• Sonuç bulunamadı

YAPININ TASARIMI: KÜTLE, FİZİKSEL KOŞULLAR,

Adalet erişime etki eden kriterler üzerinde durulan üçüncü bölümde açıklandığı üzere, yapıda cam kullanımı, doğal kaynaklardan yüksek verim alınmasına ve şeffaflık ilkesine katkı sağlanmasına olumlu etkileri olacaktır. İstanbul Çağlayan Adliyesinin ana girişinde yeterli sayıda cam kullanıldığı, bu kullanımın adliyenin fuayesini aydınlık ve ferah bir kullanım alanına dönüştürdüğü söylenebilmektedir. Ancak yurt dışından örnek olarak seçilen adli yapılara kıyasla, İstanbul Çağlayan Adliyesinin Avrupa’daki bazı çağdaş tasarımlara göre yetersiz olacağı görülecektir.167

Yapının proje tanıtımında birbirine bitişik 18 bloktan oluşan tek bir yapının mevcut olduğu ifade edilmiştir. Gerçekten de yapıya ilişkin yukarıdan görünüm imkanı sağlayan şekillere bakıldığında ve ayrıca yapıya fiziksel olarak yaklaşma deneyimi gösterildiğinde de dışarıdan yapının ayrı bloklardan oluştuğunu anlamak mümkün değildir. Yapının çok büyük bir taban alanına yayılmış yüksek katlı devasa ve kudretli bir yapı olarak konumlandırıldığını söylemek mümkündür.

Adli yapılarda, tek parçadan oluşan ve devasa kütleleri bulunan yapılar adalete erişimi ve çalışma verimliliğini olumsuz etkilemektedir. Tek ve büyük kütleden oluşan yapılar, hizmetlerden faydalanan bireyler açısından adli yapının karmaşık ve düzensiz olduğu hissini uyandırmaktadır. Bu sebeple, blokların ayrıştırılması ve söz konusu blokların farklı tip ve büyüklükte yapılar içeren kompleksler olarak tasarlanması gerekmektedir.168 Bu yöndeki tespitleri, adalete

erişime etki eden kriterlerden kütlenin incelendiği bölümde örneklendirilen Barcelona Adliyesi ile birlikte değerlendirmek gerekirse, Barcelona örneğinde

167 MAAN Bert; Past and Future For Management of Courts, International Journal For

Court Administration, 2009, sf. 6.

89

farklı bloklardan oluşan adli birimlerin isabetli şekilde birbirlerinden ayrı olarak konumlandırıldığı söylenebilmektedir.

Çağlayan Adliyesinin şekilde yer verilen yerleşim planından görüleceği üzere dört adet ana girişi bulunmaktadır. Söz konusu dört girişten üç tanesi vatandaşın erişimine açıktır. Adalet hizmetlerinden faydalanacak bireylerin kullanabileceği giriş kapılarından geçtikten sonra danışma masalarının bulunduğu tespit edilmiştir. Yönlendirici ve yol gösterici uyarı ve tabelalara bu kısımda çeşitli olarak yer verilmiş aynı zamanda soruların cevaplanması için danışma masalarında görevliler konumlandırılmıştır. Ana girişlerden hizmet alınan bloklara ve katlara geçildiğinde ise danışma masalarının boş olduğu gözlemlenmiştir. Her kat içerisinde güvenlik görevlilerinin konumlandırıldığı ve bu görevlilerin aynı zamanda vatandaşların ve avukatların sorularını cevaplayarak onları yönlendirdiği görülmektedir. Yapının tek parça ve devasa bir kütle olması nedeniyle, bireyin giriş aşamasında aldığı yönlendirmenin yeterli olmayabileceği, aynı zamanda blok ve kat özelinde de özellikle vatandaşların yönlendirmeye ihtiyaç duyduğu gözlemlenmiştir.

Bireylerin yasal süreçlerin başlangıcında işlemlerini gerçekleştirebilmesi için giriş katlarda ön büro uygulaması tesis edilmiştir. Bireyin adli yapı içerisinde kaybolmaması ve yapı içerisinde gereksiz sirkülasyona mahal vermemek adına uygulamanın isabetli olduğu söylenebilmektedir. Ancak söz konusu bürolarda fazlasıyla evrak işi yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda, adalet hizmetlerinden faydalanacak bireyler açısından çalışma alanları, evrak hazırlama odaları gibi fiziksel alanlar yaratılmadığı gözlenmiştir. Öte yandan bu alanlara yakın bölgelerde ve tüm katlarda avukatların evrak işlerini tamamlamak ve dinlenmek üzere kullanımlarına baro odaları sunulduğu, ancak vatandaşlar açısından bu odaların kullanımının mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Özellikle engelli ve çocuk bireyler açısından özel bir alan tasarlanmadığı gözlemlenmiştir. Çocuk bireyler açısından yalnızca çocuk savcılığı hizmet biriminde çocukların beklemesi için bir oda düzenlendiği ancak bu uygulamanın adli yapı geneline yayılmadığı tespit edilmiştir.

90

İstanbul Çağlayan Adliyesinde toplam 296 adet mahkeme ile 37 icra müdürlüğü ve 3 iflas müdürlüğü bulunmaktadır.169 Yapı içerisinde her mahkemenin kendisine tahsis edilmiş bir duruşma salonunun bulunduğu, duruşma salonlarının çoğunlukla yoğun olarak Salı ve Perşembe günleri kullanıldığı, diğer günler ise mahkeme personelinin ve hakimlerin kendilerine tahsis edilen ofislerinde diğer adli işlemleri gerçekleştirecek olmaları sebebiyle duruşma salonlarında sınırlı bir kullanım olduğu tespit edilmiştir. Duruşma yapılmayan zamanlarda her mahkemeye özgülenen duruşma salonlarının boş ve kilitli tutulduğu, kullanım alanı açısından ihtiyaçtan fazla bir tahsis sistemi olduğu, duruşma yapılmayan günlerde kullanım olmaması sebebiyle yapı içerisinde alan başına kullanım veriminin düşük olduğu tespit edilmiştir.

Bu çalışmanın hazırlanması ve araştırılması aşamalarında daha önce Barcelona, Budapeşte ve Saraybosna Adliyeleri’ne yapılan gezilerde elde edilen gözlem notlarına göre, sayılan adliyelerin ortak erişim alanlarında çeşitli boyutlarda duruşma salonlarına yer verildiği, bu salonların tüm mahkemelerin kullanımına özgülendiği, belirli gün ve saatlere göre kullandırılan salonlardan alan başına mümkün olduğunca yüksek verim alındığı tespit edilmiştir. Sayılan adliyeler ile İstanbul Çağlayan Adliyesinin iş yükü ve mahkeme salonu ihtiyacını karşılaştırmak mümkün değildir. Ne var ki yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına bu noktada duruşma salonu ihtiyacının ve sayısının değil, duruşma salonunun tahsisli ya da ortak kullanımlı olduğu hususunun incelendiğini belirtmek gerekmektedir. İstanbul Çağlayan Adliyesinde duruşma salonları açısından ortak kullanım uygulaması olmadığı, her mahkemeye bir duruşma salonu tahsis edildiği tespit edilmiştir.

Her ne kadar her mahkeme için ayrı bir duruşma salonu tahsis edilse de duruşma salonları ile ilgili mahkemenin idari işlemlerinin gerçekleştirildiği ofisler arasında fiziksel mesafenin yakın olduğu, vatandaşlar ve avukatlar açısından bu

169 http://www.istanbul.adalet.gov.tr/index.php?s=mahkemeler (Erişim Tarihi:

91

yönden adalete erişimin verimli bir şekilde sağlandığı tespit edilmiştir. Vatandaşların ve avukatların kullanım alanlarında bulunan mahkeme salonları ve idari ofislerin arkasında mahkemelerin hakimlerinin odalarının bulunduğu gözlemlenmiştir. Ancak bu odaların bulunduğu alanlara güvenlik sistemi ile erişim sağlandığı, avukat ya da idari personel kartı kimliği olmadan bu bölgelere erişim sağlanamadığı tespit edilmiştir. Özellikle İstanbul Çağlayan Adliyesinde 31 Mart 2015 tarihinde Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesi ile sona eren terör eylemi170 göz önünde bulundurulduğunda, güvenlik gerekçeleri ile söz konusu uygulamanın makul olabileceği düşünülse de vatandaşların hizmet aldığı alan içerisinde erişilemeyen bölgelere yer verilmesi alandan alınan verimin düşmesine neden olmaktadır. Bu sebeple, vatandaşların hakim odalarına erişim sağlanmasının istenmediği durumlarda bu ofislerin ayrı bir blok ve kat içerisinde konumlandırılması ile adalete erişimden alınan verimin artırılması hedeflenebilmektedir.