• Sonuç bulunamadı

Şekil 10 Otel İşletmelerinde Mutfak Personelinin Hiyerarşi Basamakları

2.4.6. İlgili Çalışmalar

2.4.6.3. Yaşam Kalitesi İle İlgili Çalışmalar

Perdue, Long ve Kang (1999) kumar turizminin hızla gelişme gösterdiği ve kumar turizminin olmadığı Amerika Birleşik Devletlerinin farklı bölgelerinde yaşayan 776 bireyin yaşam kalite seviyelerini belirlenmek için yapmış oldukları araştırmaya göre, kumar turizmi gelişme aşamasında bireylerin yaşam kalitesine olumlu katkı yaparken, gelişme sağlayıp taşıma kapasitesini aşmaya başladığında bireylerin yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilediğini ortaya çıkarmışlardır.

Wheeler ve Laing (2008) Avustralya'nın iki turizm bölgesinin yaşam kalitesi ve yaşanabilirlik açısından karşılaştırıldığı araştırmanın sonuçlarına göre; iki bölgenin sahip olduğu hareketli yaşam tarzı ve yaşam kalitesi turizm çekicilik kaynakları olduğunu belirtmişlerdir. Gelişen toplum ve turizm arasındaki ilişkinin varlığını vurgulamışlardır. Ayrıca yaşanabilirlik, turizm, genel ekonomik ve sosyal mutluluk için anahtar bir rol üstlendiğini ifade etmişlerdir.

McCabe, Joldersma ve Li (2010) İngiltere'de turizm faaliyetlerinin gerçekleştiği bölgede rastgele örneklem yöntemiyle seçilen 300 hane halkına ulaşılarak, yaşam kalitesi, ekonomik refah ve düşük gelirli ailelerin turizm faaliyetlerine katılımları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, çok sınırlı veriye ulaşmış olmalarına ragmen, düşük gelirli ailelerin sosyal yardım aldıklarında yaşam kalitelerinin arttığı belirtmişlerdir. Ekonomik refah seviyesinin, sosyal yardımlarla desteklendiğinde, yaşam kalitesinin ve turizm faaliyetlerine katılımın arttığı sonucuna ulaşmışlardır.

116

Chancellor, Yu ve Cole (2011) Amerika Birleşik Devletleri'nde Indiana eyaletinde 4 ve 5 yıldızlı otellerin yoğunlukta olduğu bölgede, turizm faaliyetlerinin bölge halkının yaşam kalitelerini nasıl etkilediğinin belirlemek amacıyla 649 kişiye katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre, bölge halkı turizm faaliyetlerinden bazen etkilendiği ve bununda yaşam kalitelerini azalttığını ortaya çıkarmışlardır. Kullanılan araştırma modeli ve yapılan test sonuçlarına göre bölge halkının yüksek yaşam kalitesi seviyesinde olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Andrecek ve Nyaupane (2011) Arizona'da turizm faaliyetlerine gerçekleştirildiği bölgede yaşayan 1003 kişiye ulaşmışlardır. Yerel halkın yaşam kalitelerinin turizmden nasıl etkilendiğini belirlemek amacıyla yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, turizm faaliyetlerinin kişisel fayda sağladığında yaşam kalitesi ekonomik açıdan olumlu katkılar yaptığı sonucuna ulaşmışlardır.

Khızındar (2012) Suudi Arabistan'da Makkah bölgesinde yaşayan 775 bireye ulaşılarak gerçekleştirilen araştırmada, turizmin yerel halkın yaşam kalitesine nasıl bir etkisinin olduğunu belirlemek amacıyla yaptığı, araştırmanın sonuçlarına göre, bölgedeki turizm faaliyetlerinin yerel halkın yaşam kalitesi üzerinde direkt kötü bir etkinin olduğunu belirlemiştir. Ayrıca demografik bazı özelliklerin, turizmin dört boyutuyla önemli bir ilişkisinin olduğunu ortaya koymuştur.

Bekir, Şahin ve Tekindal (2012) Antalya'da 5 yıldızlı 12 adet otelde kalan 200 ailenin yaşam kalitesi ve yaşam kalitesini etkileyen unsurların belirlemesi amacıyla yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, genç yaş, öğrenim düzeyi, yüksek ve prestijli meslek sahibi olan bireylerde yaşam kalitesi seviyesinin yüksek olduğunu saptamışlardır. Diğer yandan aile üyeleriyle birlikte tatil yapma ile yaşam kalitesi arasında pozitif yönlü bir ilişkinin varlığını da ortaya koymuşlardır.

Guo, Kim ve Chen (2013) turistik çekiciliklere sahip Çin'in Şanghay kentinde yaşayan 416 bireye ulaşılarak, Şanghay turizminin gelişimi ve turizmin yaşam kalitesiyle olan ilişkisi aynı zamanda turizm faaliyetlerinde olumsuz olarak etkilenen bireylerin belirlenmesi amacıyla yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, turizmin Şanghay halkına etkisi pozitif yönde olduğu, turizmin gelişmesinin yaşam kalitesinin pozitif olarak etkilediğini belirtmişlerdir.

Kim, Uysal ve Sirgy (2013) bir toplumda turizmin yaşam kalitesini nasıl etkilediğinin belirlemesi amacıyla yapılan Virginya'da yaşayan 321 kişinin katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre, turizmin bölgede yaşayan halk için, pozitif bir etkiye sahip olduğu, kültürel ve kişisel mutluluk açısından pozitif etki sağladığı, kültürel

117

alışverişin halk için çok önemli olduğu, ancak turizmin çevreye olan etkisinin ise olumsuz olduğunu saptamışlardır. Turizmin bölge halkına sosyal ve ekonomik katkılarının olduğunu ve yapılacak planlamaların kısa vadeli olarak değil uzun vadeli olarak planlanması gerektiğini ifade etmişlerdir. Yaşam tatmini ile duygusal mutluluk, bölge halkı mutluluğu ve sağlık, güvenlik arasında negatif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Ayrıca bölge halkının genel yaşam kalitesinin düşük olduğunuzu ve bunun artırılması gerektiğini belirtmişlerdir.

Soni ve Rawal (2014) Hindistan'ın Udaipur bölgesinde hizmet veren zincir ve zincir olmayan 5 yıldızlı otel işletmelerinde çalışan 120 personelin iş yaşam kalitelerinin iş tatminlerine olan etkilerinin ölçülmesi üzerine yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, esnek ve uzun çalışma saatleri, belirsiz görev tanımları, katı kurallı profesyonel çevre, kişisel hayatını düzenlemek zorunda kalmak ve kendi psikolojik rahatsızlığını kendi kendine düzeltmeye çalışma gibi problemlerden dolayı bireylerin kişiliklerinin kalıcı olarak zarar görmekte olduğunu ve bununda iş yaşam kalitesini etkilediği sonucuna ulaşmışlardır. Ayrıca iş yaşam kalitesinin artırılması için pek çok öneride bulunmuşlardır.

Min (2014) Tayvan ve Çin'de çalışan turist rehberlerinin, duygusal zeka, iş stresi ve yaşam kaliteleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla 484 turist rehberi üzerine yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarına göre, yüksek iş stresi ile düşük yaşam kalitesi arasında pozitif bir ilişki saptamışlardır. Bu sonuca ulaşmasında bireyin genel sağlık durumu, zihinsel sağlık ve mutluluk düzeylerinin etkisi olduğunu belirtmiştir. Yüksek duygusal zeka düzeyi, duyguların daha fazla farkında olma, karşılaşılan problemlerin üstesinden gelme stratejileri geliştirme konusunda ve kişisel mutluluk düzeyinin artmasında oldukça etkili olduğu sonucuna ulaşmıştır. Duygusal zekanın, iş stresi ile ters bir ilişki bulmuş olmasına rağmen, yaşam kalitesi ile pozitif bir ilişkisi olduğunu ortaya çıkarmıştır. İş stresi ile yaşam kalitesi arasında negatif bir ilişki bulmuştur. Ayrıca duygusal zeka ve stres yönetimi ile yaşam kalitesinin seviyesinin artırılabileceği sonucuna da ulaşmıştır.

Kara, Kim ve Uysal (2015) Türkiye'de 5 yıldızlı otellerde çalışan 373 kadın personelin, yöneticileri tarafından uygulanan duygusal şiddet davranışının iş yaşam kalitesi ve genel yaşam kalitesine etkisini ortaya çıkarmak amacıyla yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, yöneticinin duygusal şiddet davranışı ile yaşam kalitesi arasında negatif bir ilişki bulmuşlardır. Yöneticinin duygusal şiddet davranışı, kadın çalışanların iş yaşamı kalitesini ve genel yaşam kalitesini negatif olarak önemli

118

derecede etkilediğini tespit etmişlerdir. Ayrıca çalışanların iş yaşamı kalitesinin, genel yaşam kalitelerini de etkilediğini sonucuna ulaşmışlardır.

Kim, Woo ve Uysal (2015) Güney Kore'de 208 ileri yaştaki bireylerin turizm deneyimini, seyahat davranışını ve ileri yaşlı turistler arasındaki genel yaşam kalitesini belirlemek amacıyla yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, boş zaman yaşam tatmini, seyahat deneyimi tatmini ve genel yaşam kalitesi arasında pozitif bir ilişki bulmuşlardır. Bu ilişki bireylerin genel yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam kalitesinin artışıyla tekrar ziyaret etme niyetinin yükseldiği sonucuna varmışlardır.

Uysal, Sirgy, Woo ve Kim (2016) turizm üzerine yapılmış yaşam kalitesi ve mutluluk araştırmalarının sınıflandırılması, veri tabanı oluşturulması ve araştırmalarda yapılan ölçümlere eleştirel bir bakış açısı getirmek amacıyla yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, turizm deneyimleri ve faaliyetler hem turistlerin genel yaşam kalitesini hem de bölge halkının mutluluğunu önemli derecede etkilediği sonucuna ulaşmışladır. Turist deneyimleri ve turizm aktiviteleri çeşitli aile etki alanlarından olan, aile yaşamı, sosyal yaşam, tatil yaşamı, kültürel yaşam gibi alanlara pozitif katkı sağlama eğiliminde olduğunu da belirlemişlerdir.

119

3. YÖNTEM

Turizm endüstrisi için son derece önemli bir yere sahip olan mutfak çalışanlarının iş-aile çatışmaları ve iş streslerinin tespit edilmesi, mutfak çalışanlarının iş-aile çatışması ve iş stresine etki eden faktörlerin belirlenmesi ve bu belirlenen faktörlerin yaşam kalitesiyle olan ilişkisinin ortaya konulması, turizm endüstrisi ve büyük otel işletmeleri açısından önem arz etmektedir.

İş-aile çatışması ve iş stresinin yaşam kalitesine olan etkisini belirlemeye yönelik yapılan bu araştırma, büyük otel işletmelerinin mutfak organizasyonlarına ve turizm sektörüne önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışmanın yöntem bölümünde iş-aile çatışması ile iş stresinin yaşam kalitesine etkisinin belirlemek amacıyla gerçekleştirilen araştırmanın yöntemi hakkında detaylı bilgilere yer verilmektedir. Bu doğrultuda sırasıyla araştırmanın modeli, araştırmanın ana hipotezleri ve alt hipotezleri belirlenerek sıralanmıştır. Sonra ise, araştırmanın evreni ve araştırmanın örneklemi, veri toplama aracı ve veri toplama süreci hakkında açıklamalar sunulmaktadır. En sonunda ise, araştırmanın veri analizi, bulgu ve yorumlarına yer verilmektedir.