• Sonuç bulunamadı

2.4. İlgili Araştırmalar

2.4.1. Ters Yapılandırılmış Öğretim Yöntemi ile İlgili Araştırmalar

2.4.1.2. Yabancı Literatürde Yapılan Çalışmalar

Baranovic (2013), Flipping The First-Year Composition Classroom: Slouching Toward

The Pedagogically Hip isimli tez çalışmasında Missouri Üniversitesi 1. sınıf öğrencilerinin

İngilizce kompozisyon derslerinde ters yapılandırılmış öğretim yönteminin etkililiğini belirlemeye çalışmıştır. Baranovich, bu çalışmada ters yapılandırılmış öğretim yöntemi ile öğrencilerin tüm yazma süreç ve türlerinde başarılı olduklarını belirlemiştir. Öğrencilerden nitel veri de toplayan araştırmacı, bu yöntemin öğrencilerin derse karşı ilgilerini de olumlu etkilediğini gözlemlemiştir. Ayrıca yöntemin, yabancı öğrencilerin öğrenme süreçlerine daha fazla katkı yaptığı da çalışmada belirtilmiştir.

Brown (2012), A Phenomenological Study of Undergraduate Instructors Using The

Inverted or Flipped Classroom Model isimli tez çalışmasında, lisans derslerinde ters

yapılandırılmış öğretim yöntemini kullanan 8 öğretim üyesi ile nitel bir fenomenolojik araştırma yapmıştır. Çalışmaya katılan araştırmacılar, ters yapılandırılmış öğretim yönteminin öğrenci merkezli ve yaratıcı bir süreç olduğunu belirtmişlerdir. Bunun yanında çalışmaya katılan öğreticiler bu yöntemi, öğrenmeye yönelik farklı yolları öğreten, eğlenceli bir ders sağlayan, öğrenciyle daha yakın bir iletişime imkân veren, öğretmenin rolünü değiştiren ve öğretim yöntemini kökten değiştiren bir yöntem olarak betimlemiştir. Araştırmacı, katılımcıların bu yöntemi derslerinde ilk kez uygulayan öğreticiler olmaları bakımından yönteme yönelik algılarının son derece önemli olduğundan bahsetmektedir. Baepler Walker ve Dreissen (2014) It’s Not About Seat Time: Blending, Flipping, and

Efficiency in Active Learning Classrooms isimli çalışmalarında, üniversite öğrencilerinin

kimya derslerinde, haftada toplam 150 dakika olarak işledikleri dersin konu anlatımlarını videoya yükleyip internet üzerinden izlemelerini sağlamışlardır. Daha sonra grupları üçe bölerek dersleri 50’şer dakika üzerinden işlemişlerdir. Ders süresi 3’te 2 oranında düşürülmesine rağmen ders başarısında az miktarda da olsa artış gözlemlenmiştir. Dolayısıyla çalışmanın adından da anlaşılacağı üzere ders başarısının sınıfta bulunma süresi ile bağlantılı olmadığı belirlenmiştir.

Farah (2014), The Impact of Using Flipped Classroom Instruction on the Writing

31

School isimli tez çalışmasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde 12. sınıfta eğitim gören kız

öğrencilerin yazma becerilerinin gelişiminde ters yapılandırılmış öğretim yönteminin etkisini ele almıştır. Yapılan 15 haftalık tez uygulamasının ardından son test sonuçlarında deney grubunun yazılı anlatım becerileri, kontrol grubuna göre anlamlı bir farklılık yaratacak düzeyde gelişim göstermiştir. Bunun yanında bu yönteme yönelik algılar da ele alınmış, öğrencilerin bu metoda yönelik olumlu tutum geliştirdikleri ve bu metodun öğrenmelerine katkı sağladığına inandıkları tespit edilmiştir.

Gilboy, Heinerichs ve Pazzaglia (2015), Enhancing Student Engagement Using the Flipped

Classroom isimli çalışmada, üniversite öğrencilerinin beslenme eğitimi dersinde ters

yapılandırılmış öğretim yöntemini uygulamışlardır. Çalışmaya katılan 142 öğrenci, geleneksel metotlar yerine ters yapılandırılmış öğretim yönteminin daha avantajlı olduğunu belirtmişlerdir.

Gross (2014), The Flipped Classroom: Shakespeare In The English Classroom isimli tez çalışmasında Minnesota’da 12. sınıf öğrencileri ile uygulama yapmıştır. Çalışmada ters yapılandırılmış öğretim yöntemi, İngilizce dersinde Shakespeare’in Hamlet kitabını okuma için kullanılmıştır. Araştırmacı, öğrenciler için okunması ve anlaşılması zor olan bu kitabın okuma çalışmalarında deney ve kontrol grupları oluşturarak ters yapılandırılmış öğretim yönteminin etkisini incelemiştir. Araştırma sonucunda deney grubu öğrencilerinin başarılarının kontrol grubu öğrencileri ile yakın olduğu ve iki grubun okuma becerileri arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmediği rapor edilmiştir. Dolayısıyla araştırmacı, okunması ve anlaşılması zor metinlerin okumasında ters yapılandırılmış öğretim yöntemiyle öğretmenin yardımı olmadan çalışmanın, çok faydası olmadığı sonucuna varmıştır.

Hantla (2014), The Effects of Flipping The Classroom on Specific Aspects of Critical

Thinking in a Christian College: A Quasi-Experimental, Mixed Methods Study isimli tez

çalışmasında üç farklı dersten altı grubu deney ve kontrol grubu olmak üzere ikiye ayırmıştır. Çalışmada ters yapılandırılmış öğretim yöntemini uygulamış ve bu metodun öğrencilerin eleştirel düşünme becerileri üzerine etkisini araştırmıştır. Araştırmacı, deney grubundaki öğrencilerin yazdıkları yazılarda, gerekçe ve kanıtlı argümanlarda, sınıf içi yenileşme ve bireyselleştirmede kontrol grubuna göre anlamlı bir farklılık yaratacak düzeyde geliştiğini tespit etmiştir. Bunun yanında öğretmenler, bu metodun derslerde yazılı argümanları işlemede daha fazla zaman kazandırdığını, öğrencilerin özerk ve yenilikçi düşünmesine yardımcı olduğunu belirtmiştir.

32

Mehring (2014), An Exploratory Study of The Lived Experiences Of Japanese

Undergraduate EFL Students in The Flipped Classroom isimli çalışmasında, Japonya’da

Iwate Üniversitesinde İngilizce öğrenen üniversite öğrencilerinin ters yapılandırılmış öğretim yöntemine yönelik yaşantılarını, açıklayıcı araştırma yaklaşımıyla ele almıştır. Altı öğrenci ile yapılan bu nitel araştırma sonucunda, öğrenciler tarafından bu metodun öğrenci merkezli bir eğitim sunma, hedef dil olan İngilizcedeki etkileşimi artırma, aktif öğrenmeye ve iş birlikli öğrenmeye katkı sağlama gibi özellikleri olduğu dile getirilmiştir. Buna karşın ters yapılandırılmış öğretim yönteminin hazırlıksız gelen öğrenci için dezavantaj oluşturduğu ve sınıf içinde bazı konularda rekabete neden olduğu şeklinde olumsuz yönleri ifade edilmiştir.

Merrill (2015), The Flipped Classroom: An Examination of Veteran Teachers’ Practices

When Flipping Their Classrooms for The First Time isimli tez çalışmasında ilk kez ters

yapılandırılmış öğretim yöntemini kullanan tecrübeli öğretmenlerin algılarını ve tecrübelerini incelemiştir. Durum çalışması şeklinde yapılan bu çalışmada öğretmenlerin bu metodu öğrenciyi merkeze alan, derse daha çok katan ve öğrencinin anlama düzeyini daha çok artıran bir metot olarak gördükleri tespit edilmiştir.

Moran (2014) Changing Paradigms: A Mixed Methods Study of Flipping the English

Language Arts Classroom isimli tez çalışmasında, öğrencilerin İngilizce dil becerilerine

ters yapılandırılmış öğretim yönteminin etkisini incelemek için gömülü karma desenli bir araştırma yapmıştır. Bu çalışmada 7. sınıf öğrencilerinin İngilizce dil becerileri dersine bilişsel, davranışsal ve duygusal olarak bağlılığı ele alınmıştır. Çalışmada ders başarısı yüksek olan öğrencilerin, ters yapılandırılmış sistemde kendi öğrenme hızları doğrultusunda başarı ile ilerledikleri, buna karşın başarısı düşük olan öğrenciler için dezavantajlı bir durum oluştuğu gözlemlenmiştir. Bunun yanında çalışmaya katılan öğretmenler büyük sınıflarda bire bir çalışma yapmada ve değerlendirmede sıkıntı yarattığını ifade etmişlerdir. Sonuç olarak araştırmacı ters yapılandırılmış öğretim yönteminin İngilizce dil becerileri dersi için kullanılabilecek eğitimsel bir araç olduğunu fakat tek başına dersi yürütmede uygun bir metot olmadığını belirtmiştir.

Perella (2016), Flipped Learning and Second Language Communicative Peformance in

Middle School Learners isimli tez çalışmasında ters yapılandırılmış öğretim yönteminin 7.

sınıfta eğitim gören 88 öğrencinin iletişim performansını kişiler arası, açıklayıcı ve sunum boyutlarında nasıl etkilediğini araştırmıştır. 28 haftalık ön test-son test tek gruplu olarak yapılan çalışmada, nicel olarak öğrencilerin anlamlı farklılık yaratacak düzeyde gelişim

33

gösterdikleri tespit edilmiştir. Çalışmanın etki büyüklüğünün ise orta düzeyde olduğu ortaya konmuştur.

2.4.2. Yazılı Anlatım Becerisi ve Dijital Teknolojiler Üzerine Yapılan

Benzer Belgeler