• Sonuç bulunamadı

2.2. YAPILANDIRMACILIK

2.2.5. Yapılandırmacı Sınıflar

Yapılandırmacı öğrenme anlayışının uygulandığı eğitim ortamları, bireylerin öğrenme sürecinde daha fazla sorumluluk almalarını ve etkin olmalarını gerektirir. Çünkü öğrenilecek öğelerle ilgili zihinsel yapılandırmalar, daha önce de belirtildiği gibi, bireyin bizzat kendisi tarafından gerçekleştirilir. Bu nedenle, yapısalcı eğitim ortamları, bireylerin çevreleriyle daha fazla etkileşimde bulunmalarına, zengin öğrenme yaşantıları geçirmelerine olanak sağlayacak bir biçimde düzenlenir. Bu tür eğitsel ortamlar sayesinde bireyler, zihinlerinde daha önce yapılandırdıkları bilgilerin doğruluğunu sınama, yanlışlarını düzeltme ve hatta önceki bilgilerinden vazgeçerek yerine yenilerini koyma fırsatı elde ederler.

Yapılandırmacı sınıfların özellikleri şöyle sıralanabilir:

• Yapılandırmacı sınıflar öğrenci merkezlidir: Driscoll (1994), yapılandırmacı sınıflardaki öğrencilerin kendileri için düzenlenen bilgileri pasif bir şekilde almadıklarını, öğrencilerin kendi öğrenmelerindeki ihtiyaçlarına ve bunları nasıl gidereceklerine karar vermede aktif olarak söz sahibi olduklarını belirtmiştir. Yapılandırmacı öğrenci merkezli yaklaşım, öğretmenlerin öğretmesinden çok öğrencilerin kendilerinin öğrenmelerine odaklanmıştır. Öğrenme, öğrenen tarafından bilginin yapılandırılması ile gerçekleşir. Öğretimin nasıl verileceği öğrencinin nasıl öğreneceği ile ilgilidir (Gray, 1997).

• Yapılandırmacı sınıflardaki öğretim karşılıklı anlaşmayı içerir: Öğretmenler öğrencilerin neler yapacaklarını söylemek yerine, onları yapılandırmacı süreç içine davet eder. Kendi öğrenmeleriyle ilgili konularda ve hatta değerlendirme sürecindeki kararlar karşılıklı anlaşılarak alınır (Gray, 1997).

• Yapılandırmacı sınıflardaki öğretmenler araştırmacıdır: Öğretmenlerin rolünün en önemli yanı izlemek, dinlemek, öğrenciler hakkında bilgi almak ve nasıl öğrendiklerini anlama amacıyla soru sormaktır. Böylece öğretmenler öğrencilerine çok daha yararlı olurlar (Gray, 1997).

• Öğretmen-öğrenci iletişimi: Yapılandırmacı sınıflarda öğretmen ve öğrenci arasında iki yönlü saygı vardır. Geleneksel sınıflarda ise saygı tek yönlüdür ve öğrencinin öğretmene saygı duyması beklenir. Öğretmenler çocukların haklarını destekleyerek onların duygu, düşünce ve seçimlerine saygı gösterebilirler. Bu şekilde öğrencilere kişiliklerini geliştirme, kendine güven sağlama, kendine ve diğerlerine saygı gösterme, aktif olma, araştırmacı ve yaratıcı olma fırsatı verilir (De Vries and Zan, 1998).

• Kural koyma ve karar alma sürreci demokratiktir: Kural koyma ve karar alma sürecine öğrencinin dâhil edilmesi öğretmen ve öğrencilerin düzen ve işbirliği sağlamasında karşılıklı saygının olduğu bir ortam yaratır. Öncelikle öğrenciler kuralların gerekliliğine inanmalıdırlar. Buna ek olarak öğrenciler sınıf kurallarını sahiplenmelidirler. Son olarak ise öğrenciler sınıf içerisindeki sorumlulukların paylaşıldığını hissetmelidirler. Sınıf içerisinde yaşanan problemler öğrenciler ile birlikte düşünüldüğünde sınıf içerisinde bazı kurallar olması gerektiğine inanılacaktır. Karar alma sürecinin paylaşımı sonucu oluşan sahiplik duygusu öğrencinin sınıfta olan iyi ya da kötü olaylarda sorumluluğun paylaşılmasına neden olur. Ayrıca, öğrencilerin oy kullanmaları karar alma sürecinde herkesin düşüncelerine aynı değerin verilmesiyle eşitlik düşüncesini yapılandırmalarına fırsat sağlayacaktır (De Vries and Zan, 1996).

Gray (1997), demokratik sınıflarda öğretmen ve öğrencilerin kendi ortamlarının kontrolünü paylaşabildiklerini, öğrencilerin sınıf içerisinde bir insan olarak ve öğrenen bir kişi olarak kendilerini etkileyen her olaya direkt olarak katılabileceklerini belirtmiştir.

Öğretmenler öğrencilerin söz ve düşüncelerine değer vermelidirler ve eğer mümkünse kural ve kararları onların sözleriyle yazmalıdırlar. Çünkü öğrenciler, kurallar kendi sözleriyle yazıldığında çok daha kolay hatırlayacaklardır. Ayrıca, öğretmenler devamlı olarak konulan kuralların nedenlerini açıklamalıdırlar. Kuralların nedenleri kuralların bir parçası olmalıdır. Örneğin “sınıfta koşulmaz” yerine “sınıfta koşulmaz çünkü düşebilir ve bir yerini incitebilirsin” şeklinde olmalıdır (De Vries and Zan, 1998).

Görüldüğü gibi sınıfın düzenlenmesi ve yönetimi konusunda yapılandırmacı sınıflarda demokratik bir yaklaşım söz konusudur. İnsan kendi dışındaki kişiler tarafından koyulan kuralları uygularken mutlaka kendisine uygun gelmeyen kurallar ile karşılaşacak ve bu kuralları uygulamak istemeyecektir. Bu da geleneksel sınıf ortamlarında tek yönlü alınan kararlar kurallara uymak istemeyen öğrencilerden kaynaklı disiplin sorunları anlamına gelmektedir.

Yapılandırmacı sınıflar için yapılan en büyük eleştirilerden birisi; öğrencilere bu kadar çok özgürlük verildiğinde disiplin ve sınıf yönetiminin sağlanamayacağı konusudur. Oysa yapılandırmacı sınıflarda davranışların yönetimi ile ilgili problemler çok azdır. Bunun nedenlerine ilişkin söylenenlere Martin (1997), şunları eklemiştir; problemler azdır çünkü:

1. Öğrenciler sıkılmazlar.

2. Öğrencilere itibar sahibi kimseler gibi davranılır.

3. Öğrencilerin araştırmaları ve oluşturdukları ürünlere değer verilir. 4. Öğrenciler aktiviteleri gerçekleştirirken pozitif kişisel görüş oluştururlar. 5. Öğrenciler kendi uygun gördükleri yolla aktivitelerinde çalışma gücüne sahiptirler.

Ayrıca Martin (1997), yapılandırmacı sınıflarda başarılı bir sınıf yönetimi sağlamak için bazı öneriler getirmiştir. Bunlar:

1. Sergilenen ortamlara göre davranış kuralları uygulanmalıdır.

2. Öğretmenler alışılmış durağan modan araştırma yaklaşımlarına yavaş yavaş geçmelidirler.

3. Öğrenciler araştırmaya dayanan aktivitelerle tanıştırılırken; öğrenciler aktiviteleri gerçekleştirmeden önce öğretmenler aktiviteleri göstermelidirler. Bunu yaparken aktivite sırasında beklenilen davranışları öğretmen tartışmalıdır.

4. Öğrenciler kendi aktiviteleri üzerinde çalışırken öğretmen, öğrenciler ve küçük gruplar arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Bu nedenle uygun davranışların teşvik edilmesi ve uygun olmayan davranışların düzeltilmesi gibi bir şans vardır.

Geleneksel sınıflar ve yapılandırmacı sınıfların tam bir karşılaştırması yapıldığında Tablo 2.2’de belirtilen farklılıklar bulunabilir:

Tablo 2.2.

Geleneksel ve Yapılandırmacı Sınıf Ortamlarının Karşılaştırılması

Geleneksel Sınıflar Yapılandırmacı Sınıflar 1. Eğitim programı, temel becerilerin

kazanılmasına ağırlık verir ve parçadan bütüne doğru işlenir.

1. Eğitim programı, kavramlara ağırlık verir ve bütünden parçaya doğru işlenir.

2. Önceden hazırlanmış bir eğitim programına sıkı sıkıya bağlılık söz konusudur.

2. Öğretim sürecinde öğrencilerin istekleri, ilgileri, ihtiyaçları ve çeşitli konularla ilgili sorular geniş yer tutar.

3. Eğitim kitaplarıyla ilgili ders kitaplarıyla sınırlıdır.

3. Eğitim programıyla ilgili etkinlikler ve geniş ölçüde birincil derecedeki kaynaklara dayanır.

4. Öğrenciler, öğretmenin bilgiyle dolduracağı “boş kutular” veya “boş depolar” olarak algılanır.

4. Öğrenciler, kendi öğretmenlerinden sorumlu olan, çevreden edindikleri bilgilere kendi zihinlerinde anlam veren ve bu nedenle de öğretimde aktif olan bireyler olarak algılanırlar.

5. Öğretmenler bilgiyi öğrencilere aktaran yegâne kaynak olarak algılanır.

5. Öğretmenler, öğrenme sürecinde bir öğrenen olarak öğrencilerle karşılıklı etkileşime girerler ve öğrenme çevresini düzenlerler.

6. Öğretmenler, öğrenci başarısını ve öğrenmesini değerlendirmek için sorulara kesin ve tek doğru cevap beklerler.

6. Öğretmenler, öğrencilerin belli bir konu hakkında çeşitli görüş ve fikirlerini anlamak için çaba sarf ederler.

7. Öğrenci değerlendirilmesi, tamamıyla öğretimden ayrı bir süreç olarak algılanır ve eğitim programının sonunda gerçekleştirilir.

7. Öğrenci değerlendirmesinin öğretim sürecinde entegrasyonu sağlanır ve değerlendirme eğitim programı devam ederken; öğretmen gözlemleri veya öğrenci çalışmalarının toplanması ve sergilenmesi gibi çağdaş yaklaşımlarla gerçekleştirilir. 8. Öğrenciler sınıfta genellikle yalnız

çalışırlar.

8. Öğrenciler sınıfta genellikle grup içinde ve diğerleriyle birlikte çalışırlar.

(Saban, 2000)