• Sonuç bulunamadı

2.3 Yaratıcı Düşünme

2.3.3 Yaratıcı düşünme eğitimi

Günümüz dünyası yeni buluş, icat ve keşiflerle hızla değişmekte, teknoloji tanıtıldığı andan kısa süre sonra eskimeye başlamaktadır. 21. yüzyıl dünyasında değişimlere uyum sağlayabilmek, teknolojiden en iyi şekilde faydalanmak, problemlere çözümler üretebilmek bireylerin en nihai hedefi hâline gelmiştir. Eğitimin amacı yaşadığı çağa uyum sağlayabilen, araştıran, bağımsız düşünebilen, yeniliklere açık, meraklı, öğrenmeye istekli ve yaratıcı bireyler yetiştirmektir. Yaratıcılık hemen hemen her çocukta bulunmaktadır ve okul ortamında düzenli eğitimle geliştirilebilecek bir beceridir. “Deneysel araştırmalar, çocuklara çeşitli talimatlar verildiğinde orijinal yollar kullanarak tepki verdiklerini göstermektedir” (Runco, 2014).

Yaratıcı bir öğrenme ortamının hazırlanmasında eğitim programlarının, ders içeriklerinin, okul idaresinin etkisi bulunmaktadır. Ancak okulda programları uygulayan ve öğretim sürecine rehberlik eden öğretmenlerin yaratıcı düşünme üzerindeki etkisinin çok daha fazla olduğu düşünülmektedir. Öğretmenlerin derste yapacakları uygulamalar, kullanacakları yöntem ve teknikler, değerlendirme şekilleri öğrencilerin yaratıcılığının gelişmesine katkıda bulunacak ya da yaratıcılığın önündeki en büyük engel olacaktır. Öğretmenlerin öğrencilerinin daha yaratıcı bireyler olarak yetiştirebilmeleri ve sınıf ortamında yaratıcılığı destekleyecek öğrenme ortamını oluşturabilmeleri için alan yazında bulunan önerileri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:

44

Eğitime başlandığında çocuklara yaratıcı düşünmenin önemi anlatılmalıdır. Öğrenciler yaratıcı düşünmeden elde edecekleri kazançları bildikleri zaman yaratıcı fikirler ortaya çıkarmaya daha fazla özen göstereceklerdir.

Günlük öğretime yaratıcılık katılmalıdır. Bu, öğrencilerin birden fazla fikir üretmesini, kaydetmesini, öğrencilerin problemleri yeniden tanımlamasını, analojileri kullanmasını ve farklı şekillerde düşünmesini sağlar. Bu süreçte pratik yapılması öğrenmenin kalıcı olmasına katkıda bulunacaktır. Öğretmenler öğrencilerinin yeni fikirler üretmelerini teşvik eden faaliyetler yapmalı ve etkinliklerin yapılmasına olanak sağlamalıdır (Beghetto ve Kaufman, 2014: 24).

Seçim, hayal gücü ve keşif için fırsatlar sunulmalıdır. Öğrenme etkinlikleri öğrencilerin problemlerini çözmelerine yönelik yeni ürünler, çözümler ve sonuçlar üretmelerini gerektirir. Öğrencilerin, bu öğrenme etkinlikleri ile meşgul olmaları için uygun ortam yaratılmalıdır.

Öğretmenler, öğrencilerine yaratıcı yeteneğin nasıl kullanılacağı, yaratıcı ürünlerin nasıl geliştirilebileceği ve yaratıcı sürecin nasıl işlediğine yönelik bilgiler vermelidir. Guilford (1967) ve Torrance (1963), yaratıcı düşünme becerilerinin doğrudan öğretim yoluyla geliştirilebileceğini gözlemlemiştir (Fasko, 2000: 320).

Öğrencilere iş birlikçi çalışmaları için fırsatlar sağlamalı, mini C düzeyinde düşünmenin yeni şeyler görmenin yollarını açabileceğini göstermelidir (Beghetto ve Kaufman, 2014: 24). Bunun için de mutlaka öğrencilerin söyledikleri farklı fikirlere saygı duymalı ve bu fikirlere değer verdiğini hissettirmelidir.

Sternberg ve Lubart (1991) motivasyonu iç ve dış olarak ikiye ayırmakta ve iç motivasyonun yaratıcı ürünler ortaya koymada daha büyük etkisinin olduğunu düşünmektedir (Fasko, 2000: 323). Bu nedenle öğrencilerin dışsal motivasyonlarından ziyade iç motivasyonlarına odaklanılmalıdır. Zevk aldıkları, ilgi duydukları etkinliklere katılmak öğrencilerin iç motivasyonlarını yükseltirken aynı zamanda yaratıcılıklarını artırabilir. Dışsal motivasyonu harekete geçirirken görevin değerini ve önemini açıklayan ifadeler kullanmanın daha faydalı olacağı düşünülmektedir. Böylece dışsal motivasyon içsel motivasyona dönüşebilir. Öğrencilerin ilgi alanlarından hareket edilmeli ve öğrenciler öğrendiklerini gerçek yaşamla birleştirmelidir (Beghetto, 2010: 456; Beghetto ve Kaufman, 2014: 25).

Sınıfta yaratıcılığı desteklemelidir. Öğretmenler yaratıcılığı geliştirecek ve destekleyecek sınıf ortamı oluşturmalıdırlar. Düşüncelere saygı duyulan, yeni fikirlere

45

açık, orijinalliği, fikir çeşitliliğini teşvik ve takdir eden bir sınıf ortamı yaratmak öğretmenlerin en önemli görevleri arasında yer almaktadır (Cropley, 2006: 19). Öğretmenler, öğrencilerinin yaratıcılıklarını geliştirecek fırsatlar sağlamalıdır. Yaratıcı ve yenilikçi fikirler desteklendiğinde ancak gelişebilir.

Öğretmenler sınıfta yaratıcılığı modellemeli, kendilerini ve öğretilerini yaratıcı bir davranış olarak görmelidir (Beghetto ve Kaufman, 2014: 26).

Müfredat ve değerlendirmeyi sentezlemelidir. Jacobs’a (1989) göre yaratıcı eğitimciler-özellikle ilköğretim seviyesindekiler-içeriği bölümlere ayırmanın aksine disiplinler arasında köprüler kurmanın yollarını aramalıdır. Farklı disiplinler arasında bağlantı kurmak yaratıcılığı teşvik edecektir (Ambrose, 2005: 289).

Öğrencinin bireysel ilgi ve ihtiyaçlarına uygun olarak öğretme ortamını yönetmeli ve organize etmelidir. Çocuğa öğrenme özgürlüğü tanımalı, bunun için müfredatı planlamalıdır (Stein ve Poole, 2006: 15).

Çocukların sorumlulukları azaltılmalı, saatlerce ödev yapmak zorunda bırakılmamalıdır.

Kişi yalnızca önceki tecrübelerini kullanarak beklenmedik değişimler meydana getiremez, yaratıcı fikirler geliştiremez. Bu nedenle öğrencilerin farklı tecrübeler yaşayabilecekleri, değişik uyarıcılarla karşılaşabilecekleri sınıf ortamları yaratılmalıdır.

Yaratıcılık sevgi, güven ve özgürlük ortamında gelişir. Bu nedenle öğrencilerin korkmadan veya tereddüt etmeden fikirlerini açıklamalarına izin vermek, yaratıcı düşünce ve davranışları takdirle karşılamak yaratıcılığın gelişimini olumlu yönde etkileyecektir. Ödüller yaratıcılığı teşvik edebilir ve eylemler zamanla yaratıcı düşünmeyi sürekli hâle getirebilir. Yapılan araştırmalarda, küçük çocukların yaratıcı becerilerinin daha yüksekken ilerleyen yaşlarda yaratıcılıklarının azalması hatta yok olması okulda ve toplumda yaratıcı düşünmenin desteklenmediğini düşündürmektedir. Land’ın (1968) NASA’ya bilim adamları ve yenilikçi mühendisler seçmek için kullandığı yaratıcılık testinin aynısını 3-5 yaş grubundaki çocuklara uyguladığı, daha sonra aynı çocukları 10 yaşında ve yine 15 yaşında test ettiği araştırma sonuçları bu düşünceyi desteklemektedir. Test sonucunda 5 yaşındaki çocukların yaratıcılıklarının %98 iken10 yaşına geldiklerinde % 30'a düştüğü ve 15 yaşında test edildiğinde yaratıcılıklarının sadece % 12 olduğu, aynı test 280.000 yetişkine uygulandığında ise yaratıcılıklarının yalnızca %2 olduğu görülmüştür (Land ve Jarman, 1968).

46

Birkaç ülkede yapılan araştırmada, anaokulundan 3. sınıfa kadar öğrencilerin yaratıcılıklarında sabit bir artışın olduğu, 4. sınıfta ani bir düşüşün yaşandığı, 5. ve 6. sınıflarda tekrar artışın olduğu, yaratıcı becerilerin en yoğun 13-14 yaşları arasında görüldüğü, 7. sınıfta keskin düşüş yaşandığı son olarak lise yıllarında yavaş büyüme gösterdiği gözlenmiştir (Cropley, 1997: 22). Araştırmalar yaratıcılığın farklı yaşlarda farklı seviyelerde olduğunu, 7. sınıfın başından itibaren ciddi bir düşüşün yaşandığını göstermektedir.

Örgün eğitim kurumlarında Goodlad’ın (2004: 229) yapmış olduğu gözlemler, okullarda neden yaratıcı düşünmenin zamanla azaldığını somut olarak göstermektedir. Öğrenciler zamanlarının %75’ini sınıfta geçirirler ve bu zamanın büyük çoğunluğunda öğretmenlerinden çeşitli konularda bilgi ve talimatlar alırlar. Bu talimatların yalnızca %5’i yaratıcı öğrencilerin beklentilerine cevap verir (Beghetto, 2010: 450). Öğrencilerin yaratıcı düşünme seviyelerinin düşük olması ve okullarda etkili yaratıcı düşünme eğitiminin verilememesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Sınıfta yaratıcı düşünmeye yönelik etkinliklerin yapılmaması, yaratıcılığı besleyecek (beyin fırtınası, günlük tutuma, serbest yazma vb.) yöntem ve tekniklerin kullanılmaması, işbirlikçi sınıf ortamının oluşturulmaması, yaratıcı ürünlerin ödüllendirilmemesi, dışsal motivasyona odaklanılması bunlardan birkaçıdır.

Benzer Belgeler