• Sonuç bulunamadı

İşletmelerde veya kurumlarda çalışan bireyin, üst ve astlarıyla kurmuş oldukları ilişkilerin bazı nedenler dolayı bozulması, önemli bir stres kaynağı olarak nitelendirilmektedir. Astların çalışma zamanlarını düzenlemek ve çalışma biçimlerini yönetmek üstlerin işletme veya kurum içi yüklenmiş oldukları işlerden birisidir. Üstlerin yönetim otoritelerini kullanması ile astların yönetimden beklentileri arasındaki uyumsuzluk, ast ve üst bireylerin işletme içi ilişkilerinin bozulmasına neden olmaktadır. Bozulan ilişkiler dolayısıyla birey iş stresiyle karşı karşıya kalmaktadır. İşletmelerde üstlerin, astlara karşı davranış ve tutumları bireyler arası ilişkileri olumlu veya olumsuz etkilediği ifade edilmektedir (Yumuşak, 2007: 105- 106).

Hiyerarşik yapı, iletişim eksikliği, örgütsel iklim ve ast-üst ilişkisi bireyler üzerinde strese neden olmakta ve işletme içi stres kaynakları olarak sıralanabilmektedir. İşletmelerde oluşturulan hiyerarşik yapı, belli bir mesafe ve resmiyet gerektiren, üstü kapalı, tehdit edici, ast ve üstler arasında güven boşluğunun bulunduğu, soğuk bir örgütsel iklimin oluşmasına neden olan iş stresi kaynaklarından birisidir (Genç, 2005: 270).

İşletmelerin üst kademelerinde yer alan, yönetici veya liderlerin otoriter yönetme biçimleri, iş stres kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Otoriter yöneticilerin yaratmış oldukları korku, endişe ve gerilim, bireyler üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bireylerin sürekli ceza alma korkusu ile karşı karşıya kalması, yapılan işin takdir görmemesi, iş ilişkisi ve iş iletişimi eksikliği sonucunda, birey doğal olarak iş stresi yaşamakta, verimliliği ve üretkenliği düşmektedir (Soysal, 2009: 340-341).

67

2.3. Yaşam Kalitesi

Yaşam kalitesi çok boyutlu bir kavram ve pek çok bilim dalının araştırma konusudur. Her bilim dalı için farklı yaşam kalitesi tanımları yapılmaktadır. Yaşam kalitesi mutluluk, sağlık, esenlik ve refah kavramlarının yerine kullanıldığına da rastlanmaktadır (Veenhoven, 2000: 1).

Yaşam kalitesi; bireyin sağlık bir ortamda yaşayabilmesi, beslenme, barınma ve korunma gereksinimlerini karşılayabilmesi, bedensel ve ruhsal gelişimini sağlayabilmesi, yaşadığı toplumu ve çevreyi olumlu yönde değiştirebilmesi, sanal ve gerçek yaşam alanlarının birbirleriyle olan dengesini koruyabilmesi olarak tanımlanmaktadır (Torlak ve Yavuzçehre, 2008: 26).

2.3.1. Yaşam Kalitesi Kavramı ve Tanımı

Yaşam kalitesini tanımlamadan önce, yaşam kalitesinin temelinde bulunan "öznel değerlendirme" anlayışına kaynaklık etmesi amacıyla "kalite" tanımlanmaktadır (Afşar, 2011: 71).

Kalite, bireyin, nesnenin veya kişisel yaşam niteliklerini, diğerlerinden ayırt edici özelliklerinin veya üstünlüklerinin ölçülüp değerlendirilmesidir. Diğer bir ifadeyle kalite, bireyin fizyolojik ve psikolojik özelliklerini belirleyen bir nitelik olmakla birlikte, bireyin kendini geliştirmesi, bireysel yaşam alanlarının artırması, istek ve amaçlarına ulaşması, bireyin kendini sorgulaması, yaşamını denge ve uyum içinde geçirmesi, bireyin kendini tanıması ile ilgili olduğu ifade edilmektedir (Bozkurt, 2003: 15).

Webster kalite kavramını, karakterde üstünlük ve derecelendirilmiş mükemmellik olarak tanımlamaktadır (Bayramova, 2000: 14). Diğer bir tanıma göre kalite, bireylerin yaşam şartlarını düzeltme, iyileştirme ve mükemmele ulaştırma çabaları olarak ifade edilmektedir (Demirkıran, 2012: 8).

21. yüzyılda yaşam kalitesi kavramı bireylerin, örgütlerin, işletmelerin, çalışanların dikkat ettiği, özen gösterdiği, toplumsal ve örgütsel değerleri içinde barındıran önemli bir unsur haline gelmiştir (Taştan ve Erdem, 2010: 93). Yaşam kalitesi kavramı ilk kez 1939 yılında Thorndike tarafından "sosyal çevrenin bireylerde yansıyan tepkisi" olarak tanımlanarak literatüre kazandırılmıştır (Bayramova, 2000: 14; Yeşilbalkan vd., 2005: 16; Sağbaş, 2009: 18).

68

Yaşam kalitesi, bireyin yaşam biçiminin iyi, güzel ve tatminkar özelliklerinin genel bir değerlendirilmesi ve dört temel özelliği olan bir kavramdır. Bunlar (Arslan ve Kutsal, 1999: 174):

 Dinamik olması  Çok boyutlu olması

 İnteraktif (karşılıklı iletişim) olması

 Bireyin beklentileri ve yaşamındaki karşılaştığı durum veya olaylara uyum göstermesidir.

Dünya Sağlık Örgütü'nün tanımlamasına göre yaşam kalitesi, bireylerin beklenti, istek, amaç, ilgi ve yaşam standartları, yaşadıkları toplumdaki statüleri, toplumsal kültür ve değerler sistemindeki yerleri ile gerçekleşen algıları olarak açıklanmaktadır (WHO, 1997: 4-5).

Yaşam kalitesi kavramı, bireyin yaşamından duyduğu mutluluk veya hoşnutluk olarak tanımlanabilirken, yaşanılan toplumsal kültür ve değerler sistemi içindeki yerlerini algılayış biçimleri olarak da tanımlanabilmektedir. Yaşam kalitesini tanımlayan birçok araştırmacı, fizyolojik, psikolojik, sosyal ilişkiler, çevresel etkiler, doğa ve doğa üstü inanışları yaşam kalitesi kapsamına dahil etmişlerdir (Arslantaş , 2007: 8).

Yaşam kalitesi, bireylerin dünya görüşleri, hedefleri, ilkeleri, amaçları, inançları, duyguları ve sahip olduğu kültürel değerleri sayesinde, şekillenen bir yaşam felsefesi olarak tanımlanmaktadır. Bu felsefe iç ve dış kalite unsurlarını belirlemeye yardımcı olduğu ve bu iki unsurun yaşam kalitesini meydana getirdiği söylenebilir. Fakat bireysel dünya görüşlerinin, bireyi aldattığı ve gerçek bir şeklide algılanmanın gerçekleşmediği söylenebilir. Birey gerçek hususlara tam olarak odaklanamadığında zihinsel olarak yapması gereken irdeleme ve yorumlama görevlerini yerine getirememektedir. Bu gibi durumlarda bireyin yaşam kalitesi olumsuz olarak etkilenmektedir. Bu durumda birey, kırgın, şaşkın, yorgun, dertli, sıkıntılı, huzursuz, üzgün, kötümser, mutsuz bir hale gelmektedir. İçsel yaşam kalitesi olumsuz etkilenmekte ve bu içsel sorun, dış kaliteye etki ederek yaşam kalitesini düşürmektedir (Bıçakcı, 2001: 7; Öztuna, 2007: 37). Bireylerin yaşam kalitelerini yükseltebilmeleri için iç ve dış kaynakların iyileştirilmesi gerekmektedir (Yaman, 2000: 222).

69

Bireylerin, yaşamları boyunca yaşam kalitesi kavramı ile televizyon, gazete, internet, politika, ekonomi, çalışma hayatı, gündelik yaşam ve günlük aktivite gibi alanlarda karşılaşmaları mümkün görünmektedir. Yaşam kalitesi kavramının, ekonomik kriz, çevresel kirlilik, şehir yaşam sorunları, sağlık sorunları, kalabalık alanlar, stres ve çatışma gibi alanlarla ilgili olduğu ifade edilmektedir (Demirkıran, 2012: 8).

Diğer bir ifadeyle yaşam kalitesi, sürekli öğrenen ve kendini geliştiren, iş-aile sorumluluklarını bilen ve yerine getiren, kendisiyle ve çevresiyle barışık, kendisine ve ailesine zaman ayıran, kendine güvenen, yaptığı her işin en iyisini yapan, hayattan ve yaşamaktan keyif alan bireylerin hissettikleri olarak tanımlanmaktadır (Yaman, 2000: 222). Yaşam kalitesi, bireyin yaşamından memnun ve mutlu olmasını kapsayan genel olarak iyi olma durumu olarak tanımlanmaktadır (Eser, 2014: 2).

Yaşam kalitesini artıran ve azaltan pek çok faktör bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; sosyal, ekonomik ve politik unsurlardır. Bireyin yaşamı içerinde bulunan pek çok etmen yaşam kalitesini olumlu veya olumsuz etkilemektedir. Bireyin herhangi birine bağlı olmadan gündelik işlerini yapması yani bağımsız olması, dinlenme ve eğlenme faaliyetlerine zaman ayırması, yaşamını keyfini sürmesi yaşam kalitesinin göstergeleri olarak sıralanabilmektedir (Bekir vd., 2012: 234).

Bireyin yaşam kalitesini belirleyen faktörler şu şekilde sıralanmaktadır (Spilker, 1996: 25-26):  Fiziksel durum  Psikolojik durum  Sosyal durum  Ekonomik durum  Dinsel durum

Dünya Sağlık Örgütü, yaşam kalitesini etkileyen faktörleri şu şekilde sıralanmaktadır. Bunlar (WHO, 1997: 4):

 Fiziksel durum  Psikolojik durum  Sosyal ilişkiler  Bağımsızlık düzeyi

70  Çevresel özellikler

 Maneviyat/din/inanıştır.

Yaşam kalitesi, bireyin fiziksel sağlığı, ruh sağlığı, fonksiyonel durumunu (biyolojik durumuyla direkt ilişkili olmakla birlikte sadece biyolojik yapıyla ilgili olmayan, fiziksel duygusal, bilişsel ve sosyal komponentleri içeren çok boyutlu bir yapı), sosyal fonksiyonunu kapsayan, dinamik ve çok boyutlu bir kavramdır (Yıldırım ve Fadıloğlu, 2005: 35).

Yaşam kalitesi, bireyin kaliteli bir yaşam sürebilmesi için bazı bileşenlere ihtiyacı vardır. Bunun temel nedeni bireyin kaliteli yaşam sürme duygusunun zedelenmemesi olarak ifade edilmektedir. Bunlar: sağlık ve eğitim hizmetleri, temiz bir çevre, günlük yaşam aktivitelerine katılma, fırsat ve hak eşitliği, dengeli beslenme ve korunma, güvenlik ve saygınlık olmak üzere altı bileşenden oluşmaktadır (Zorba, 2014: 82). Yaşam kalitesi bileşenleri Şekil 6'da gösterilmektedir.