun. 2. Bu macunla bulanarak kuĢ tutmakta kullanılan değnek: “

Tepelere çıkıp kuşlara ökse kuralım.” -A. Gündüz.

3. mec. Erkekleri kendine bağlamasını bilen alımlı kadın.

 ĠhtiĢam:

1. Büyüklük. 2. Görkem.

 Peyzaj:

1. Kır resmi.

2. Bir yerin doğal görünüĢü

 Mütevazı:

1. Alçak gönüllü: “

Sakin, mütevazı ve kalabalıktan kaçan ruhunu incitmemek için onu, birkaç kişi ile sırtımda ebedî makamına ben götürdüm.” -A. H. Müftüoğlu.

2. GösteriĢsiz, iddiasız: “

Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı.” -S. Ayverdi.

4.2.2. Kelimelerin Gruplandırılması

Belirlenen 35 anlamı bilinmediği düĢünülen kelime beĢerli yedi gruba bölünmüĢtür. Bu gruplardaki kelimeler çeĢitli etkinliklerle öğretilmeye çalıĢılacaktır. Grupların belirlenmesinde mümkün mertebe kelimeler arasındaki iliĢkiler göz önünde tutulmaya çalıĢılmıĢtır. Her grup için iki etkinlik hazırlanmıĢtır. Ġlk etkinlik öğretilmesi planlanan kelimeleri içerisinde barındıran metin tarzındayken ikinci etkinlik öğrencinin daha çok eğlenmesini sağlayacak bulmaca Ģeklindedir. 7. Sınıflar için bulmaca etkinliklerine yoğun

131

yer vermemizin temel sebebi bulmacaların kelime öğrenimi için çok önemli materyaller olmasından kaynaklanmaktadır. Öğrenciler bu sınıfta bulmaca alıĢkanlığı kazanabilirlerse hayatlarının geri kalan dönemlerinde sürekli yeni kelimeler öğrenmeye deyim yerindeyse mecbur kalacaklardır. Kelime gruplarımız aĢağıdaki gibidir:

Tablo 24. 7. Sınıflar Kelime Öğretme Etkinliği Kelime Grupları Tablosu

A Grubu B Grubu C Grubu D Grubu E Grubu F Grubu G Grubu

Mahir Kutlu Konservatuvar Fatih Ġskete Tezene Sedir Ġmar Ġltifat Opera Medeniyet Ġmik ĠhtiĢam EĢik ġaheser Onur Orkestra Donanma Kasvetli Hülya Yalın

Yığın Mütevazı Kulis Süvari Ökse Hadise Keçe Sur Suret KorniĢ Zahire Duyarlılık Yadsımak Peyzaj

Benzer Belgeler