• Sonuç bulunamadı

Yarım Deli adlı Twitter kullanıcısının profil görüntüsü

(www.twitter.com/YARIMDeli)

Görselden anlaşılacağı üzere trol kimliğinin en önemli unsurlarından biri gizliliktir. Trol, iletişimsel eylemi bozan provokasyonlarını veya rahatsız eden muzipliklerini gerçek kimliği üzerinden yaptığında bu durum bir takım hukuki yaptırımlarla neticelenebilmektedir. Haliyle trol, anonim hesaplar üzerinden edimlerini icra eder. Başka bir deyişle, trolü kışkırtıcı hareketlere, provokatif tavırlara cesaretlendiren gizli profil kisvesidir. Trolün bütün tezvir, tahkir ve tehdit dolu mesajları bu gizlilik halli profili vasıtasıyla mümkün olabilmektedir (Bağrıyanık, 2016: 403). Bu meyanda iletişimsel eylem demişken ifade etmekte fayda var, Habermas’ın iletişimsel eylemi, tarafların araçsal akla karşı iletişimsel rasyonaliteyi kuşanıp konsensüse varması esasına dayanan ideal bir iletişim sürecidir (Habermas, 2001). Ancak

55

görünen o ki Trol rasyonalitesi iletişimselden uzak, onu eğlendirecek araçsal bir rasyonalitedir. Bu haliyle trolün provokatif eylemlerinin temelinde yatan mantalite ise araçsal aklından ileri gelmektedir.

Bu durum iletişimin sanal boyutunu düşündüren başka bir konuya kapı aralar. Yüz yüze ilişkilerde sosyal mesafe denilen kavram ilişkilerin niteliğini tayin eden önemli bir parametredir. Gündelik hayatta daha samimi olduğumuz sair bireylerle informel iletişim halinde sosyal mesafe daha az iken, formel ilişkiler söz konusu olduğunda sosyal mesafe daha da artmaktadır. İster informel olsun ister formel olsun, yüz yüze iletişim belli bir kültürel hale içerisinde gerçekleşmekle beraber, iki şahıs arasındaki ilişkiler benliğin sunumuna uygun şekilde cereyan etmektedir. Başka bir deyişle yüz yüze ilişkilerde, kültürel değerlerin bağlayıcılığı daha güçlü hissedilmektedir (Cüceloğlu, 2005: 56-57). Ancak söz konusu sosyal medya iken yüz yüze iletişimin imkanı daha farklı boyutta düşünülen bir hal alır. Bireyler metinler üzerinden daha farklı bir sosyal mesafe halinde iletişim kurmakta olup bu da ilişkiyi niteliksel anlamda değiştirmektedir. Trol ve hedefindeki kişi arasındaki mesafe düşünüldüğünde ve trolün şahsiyeti de ilave edilirse, kültürel değerlerin, normatif itkilerin bağlayıcılığının azaldığı görülebilmektedir (Bağrıyanık, 2016: 403-404). Nitekim Milliyet gazetesindeki bir röpörtajda kendini trol olarak tanımlayan bazı şahıslar, “Twitter’i ne amaçla kullanıyorsunuz?” sorusuna cevaben verdikleri ifadeler konuyu özetler niteliktedir.

“Troll Twitter hesabımı stres atmak ve eğlenmek için, nadiren de gerçek hesabımda kendimi sansürlemek zorunda kaldığım konularda özgürce yazabilmek için kullanıyorum.”

“Aslında dengesiz bir sanal personam var. Söylediğim gibi bazen ciddi politik içerikli tweet’ler, bazen belirli bir grup içinde dönen sohbet odaklı tweet’ler, bazen “troll’lemek” olarak tanımlayabileceğimiz davranışa yakın tweet’ler yazıyorum. Twitter’ın benim için hâlâ çekici olmasının bir sebebi de anonim bir kimlik içerisinde çok farklı davranışları gösterme özgürlüğüm olması. Günlük hayat bizi konformist ve siyaseten doğru bir dilin içinde tutarlı davranışlar göstermeye zorluyor. Bu tutumlara yabancılaştığım noktada, sanal kimliğimle bu yabancılaşmayı dışa vurabiliyorum.”

2.6. Kurgusal Bir Kimlik Olarak Trol Benliğinin Sunumu

Troller gerek mekânsal bağlamında gerekse de eylemine uygun bir şekilde temayüllerine bağlamında sair çevrim içi tecrübelerden farklı olarak bir kimlik ihdas etmişlerdir. Ancak bu kimliğin bugünkü toplumsal kimlikten farklı bir kimliğe tekabül ettiği açıktır. Kimlik olgusu burada, internet ortamında oluşturulan profillere denk bir surette düşünüldüğünde, Trol özelinde sanal ortamdaki kimliksel hususiyetler ve temsillerin ne olduğu akıllara gelmektedir. Trol nasıl bir kimlik inşa eder yahut kurgular? Trol’ün fizik alemdeki

56

kimliğiyle internet ortamındaki kimliği arasında nasıl bir bağdaşıklık yahut çelişik durumlar söz konusudur? Trol’ün farklı kimliklere büründüğü ya da benliğini sunduğu muhtelif ortamlardaki kimliklerin temel farklar nelerdir? vs. tarzındaki sorular siber-uzamla alakadar bir şekilde nasıl izah edilebilir?

Trol’ün kimlik ve buna uygun düşen edimlerini izah eden önemli bir kavramsal çerçeve olarak Goffman’ın dramaturjik yaklaşımı önemli bir noktaya işaret etmektedir. Goffman’ın Gündelik Yaşamda Benliğin Sunumu adlı eseri bireylerin, gündelik hayatta farklı sosyal şartlar altında nasıl eylemlilik halleri sergilediklerini analiz etmiştir. Esere dair önemli noktaları aktarmak konunun anlaşılması bağlamında önem arz eder.

Goffman’ın da aktardığı üzere, kişi yani İngilizcedeki anlamıyla “person” kelimesinin aynı zamanda “maske” anlamına gelmesi rastlantı değildir. Herkesin sahip olduğu herhangi hal ve şartta belli rolleri oynadığının kabulü olarak addedilebilir. Kişiler kendilerini ve birbirlerini bu roller üzerinden tanımlamaktadırlar. Tabir caizse bu maskeler, yani icra edilmesi gereken olarak düşünülen bütün bu eylemler kişiliği meydana getirir (Goffman, 2014: 31). Dahası, bu aynı zamanda Goffman’ın performans demeyi uygun gördüğü bir başka kavramın da kapsamına girmektedir.

Goffman vitrini ve bunun daha birey düzeyindeki ifadesi olan kişisel vitrin kavramını kullanır. Ona göre vitrin, “performans sırasında kişi tarafından kasıtlı ya da kasıtsız olarak kullanılan standart ifade donanımıdır.” (Goffman, 2014: 33) ve bu vitrin kavramını da Britanyalı bürokratlar üzerinden örneklendirmiştir. Bu bürokratlar daha üst mevkilere geldiklerinde, doğuştan üyesi oldukları sınıflar yerine başka bir sınıfın “tonuna” ve “rengine” ne derece büründüklerini sorgular. Londra kulüplerine üyelik rakamlarına göre, üst düzey görevler icra eden kişilerin dörtte üçü kadarı lüks ve şatafat vadeden kulüplere, aylık fahiş miktarlarda aidatlar vermek pahasına üye olmuşlardır. Goffman’a göre bu kulüpler kişilerin yüksek statü elde ettiği ve bu yüksek statü ve prestiji gösterme imkanı buldukları vitrinlerdir (Goffman, 2014: 35).

Goffman vitrin kavramını soyut bir düzeyde ve aynı zamanda da kişiselleştirerek “kişisel vitrin” kavramını üretmiştir. Ona göre kişisel vitrin kavramı “cinsiyet, yaş ve ırksal özellikler; boy ve görünüş; duruş şekli ve konuşma kalıpları; yüz ifadeleri; vücut ifadeleri vs. ” parçalardan müteşekkildir. Bireyin kişisel vitrini, “görünüş” ve “tutum”una göre değişkenlik arz etmektedir. Görünüş herhangi bir anda kişinin toplumsal statüsüne işaret eden manzaradır. Resmi ya da gayrıresmi olarak ifade edebileceğimiz durumu nazara verir. Tutum ise, mezkur

57

manzaraya göre kişinin yapması gerektiğini düşündüğü eylemi sergilemesidir. Burada kişisel vitrin farklı suretlerde tezahür etmekle beraber, kişinin yüz ifadeleri, konuşma tarzı, duruş ve görünüşü duruma göre tutum kazanmaktadır (Goffman, 2014: 35).

Goffman’ın günlük yaşamda birey tutumlarının, duruma göre değişiklik arz ettiği ifadesi konumuz bağlamında düşünüldüğünde anlamını bulmaktadır. Trol’e kuşkusuz bir birey olarak, her ne kadar davranışları Habermas’ın kavramsallaştırmasıyla ifade edecek olursak iletişimsel eylemi bozsa da, farklı gündelik hayat sahnelerinde farklı görünüş ve tutumlar sergilenmektedir. Genelde siber-uzamda özelde ise Twitter’da rolü bağlamında trol, aile ortamında baba, anne veya kardeş, iş ortamında işçi yahut patron olarak rollere bürünmektedir. Goffman’ın kavramları üzerinden konuyu derinleştirdiğimizde ise ilkin akla maske kavramı ile olan uygunluğu gelmektedir. Trolü bir kişilik olarak kabul ettiğimizde ve kişiliğin bir diğer anlamı olan maskeyi hatırladığımızda durum daha anlaşılır olmaktadır. Trol kişilik, eylemine uygun bir maske mahiyeti kazanır. Özellikle, Twitter’ın anonim profil oluşturma potansiyeli trol “performansını” mümkün kılmaktadır.

Vitrin kavramı ise Twitter’ın doğrudan yapısal varlığına tekabül etmektedir. Trol, kişiliğini genelde siber-uzam üzerinden özelde ise Twitter üzerinden kendi kendini performe etmektedir. Ayrıca Trol’ün kişisel vitrinini ifade etmek, trolün sanal bir karakter olmasından dolayı zordur. Şöyle ki, trolleme eylemi sanal mekanda sanal olarak vaki olduğundan, trolün o andaki hal ve tavırlarını ampirik olarak deneyimleyememekten kaynaklanan bir zorluktur. Ancak trol mesajları üzerinden ve bu mesajların sonuçları üzerinden çıkarım yapılabilir. Trol’ün sanal profilini “görünüş” ve trol mesajlarını da “tutum” olarak değerlendirmek mümkündür.

Trol özelinde anlatmaya çalıştığımız, siber-uzamda benliğin sunumu meselesi, meydana gelen başka bir kavrama, sanal kimliğe atıfta bulunur. Fiziken belirlenmeyen sanal alan olarak ifade edilen siber-uzamda, bireyler farklı kimlikler üzerinden davranışlarını sergilemektedir. Birey, kendine ait duygu ve düşüncelerini sergilemek, istenilen şekilde bir izlenim yaratmak maksadıyla sanal alanı kullanır. Dolayısıyla, bu alan üzerinde sanal kimlik adı verilen yeni bir kavram meydana gelmiştir. Trol haricinde bir örnek verecek olursak, özellikle çevrim içi oyunlar, sanal kimlik kavramına dair yerinde bir örnek olacaktır. Siber-uzamdaki bu isim ve kimlikler insan doğasında var olan, gizlilik hissinin bir tezahürü olarak da ayrıca anlaşılabilir (Akkaş, 2013: 43). Gündelik hayatta bireyin yapamadıkları, çekindikleri veya ifade edemediği her türlü performans internet marifetiyle yapılabilmektedir. Burada kimlikler icat edilmiş ve ifade edilmiş şekliyle vardır. İzole, hareketsiz ve yalnızdır. Bedeni bir görüntüden öte bir

58

mahiyet kazanır. Burada cismani olarak bedenden ziyade dil ile inşa edilen bir soyut beden vardır. Aynı zamanda sanal kimlikler, sabit olandan öte hareketli bir özellik barındırır. Sanal kimliğin bu dinamik yapısı, bireylere, kimliğe dair davranış, tutum, görünüş ve performansları değiştirme selahiyeti vermektedir (Timisi’den akt. Akkaş, 2013: 47). Bütün bunlara benzer şekilde Trol, başlı başına bir kimlik ve tipoloji olması münasebetiyle, sanal kimliğin muhtevasındaki özellikleri kapsaması sebebiyle bir temsiliyet değeri taşımaktadır.

Trol aynı zamanda, farklı mekânsal bağlamda rollerin belirleyici bir unsur olduğu muhayyel bir kimliktir. Baştan sona, herhangi bir kişi tarafından oluşturulmaya muktedir bir kimliktir. Normal şartlarda kimliğin inşası süreci düşünüldüğünde, kimlikler sadece bireylerin özsel ifadesi olmamakla beraber toplum karşısında edilgen bir mahiyet de arz etmektedir. Yani kimlikler bir bakıma aşkın bir surette oluşmaktadır. Eylemleri üzerinden anlamını bulan ve bir tipoloji vasfı kazanan Trol ise kendi inisiyatifi ile bir kimlik meydana getirerek, kendi kendini inşa eder. Yani trol, kendi kendini inşa etmeye ve muhayyel bir kimlik kurgulama özelliğine sahiptir (Bağrıyanık, 2016: 406).

3.YOUTUBER

Siber-uzam teknolojik açıdan geliştikçe ve yaygınlaştıkça, gittikçe daha da artan bir şekilde farklı toplumsallık biçimlerini, bir başka deyişle kültürellik üretmektedir. Hususen web 2.0 teknolojisiyle beraber siber-uzam, kullanıcı tabanlı (user-generated) olarak ifade edilen, yani bireylerin bizzat ve bilfiil içerik üretebildiği ve kişisel yayın (self broadcast) olarak adlandırılan, çevrim içi bireylerin eşanlı veya eşzamanlı olarak performans sergileyebildiği bir ortam haline gelmiştir (Nalçaoğlu, 2007: 45). Bireylerin mezkur alanı tasarruf etme noktasındaki bu denli bir yenilik, belki de yeni medya olarak adlandırılan internet dünyasının en temel karakteristiklerinden birini özetler mahiyettedir.

Daha önceki bölümlerden birinde daha geniş tartıştığımız konuyu hatırlayacak olursak, siber uzam web 2.0 devirmi ile beraber görsel ve işitsel özellikler kazanmıştır. Nalçaoğlu’nun da ifade ettiği üzere (2007: 46), siber-uzamda gelişen bu özellikler günümüzün medyasında hükümran bir vaziyete evrilmiştir. Hal böyle iken halihazırda cari olan bu iletişim biçiminin “yeni medya” olarak tabir edilmesine sebep olan bu değişimler, genelde medyanın kullanım biçimlerini de değiştirmiştir. Çevrim içi bireyler gerek kendileri tarafından üretilen gerekse de geleneksel medyadan kopyalanmak suretiyle üretilen görsel ve işitsel unsurları, Youtube, Facebook, Flickr, Myspace, Periscope, YouAreTv, Dailymotion ve bunlarla beraber mebzul miktarda bloglar vasıtasıyla paylaşabilmektedirler. Yine Nalçaoğlu’nun Time dergisinin kapağı

59

hakkında yaptığı semiyotik değerlendirme konumuzun anlaşılması bağlamında ayrıca önemlidir.