• Sonuç bulunamadı

3. Kıbrıs’ta Osmanlı Dönemi (1571-1878)

3.2. Yaygın Eğitim Kurumları

Cami, İslam şehirlerinin önemli ve belirgin organlarından birisidir. Büyük olsun küçük olsun, Müslümanların ikamet ettiği her meskûn mahalde bir cami veya mescit mutlaka mevcuttur ve bu yapının konumu, her zaman meskûn mahallin ortası yani çekirdek noktasıdır.49

İslam'ın ilk dönemlerinde; idare, eğitim ve öğretim için kullanılan camilerin asıl fonksiyonu mabet oluşudur. Camilerin ibadet yeri olmasının yanında, eğitim ve öğretim yeri olarak kullanılması geleneği Osmanlılarda başlangıçtan beri benimsenen ve devam ettirilen bir uygulama olmuştur. Osmanlı medreselerinde mevcut odalarda kalan öğrenciler, medrese dershanesinde belirli dersler okumuş, bunun dışındaki genel dersleri de camilerde takip etmişlerdir. Halka açık olarak verilen bu dersleri XVII. yüzyıldan sonra ders-i âm denilen hocalar vermiştir. Bunun yanında hat meşki, Kur'an talimi ve hıfzı gibi uygulamalı dersler de verilmiştir.50

Osmanlı camilerinde, eğitim ve kültür faaliyetlerini tamamlayan önemli bir unsur da kütüphane oluşturulmuş olmasıdır. Bu kütüphaneler dersleri takip eden öğrenciler ve namaz vakitleri arasında boş vakti olan cemaat için oldukça faydalı olmuştur.51 Ayrıca Osmanlı şehir, kasaba ve köylerinde Sıbyan Mektebi olmayan yerlerde, çocukların eğitimi için caminin kullanılması oldukça yaygın bir durum olmuştur.52

Kıbrıs’ta, medreselerin dışında bazı camilerde namazdan sonra din dersleri okutulmuştur. Genel ders (Ders-i Âm) adı verilen bu dersleri okutabilecek müderrisler de meclis-i şer’i de imtihana girip başarı gösterenlerden alındığı gibi,

49

Yılmaz Can, İslam Şehirlerinin Fiziki Yapısı, T.D.V. Yayınları, Ankara 1995, s. 103.

50

Ahmet Önkal-Nebi Bozkurt, “Cami”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, T.D.V. Yayınları, C. VII, İstanbul 1993, s. 49-51.

51

Önkal-Bozkurt, a.g.md., s. 51.

52

bunlar için yapılmış vakfiyelere de rastlanmıştır. Kıbrıs’ta genel ders yapılan camiler şunlardı; Ömeriye Camii Müderrisliği, Baf Kasabası Camii Kebir Müderrisliği, Bayraktar Camii Müderrisliği, Ayasofya Camii Müderrisliği, Magosa Kutup Osman Mescidi Müderrisliği, Haydarpaşa Müderrisliği.53 Bu camilerde sadece nasihatler değil, namazlardan sonra düzenli bir şekilde, adeta örgün eğitime eş değer bir çeşit dini eğitim de yapılmaktaydı.54

3.2.2. Tekkeler

Tarikat erbabının barındığı ve ayin yaptığı yer anlamına gelen tekke; itimat etmek, güvenmek ve dayanmak anlamlarına gelmektedir. Takyegâh da denilen tekkelerin küçüğüne zaviye denir.55

İslam kültür ve medeniyet tarihinde önemli yeri bulunan kurumlardan biri olan tekkeler; tasavvufi düşünce, anlayış ve terbiyesinin işlendiği, derinleştirildiği ve halka takdim edildiği yerlerdir. İnsanlar dünya hayatının çeşitli meşakkat ve sıkıntıları ile yorulan ruhlarını ve bunalan gönüllerini dinlendirmek için buralara gelip boş zamanlarını değerlendirmekteydiler.56

Her Müslüman ülkede olduğu gibi Kıbrıs’ta da, sosyal yapının bir parçası olarak bâtıni, yani fertlerin iç dünyalarını ilgilendirilen bilgilerin verildiği müesseselerin bulunduğunu ve tasavvuf sahasında da faaliyet gösterildiğini belirtmek gerekir.

Kıbrıs fethedildiğinde, Ada’ya gelen Türklerin çoğunluğunu Konyalılar oluşturduğundan ve Kıbrıs’ı fetheden Lala Mustafa Paşa’nın da Mevlevi tarikatına mensubiyeti, Ada’nın fethinden sonra Lefkoşa’da Mevlevi Tekkesi’nin kurulmasına zemin hazırlamıştır.57

Bunun yanında Kıbrıs’ın farklı bölgelerinde de Mevlevi Tekkeleri kurulmuş ve bunlar doğrudan Lefkoşa Mevlevihanesi’ne bağlanmıştır. Ayrıca Lefkoşa’da, Kıbrıs’ın fethinde alay müftülüğü yapan Aziz Efendi için II. Selim tarafından

53

Behçet, a.g.e., s. 39.

54

Talip Atalay, “Fethinden 1959 Yılına Kadarki Dönemde Kıbrıs’ta Vakıf-Eğitim İlişkisine Genel Bir Bakış”, D.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. II, Diyarbakır 2000, s. 288.

55

Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, C. I-II, İstanbul 1977, s. 224.

56

Ziya Kazıcı, Osmanlı’da Eğitim Öğretim, Bilge Yayıncılık, İstanbul 2004, s. 195.

57

yaptırılan Aziziye Tekkesi, Kırklar Tekkesi (1816), Mağusa’da Kutup Osman Tekkesi (1824), Larnaka’da Hala Sultan Tekkesi (1797) ve Zuhuri Tekkesi (XIX. yy.), Baf’ta Hasan Ağa Tekkesi, Kıbrıs’ın diğer tekkeleridir. Bu tekkelerden Kutup Osman, Zuhuri ve Hasan Ağa, 1826 yılındaki Tanzimat Fermanından önce Bektaşiler tarafından kullanılmaktaydı. Tanzimat’la beraber bu tekkeler Mevlevi ve Kadirilerin hizmetine verilmiştir.58

Bu tekkelerden sadece ayakta binası ile kalabilmiş olan ve günümüzde müze olarak kullanılan Lefkoşa’daki Mevlevi Tekkesidir.59 XVII. yüzyılda yapıldığı sanılan Mevlevi Tekkesi günümüzde; Osmanlı dönemine ait mezar taşları, Şer’iyye Sicilleri, Mevlevi giysi ve müzik aletleri, mutfak takımları ve etnografik malzemelerin sergilendiği bir müzeye dönüştürülmüştür.

Türkiye’de tekke ve zaviyelerin kaldırılması ile ilgili kanunun çıkması sonucu Konya bağlantısı kesilen bu tekkeler faaliyetlerini sürdürememiş ve 1940’lı yıllara kadar birer birer kapanmışlardır.60

3.3.3. Kütüphaneler

İslam eğitim tarihinde kütüphaneler oldukça önemli bir yere sahiptir. Matbaanın olmaması ve yazma eserlerin de az ve pahalı olması nedeniyle kütüphaneler eğitim öğretimde önemli bir boşluğu doldurmuştur.

Osmanlı camilerinin birçoğunda, tekkelerde ve medreselerde kütüphaneler bulunduğu gibi, müstakil kurulmuş kütüphaneler de vardı. Kütüphaneler bir yandan halkın okuma ihtiyacını karşılarken diğer yandan da buralara tayin edilen hafız-ı kütübler vasıtasıyla eğitim öğretim faaliyetleri yürütülmüştür.61

58

Giovanni Mariti, Travels In The Island Of Cyprus, (İng. trc. Claude Deleval Cobham) Cambridge University Press, London 1909, s. 33-36; Abdüsselam Uluçam, “Kıbrıs’taki Türk Eserlerinin Mimari Özellikleri”, Kıbrıs’ın Dünü Bugünü Uluslar arası Sempozyumu, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlükleri Yayınları, (G. Mağusa 28 Ekim-2 Kasım 1991) Ankara 1993, s. 180-181; Mete Hatay, “Kıbrıslı Türklerde Mistik İnanç Sıçramaları (1571-1878)” Kıbrıs Yazıları, S. 3, Yaz-Güz 2006, s. 67-68.

59

Hüseyin Mehmet Ateşin, Kıbrıs’ta İslami Kimlik Davası, Marifet Yayınları, İstanbul 1996, s. 74.

60

Atalay, a.g.e., s. 62.

61

Kıbrıs’ı fetheden Türk ordusu komutanı Lala Mustafa Paşa, 1570’de Lefkoşa, 1571’de de Magosa alınınca buralara hemen kütüphane kurmuştur.62 Sultan Mahmut da öğrencilerin tetebbu ve mütalaası için Lefkoşa’da Ayasofya Camii yanında bir kütüphane yaptırılmasını fermanla Kıbrıs Muhassılına bildirmiş ve Muhassıl bu kütüphaneyi, Büyük Medrese kenarında Ayasofya Cami’sinin karşısına inşa ettirmiştir. Fermanın gereği olarak isteyenler kütüphanede okuma ve incelemelerde bulunabiliyor, fakat dışarıya ödünç kitap verilmiyordu.63

Kıbrıs’ta kurulmuş olan kütüphanelerin isimleri şöyledir: 1- Lefkoşa’da Ayasofya içinde Muradiye Kütüphanesi 2- Magosa Ayasofyası Kütüphanesi

3- Şeyhüs-Seb’a Aziz Efendi Tekkesi Kütüphanesi

4- Arab Ahmet de Hatip Ahmet Efendi’nin Kurduğu kütüphane 5- Tireli Ömer Efendi’nin Lefkoşa’da kale içindeki kütüphanesi 6- Mevlevihane Kütüphanesi

7- Kutup Şeyh Osman Fazlullah Kütüphanesi, Magosa

8- Müftülerin nezaretinde bulunan Müftü Medresesi Kütüphanesi (Küçük Medrese)

9- Sultan Mahmut Kütüphanesi veya Kütüphane-i Amire 10- Ömeriye Camii Kütüphanesi64

4. Kıbrıs’ta İngiliz Dönemi (1878-1960)