• Sonuç bulunamadı

2.13.1. Yurt İçinde Yaratıcılık ile İlgili Yapılan Araştırmalar

Saraçoğlu ve diğ. Girişimcilikte Yaratıcılığın Üç Boyutu: Birey, Süreç Ve Ürün. Bu çalışmada, girişimcilikle girişimciliği etkileyen yaratıcılığın üç boyutu olan birey, süreç ve ürün arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma sonucunda şu sonuçlara ulaşılmıştır: yaratıcı girişimciler; iç kontrol odağına sahip, yatay düşünmeye yatkın, kontrolden kaçınan, risk alan, sağ beynini daha çok kullanan ve daha fazla şey bilme iştahı olan kişilerdir. yaratıcılık süreci; tesadüfü olarak bir buluş veya fikrin bulunması yada probleme ait işletme içindeki ve dışındaki bilginin toplanması ve değerlendirilmesi, mevcut bilgiyle problemin ve çözüm alternatiflerin tanımlanması, problemin çözülmesi, bulunan çözümün uygulamaya konmasıyla ilgilidir. Ürün ya da fikrin yaratıcılığı; ürün ya da fikrin orijinalitesi, mümkünlüğü ve kullanıma uygunluğuyla değerlendirilir. Bir fikrin ya da ürünün mevcut paradigmayı değiştirebilme derecesinin o ürünün ya da fikrin yaratıcılık boyutunu (orijinalite durumunun) arttırdığı da söylenebilir (111).

Dönüştürücü Liderlik Anlayışının Yaratıcılığa Ve Yeniliğe Etkisi, Bu çalışmada dönüştürücü liderlik anlayışının yaratıcılığa ve yeniliğe etkisini açıklamak amaçlanmıştır. Bu bağlamda çalışmada, yaratıcılığa, yeniliğe, dönüşümlerle ilişkili olan dönüştürücü liderlere ve yaratıcılık ile yeniliğin dönüştürücü liderlikle olan ilişkisine değinilmiştir. Çalışmada yaratıcı düşüncenin ve yenilik faaliyetinin dönüştürücü liderlik anlayışıyla desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır (72).

Yaşar Can ve Aral, Yaratıcı Düşünme Becerilerinde Okul Öncesi Eğitimin Etkisi. Bu araştırma, okul öncesi eğitimi alan ve almayan çocukların yaratıcı düşünme becerilerini incelemek amacıyla planlanmıştır. Araştırmanın evrenini, Ankara il merkezinde bulunan ilköğretim okullarının anasınıflarına devam eden altı yaş grubu çocuklar oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemine ise bu okullar arasından tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilen toplam sekiz okuldaki anasınıflarına devam eden, daha önce okul öncesi eğitim alan ve almayan, normal gelişim gösteren altı yaşındaki 210 çocuk dahil edilmiştir. Araştırmada, çocuklar ile ilgili bilgi almak amacıyla “Genel Bilgi Formu” ve çocukların yaratıcı düşünme düzeylerini belirlemek amacıyla Urban ve Jellen (1996) tarafından geliştirilen Can-

Yaşar (2009) tarafından altı yaş Türk çocukları için geçerlik güvenirlik çalışması yapılan “Yaratıcı Düşünme-Resim Oluşturma Testi (YD-ROT)” kullanılmıştır. Çocukların yaratıcı düşünme becerileri ile okul öncesi eğitimi alma durumları ve cinsiyet arasındaki ilişki Mann Whitney U-Testi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, okul öncesi eğitim alan çocukların yaratıcı düşünme puanları okul öncesi eğitim almamış çocukların puanlarından anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p<0, 05). Çocukların cinsiyeti, yaratıcı düşünme becerileri üzerinde önemli bir fark yaratmamıştır (22).

Bu konuyla ilgili olarak yapılan çalışmalardan bazıları kısaca belirtilmiştir. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında öğrenim gören öğrencilerin Yaratıcılık düzeylerinin karşılaştırılması amaçlanan, Çalışmalarında, Cinsiyet değişkenine göre; araştırma grubunun yaratıcılık düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0, 05). Fakat ortalama değerlere baktığımızda; erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre daha yaratıcı olduklarını belirtmişlerdir. Sınıf değişkenine göre; 2. sınıfta öğrenim gören öğrencilerin yaratıcılık düzeylerinin yüksek olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Bölüm değişkenine göre; araştırma grubunun yaratıcılık düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p> 0, 05). Fakat ortalama değerlere baktığımızda; Spor Yöneticiliği bölümünde öğrenim gören öğrencilerin yaratıcılık düzeyleri daha yüksek çıkmıştır. Baba öğrenim seviyesi değişkenine göre; araştırma grubunun yaratıcılık düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur (p< 0, 05). Bu farklılık sonucunda; babasının öğrenim seviyesi lisans olanların lise olanlara göre yaratıcılık düzeyleri yüksek çıkmıştır.

Yılmaz ve Karahan, Liderlik Davranışı, Örgütsel Yaratıcılık ve İşgören Performansı Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi: Uşak’ta Bir Araştırma. Bu araştırmanın amacı, liderlik davranışı, örgütsel yaratıcılık ve iş gören performansı arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılmasıdır. Bu kapsamda, Uşak’ta tekstil sektöründe faaliyet gösteren orta ve büyük ölçekteki 12 işletmede görev yapan 110 iş gören üzerinde anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 16. 0 programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda araştırma sonuçları, vizyon odaklı liderlik davranışının örgütsel yaratıcılık üzerinde çalışan odaklı liderlik davranışına göre daha fazla etkili olduğunu ve vizyon odaklı liderlik davranışının

aynı zamanda iş gören performansı üzerinde pozitif yönde etkisi olduğunu ortaya koymuştur (145).

2.13.2. Yurt Dışında Yaratıcılık ile İlgili Yapılan Araştırmalar

İnsanlar tartıştıklarında dar görüşlü, katı ve az yaratıcı oldukları düşünülür. Fakat Dreu ve Nijstad’ın (2008) araştırmaları sonucunda akside olabiliyor sonucuna ulaştılar. Anlaşmazlık yaşayan insanların daha çok proplemle ilgili olduğu ve daha orijinal yollar ürettiklerini buldular

Clement ve arkadaşları (1994) jenerik terimleri kullanmayla yaratıcı düşüncenin daha kolay çıkış yaptığını ve performansın % 100’den daha fazla arttığını buldular.

Maddux et al. (2010) araştırmasında katılımcıların çok kültürlü öğrenme deneyimlerini hatırlamasını istedi ve bu kişilerin düşüncelerinde daha esnek ve yaratıcı ilişkiler kurmakta daha elverişli olduğu sonucuna vardı (156).

Hargraves, (1977) araştırmalarında zeka ile yaratıcılık arasında doğrusal bir ilişki bulamamıştır. Yüksek zeka yüksek yaratıcılığın garantisi olamıyacağını belirtmiştir.

Diessner, (1984) yaratıcılık için minimum zeka düzeyinin (IQ:125) gerekli olduğunu söylemiştir.

Fisher, (1995) bütün çocuklarda doğuştan yaratıcılık yeteneği vardır, geliştirilebilmesi için, yaratıcılığı destekleyen ortamın sunulması gerekliliğini belirtmiştir (157).

Sternberg, R.J. (2006). Bu makalede yaratıcılığın doğasını anlamak adına sarfedilen çabalar sonucu geliştirilen bazı teorilerin kritiği yapılmıştır. Yaratıcılık adına ortaya atılmış tam teşekküllü bir teorinin cevap vermesi gereken tüm sorularla yüzleşmek yerine en azından bu görünümlerin birer örnekleri sunulmuştur. Bizim bu çalışmada temel önceliğimiz şu gerçek ki yaratıcılık aslında herkesin verebileceği bir kararın büyük kısmını oluşturmakla beraber çok az kişinin yapabildiği çünkü bunun onlara maliyetinin çok yüksek olacağına inanmasıdır. Toplum getirilerini arttırarak ve maliyetlerini azaltarak yaratıcılığın gelişiminde büyük rol oynayabilir. E. Paul

Torrance, yaratıcılığın bilimsel anlamda ele alınmasını savunanlardan en önde gelenlerindendir (154).

Shalley, C.E. (2003). Sosyal ilişkilerin ve bireysel yaratıcılığın bağlamı arasında ortak bir yön tespit edilmiştir. Sosyal ilişkilerin işleyişinde, hem statik hem de dinamik sosyal ağ kavramlarının önemini ön plana çıkararak tek boyutlu çalışmaların ötesine geçilmiştir. Bizim öne sürdüğümüz şey daha zayıf bağların genellikle (ama her zaman değil) yaratıcılık için yararlı olmadığı savıdır ve yaratıcı çalışmayı kolaylaştıran ve güçlendiren ağ pozisyonlarının olması gerektiğini savunuyor ve üç temel kavram tanımlıyoruz. Çalışmada yaratıcılık ve ağ pozisyonu arasındaki dairesel ilişkiyi de kapsayacak şekilde sarmal bir model sunulmaktadır. Genel anlamda önerdiğimiz çalışma bir bireyin ağ pozisyonuna bağlı olarak yaratıcılık yaşam döngüsünü tanımlamaktadır (153).

Feist G.J. (1998). Genellikle yaratıcı insanlar yeni deneyimlere karşı daha açık, daha az geleneksel ve vicdanlı, daha özgüvenli, daha çok kendiyle barışık, tahrik edici, hırslı, baskın karakterli, muhalif ve itici olmaktadırlar. Bunların dışında, en fazla etki boyutları dışa açıklık, vicdanlılık, kendiyle barışık olma, muhalif olma ve itici olma üzerinedir. Ayrıca yaratıcı insanların bu ayırt edici kişilik boyutlarının geçici istikrarı ortaya çıkmaktadır. Yaratıcı kişilerin bu davranışlarının sosyal, bilişsel, motivasyonel ve etkili boyutlara ayrıştırılması önem kazanmaktadır. Yaratıcılık da birçok karmaşık davranış gibi içsel bir oluşum gerektirmekte ve disiplinler arası bir bakış açısı ile kişiliğin ve sosyal psikolojilerin tarihsel disipliner yaklaşımlarını azaltmaktadır (155).