• Sonuç bulunamadı

Yargılama Faaliyetlerinin Mekanı ve Zaman Yönetimi

B- Teknik Nedenler Açısından

4. Yargılama Faaliyetlerinin Mekanı ve Zaman Yönetimi

Adalet hizmetlerinin sağlandığı binaların çoğu eski yapılar olup fiziki olarak ihtiyacı karĢılayabilmekten uzak durumdadırlar. Bu binalar yetersiz olmakla birlikte çoğu pasajların, hükümet konaklarının ya da iĢ hanlarının bir köĢesine

331 Tasarının tam metni için bkz. http://www.kgm.adalet.gov.tr/gg/tblgtkantas.pdf [07.11.2008] 332 Pekcanıtez, Yargının Hızlandırılmasına ĠliĢkin Avrupa Usul Hukukundaki GeliĢmeler, s. 70.

sıkıĢtırılmıĢ durumdadır. Öte yandan fiziki ihtiyacın da dıĢında ve fakat en az onun kadar gerekli bir diğer olgu, adliye binalarının görünüĢ ve mekan olarak bireylere güven ve adalet hissi veren ortamlar olmasındaki önemdir.333 Oysaki Adalet Gözet Projesi kapsamındaki Adliye Gözlemleri araĢtırmasına göre, Ġstanbul adliyelerinin genelde bakımsız, kararmıĢ ve loĢ binalardan oluĢmakta, mahkemelerin %12.3’ünde ayrı bir duruĢma salonu olmadığından duruĢmalar hakim odasında yapılmaktadır.334

Adliye salonlarındaki olumsuz fiziki Ģartların bu binalarda çalıĢan personelin çalıĢma Ģevk ve performansını düĢüreceğini de söylemek mümkündür.

Türkiye’de yüksek mahkemeler dıĢındaki yargı organlarının kendilerine ait bir bütçeleri bulunmamaktadır. Yargı organları giderleri Adalet Bakanlığı bütçesinden karĢılanmaktadır.335

Konsolide bütçeden adalete ayrılan pay 2008 yılında % 1,22 iken 2009 yılı tasarısında ise % 1,27 olarak belirlenmiĢtir.336

Diğer bir anlatımla devletin üç ana erkinden bir olan “yargı” için devlet kendi gelirinden ancak %1,22’lik bir kısmı ayırmaktadır. Yargıya ayrılan bu payın içerisinde personel maaĢları ve harcamalarının olduğu da hesaba katıldığında, bina ve ekipman yatırımına neredeyse pek bir ödenek kalmadığı ortaya çıkmaktadır.337

Yargıya ayrılan bu bütçe arttırılmadığı sürece elveriĢsiz bina, ekipman gibi sorunların çözülmesinin mümkün olmadığı ifade edilebilir. Öte yandan son yıllarda birçok yeni ve teknik donanımlı adliye binalarının inĢa ediliyor olmasının da olumlu bir geliĢme olarak burada altının çizilmesi yerinde olacaktır.

333

DemirbaĢ, a.g.e. s. 362-365. 334

Kalem Seda, Jahic Galma, ElveriĢ Ġdil, Adliye Gözlemleri Ġstanbul Mahkemeleri : Fiziksel KoĢullar, DuruĢmalar ve Gecikmeler, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yay., Ġstanbul, 2008, www.adaletgozet.com

335 Bjoinberg - Paul, a.g.e. s. 123. 336

Bkz. Adalet Bakanı Mehmet Ali ġahin’in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Yaptığı 2009 yılı bütçe sunuĢ konuĢması (Bkz. http://www.basin.adalet.gov.tr/bkonusma/bkonusma.html [20.11.2008]).

b) DuruĢma Salonlarının Etkin Kullanımı

Uygulamaya bakıldığında adliye binalarındaki odalar mahkeme kalemi, duruĢma salonu ve hakim odası olarak tasnif edilmektedir. Genellikle en büyük alana sahip olan duruĢma salonlarının çoğu haftada yalnızca 2 ya da 3 gün kullanılmaktadır.

Bir adliye dahilinde ilave mahkemeler açılarak iĢ yükü hafifletilmeye çalıĢıldığında, yukarıda bahsedilen bu sistem mekan yetersizliği nedeni ile yeni mahkemeler açılmasına engel olmaktadır. Zira adliye binalarındaki odaların etkin dağıtımı bu bağlamda oldukça önemlidir. DuruĢma salonlarının birden fazla mahkeme tarafından ortak ve etkin çalıĢma saatleri ile kullanımı sağlanırsa, açılacak mekanlara yeni mahkemeler kurulabileceği ve iĢ yükünün bu yolla azaltılabileceği düĢünülebilir.

Nitekim Avrupa Konseyi 2004 istiĢare ziyaret raporunda da bu yöndeki tavsiyelerini dile getirmiĢ ve mevcut duruĢma salonlarının farklı heyetler tarafından haftanın tüm günleri kullanılarak adliyelerdeki mekan kullanımının etkinliğinin arttırılması gerektiğini vurgulamıĢtır.338

c) Yargıda Kullanılan Araç-Gereç Yetersizliği

Yargılama faaliyetlerinde geliĢen teknolojiden faydalanılmasının önemine çalıĢmamızın yukarıdaki kısımlarında değinilmiĢtir. Bununla beraber adliyelerde kullanılan araç ve gereçlerin de gerek sayı gerekse nitelik olarak arttırılması gerekmektedir.

Gerek soruĢturma gerekse yargılama aĢamalarında süratli, güvenilir ve her zaman ulaĢılabilir tespitler yapılması açısından ses kayıt ve görüntü kayıt cihazlarının kullanımına geçilmeli ve bu alanlarda gerekli mevzuat değiĢiklikleri gerçekleĢtirilmesinin yerinde olacağı ifade edilebilir.339

338 Bjoinberg - Paul, a.g.e. s. 127. 339 DemirbaĢ, a.g.e. s. 364.

d) ÇalıĢma Saatlerinin Verimliliği

Ülkemizde adliyelerin çalıĢma saatlerinin çağın ve iĢ yükünün gereksinimlerini karĢılamayacak kadar verimsiz düzenlendiği bir gerçektir. Adliyeler 08:30–17:30 saatleri arasında faaliyet göstermektedirler. Burada bir saat de öğle tatiline ayrılmakta ve sonuç olarak günde sabahtan 4, öğleden sonra 4 saat olmak üzere toplam 8 saat çalıĢan, hafta sonları çalıĢmayan bir sistem karĢımıza çıkmaktadır.

Öte yandan konu ceza yargılaması olunca, vatandaĢların bu hizmete ihtiyaçlarının sadece mesai saatlerinde olmayacağı, Ģüpheli konumuna düĢen her bireyin en kısa zaman dahilinde hakim önüne çıkma hakkının bulunduğu da nazara alınarak, ceza yargılamasının mesai saatleri dıĢında da düzenli olarak icra edilmesindeki gereklilik ortaya çıkmaktadır.

2802 sayılı HSK’nın 54. maddesi uyarınca; “Hakim ve Savcılar, haftalık

çalışma süresi ve günlük çalışma saatleri yönünden Devlet Memurları Kanundaki hükümlere tabidirler. Ancak, hizmetin gerekleri ve görevin özelliklerinden doğan haller ve özel kanunlardaki hükümler saklıdır.”

Bu konuda Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi tarafından hakimlere verilen seminer sonrasında oluĢturulan raporda340

da ifade edildiği üzere, 2802 sayılı Kanun’dan hareketle yeni CMK’nın gerektirdiği Ģekilde hakimlerin görev gereklerine uygun nöbet düzenlemesi yapılması ve buna göre mesai dıĢındaki çalıĢma saatlerini düzenlemesi gerekmektedir.341

Kanaatimiz de söz konusu düzenlemenin bir an önce yapılmasının gerektiği yönündedir. Çünkü ceza adaleti sisteminde insan haklarına saygılı, adil bir yargılama gerçekleĢtirilmesi ve yargılamanın süratle gerçekleĢtirilmesi için soruĢturma safhasındaki bir çok iĢlem için hakim kararı gerekmektedir. Bu nedenle uygulamada mesai saatleri dıĢında görev yapan hakime ihtiyaç duyulduğu ortadadır. Yine aynı raporda mesai saatleri dıĢında görev yapacak hakimlerin bu görevi nöbet esasına göre yerine getirmeleri önerilmiĢtir. Diğer yandan bu konuda

340 http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/163.doc [26.11.2008]

öğretimizde “vardiyalı çalıĢma” önerileri ileri sürülmektedir. Nitekim Yücel’e göre, mevcut adliye mekânlarının hafta sonları da kullanımı sağlanacak Ģekilde vardiyalı kullanılması benimsenmelidir.342

e) Adli Tatil Müessesesi

5271 sayılı CMK 331. maddesine göre, ceza iĢlerini gören makam ve mahkemeler her yıl Ağustos’un birinden Eylül’ün beĢine kadar tatil olunur. Davaların uzun sürmesinin yargı sistemimizdeki en büyük sorunlardan biri olduğu hukuk camiasındaki herkes tarafından ileri sürülmekte iken, adalet sistemimizin yılda 35 gün tatil edilmesi olgusu hayret vericidir.343

Adli tatil kurumu ile mahkemelerin yıllık izne çıkması anlayıĢı yerine, hakimlerin de diğer tüm kamu görevlileri gibi izne çıkmaları ve fakat mahkemelerin çalıĢmaya devam etmeleri sağlanmalıdır.344

VI. CMK’DA YARGILAMA SÜRESĠNĠ KISALTMAYA YÖNELĠK