• Sonuç bulunamadı

2.4 STRES

2.5.3 Yaşam Doyumuna Etki Eden Etkenler

Yaşam doyum etkenlerini ifade etmek oldukça geniş içerikli bir husus olduğundan, Baştemur 32 farklı ülkede gerçekleştirdiği 245 araştırma neticesinde yaşam doyum etkenlerini şöyle sıralamıştır (Deveci 2014):

 Hür hakların olduğu bir ülkede hayatını devam ettirme isteği,

 Siyasetle ilgili hususlarda kararlı olunması,

 Azınlık olan kesimde değil çoğunluk olan kesimde bulunmak,

 Toplumda üst sınıfta yer almak,

 Evlenmek, çevre ile iyi bağlar oluşturmak,

 Fiziki ve ruhsal yönden sağlıklı olmak,

 Düşüncelerini hür şekilde söylemek,

 Yaşamını idare etme hakkını elinde tutmak,

 Sosyal hayatta bulunmak ve maddi normları bulundurmak.

Keser (2005) için yaşam doyumuna etkide bulunan etkenler şu şekildedir:

 Gündelik hayatta mutluluk duygusunu yaşamak,

 Hayatın her saniyesini anlamlandırmak,

 Hedeflere varma hususunda kararlı olmak,

 Olumlu kişisel kimlik,

 Fiziki açıdan kişinin kendisi ile geçinir olması,

 Ekonomi, güvenlik ve iletişimin iyi olması.

Yaşam doyumu etkenleri genellikle 4 temel başlıkta incelenebilir. Bunlar; kişisel, işle ilgili etkenler, çevresel etkenler ve toplumsal etkenlerdir.

55

Yaşam doyumuna etki eden etkenlerden en önemli olanı bireysel etkenlerdir. Kişilerin durumlara karşı davranışları işle ilgili normlarını meydana getirir. Kişilerin karakter nitelikleri, durumlara olumlu ya da olumsuz bakmalarını tanımlar. Kişinin ailesinden almış olduğu eğitim, okullardan aldığı eğitim, büyüdüğü yer ve kültürel nitelikleri bu etkenlerdendir. Bütün bu etkenler yaşam doyumunun kavranması üstünde etkilidir (Baştemur 2006).

Özdevecioğlu, durumlara olumlu ve olumsuz yaklaşan kişilerin niteliklerini tanımlamıştır. Bu bağlamda; durumlara olumlu yaklaşma niteliği barındıran kişiler, stresten kaçmaya, sakin ve rahat bir hayat yaşamaya uğraşırlar. Olumsuz yaklaşma niteliği gösteren kişilerse stres yaşarlar, hiç hoşnutluk duymazlar ve kavgacı tutum sergilerler (Özdevecioğlu 2003).

Kişilerin yaş değişkenliğiyle yaşam tatminleri arasındaki bağ araştırıldığında; gençlerde yaşam tatminin fazla, orta yaşlı kişilerde hoşnutsuzluğun başladığı ve yaşlılarda yaşam tatminin tekrar üst seviyelerde bulunduğu belirlenmiştir. 1968’de Herzberg, incelemelerinde bu durumu U kavisi ile belirtmiştir (Özdevecioğlu 2003).

Bazı incelemeler göstermiştir ki yaşam doyumu, tradisyonel fikirlerin tersine yaş ile düşüş göstermez. Örnek olarak; 1998’de Diener and Suh, yaşam doyumunu genel hatlarıyla hayat boyu sakin olur ancak bu tatmin 20-80 yaş aralığında biraz yükselme gösterir. Yaşam boyunca yaşam doyumu düzeylerindeki şaşırtan farklılaşma için temel ifade; bireylerin önemli yeniliklerine alışması adına normalin dışında bir sığalarının bulunması şeklindedir (Diener and Suh 1997).

Özdevecioğlu; gençler ve yaşlılar orta yaşlı bireylere kıyasla daha fazla yaşam doyumuna sahip olduklarını savunmuştur. Özdevecioğlu’nun bir endüstri kurumunda gerçekleştirdiği yaşam ve iş doyumu ile ilgili incelemesinde kadınların hayat tatmini seviyelerinin erkeklerden daha fazla olduğunu saptamıştır. Medeni hal bakımından hayat tatmininde kayda değer bir ayrım gözlenmemiştir. Çalışma zamanları incelendiğinde hayat tatminiyle bir bağ saptanmamıştır. Yaşla hayat tatmini üstünde kayda değer bir bağ gözlenmiştir (Özdevecioğlu 2003). Cinsiyet ayrılığının, hayat tatmini üstünde hiçbir anlam belirtmediğini savunan incelemelerin sayısı da genel itibariyle çoktur. Bu durumun nedeniyse kadın ve erkeğin rollerindeki farklılaşmadır (Keser 2003).

56

Bu durumda, yaşam doyumu, kişiden kişiye hayata bakış açısına, çevresel koşullarına ve hatta kişinin inancına göre değişebilmektedir. Aynı işi yapan aynı yaşta olan aynı çevreden gelen bireylerin, hatta aynı aile yaşantısına sahip bireylerin bile tutumunda, genetik yatkınlık farklılık yaratabilir.

Kaynakta açıklanan bir sonuç da kadınların daha fazla düzeyde depresyona girme eğilimi gösterdikleri, erkeklerin ise, daha fazla mutlu hissettikleridir. Fakat, çalışmaların geneli, hayat tatmininde cinsiyet farklılığı bulunmadığını belirtmiştir. Bu karmaşık sonuçlar, erkek ve kadının deneyim seviyesi baz alınarak saptanabilmektedir. Kadınlar tecrübe ettikleri heyecanı şöyle açıklamışlardır; kadınlar erkeklere göre hem olumlu hem de olumsuz durumlara aşırı ve sık sık maruz kalırlar. Bu sebep ile kadınlar daha çok sevinç ve daha yoğun üzülme eğilimi gösterirler. Bu hisleri erkeklere göre sık sık tecrübe edinirler (Sousa and Lyubomirsky 2001).

Eğitimin hayat tatmini üstünde etkili araştırılırken eğitim düzeyi, kazanç ve pozisyonla beraber incelenmelidir. Fakat bu biçimde hayat tatmini üstündeki etkili kayda değer olabilmektedir (Keser 2003). Eğitimin kadınlar için daha yoğun pozitif etki oluşturduğu gerçekleştirilen incelemelerde saptanmıştır (Vara 1999).

Araştırmacılara göre kazanç seviyesi ve pozisyon denetlendiğinde eğitim düzeyi ve hayat tatmini arasında düşük düzeyde bir etkileşim olmaktadır. Böylece eğitim düzeyi ve hayat tatmini arasındaki bağ, tahminen yüksek eğitim düzeyi yüksek kazanç seviyesiyle paralel olmasından kaynaklıdır. Bunun yanında eğitim, yüksek pozisyon ve kazanç olanaklarına erişmeyi mümkün kılar ve hayat tatmini üzerinde etkilidir (Argyle 1999). 2003’de Keser, hayat tatminiyle kazanç seviyesi arasındaki bağın genel olarak olumlu olduğunu belirtmiştir. Kişinin kazanç seviyesi yüksek ise hayat tatmini de fazladır. Kazanç, çalışanın arzu ve umduklarını karşıladığında çalışan kendisini mutlu hisseder (Keser 2003).

2.5.3.2 İş ile ilgili etkenler

Hayat tatmini, iş yaşantısından ayrı şekilde incelenmesi muhtemel olmayan bir olgudur. Bu durumun sebebi hayat tatminine etki eden etkenlerin en önemlisi kişinin yaşamında oldukça geniş olan iş yaşantısının yer almasıdır. Bu bağlamda iş yaşamından edinilen tatmin ile hayat tatmini arasında bir bağın olduğu bilinen bir durumdur. İşle ilgili etkenler; özerklik, sorumluluktaki iş, çalışma yerinin çalışan üzerinde oluşturduğu etki, iş

57

güvenliği, işin tekdüze olması, görevin belirsizliği, maaş ve mükafatlandırmadır. Bilhassa hayat tatmini ile kazanç arasında olumlu bir bağın bulunduğunu çoğu inceleme neticesinde belirtilmiştir. Kazancı iyi olan kişiler daha nitelikli bir yaşama sahip olurlar ve bu durum da hayat tatminine olumlu etki etmesini sağlar (Keser 2003).

2.5.3.3 Çevresel etkenler

Çalışanların bulundukları kurum dışında diğer ortamlarda iş bulabilme olanaklarının olması ve sendika haklarının bulunması hayat tatminine etki eden çevresel etkenlerin en önemlilerindendir (Özdevecioğlu 2003). Enflasyon diğer bir çevresel etkendir. Bilhassa fazla enflasyon olan ülkelerde, kişilerin satın alım seviyesi vakit geçtikçe azalır ve bu nedenler kişilerin hayat tatminini olumsuz etkiler (Baştemur 2006).

2.5.3.4 Toplumsal etkenler

Cemiyet, kulüp vb. toplumsal katılmanın olduğu ortamlara üye olmak, ailenin hayat tarzı, aileden uzakta hayatını sürdürme, iş haricinde yüklenilen görevler, yakın çevre ile ya da akrabalar ile olan bağlar, kişilerin ailevi ve sosyal görevleri hayat tatminine etki eden toplumsal etkenlerdendir (Özdevecioğlu 2003).

Düzenli spor aktiviteleri gerçekleştiren, bahçe ile uğraşan, ibadetini yapan, yardım etmeye gönüllü olan kişilerin hayat tatmini düzeylerinin daha fazla olduğu gerçekleştirilen incelemelerin bir sonucudur. Örnek olarak, Amerika’da yapılan bir incelemede; her pazar günü kiliseye giden, yardım etmeyi seven ve arada eğlencelere dahil olan kişilerin hayat tatmininin daha fazla düzeylerde bulunduğu belirlenmiştir (Vara 1999). Evli kişilerin hayat tatmini düzeyini, bekâr, dul ya da boşananlara kıyasla daha fazla olduğu incelemeler bulunur. Bunun yanında çok arkadaşı olan, iş yerindeki kişilerle iyi iletişimi olan, aile ya da yakın çevresinden yardım ve destek alabilen kişilerin yaşam doyumu daha fazladır (Baştemur 2006).