• Sonuç bulunamadı

2.5 Anlama Becerisi

2.5.1. Dinleme

İlk kazanılan dil becerisi olan dinlemenin anne karnında edinilmeye başlandığını gösteren pek çok araştırma mevcuttur. Yalçın (2012: 128) hamileliğin son dönemlerinde annelere bazı klasik müzik besteleri dinletmenin çocuğun zekâ düzeyine önemli katkıda bulunduğunu, Doğan, (2007: 63) bebeklerin anne karnında 5. aydan itibaren dışarıdaki sesleri duyduklarını, Yalçın (2012: 124) çocuğun hamileliğin son iki ayında bazı sesleri işittiğini, Flowerdev ve Miller (2005: 21) dinleme ve ayırt etme sürecinin doğumdan önce başladığını ifade etmektedir. İşitme duyusunun anne karnında gelişmeye başladığı ve dinleme becerisinin ilk adımlarının bu süreçte atıldığı araştırmacıların hem fikir olduğu bir gerçektir. İlk edinilen dil becerisi olmasına karşın işitme ve dinlemenin aynı anlama geldiği yönündeki yanlış inanç, dinleme araştırmalarına geç kalınmasına neden olmuştur. 1880’li yıllardan itibaren yapılan çalışmalarla kavram karmaşası giderilmeye başlanmıştır.

İşitme, ses dalgalarının dış kulaktan kulak zarına iletilmesi ve orta kulakta mekanik titreşimlerle iç kulakta beyne giden sinir akımlarına dönüşmesi ile gerçekleşir (Aksu, 2013: 13). İşitme eşiği 0-4 desibeldir. İnsanların işitebildiği ses gücü 20 desibel, fısıltı hâlinde konuşma 20-40 desibel, sakin sokak seslerinin gücü 40-50 desibeldir. Normal konuşma 60 desibel, işlek caddedeki trafik gürültüsü 80 desibel, kapalı yerde makine gürültüsü 110-120 desibel, ağrı verici şiddetteki ses 120-140 desibel olarak belirlenmiştir (Yalçın, 2012: 124). İşitmenin gerçekleşebilmesi için ses frekansının en az 20 desibele, sağlıklı bir işitme için ise 60 desibele ulaşması gerekmektedir. İşitme dinlemenin ön şartıdır ve dinleme faaliyetini başlatan unsurdur. Her dinlemede işitme varken işitmenin olduğu her yerde dinlemenin olduğunu söylemek mümkün değildir. İşitmede birey pasif bir alıcı konumundadır. Dinlemede ise zihinsel faaliyetlerin etkin kullanıldığı, bireyin aktif olduğu bir süreç söz konusudur (Rost, 2002: 8; Anderson ve Lynch, 2003, Lindslay ve Knight, 2006; Akt. Yıldırım ve Yıldırım, 2016: 2096; Yang, 2009: 134; Kim ve Pilcher, 2016: 139; Tran ve Duong, 2020: 79).

54

Özellikle 1970’lerin sonunda dil öğrenmede dinlemenin öneminin anlaşılmasıyla (Aşılıoğlu, 2009: 47), 1990’lı yıllardan itibaren dinleme çalışmaya değer bir alan olarak görülmüş ve araştırmalar hızlanmıştır. Yapılan araştırmalarda dinleme, farklı şekillerde tanımlansa da özellikle iki kavram etrafında dinleme becerisinin inşa edildiği görülmektedir. Bunlardan birincisi dinlemenin yapısal veya fizyolojik yönünü (dinlemenin gerçekleşmesi, duyma ve işitmeden farkı); ikincisi ise dinlenmenin işlevsel (anlama, yorumlama ve iletişim) yönünü oluşturmaktadır (Kurt, 2008: 28). Dinleme; çevreden gelen belirli ölçüdeki ses titreşimlerinin (16-20000 Hz) bir amaç doğrultusunda algılandığı, önceki bilgilerin yardımıyla anlamlandırıldığı ve tepkide bulunulduğu daha sonra hatırlandığı karmaşık bir süreci ifade eder. Dinleyicilerin ses, tonlama, dil yapısı ve sosyal yapısal bağlamlar gibi tüm unsurlara odaklanmasını gerektiren zihinsel bir etkinliktir (Vandergrift, 1999: 168; Özbay, 2009; Güneş, 2007: 74; Aytan, 2011: 9; Sever, 2015: 10). Jinhong (2011: 6) dinlediğini anlamayı yalnızca dinleyicilerin girdiyle aktif olarak uğraşmasını gerektiren süreç odaklı bir faaliyet değil, aynı zamanda verilen bilgiye veya onların deneyimlerine, arka plan bilgilerine dayanarak dinleyicilerin anlamları inşa ettiği yaratıcı bir faaliyet olarak açıklamaktadır.

Alan araştırmacılarının yaptığı açıklamalardan hareketle dinlemenin özelliklerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:

 Dört temel dil becerisinden bir tanesidir.

 İşitilenlere dikkat yoğunlaştırmayı ve anlamayı gerektirmektedir.

 Önceden edinilmiş bilgiler anlamı inşa etmeyi etkilemektedir.

 Zihinsel ve karmaşık bir süreçtir.

 İnsanların birbiri ile iletişim kurmasını, anlama ve öğrenme faaliyetlerinin yürütülmesini sağlamaktadır.

Dinleme, 20 desibeli geçen sesli uyaranların işitilip beyne iletilmesiyle başlayan; algılama, yorumlama, değerlendirme gibi zihinsel işlemleri kullanarak işitilenlerin anlamlandırılmasıyla devam eden ve gerektiğinde davranışların şekillendirilmesiyle son bulan dil becerisidir. Dinleme karşı tarafı edilgen bir yapıda izleme değil, iletişimin tam olarak gerçekleşmesi için iletiyi alma ve yorumlama çabasıdır. Konuşan kişinin vermek istediği mesajı pürüzsüz olarak anlayabilme ve söz konusu uyarana karşı tepkide bulunabilme etkinliğidir. Dinleyicinin önce söylenilenlerle sonra söylenenler arasında

55

bağlantı kurma ve iletişim içindeki işlevini anlama sürecidir (Temur, 2010; Demirel ve Şahinel, 2006: 72; Ungan, 2007: 149).

Dinleme evde, iş yerinde, sokakta kısaca sosyal yaşamın her yerinde iletişim sırasında (Tompkins, 1998; Akt. Akyol, 2010: 2; Iwankovitsch, 2001: 5; Gilakjani ve Ahmedi, 2011: 977) ve okulda eğitim-öğretim faaliyetleri boyunca (Duker, 1964; Akt. Doğan, 2007: 42) en çok kullanılan dil becerisidir. Bu nedenle etkili dinleme becerisine sahip olan bireyler, çevresindeki insanlarla çok daha iyi anlaşabilmektedir. Minnesota Üniversitesi’nin yayınladığı rapora göre, iş dünyasındaki yanlış anlamaların % 60’ı zayıf dinlemeden kaynaklanmaktadır. Amerika Aile Hizmeti Derneği zayıf iletişim ya da iletişimsizliğin çatışmaların %87’sine, cinsiyete dayanan iletişimsizliğin %44’üne sebep olduğunu açıklamıştır (Iwankovitsch, 2001: 5).

Dinleme, etkili iletişimin kurulmasını kolaylaştırmakla birlikte diğer dil becerilerinin kazanılmasında ve geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Çocukların okuma ve yazma becerilerini edinmesinde dinleme son derece kritiktir (Foorman ve diğerleri, 2015; Kim, 2015; Kim ve Pilcher, 2016), konuşma becerisinin edinilmesinde ise ön koşul görevini üstlenmektedir. Dinleme ve okuma dış dünyanın algılanmasını ve anlamlandırılmasını sağlayan, bu yönleriyle birbirlerine benzeyen iki önemli dil becerisidir. Beyinle ilgili yapılan araştırmalarda, insanın okuma merkezinin beynin işitme merkezinin içine yerleşmiş olduğunun ispatlanması okuma-dinleme arasındaki ilişkinin fizyolojik yönünü açığa çıkarmıştır (Chermak ve Musiek, 1997; Akt. Girgin, 2006: 20). Dinleme becerisi, hem okuma becerisinin edinilmesini sağlamakta hem de okuduğunu anlama başarısının artmasında etkin rol oynamaktadır. Sağlıklı işiten ve işitme engeli olan okuyucuların okuma başarı düzeyleri üzerine yapılan araştırmalar, işitme engelli okuyucuların işiten akranlarına göre okuma ve okuduğunu anlama becerilerinde sınırlılıklar yaşadıklarını göstermektedir (Arıcı ve Taşkın, 2019: 189).

Konuşmanın öğrenilebilmesi dinleme becerisinin edinilmesine bağlıdır. Bu nedenle dinleme becerisinin en çok etkilediği ve en çok etkilendiği dil becerisi konuşmadır. İşitemeyen ve işittiğini anlayamayan bir bireyin konuşma becerisini kazanması imkânsızdır. Bunun başlıca sebebi konuşmanın birden fazla kişi arasında cereyan etmesi ve tarafların birbirlerini dinlemek zorunda olmalarıdır. Dinleme olmadan konuşma olmayacağı gibi, dinleme becerisi gelişmemiş insanların güzel konuşmaları da mümkün olmamaktadır (Özbay, 2009: 61).

56

Öğrenmede sürekliliği sağlamak, soru sorulduğunda cevap verebilmek, nezaket kurallarına uymak, çevredeki tartışmalara ve konuşmalara katılabilmek dinleme becerisinin etkin kullanımına bağlıdır. Dinlemeyi alışkanlığa dönüştürmüş kişinin okul, iş ve toplum hayatında kendine öz güveninin tam ve başarı elde etmesinin kolay olacağı söylenebilir (Melanlıoğlu, 2011: 18). Bu nedenle ailelerin ve öğretmenlerin öncelikli hedefi çocukların dinleme alışkanlığını kazanmasını sağlamaktır.

Dinlemeyi etkileyen faktörler

Konuşmacıya bağlı faktörler: Dinleme biri konuşan diğeri dinleyen olmak üzere en az

iki kişinin varlığını gerektiren, bilişsel bir eylemdir. Etkili bir dinleme için konuşmacının dikkat etmesi ve sahip olması gereken bazı özellikler bulunmaktadır. Öncelikle konuşmacı konuştuğu ortama ve hitap ettiği kişiye/kişilere göre ses tonunu ayarlayabilmeli, uygun vücut dilini kullanabilmeli, jest ve mimiklere dikkat etmeli ve dinleyenin dikkatini dağıtacak kıyafetler giymekten kaçınmalıdır. Anlattığı konuya hâkim olmalı, dilin kurallarını bilmelidir. Bunların yanı sıra konuşmacının rahat ve sakin görünmesi dinlemeyi olumlu yönde etkilemektedir. Heyecanını kontrol edemeyen konuşmacının sesini ve beden dilini iletmek istediği mesajlara uygun şekilde kullanması mümkün görünmemektedir. Konuşma akışında yaşanan bozukluk dikkatini çoğu zaman konuşmacının kusurları üzerinde yoğunlaştıran dinleyicilerin dikkatinin dağılmasına, başka unsurlara yönelmesine neden olacaktır (Çifçi, 2001: 175).

Konuşmacı, konuşma esnasında dinleyicileri motive etmeyi ihmal etmemelidir. Çünkü dinleyicideki yüksek motivasyon dinlemeyi olumlu yönde etkileyecektir. Konunun önemini vurgulamak, varsa günlük hayatta karşılaşabileceği durumları belirtmek dinleyicinin konuya dikkatini yoğunlaştırmasını sağlayacaktır. Konuşmacı hitap edeceği kitleye uygun konu seçmeli, onların anlayabileceği bir anlatım kullanmalı, dinleyicilerin bilmediği sözcükleri kullanmaktan kaçınmalı, konuşma süresini dinleyiciyi sıkmayacak şekilde ayarlamalıdır. Dinleyicilerin yaşlarına ve sınıf durumlarına göre dinleme süreleri değişmektedir. Bu durumu dikkate alarak yapılan konuşma, dinleyicinin dikkatinin dağılmasına engel olacaktır.

Demirel (1996: 47) çocukların dinleme süresini şu şekilde sınıflandırmıştır:

1. Birinci sınıfta 3-5 dakika, 2 ile 3. sınıflarda öğrenciler 5-10 dakika dinleyebilir.

57

2. 4-5. sınıf öğrencileri 15-20 dakika dinleyebilir. 3. 6-8. sınıf öğrencileri 30-40 dakika dinleyebilir.

Bir konu hakkında açıklama yapılırken ya da herhangi bir konu üzerinde konuşulurken çocukların dikkat sürelerinin aşılması dinleme amacına ulaşılamamasına neden olacaktır. Aşılıoğlu (2009: 60) Türkçe öğretmeni adayları üzerinde yapmış olduğu araştırmada derslerde karşılaşılan başlıca dinleme engellerini konuşmacının uzun süre konuşması, dinleyiciyi konuya ilgi duyar duruma getirememesi, kullandığı terim ve kavramların dinleyici tarafından bilinmemesi, beden dilini etkin kullanamaması olarak sıralamıştır. Konuşmacı, konuşma sırasında bu kuralları uygulayabilirse dinleyicinin daha verimli bir dinleme süreci geçirmesine katkıda bulunacaktır.

Dinleyiciye bağlı faktörler: Sağlıklı dinlemenin gerçekleşmesi her şeyden önce

dinleyicinin işitme duyusuna sahip olmasına ve işitmeyi engelleyecek herhangi bir rahatsızlığının bulunmamasına bağlıdır. Dinleme, işitme ve işittiklerini anlamakla başlamaktadır. İşitme duyusu ile birlikte dinleyicinin yaş grubu, zekâsı, algılaması ve dikkat faktörü dinlemeyi önemli ölçüde etkilemektedir. Dinleyici, dinleme amacını ve dinlediklerinin ona sağlayacağı faydaları bilirse dikkatini dinlediği konuya yoğunlaştırması çok daha kolay olacaktır. Dinleyicinin bu süreçte konuşmacıya değer vermesi, konuşmacının dış görünüşüne odaklanmaması, çevreden gelen uyaranlarla ilgilenmemesi dinlemeyi olumlu yönde etkileyecektir. Dinleyicilerin dinlediklerini tam ve doğru olarak anlayabilmesi dinleme öncesi, sırası ve sonrasında bazı stratejileri kullanmasına bağlıdır. Bu stratejileri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür Temur (2010: 310), Yıldız (2015), Güneş (2016: 143):

Dinleme Öncesinde Kullanılabilecek Stratejiler  Hazırlık yapmak,

 Ön bilgileri harekete geçirmek,

 Dinleme öncesi sorular oluşturmak,

 Tahminde bulunmak,

 Anahtar kelime çalışması yapmak,

 Amaç ve yöntem belirlemek,

58

Dinleyici dinleme öncesinde fiziksel olarak dinlemeye hazır olmalı; oturacağı yeri seçmeli, araç-gerecini hazırlamalıdır. Ardından zihinsel hazırlık yapmalıdır. Dinleyeceği konuya dair ön bilgilerini harekete geçirmeli, tahminlerde bulunmalı, konuyla ilgili anahtar kelimelerle çalışmalar yapmalı, dinleme amacını belirlemeli, dinleme esnasında kullanacağı yöntem ve teknikleri dikkatlice seçmelidir.

Dinleme Sırasında Kullanılabilecek Stratejiler  Not Alma,

 Soru-cevap,

 Görsel sahne oluşturma,

 Vurgu ve tonlamaya dikkat etme,

 Tahminleri kontrol etme ve yeni tahminlerde bulunma,

 Empati kurma,

 Tekrar dinleme,

 Ara özet yapma,

 Yaşamla ilişkilendirme.

Dinleme sırasında dinleyici tüm dikkatini konuşmacıya yöneltmelidir. Not tutmak, anlaşılmayan noktaları konuşmacıya sormak, anlatılanları zihinde canlandırmak dikkatin canlı tutulmasını sağlamaktadır. İmkân varsa tekrar dinlemek, zihinde canlandırmak, özet çıkarmak, günlük hayatta uygulama alanı varsa onunla bağlantı kurmak hem anlamayı kolaylaştırmakta hem de zihindeki kalıcılığı artırmaktadır.

Dinleme Sonrasında Kullanılabilecek Stratejiler Özetleme,

Çıkarımda bulunma,

Yeniden ifade etme,

Metne uygun başlık bulma,

Neden-sonuç ilişkisi kurma,

Tartışma,

Sözcüklerin anlamları üzerinde durma,

Betimleme,

59  Soru sorma,

Öz değerlendirme.

Konuşmacının konuşmasını tamamlaması, dinleme sürecinin de tamamlandığı anlamına gelmemelidir. Dinleyici dinleme sonrasında değerlendirmede bulunmalı, önceden edindiği bilgi ya da düşüncelerle dinleme sırasında öğrendiklerini karşılaştırmalı; varsa konuşmacının çelişkili, yanlış, tutarsız düşüncelerini tespit etmeye çalışmalıdır. Dinleyicinin çıkarımda bulunması, metni kendi cümleleriyle ifade etmesi, metne uygun başlık bulması gibi dinleme sonunda yapılacak bazı işlemler bilgilerin hafızada çok daha uzun süre saklanmasını sağlayacak ve anlamayı kolaylaştıracaktır.

Ortama bağlı faktörler: Özellikle kalabalık grupların konuşmacıyı dinlediği

durumlarda ortama bağlı faktörler dinlemeyi olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Düzenlenmiş dinleme ortamlarında (sınıf, konferans salonu vb. yerler) akustiğe özen gösterilmeli, sesin dağılmamasına, yankılanmamasına, salonun en uzak köşesinde işitilebilmesine ve yakında bulunanları rahatsız etmemesine dikkat edilmelidir (Çifçi, 2001: 171). Özellikle sınıfta dinleme için uygun ortamın yaratılamaması eğitim-öğretim faaliyetlerini sekteye uğratmaktadır. Kalabalık sınıflardan kaynaklı dinleme problemleri pek çok okulda yaşanan bir sorundur. Ortamın kalabalık olmasının yanı sıra havalandırma, ısı, dışarıdaki gürültüler, nem, oturaklar, ışık, günün zamanı, hava, ses düzenlemeleri dinleme durumundaki diğer rahatsız edici unsurlardır (Calp, 2005: 145).

Dinleme sürecinde konuşmacıdan, dinleyiciden ya da ortamdan kaynaklanan sorunların giderilmesi sağlıklı dinlemenin gerçekleşmesini sağlayacak ve dinleyicinin hedefine ulaşmasını kolaylaştıracaktır.

Benzer Belgeler