• Sonuç bulunamadı

2.3. Dil ve Kültürİlişkisi

2.3.3. Yabancı Dil Eğitimi ve Yabancı Dil Eğitiminde Kültür Aktarımı

Hızla gelişen ve globalleşen bir çağda dil öğretimi şüphesiz sadece dil öğretimi değildir. Tarihsel süreç içinde kendi dilini başka toplumlara öğretmek isteyen milletler bu ülkünün ardında iktisadî, sosyal ve kültürel amaçlar ile hareket etmişlerdir. Bu düşünce hareketinin arkasında dil ve kültür kavramlarının ayrı düşünülmeyecek olması yatmaktadır.

Aksan’a (1995: 65) göre bir ulusun yaşayış biçimi, inançları, gelenekleri, dünya görüşü, çeşitli nitelikleri ve hatta tarih boyunca bir toplumda meydana gelen çeşitli olaylar üzerinde hiçbir bilgimiz olmasa, yalnızca dilbilim incelemeleriyle, bu dilin söz varlığının, söz hazinesinin derinliğine inerek bütün bu konularda çok değerli bilgiler ve güvenilir ipuçları edinebiliriz. Aynı biçimde bir an için tek başına dili ele alarak, belli bir dilin belli bir dönemindeki bir metnini, yalnızca yabancı etkiler açısından inceleyerek dili konuşan toplumun o süre içinde hangi kültür hareketlerine sahne olduğunu, hangi dış etkiler altında kaldığı saptanabilir. Aksan’ın ifade ettiği üzere dil ve kültür içinde bulunduğu toplumun değerlerini, yaşama şeklini, örf ve adetlerini doğrudan yansıtan zengin bir kaynaktır. Yabancı dil eğitiminde de bu zengin kaynağın birbirinden ayrışması tutarlı bir yaklaşım olmayacaktır. Bu kapsamda yabancı dil eğitimi ve kültür birbirini tamamlayan temel iki öğedir.

Yabancı dil eğitimi geçtiğimiz asrın ortalarından itibaren toplumun ve bireylerin temel gereksinimleri arasındaki vazgeçilmez konumunu giderek güçlendirmiştir. Bu

22 süreç içinde yabancı dil eğitimi için farklı yaklaşım ve yöntemler denenmiş ve bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Ancak yabancı dil eğitimi sürecinde düzeltilmesi gereken birçok aksaklık saptanmıştır. Bu aksaklıkların temelinde dil eğitiminin dilbilimden yeteri kadar faydalanmadan eğitim süreçlerinin yönlendirilmesi yatmaktadır. Aktaş’ın (2005) ifade ettiği gibi yabancı dil eğitimi dilbilime dayanan, kaynağını ondan almalıdır. Ayrıca Aktaş (2005) yabancı dil öğretimi dilbilimin ortaya koyduğu bulgular ve betimlemeler doğrultusunda gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Yabacı dil eğitiminde kültür sürecin vazgeçilmez öğelerindendir. Dil eğitimi ve kültür vagonu andıran sürecin lokomotifi konumundadır. Çağdaş dil eğitimi yaklaşımlarında da kültür hep ön planda olagelmiştir. Bu kapsamda hazırlanan dil eğitimi materyalleri ve dil eğitimi ilişkisi kültür ilişkisi etrafında yapılandırılmıştır.

Kültür farklı görüşlere göre betimlenebilen bir kavramdır. Bu nedenle kültür kavramının çok geniş kapsamlı bir anlamı bulunmaktadır. Kültür kavramı yabancı dil öğretiminin amaçladığı anlamda ele alınacak olursa: Kültür dini, sanatı, insanların yapıp ettiği her şeyi içine alan karmaşık bir varlık alanıdır. Gözle görülmeyen, elle tutulmayan bu bağları insanlar eğitimle öğrenir, dil ile kurar, sürdürür. Kültür toplumu oluşturan kişileri, onları bir arada tutan, birbirine bağlayan dil ve haberleşme süreçlerini, sanatlarını, inançlarını, törelerini, hukuk ve yönetim kurumlarını, üretim ve tüketim düzenlerini içine alır (Güvenç, 2002: 14-15). Güvenç’in de ifade ettiği gibi dil ve kültür kavramları iç içe geçmiş durumdadır. Toplulukların kullandıkları dil sosyal hayat ve yaşama şeklinden birebir etkilenmektedir. Okur ve Yamaç’a (2013) göre, ulusların kendi toplumsal gereksinmelerine göre sözcük türettikleri, ulusal dillerin toplumca önemsenen alanlar ve dallara ilişkin olarak geliştiği ve zenginleştiği bilinmektedir. Örneğin Eskimolarda “kar” ile ilgili birçok farklı sözcük bulunurken farklı bir dilde bu kavram tek sözcük ile ifade edilebilmektedir. Bu da yaşam koşulları ve hayat tarzının kültüre, kültürün de dile etkisini açıkça gözler önüne sermektedir.

23 Her kültürün ona kendi kimliğini kazandıran, kendine özgü bir dili vardır. Dilin içinde kültürün bütün özellikleri ve tarihsel, toplumsal tüm birikimleri bulunur. Bu nedenle dil öğrenmek o kültürü tanımaktır (Kramsch: 1993).Asutay (2003: 27) her dilin, dış dünyada bir gerçekliğe hizmet eden kendine özgü göstergeleri olduğunu savunur. Bu göstergeler her toplumun kendi kültürü içinde oluşmaktadır. Bu bağlamda kültür dile anlam kazandırmaktadır. Fink ve Mairitsch’e (2003) göre yabancı dil öğretiminde sadece o dilin kurallarının öğretilmesinin yeterli olmayıp, öğretilen dilin sosyal, kültürel, politik, ekonomik yapısının da öğretilmesinin yanında öğrencilerin öğrendikleri dilin kültürünün farkında olmalarının gereklidir. Tapan’a (1995:156) göre yabancı bir dili öğrenmek bir dünyayı, yabancı bir kültürü de anlamak, tanımak demektir. Yabancı olanı anlamaya, çözümlemeye çalışmak ise öğrenciye bilgi ve düşünce zenginliği kazandırarak onun dünyaya bakış ufkunu genişletecektir. Yabancı dil eğitimi alıntılardan da anlaşılacağı üzere sadece dil eğitimi değildir. Hedef dilin kültür özellikleri, dilin içinde yaşadığı toplumun yapısı, yaşayış şekli hakkında da öğreniciye belirli edinimleri kazandırma sürecidir.

Yabancı dil eğitiminde kültür aktarımı ilkesi hedef dili öğrenen öğrencinin o topluma adapte olmasına yardımcı olmasının yanında çok daha geniş boyutlara sahiptir. Hedef dilin konuşulduğu ülkenin tarihini, coğrafî özelliklerini, demografik yapısını, mimari ve sanatsal yapıtlarını, beslenme alışkanlıklarını, aile geleneklerini, toplumsal olaylara nasıl reaksiyonlarda bulunduklarını bilmek vb. başlıklarda toplanabilir.

İki kültürün yan yana geldiği bir eğitim sürecinde öğrenci, farklı kültürleri kendi farklılıkları içinde kavramayı, böylece yabancı olana karşı daha hoşgörülü olmayı, önyargısız bakmayı kısacası yabancı bir kültürle birlikte olabilmeyi öğrenebilir. Bu süreç içinde bildirişim durumunda ortaya çıkabilecek engeller ise, günümüz eğitiminde önemli rol oynayan aşağıdaki ilkelerin derslere temel alınması ile giderilebilir (Neuner; Tapan, 1995: 157 ).

1- Öğrencinin alışık olduğu bakış açısını bırakarak, kendisini yabancının yerine koyabilmeyi, olaylara onun bakış açısıyla bakabilmeyi öğrenmesi (Empathic) 2- Kendi dünyasına yabancı bir gözle bakabilmeyi öğrenmesi ( Rollendistanz) 3- Yabancı olanın başkalığını kavrayabilmesi ve buna katlanabilmeyi öğrenmesi

24 4- Kendi dünyasını anlaşılır kılmayı öğrenmesi ( Identitaetsdarstellung)

Demircan’a (1990: 23) göre yabancı dili bilmek dilini öğrendiği toplumla iletişim sağlamayı, bilgi alışverişinde bulunmayı sağladığı gibi birey yabancı dili öğrendiğinde diğer toplumların düşünme ve değer sistemlerini tanır, kültürünü algılamaya başlar, kendi kültürünü sorgular, hedef kültür ile kaynak kültür arasında karşılaştırma yaparak farklılıkları, benzerlikleri fark eder. Genel olarak değerlendirmek gerekirse yabancı dil öğrenen insan zenginliklere, farklılıklara ve farklı düşünmeye yönelir ve gelişimi açısından büyük aşamalar kaydettiği söylenebilir. Yine Demircan’a (1990:23) göre Yabancı dil belirli bir düzen ve bilinçli işlemlerle öğrenilebilir. Ayrıca bir yabancı dili iyi öğrenebilmek için o dilin mantığını ve kültürünü de kavramak gerekir. Türkçeyi de yabancılara öğretirken mantığımız, kültürümüz göz ardı edilmemelidir. Bu kapsamda yabancı dil olarak Türkçe öğretimi özelinde dil ve kültür öğesinin harmanlanarak sürece dâhil edilmesi gerektiği ve dil öğretimi kadar kültürü aktarımının da önemli olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

2.3.4. Yabancı Dil Eğitiminde Kullanılan Ders Kitaplarında Kültür Aktarımı