• Sonuç bulunamadı

31

Kökenbilim bakýmýndan inceleme:

Batý dillerinde "mutluluk" anlamýna gelen sözcüklerin neredeyse tümünün kökü Hint-Avrupa dil grubundaki aug sözcüðüne da-yanýr. Aug kökü Hint-Avrupa dil grubunda bollaþtýrmak, çoðaltmak anlamýna gelirdi. Bu kök Sanskritçeye ugrah, oradan da Latinceye augere olarak geçmiþtir. Latince-de augere sözcüðünLatince-den bolluk, bereket, güçlü, haþmetli anlamýna gelen augustos sözcüðü türetilmiþtir.

Latincedeki augere sözcüðü Fransýzcaya heur olarak geçer. Fransýzcada heureux talih-li, üstün, varlýklý, baþarýlý anlamlarýna gelir. Mutluluk anlamýna gelen Fransýzca bonheur sözcüðü içerisinde yer alan bon kazanç, heur ise bolluk ve talih demektir. Ýngilizce mutlu-luk anlamýna gelen happiness'in kökü olan hippen, zenginliðe ulaþmak demektir.

Almanca’da mutluluk anlamýna gelen Glückseligkeit sözcüðününü kökü olan Gelinck, baþarýya eriþmek demektir. Latince felicita sözcüðü ise gönenç, bolluk demektir.

Arapça’da mutluluk anlamýna gelen saadet sözcüðünün kökü olan saad, talih, bolluk, uður anlamýna gelir. Eþ anlama gelen mesudi-yet, bahtiyarlýk, sözcükleri de zaman zaman kullanýlýr.

Antik Helen dilinde eudaimonia sözcüðü büyük çapta zenginlik anlamýna gelirdi. Gene Latincede geçen bir sözcük daha vardýr ki yaþamdaki rahatlýðý dilegetirir: Beatitudo. Lâtince beatus sözcüðü mal edinmeyle kut-sallaþmayý birleþtiren bir sözcüktür dinsel mutluluk anlamýna da gelebilen beatitudo sözcüðünün köküdür.

Türkçe’de mut bütün isteklerin yerine getirilmesi, ongun sözcüðü ise bol, verimli, bereketli, feyizli, bayýndýr anlamlarýna gelir. Sözcük anlamlarýnýn bu incelenmesiyle varýlacak sonuç þudur:

"Ýnsanlýðýn dile getirdiði mutluluk, bolluk ve varlýk içinde yaþamakla gerçekleþecek bir mutluluktur."

Mutluluðun bu kök anlamýný gerçekleþtir-meye çalýþacaklarý yerde, bu anlamý deðiþ-tirmeye uðraþan öðretilerin baþarýsýzlýklarý bu yüzdendir. Bu dünyada saðlanmasý gereken mutluluðu öte dünya için söz vermekle, mut-luluk uðruna mutmut-luluktan vazgeçmeyi öðütle-mek arasýnda hiçbir ayrýlýk yoktur. Orhan Hançerlioðlu "Baþlangýcýndan Bugüne Mutluluk Düþüncesi" adlý kitabýnda "filo-zoflarýn yersel saltanatý ile peygamberlerin göksel saltanat düþünceleri ayný noktada bir-leþirler" yargýsýna varmaktadýr.

Mutluluðun nasýl elde edilebileceðini tartýþabilmek için önce mutluluðun ne oldu-ðunun anlaþýlmasý gerek. Dinler, felsefeler, öðretiler doðru ya da yanlýþ hep bu soruya yanýt bulmaya çalýþmýþlardýr. Savaþlar ve barýþlar mutluluk uðruna yapýlmýþ, bilgiler mutluluk için edinilmiþtir.

Þimdi Antik Çaðdan baþlayarak günümüze kadar bu kavram hakkýnda neler söylenmiþ ne gibi yorumlar yapýlmýþ bir inceleyelim.

ANTÝK ÇAÐDA

MUTLULUK KAVRAMI Antik Çaðýn Ýyon - Helen felsefesi baþlangýçta doðanýn kökeni üstüne yapýlan ilk araþtýrmalardan sonra insana yönelmiþ

neredeyse tümüyle mutluluk-erdem-bilgelik felsefesi olmuþtur. Antik Çað felsefelerinde mutluluk genel olarak düþünceci (idealist) ve ruhbilimsel açýdan ele alýnýr.

Abdera'lý atomcu-özdekçi düþünür Demokritos ilk kez mutluluk kavramýný inceleyen kiþidir. Demokritos'a göre ateþ atomos'larýnýn düzenli devinimi ile mutluluk oluþur. Euthymia deyimiyle de bu devinimin saðladýðý ruhsal rahatlýk dile getirilir. Demokritos'un özdeyiþi þudur: "Mutluluk duymadan yaþayanlar ancak budalalardýr."

Demokritos euthymia'nýn oluþabilmesi için erdem ve bilgelik þarttýr der. Tüm Antik Çað filozoflarýnýn üzerinde birleþtikleri ama farklý anlamlar verdikleri kavramlardýr erdem-bilge-lik kavramlarý. Antik Çaðýn büyük düþünürü Sokrates, insanlarýn erdeme eriþerek mutlu olacaðýný söylerdi. Sokrates'ten yola çýkan Kynikler, örneðin Diogenes mutlu olmak için hemen bütün isteklerden vazgeçmek gerek-tiðini söyleyerek serkeþ bir yaþam biçimini seçer. Kynizm felsefesinin önemli adý Atina'lý Antisthenes'e (Ý.Ö 444-368) göre:

"Ýnsanýn ereði mutluluktur. Mutluluk ise her türlü baðdan kurtulmuþ içsel bir özgürlükle gerçekleþir. Bunun için her türlü tutkulardan kurtulmalý, zenginliðin, þan ve þöhretin peþin-den koþmamalýdýr."

Kynik Antisthenes bütün toplumsal ve bireysel deðerleri yadsýr. Ona göre insan, ponos (zahmet) ile güçlenir ve dayanýklýlýk kazanýr. Ýnsan dünyanýn belli hiçbir þeyine baðlanmamalýdýr, çünkü o bir kosmopolites eþdeyiþle dünya vatandaþýdýr.

Sokrates'in öðrencilerinden Aristoppos'a (455-355) göre:

"Her davranýþýn nedeni mutlu olmak isteðidir. Yaþamýn ereði mutluluk, mutluluðun ereði ise hazdýr. Her varlýk hazzý arar ve elemden kaçar, haz sadece kendisi için iste-nilir. Doðal olan hiçbir þey utandýrýcý deðildir. Bilgelikten beklenen, hazlarýn acýya dönmesi-ni önlemektir."

Aristoppos Kuzey Afrika'da, bir Helen kolonisi olan Kyrene'de doðmuþ sonralarý Atina'ya yerleþerek okulunu açmýþtýr. Bir genelevden çýkarken kendisini görüp de kýzaran bir öðrencisine, "utanma, utanýla-cak þey buraya girmek deðil buradan çýka-mamaktýr" dediði söylenir.

Haz (Helence hedone) kavramýný mutluluk açýsýndan inceleyen Aristoppos'un öðretisinin adý felsefe tarihinde hedonisme'dir. Bu öðretiye göre:

"Erdem haz almada ölçülü olmaktýr. Gündelik hazlarý küçümsemek töresel haz-lara yönelmekle bilge olunur. Bilgenin hazzý kendisiyle barýþýk olmaktan geçer."

Ayný yýllarda yaþayan Hegesias, Kyrenelilerin hazcýlýk okulundan yetiþtiði halde bu anlayýþý ters yorumlayarak bir kötümserlik (pessimisme) felsefesi yaratýr ve kötümser düþüncelerinden dolayý peisithanatos (ölüme çaðýran) diye adlan-dýrýlýr. Hegesias, insanýn olumlu mutluluða deðil ancak olumsuz mutluluða eriþebilece-ðini öne sürmektedir:

"Mutluluk bir kuruntudur saf mutluluk yoktur, çünkü yaþamda her mutluluða az ya da çok acýlar karýþmýþtýr. Yaþamýn gereði olan hazzý ne yaparsak yapalým elde edemeyiz, o halde en iyisini yapmalý kendimizi öldürme-liyiz."

33

Benzer Belgeler