• Sonuç bulunamadı

Yargının tarafsızlığı, güçlü ve güvenilir bir yargı sistemi oluşturmak için en az yargı bağımsızlığı kadar hayati önemi haiz bir konudur. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi tarafından kabul edilmiş bulunan “Bangalore Yargı Etiği İlkeleri” nde hakimlerin tarafsızlığına önemli bir yer verilmiştir. Altmışıncı Hükümet Programında yargının bağımsızlığı kadar tarafsızlığı da özellikle vurgulanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan düzenlemeler daha çok yargı bağımsızlığına vurgu yapıyor gibi görünmekle birlikte bu düzenlemeler içerisinde tarafsız bir yargının unsurları da yer almaktadır. Türk yargısına tarafsızlık açısından önemli bir eleştiri getirilmemekle birlikte, uygulamadan kaynaklanan bazı hususlar nedeniyle, Anayasa’da ve uluslararası belgelerde yer alan unsurlardan hareketle mahkemelerin tarafsızlığının tam olarak sağlanması ve en az bunun kadar önemli olarak bu tarafsızlığın yargı profesyonellerince içselleştirilmesi ve kamuoyunca doğru şekilde algılanabilmesi bakımından bazı adımların atılması gerekmektedir.

2.1. Yargı mensupları için etik kuralların belirlenmesi

Yargı etiği konusunda uluslar arası alanda genel kabul görmüş temel prensipleri içeren

“Bangalore Yargı Etiği İlkeleri” ve savcılar için etik ve davranış biçimlerine ilişkin Avrupa esaslarını belirleyen “Budapeşte İlkeleri” 2006 yılı içerisinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca benimsenmiş ve dikkate alınmak üzere bütün yargı teşkilatına duyurulmuştur. Bundan başka, yargı mensuplarını ilgilendiren bir kısım etik ilkeler, önemli bir kısmı 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununda olmak üzere değişik düzenlemeler içerisinde yer almaktadır.

Bununla birlikte, ülkemizde yargı mensupları için etik ilkeleri ve davranış kurallarını derli toplu bir şekilde bir araya getiren ve bunların önemini vurgulayan bir düzenleme bulunmamaktadır. Oysa bu tür bir düzenlemenin, diğer birçok hususun yanında yargının tarafsızlığına ve bu tarafsızlığın doğru bir şekilde algılanmasına da önemli katkı yapacağı değerlendirilmektedir.

Bu nedenle, ilgili uluslar arası belgeler de dikkate alınarak, yargının bütün kademelerini kapsayacak şekilde “Yargısal Etik ve Davranış Kuralları”nı içeren bir belge oluşturulacak ve bu konuda tüm yargı mensuplarına ve çalışanlarına eğitim verilecektir.

2.2. Yargı tarafsızlığı konusunda yargı profesyonellerinin ve medya mensuplarının bilinçlendirilmesi

Yargının tarafsızlığı söz konusu olduğunda, mahkemelerde görülmekte olan veya soruşturma aşamasında olup daha sonra mahkemelerin önüne gelecek olan konularla ilgili olarak medyada yapılan yayınların mahkemelerin tarafsızlığını etkileyip etkilemediği tartışmaları gündeme gelmektedir. Gerçekten konu, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı ile haber alma ve haber verme özgürlükleri açısından önem arz etmekte ve hassas bir dengenin sağlanmasını gerektirmektedir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun “Adliyeye Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Bölümünde, adil yargılanma hakkını ve mahkemelerin tarafsızlığını sağlamaya yönelik düzenlemeler yer almaktadır. Özellikle bu konu başta olmak üzere medyanın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amacına yönelik faaliyetler yapılacaktır.

Ayrıca, halen Bakanlığımızca Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)’nun desteği ile Türkiye’de yargı-medya ilişkileri üzerine bir Ar-Ge projesinin hazırlık çalışmaları yürütülmektedir. Bu projenin çıktılarına göre gerekli yasal veya idari düzenlemeler ile eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılacaktır.

2.3. Kişisel verilerin korunması kaydıyla yüksek mahkeme kararlarına erişimin sağlanması

Yüksek mahkemelerden Anayasa Mahkemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının tamamı Resmi Gazete’de ve ayrıca internet ortamında yayınlanmaktadır. Yargıtay ve Danıştay’ın kararlarından ise yalnızca kararı veren Dairece emsal olabileceği düşünülenlerin yayınlanması ile yetinilmektedir.

Mevcut durumda; Yargıtay ve Danıştay’ın tüm kararları yayınlanmadığı için yargı profesyonelleri, öğreti ve kamuoyunun, kararları bir bütün olarak görmesi, incelemesi ve bilimsel eleştiri imkanı tam anlamıyla bulunmamaktadır.

İçtihat birliğinin daha iyi sağlanabilmesi, hâkim, savcı ve avukatlar ile bilim adamlarının Yargıtay ve Danıştay’ın kararlarını bir bütün olarak görebilmeleri, kararlar üzerinde bilimsel araştırma ve eleştiri yapılabilmesi için kişisel verilerin korunması kaydıyla bütün kararlara ulaşılabilmesini ve internetten yayınlanmasını sağlayacak hukuki ve yapısal düzenlemeler yapılacaktır. Esasen UYAP sayesinde bunun teknik alt yapısı da mevcuttur.

2.4. Kişisel verilerin korunması çerçevesinde HSYK’nın disipline ilişkin kararlarının tamamına ulaşılabilmesi

Hakimler ve savcıların disiplin suçu teşkil eden ve cezalandırılması gereken hal ve hareketleri 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununda düzenlenmiş olup, bunların önemli bir kısmı “hakimin tarafsızlığı” ilkesinin ihlali niteliğinde hal ve fiillerdir. HSYK kanunla belirlenen bu disiplin suçlarını işleyen hakim ve savcılar hakkında disiplin cezası kararları vermekte ancak bu kararlar sadece ilgilisine tebliğ edildiğinden başkalarınca ulaşılması mümkün olmamaktadır.

Hukukun temel ilkelerinden olan “suç ve cezada belirlilik” ilkesi uyarınca, hakim ve savcıların hangi eylemleri işlemeleri halinde ne tür bir disiplin cezasına çarptırılabilecekleri konusunda yetkili makamın uygulamasını bilme hakları olduğu gibi, kamu yönetiminde geçerli “saydamlık” ilkesi de hakim ve savcılara verilen disiplin cezalarına ilişkin kararların yayınlanmasını gerektirmektedir.

Bu nedenle, HSYK’nın disiplin cezalarına ilişkin kararlarının yukarıda belirtilen amacı gerçekleştirecek şekilde ve kişisel verilerin korunması ilkesi gözetilerek yayınlanması yönünde düzenleme yapılacaktır.

Böylelikle, yukarıda belirtilen hususların yanı sıra, verilen disiplin cezalarının bütün yargı mensuplarına örnek teşkil etmesi suretiyle yargının tarafsızlığına ve yolsuzlukla mücadeleye katkı yapılmış, aynı zamanda HSYK’nın kararlarında şeffaflık sağlanmış olacaktır.

2.5. Yargı mensupları ile ilgili disiplin hükümlerinin yeniden ele alınarak nesnel ölçütler getirilmesi ve değişik kademelerdeki yargı mensupları için paralel düzenlemeler yapılması

Yargı mensupları ile ilgili disiplin düzenlemeleri arasında birlik ve paralellik bulunmadığı gibi muğlak ifadelerle kaleme alınmış, nesnel ölçütlere dayanmayan düzenlemelere de rastlanmaktadır.

Yüksek mahkemelerin başkan ve üyeleri haricindeki yargı mensupları için 2802 sayılı Kanunun 62 vd. maddelerinde uyarma, aylıktan kesme, kınama, kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme ve meslekten çıkarma olmak üzere yedi tür ceza düzenlenmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 19’uncu maddesinde Yargıtay mensupları için

“uyarma” ve “görevden çekilmeye davet” olmak üzere iki türlü işlem yapılabileceği ifade edilirken, Danıştay mensupları için, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 73’üncü maddesinde “uyarma” ve “hizmet süresine göre istifa etmeye veya emekliliğini istemeye davet edilme” olmak üzere iki tür disiplin cezası öngörülmüş, ayrıca 83’üncü maddede “meslekten çıkarma” düzenlenmiştir.

Her bir kanunda öngörülen disiplin soruşturması ve karar verme usulü de birbirinden farklıdır. Yüksek mahkemelerin başkan ve üyeleri için disiplin suçlarının neler olduğu belirlenmediği gibi öngörülen disiplin cezaları da eylemin niteliğine ve ağırlığına göre

“orantılılık” ilkesini sağlayabilecek nitelikte değildir. Yargıtay Kanunu bunları bir

“disiplin cezası” olarak dahi nitelememiştir.

Anayasa Mahkemesinin başkan ve üyeleri için ise herhangi bir disiplin hükmü ve cezası öngörülmemiştir.

Yolsuzlukla mücadele, yargıya güven, meslek onur ve ahlakı gibi temel değerlerin daha iyi korunabilmesi açısından yargı mensupları ile ilgili disiplin hükümlerinin açık, sınırları çizilmiş ve belirli hale getirilecek ve yüksek mahkeme başkan ve üyeleri ile ilgili paralel düzenlemeler yapılacaktır.