• Sonuç bulunamadı

6 M EVCUT D URUM D EĞERLENDİRMESİ

6.1 Y ASAL E NGELLER

Türkiye’deki enerji piyasası likiditeyi önemli düzeyde artıracağından ve hem Türkiye hem de AB’deki katılımcılara çok daha büyük ve likiditesi daha fazla olan enerji sektöründeki iş fırsatlarını keşfetme ve nihai tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin daha fazla seçenekten faydalanma imkanı vereceğinden dolayı, Enerji İç Piyasası için önemli bir katkı olacaktır.

Bununla birlikte Enerji İç Piyasasının oluşturulması, Enerji Birliği tarafından da ifade edildiği üzere, Avrupa’nın genel enerji politikasının çok önemli, karşılıklı bağımlı bir parçası olup, enerjinin AB alanındaki tüm vatandaşlar için daha güvenli, ekonomik ve sürdürülebilir olması Avrupa için temel bir öncelik niteliğindedir. Enerji Birliği; Avrupa enerji ikmalinin verimli bir şekilde dönüştürülmesinin koordine edilmesi, Avrupa’nın düşük karbonlu bir topluluk haline getirilmesi ve Enerji İç Piyasasının işleyişinin geliştirilmesi stratejilerini benimsemiştir.

AB Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu Enerji Birliği projesi öncesinde “Avrupa 2020 Stratejisi”

kapsamında yer alan hedeflere ulaşmaya çalışmış;17 bu bağlamda ekonomi ve toplum için güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir enerji kaynakları geliştirmişlerdir. Buna karşılık, Avrupa elektrik ve gaz mevzuatı Üye Devletlerin ulusal kanunlarına etkili bir şekilde aktarılamadığından dolayı, 2009 yılında Avrupa Birliği iç gaz ve elektrik piyasası için “Üçüncü İç Enerji Piyasası Paketi”

isimli önemli bir mevzuat paketi kabul edilmiştir. Bu paketin amacı, sınır ötesi ticaretin artırılması ve farklı enerji kaynaklarına erişimin sağlanması için enerji altyapılarına yapılacak yatırımların hızlandırılmasıdır.

Bu mevzuat Enerji İç Piyasası üzerinde önemli bir etkiye sebep olacağından dolayı Üye Devletlerin Yenilenebilir Enerji Direktifi18 ve AB Emisyon Ticaret Sistemi (AB ETS)19 gibi AB’nin enerji ile ilgili diğer önemli mevzuatlarının uygulanması konusunda koordine olmalarını sağlayan Üçüncü Paket içerisinde geçen hükümleri uygulamaları gerekmektedir.

Üçüncü Enerji Paketi, Avrupa Hedef Modelinin uygulanmasını öngören iki Direktif ve üç Yönetmelikten oluşmaktadır. Bunlardan biri, enterkonneksiyon transfer kapasitesinin hesaplanmasına ilişkin ortak olarak kullanılan yöntemler ve mevcut transfer kapasitesinin kullanımını optimize etmek için enterkonneksiyon kapasitesinin örtük açık artırmaya çıkarılmasının desteklenmesi ile ilgili hükümleri içeren sınır ötesi elektrik ticareti için şebekeye erişim şartlarına ilişkin 714/2009/EC sayılı Yönetmeliktir.

714/2009/EC sayılı Yönetmelik, Üye Devletler ve birleştirilecek enerji piyasaları için hukuki açıdan bağlayıcıdır. Yönetmelik doğrudan Üye Devlet seviyesinde uygulanacak olup, diğer bir deyişle Üye Devletlerin bu yönetmeliğe uygun davranmaları için Yönetmeliğin ulusal kanuna aktarılması dahi gerekmemektedir.

Ayrıca 714/2009/EC sayılı Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin Yönetmelik tüm Üye Devletler için bağlayıcı olup; tüm Üye Devletlerin, Ajansların ve piyasadaki diğer aktörlerin, gelecek dönemde yapılacak değişiklikler veya kapsam genişletmeleri de dahil olmak üzere, bu mevzuatı uygulamaları şart koşulacak şekilde düzenlenmiştir.

Bölüm3.3içerisinde halihazırda açıklanmış olduğu üzere, Tek gün Öncesi Birleştirme (SDAC) ve Tek Gün İçi Birleştirme (SDIC) söz konusu olduğunda, Kapasite Tahsisi ve Kısıt Yönetimi (CACM) uyarınca Piyasa Operatörleri ve İletim Sistemi Operatörü arasında bir dizi operasyonel anlaşma

17 https://ec.europa.eu/energy/en/topics/energy-strategy-and-energy-union/2020-energy-strategy

18 2001/77/EC ve 2003/30/EC sayılı Direktifleri tadil ve ilga eden yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin kullanımının teşvik edilmesine dair 23 Nisan 2009 tarihli ve 2009/28/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi.

19 https://ec.europa.eu/clima/policies/ets_en

38

(örneğin DAOA, ANDOA ve TCOA ve IDOA, ANIDOA ve TCID) yapılması gerekmektedir. Bu anlaşmaların, SDAC ve SIDC’nin kurulması, değiştirilmesi ve işletilmesi ile ilgili kuralları ortaya koyması gerekmekte olup, Üye Devletlerin ilgili Yönetmelikleri uygulama yükümlülüklerini yerine getirdikleri şeklinde de düşünülebilir. Bu anlaşmalar, SDAC’ın işletilmesi için standart bir üyelik sözleşmesi olarak düşünülebilir, diğer bir deyişle herhangi bir sınır ya da Üye Devlet için özel bir düzenleme veya hüküm bulunmamakta olup, tarafların tümü ilgili anlaşmaları yerine getirmekle yükümlüdür.

Tüm İSO’lar ve AEPO’lar, ortak işletim ve geliştirme çalışmaları da dahil olmak üzere, SDAC’ın uygulanması ile ilgili hak ve yükümlülükleri konusunda anlaşmaya varır. SDAC, CACM Yönetmeliğinin uygulanması niteliğinde olduğundan, tüm İSO ve AEPO’ların Avrupa düzeyinde işbirliği içerisinde çalışması gerekmektedir. SDAC kapsamında Avrupa geneli elektrik fiyatlarının hesaplanması ve sınır ötesi kapasitenin açık artırma yoluyla örtülü olarak tahsis edilmesi amacıyla PCR EUPHEMIA kullanılır. MRC için piyasaların birleştirilmesi işleminin çözümlenmesinde PCR EUPHEMIA algoritması kullanılmaya devam edilecek olup, gerek duyulan iyileştirme çalışması sonrasında CORE için Akışa Dayalı Piyasaların Birleştirilmesi projesi için de kullanılacaktır. Benzer bir şekilde, 11 ülkeden gelen Enerji Tüccarları ve İletim Sistemi Operatörleri (İSO) tarafından birleştirilmiş entegre gün içi sınır ötesi piyasasını oluşturmak için geliştirilen XBID Platformu da, Avrupa genelinde sürekli sınır ötesi ticarete imkan tanıyan Tek Gün İçi Birleştirme (SDIC) olarak onaylanmıştır.

Bir Ortak Sipariş Defteri (SOB), bir Kapasite Yönetim Modülü (CMM) ve bir Sevkiyat Modülü (SM) de dahil olmak üzere XBID, ortak BT sistemi platformu olarak da seçilmiştir. Buna göre iletim kapasitesi var ise, bir ülkede sürekli eşleştirme için piyasa katılımcıları tarafından girilen siparişler, başka bir ülkedeki piyasa katılımcıları tarafından benzer bir şekilde ibraz edilen siparişlerle eşleştirilebilmektedir. Gün içi çözümü hem açık (Ulusal Düzenleyici Otoriteler tarafından talep edildiği durumlarda) hem de sürekli örtük ticareti desteklemektedir.

Avrupa Komşuluk Konseyi anlaşması çerçevesinde Üçüncü Pakette geçen kurallar bağlayıcı bir biçimde uygulandığından ve özellikle de Avrupa Komşuluk Konseyi CACM’si 2020 yılında kabul edilmek üzere hazırlık aşamasında bulunduğundan dolayı, Enerji Topluluğu ile sözleşme yapan tarafların (CP) da benzer yükümlülükleri bulunmaktadır.

Buna göre, enerji piyasasının serbestleştirilmesine hazırlık çerçevesinde henüz ilk adımlarını atmakta olan Gürcistan (Sözleşme Yapan Taraf statüsünde), AB Hedef Modelinin piyasa tasarımına ilişkin temel unsurlarını uygulayarak, CACM hükümlerini yerine getirmekle yükümlü olacaktır.

Türkiye, Enerji Topluluğuna 2006 yılında gözlemci olarak katılmıştır. Bu statü, Türkiye için Avrupa Komşuluk Konseyi Müktesebatının kabul edilmesi ile ilgili hukuki açıdan bağlayıcı bir yükümlülük getirmemekte olup, buna CACM Yönetmeliklerinin Avrupa Komşuluk Konseyi düzeyinde kabul edilmesi, ilgili Kurumlara (TEİAŞ ve EPİAŞ) SDAC ve SIDC süreçlerine katılma hakkı verilmesi ve ilgili anlaşmaya (DAOA ve DIOA) taraf olunması da dahildir.

6.2 P

OLİTİKA

E

NGELLERİ

Türkiye’nin enerji sektöründeki politikalar; enerji arzının güvence altına alınması ve enerji ithalatına bağımlılığın azaltılması, verimin iyileştirilmesi ve ulusal enerji kaynaklarının kullanımının artırılmasına odaklanmaktadır. Giderek artan enerji ihtiyacı, başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak kaydıyla geleneksel kaynaklar (katı yakıtlar) da dahil olmak üzere, ulusal enerji kaynakları kullanımının azami düzeye çıkarılmasını ve enerji karışımına nükleer üretimin de eklenmesini gerektirmektedir.

39

Arz güvenliği ile ilgili olarak belirlenen öncelikler, şeffaf ve iyi işleyen enerji piyasalarının kurulmasıyla enerji sektörüne rekabet getirerek mevcut kaynakların verimli kullanımının artırılması yoluyla da desteklenmektedir. Toptan piyasasının etkin bir şekilde işlemesi, sınır ötesi ticaret fırsatları da dahil olmak üzere piyasa katılımcıları için sunulan seçeneklerin ve likiditenin artırılmasıyla desteklenmektedir.

Türkiye kritik bir kesişme noktasında bulunmaktadır. Buna göre enerji talebinin giderek artması sebebiyle ortaya çıkan enerji arzının güvence altına alınması ihtiyacı, yenilenebilir kaynaklar ve katı yakıtlar da dahil olmak üzere ulusal kaynak potansiyelinin azami düzeyde en iyi şekilde kullanılmasını gerektirmektedir. Diğer taraftan Türkiye’nin bölgesel ticaret merkezi olma hedefi, özellikle elektrik alanında, yeni sınır ötesi iletim kapasitesine önemli düzeyde yatırım yapılmasını gerektirmektedir. Bu yeni enterkonneksiyon kapasitesinin kullanımı, en azından AB veya Avrupa Komşuluk Konseyi üye devletleri için, geçerli olan düzenlemelere uygunluk ve şeffaflık düzeyi ile ilgilidir. AB’nin piyasaların birleştirilmesi projelerine katılım, enterkonneksiyonların daha fazla gelişmesini kesinlikle destekleyecektir; çünkü bu durumda yatırımcılar, hem sınır ötesi kapasite hem de üretim kapasitesi için, birleştirme düzenlemelerinin ve kendilerine önemli ticari fırsatlar ve seçenekler sunan daha büyük bir piyasaya girerek ürettikleri enerjiyi enterkonneksiyonlar üzerinden satmanın cazibesine kapılacaktır.

Türkiye ithalat bağımlılığını azaltmaya çalışırken öncelikle yerli linyit rezervlerinin kullanılmasına ve termal kapasitenin geliştirilmesine odaklanmaktadır. Halihazırda herhangi bir karbon vergisi programı uygulanmadığından dolayı, linyit üretimi, en azından neredeyse tamamen ithal edilen Doğal Gaza karşılık, toptan seviyesinde rekabetçiliğini korumaktadır.

Bununla birlikte, Türkiye piyasasının SDAC ve SIDC projeleri aracılığıyla AB piyasasıyla birleştirilmesiyle birlikte, yalnızca CACM hükümlerinin değil, AB enerji müktesebatının uygulanması üzerinde önemli etkiye sahip olan ilgili tüm AB yönetmeliklerinin de uygulanması beklenmektedir.

Daha önce de belirtildiği üzere Üçüncü Enerji Paketi, Enerji İç Piyasasının geliştirilmesine yönelik bir dizi önemli Yönetmelikten oluşmakta, ayrıca İklim Değişikliğine karşı yapılacak eylemlere ilişkin AB politikaları açısından da önem taşımaktadır.

Sera gazı emisyonlarının maliyet etkin ve ekonomik bir şekilde azaltılmasını teşvik eden Avrupa Birliği sera gazı emisyonu ticaret sisteminin (AB ETS) uygulanması, toptan piyasalarındaki fiyatların belirlenmesi üzerinde de önemli bir etkiye sahip olacaktır; çünkü tüm üretim birimlerinin, ilgili ödeneklere ait maliyetleri fiyat tekliflerine ekleyerek, almaları gereken emisyon ödenek maliyetlerini karşılamaları gerekmektedir.

AB ETS sistemi AB genelinde uygulandığından dolayı, birleştirilmiş piyasalarda işlem yapan tüm üretim kapasitesinin, ETS maliyeti de dahil olmak üzere toptan piyasasına sunulan tekliflerini yapılandırması beklenmektedir. Üretim maliyeti yapısında tutarsızlıklar olması halinde, iki alana ait piyasaların birleştirilmesinin ekonomik açıdan etkin olması beklenemez.

AB düzeyinde uygulanan Piyasaların Birleştirilmesi Projesi, tüm AB Üye Devletlerin AB müktesebatını eksiksiz bir şekilde uygulamakla yükümlü olduğu ve üretim kapasitelerinin ETS fiyatlarından tam olarak etkilendiği gerçeklerine dayanmaktadır. Enerjinin düşük fiyatlı alanlardan yüksek fiyatlı alanlara çekilmesine sebep olan teklif bölgeleri arasındaki fiyat farklılıkları, ETS’nin iki bölge arasında farklı şekilde uygulanmasından kaynaklanamaz, aksi taktirde piyasanın işleyişi önemli ölçüde bozulur.

Bu bağlamda bakıldığında, ETS programının benzer şekilde uygulanmadığı bölgeler arasında piyasaların birleştirilmesi işleminin yapılması mümkün değildir.

40

Benzer Belgeler