• Sonuç bulunamadı

Mimari tarih kitaplarından takip edilebildiği üzere, 17. yüzyıldan itibaren ABD’de ve Kıta Avrupası’nda, yargılamalar ve hukuki işlemler için adliye binalarından önce hükümet binaları ve kamuya açık meydanlar kullanılmıştır. Bu binalarda genellikle girişte geniş bir açık alan ve üst katta toplantı odaları bulunmaktadır. Açık alanlar ticari faaliyetlerde iletişimi sağlamak adına borsa benzeri bir işlem görürken, yukarıdaki toplantı odalarında yasama faaliyetleri ve yargı işlemleri gerçekleştirilmiştir. İdari otoritenin ve yargının ayrı bir yapı içerisinde yer alması ise gereksiz bir masraf olarak görülmüştür. Bu sebeple küçük duruşmaların hakimlerin evlerinde yapıldığı kayıt altına alınmıştır.36

36 SPAULDING, W. Norman; The Enclosure of Justice: Courthouse Architecture, Due

23

Devletlerin demokrasi ve eşitlik ilkelerini benimsemesi, buna bağlı olarak hukuk devleti ve sosyal devlet politikalarının önem kazanması doğrultusunda, hukuk işlerine verilen değerin ve avukatlık mesleğinin saygınlığının arttığı bir sürece girilmiştir. Bununla birlikte, yargı faaliyetlerinin ticari alanların dışına ayrı bir yapıya geçirilmesi planlanmıştır. Bu kapsamda ilk olarak 18. yüzyılda ve Amerika Birleşik Devletler’de hükümet konağının içinden çıkarılan adliyelerin şehir dışına cezaevlerinin hemen yanına inşa edildiği görülmüştür.37 Ancak bu

yapılarda yalnızca duruşma salonlarına yer verilmiştir. Yargı süreçlerine ilişkin işler idari binalarda gerçekleştirilmeye devam etmiştir.

18. yüzyılın sonuna doğru ise yalnızca mahkeme salonundan ibaret olan yapıların yerini, salon ile birlikte idari çalışma odaları, arşiv, jüri odaları, avukat çalışma odaları gibi bölümlerin yer aldığı daha kalıcı malzemelerden yapılar yer almıştır.38 Duruşma salonlarında ise, hakimlerin kürsüsü ilk defa yüksek bir

platformda konumlandırılmış ve yargı makamının pozisyonu görünüm açısından da güçlendirilmiştir. Ayrıca, avukatın oturacağı bölümler izleyicilerden ayrılmış ve hakim ile izleyiciler arasında konumlandırılmıştır. Sanık kürsüsü emniyet güçlerine yaklaştırılmış, tanık ve jüri için ayrı bir konumlandırma yapılmıştır. Bu dönemde duruşma salonu içerisinde yargı unsurlarının farklı bir şekilde konumlandırılmasının yapıldığı görülmektedir.39

1789 yılında gerçekleşen Fransız İhtilali ve Kıta Avrupası’nın geneli ile ABD’de ihtilalin getirdiği demokrası ve eşitlik akımlarının etkisi ile devletlerde anayasal düzene geçiş süreci hızlanmıştır. Bu etkinin devletin kurumlarının faaliyet gösterdiği yapılara etkisi de gözlenmiştir. Dolayısıyla 19. yüzyılın başında, yüksek kaideler üzerinde bulunan ve büyük basamaklar kullanılarak erişilebilen,

37 MCNAMARA, Martha J; From Tavern to Courthouse: Architecture and Ritual in

American Law 1658–1860, Johns Hopkins University Press, 2004, sf. 635.

38 LOUNSBURY, Carl R.; The Early Courthouses Of Virginia: An Architectural History,

University of Virginia Press, 2005, Sf. 131.

24

girişlerinde sütunlar ve revaklar bulunan adeta Roma Dönemi binalarını andıran adli yapılar ortaya çıkmıştır. Bu şekilde tasarlanan görkemli yapılar ile, hukukun otoritesi ortaya konmak istenmiş, bireyler ile adalet arasında fark gösterilmiş, adalete erişimin sağlandığı ve hukukun idare edildiği mekanın önemli bir konumda olduğu vurgulanmak istenmiştir.40 20. yüzyılın başlarından itibaren inşa edilen ve

hatta günümüzde yapılan yeni yapılarda bile görkemli ve sütunlu giriş tasarlama alışkanlığının geçmişten bugüne sirayet ettiği, adaletin icra edilme mekanı olan adliyelere görünüm açısında bir güç tesis etme isteğinin bugün de devam ettiği görülmektedir.

Avrupa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde adli yapıların inşa edilme süreçlerinde farklı uygulama projelerine yer verilmiştir. Avrupa ülkelerinde, adli yapıların tarihi binalar içerisinde ve bunun doğal sonucu olarak klasik tarz bir tasarım uygulaması içerisinde olduğu görülmektedir. Güçler ayrılığı ilkesine uygun olarak hükümet ve meclis yapılarında ayrı bir birim içerisinde adliyelere yer verilmiştir. Dış cephe işlemelerinde ise Türkiye yapılarına benzer şekilde tarihsel geçmişe vurgu yapılarak Yunan ve Roma motiflerine yer verilmektedir. Bu uygulamalarda bireylerin adli hizmetlerin sunulduğu yapılara aidiyet duygusunu pekiştirme amaçlanmaktadır.41 Çalışma sürecinde Avrupa kıtası içerisinde

Saraybosna, Budapeşte ve Belgrad Adliyeleri’ne yapılan gezilerde elde edilen gözlem notlarına göre gerçekten de bu yapıların dış cephelerinde tarihsel motiflere yer verilerek toplumların geçmişine yapılan referans ile bireylerin hukuk sistemine aidiyet duyabileceği yapılar kullanıldığı görülmüştür.

Tarihi ve eski yapılarda, adliye binalarının büyüklüğü, kudretli bir görünüme sahip olması ve kullanıcısını heybeti ile etkilemesi önemli bir husus iken, adalete erişim çalışmaları ile birlikte kullanım kolaylığı, şeffaflık ve erişilebilirlik önemli meseleler haline gelmiştir. Erişimi kolaylaştırmak ve şeffaflığı sağlamak

40 SPAULDING, W. Norman; sf. 326.

41 MAAN Bert; Past and Future For Management of Courts, Internationa Journal For Court

25

adına, adli hizmetlerden faydalanmaya gelen bireylerin bu mekanlardaki deneyimlerini, gerginlikten uzak ve konforlu bir ortamda gerçekleştirebileceği şekilde planlanmalar yapılmıştır. Bu açıdan adliyeleri geliştirmek adına tasarım süreçlerinde camın ve ışığın fazlasıyla kullanılması gerektiği tartışılmıştır. İnsan haklarının gelişmesi ve birey ile devlet arasındaki ilişkilerin basın sayesinde daha etkili olarak gündeme gelmesi sonucunda, bireylerin kullanım ihtiyaçlarının daha ön planda tutulduğu tasarım süreçleri ortaya çıkmıştır. Yapıların kullanıcısı olan bireylere devletlerin yargı hizmetlerini daha kullanışlı olarak sunulması önemli bir konu olarak gündeme gelmiş, adli yapının devlet otoritesini taşıması gerekliliğine daha arka planda yer verilmiştir.42 Özellikle adalete erişim konusunun akademik

çalışmalarda ve devlet politikalarında daha fazla tartışılmaya başlaması ile adliyelerin nasıl daha kullanışlı olacağına ilişkin değerlendirme ve çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda adliyelerin kentteki konumu, tasarımı, kütlesi, fiziksel koşulları, duruşma salonlarının kullanımı ve konumları gibi konular inceleme konusu yapılarak adalete erişim kavramı incelenmelidir.