• Sonuç bulunamadı

2.8. YAŞLILIKTA DEPRESYON

2.8.8. Yaşlılıkta Depresyon Tedavisi

70 yaş ve üzerinde olan yaşlı kişilerin bir çoğunluğu dul, boşanmış yada bekardır. Uzun seneler evli yaşadıktan sonra eşin ölümü, yaşlıyı dayanılması zor,

137 Kalınkara,a.g.e., s.323. 138 Medicana, a.g.e., s.110.

45

derin bir yalnızlık duygusuna iter. Bu duygu yoğunluğu kişide, diğer yaşayacağı yıllarında yalnız ve boşa geçeceği düşüncesi oluşturur. Bu hisler doğrultusunda içe kapanıklık ve karamsarlık ile depresyona yakalanmak çokta şaşılacak bir durum değildir.

Depresyon yaşlıların en çok karşılaştıkları normal gribal bir enfeksiyon gibidir. Kişi kendini gereksiz, yetersiz, umutsuz, yalnız ve karamsar hissederek ölümü bir kurtuluş olurcasına beklemeye başlar. Depresyonda yaşlı bireyin kişiliği de değişebilir ve daha soğuk, içine kapanık, hareketlerinde daha fazla yavaşlama gözlemlenebilir. Majör depresyon yaşlı bireyde sadece üzüntüye içe kapanmaya etken olmayıp, intihara eğilime yönlendirmede sebep olabilir.139

Kurumda yaşamını sürdüren yaşlı bireylerde duygulanım, zihinsel ve fiziksel açıdan hareketli, aktif olabilecekleri imkanların olamaması, yaşlının daha durağan ve sıkıcı bir hayat yaşamasına neden olabilir. Hareketsizlik ve aktif olmayan bir yaşam yaşlı kişinin sıkılmasına, kendini yalnız hissetmesine ve bu duygunun yoğun bir şekilde artmasına, depresif belirtilerin oluşmasına, ruhsal sorunların, zihinsel yıkımların başlamasına yardımcı olur. Bu sorunların, tanımı ve erken müdahaleleri rahatsızlığın ilerlemeden erkenden tedavi edilmesine fayda sağlamaktadır. Bu sebeple bu tür kurumların bakımları ile sorumlu olduğu yaşlılarına fiziksel kontroller yapılırken, psikolojik kontrollerinde yapılması önemlidir.140

Yaşlılarda depresyon tedavisindeki ana unsur özellikle gençlerde uygulanan depresyon tedavisine benzer özellikler göstermesidir. Kullanılan tedavi yöntemleri içerisinde farmakoterapi, elektrokonvulzif terapi (EKT), psikoterapötik yaklaşımlar yer alır.

Yaşlılık çağlarında depresyonun psikofarmakolojik ve EKT tedavisinde, diğer yaşlılara göre sahip oldukları yaşa özgün tarafları ve bundan kaynaklı uyulması zorunlu bazı unsurlar oluşmaktadır.141 Genellikle antidepresan tedavilerinin çoğu,

yaşlı bireylerde gençlere eş değer tedavi etkinliğine sahiptir. Yaşlılıkta antidepresan tedavisine başlamadan önce bedensel değişikliklerin yol açabileceği farmokinetik unsurlar (ilaçların emilimi, metabolizması, protein bağlanma oranı, böbrek işlevlerinde değişiklikler gibi) önceden uygulanmış ilaçlar ve etkileri, bir veya daha fazla hastalığın oluşumuna etken olan fiziksel ve ruhsal problemler ve uygulanan ilaçların türleri ve etki etme süreçleri önemsenmeli, göz ardı edilmememelidir.İleri yaştaki depresyon hastalarında antidepresan ilaçların tedaviye cevap vermesi, gençlere nazaran daha geç görülmektedir. Bu nedenle yaşlılarda ilaç tedavisinin

139 Charles Zastrow,İnsanDavranışı Ve Sosyal Çevre II, Nika yayınevi,2015,Ankara,s.319-320. 140 Bahar,a.g.e.,s.25.

46

faydasını gözlemlemek ve değerlendirmek adına gerekirse 9 ve 12 haftaya kadar sabırla beklemek gerekebilir. Antidepresan ilaçların yaşlılık döneminde karşılaşılan depresyonlarda eşit etkinlikte olduğu ve ilacın psikososyal önlemler eşliğinde uygulanması ile terapotik etkinliğinin arttığı genel olarak kabul edilmelidir.

Yaşlılarda karaciğer ve böbrek işlevlerinde yaşanılan gerilemeler ve proteine bağlanmanın azalması yan etki varsayımını büyük ölçüde arttırmaktadır. Bu sebeple ilaç kullanma seviyesinin geriatri grubunda en aza indirilmesinde fayda vardır. İlaç seçiminde öncelikle kendini belli eden belirtiler ve kişinin aldığı ilaçlar, kullanılan antidepresan ilaçın yan etkisi ve eşlik eden tıbbi durumlara dikkat edilmelidir. Özellikle yaşlı bireylerde antidepresan ilaçlar kural olarak düşük dozda başlanmalı ve ilacın yavaş yavaş artırılmaya gidilmelidir. Çalışmalar eşliğinde yaşlılıkta depresyon tedavisinde yaşlılarda iyileşme oranı %80’nin üzerinde olduğu ile ilgilidir.İdeal denilebilen antidepresan ilaç yan etkileri en az, yarı ömrü kısa, aktif metaboliti olmayan, günde 1 kez alınabilen, alkol ve diğer ilaçlarla etkileşimi olmayacak, kan düzeyi ölçülebilecek seviyede bir antidepresan olmalıdır.142

Yaşlılarda depresyon tedavisinde trisiklikler yakın bir zamana kadar önemli bir yer tutuyordu. Fakat trisiklikler, öncelikle yaşlı kişilerde antikolinerjik (kan basıncını, solunum hızını arttırma, göz bebeklerini büyütme, sindirimi yavaşlatma) etkilerinden dolayı bilinç bulanıklığına, göz tansiyonunun başlaması ve görmede bulanıklığa, idrar reterdasyonuna neden olur. Antihistaminik etkisinin, sedasyona, antiadrenalajik etki ve postural hipotansiyona, baş dönmesi ve buna bağlı olarak düşmeler oluşabilir.143

Yaşlılarda elektrokonvülsif tedavi (EKT) enerjik bir ilaç tedavisinde başarıya ulaşamadığı vakalarda, majör depresyonlarda, ilaçların yeteri kadar tedavi edilemediği durumlarda, psikotik hezeyanların yoğun olarak görüldüğü septomlarda, aşırı kilo kaybı yaşayan, yemek yemeği, besin almayı reddeden, intihar eğiliminin yüksek olduğu vakalarda EKT uygulaması gerekli olabilir.

EKT tedavisinde seansın son 2 haftasında tedavi devamı olarak antidepresan ilaç ile tedavi yapılmalıdır. Yaşlı kişilerde EKT sonrasında iyileşme seviyesi % 90 oranında ve geçici bellek kaybı dışında farklı bir bozukluk yan etkiler görülmemektedir. Bu sebeple yaşlı hastalarda haftada 2’ den fazla EKT yapmaktan kaçınılmalı, unilateral elektrod uygulamasının tercih edilmesi önerilmelidir.144 Yaşlı

bireylerde psikoterapi yaklaşımlarda, kişiler arası ilişkiler terapisi, psikoanalitik

142 Kaya,a.g.e.,s.22.

143 Kaya, a.g.e., s.80. 144Öner Tamam,a.g.e., s.58.

47

yönelimli psikoterapi, destekleyici psikoterapi ve aile terapisi olarak psikolojik tedaviler yapılabilmektedir.

Psikoterapik tedavide özellikle yaşlılarda sıklıkla görülmekte olan kayıplar (yaş, fiziksel, sağlık, ekonomik, sorunlar v.b) yaklaşan ölüm korkusu üzerine yoğunlaşılması ve yaşlının yaşamını boşa geçen zaman olarak görmesi, kendisini işe yaramaz olarak hissetmesi gibi psikolojik konular üzerinde odaklanılmalıdır. Özellikle majör depresyon belirtileri olan yaşlı bireylerde ortaya çıkan semptomların giderilebilmesi, uyum bozukluğu olan yaşlılarda yada bir çok kayıplar nedeni ile disfori tablosu görülenlerde daha az yoğunlukta psikoterapi şekilleri tek başına yeterli olabilir. Aktif şekilde dinlenme, basit destek verme gibi. Yaşlılıkta depresyonda özellikle kornigtif davranış terapisi etkilidir.

Yaşlılıkta depresyona yönelik psikolojik tedavi yaklaşımlarında önemli unsurlar şu şekilde sıralanabilir:

1. Yaşlı hastalarda duygu kontrolü, benlik gücünün tespiti ve umudun güçlenmesine yönelik destekleyici çalışmalar,

2. Tedaviyi uygulayan terapist bireyin yakın çevresi ile olan ilişkilerini gözlemleyip, ilişkilerine destekleyici yaklaşımlarda bulunmak,

3. Hastanın yaşadığı ve çözemediği tüm problemleri konuşmaya çalışmak ve problemleri ele alıp, akıl ve mantık içeriğinde çözüme yönlendirebilmek, Sürekli değişebilen koşulların uyum içerisinde alışılabilmesinisağlamak.145