• Sonuç bulunamadı

Yüksek Bağlantılı Düğüm Noktaları Ġçin Öneriler

Belgede ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ (sayfa 157-160)

5. TARTIġMA ve SONUÇ

5.1 Yüksek Bağlantılı Düğüm Noktaları Ġçin Öneriler

Esneklik kavramı, strese ve iklim koĢullarındaki değiĢime cevap verme kapasitesini tanımlamaktadır. Esneklik, doğal sistemlerde değiĢken ve olağanüstü koĢullara uyum sağlama stratejilerinde kendini göstermektedir. Esnek sistemler; tamponlama, depolama, bolluk, kendine yetebilme, sistemdeki yönetimin tek bir merkezden çok genele dağıtılmıĢ olması, çeĢitlilik, enerjinin korunması, hızlı adaptasyon ve yerine koyabilme özelliklerine sahiptirler (Watson ve Adams 2011). Karacadağ bozkırlarında, esnek bir sistemin planlanmasında yol gösterecek ve bu özellikleri destekleyecek alanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Karacadağ‟da sistemin esnekliğinin desteklenmesi adına, ağa görece kuvvetle bağlı olan düğüm noktalarına bu özellikleri destekleyecek yönde öneriler getirilmesi anlamlı olacaktır. Bu sayede sistem; karĢılaĢacağı değiĢim ve baskılara hazırlıklı olma, bu baskılara tepki verme ve baskı ortadan kalktıktan sonra sistemi iyileĢtirme özelliklerine sahip olacaktır.

Tez çalıĢmasının çıktıları doğrultusunda çoklu EH ağında yüksek derecede bağlantılılığa sahip (31.90-18.44 değerleri arasında) olan düğüm noktalarının her birine, ġanlıurfa Karacadağ bozkır ekosistemlerindeki esnekliği destekleyici ve peyzaj planlama sürecinde yönlendirici olabilecek öneriler getirilmiĢtir. Bu öneriler Ģu Ģekilde sıralanabilir:

 Mera8 düğüm noktası: Planlı otlatma ile yıl boyunca hayvanlar için beslenme alanları sağlayan, bu sayede doğal vejetasyon üzerindeki baskıyı azaltarak bitki tür çeĢitliliğinin devamlılığını destekleyen ve sonuç olarak oluĢabilecek kayıplara karĢı sistemin güvencesini sağlayan birden fazla benzer veya örtüĢen bileĢene veya iĢleve sahip bir ekosistem yaratılabilir. Böylelikle bu düğüm noktası esnek bir sistemin yerine koyabilme yeteneğine sahip parçasını temsil edecektir.

146

 Mera9 düğüm noktası: Kalite derecesi iyi olan mera alanlarını temsil eden bu düğüm noktası sahip olduğu bitki örtüsü sayesinde önemli ölçüde karbon tutma yeteneğine sahiptir. Karbon tutma; sistemde toprak ve gıda sağlığı desteklerken iklim değiĢikliğinin azaltılmasına da katkı sunacaktır. Böylelikle bu düğüm noktası sistemde yutak olma görevini üstlenecektir.

 Geven7 düğüm noktası: Bireyler, topluluklar ve kurumlar peyzajları Ģekillendirmekte ve birlikte yönetmektedirler. Bu sebeple esnek peyzajların oluĢturulmasında insanı da sürece dâhil etmek gerekir. Erozyon kontrolü, besin tedariki ve görsel peyzaj etkisine katkı sağlayan bu düğüm noktası faydalanıcıların geleneksel üretim ve yaĢam biçimlerini sürdürürken aynı zamanda ekosistem hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının deneyimlenmesi açısından insan-doğa etkileĢiminin görülebileceği örnek bir sistemi temsil edecektir.

 Görsel14 düğüm noktası: Koruma altında olan ağaçlandırma sahası, bulunduğu bölgeden farklı bir topografik yapıya ve tatlı su kaynaklarına sahiptir. Bu sayede alanda mikro iklim özelliği görülmektedir. Öte yandan bitki türlerindeki çeĢitlilik farklı türlere yaĢam alanları sağlayarak mikro habitatlar yaratma potansiyeline sahiptir. Bu özelliği sayesinde ağaçlandırma sahası beklenmedik bir sıcaklık ve kuraklık karĢısında sıkıntı sona erene kadar bazı türlerin hayatta kalmasına olanak sağlayacak ortamlar sunacaktır. Böylelikle bu düğüm noktası sistemde sıcaklık ve kuraklık sığınakları1 olarak görev yapacaktır.

 Geven6 düğüm noktası: EH temelde antropojenik bir kavramdır ancak peyzaj esnekliğini destekleyen EH'nin devamlılığını sağlamada, faunaya ait türlerin peyzajdaki hareketleri için yaĢam alanlarının korunması önem taĢımaktadır. Bu düğüm noktası, Karacadağ bozkırlarına bağımlı yaĢayan Sylvia conspicillata (bozkır ötleğeni)‟nın yuva yapmasına ve beslenmesine elveriĢli doğal koĢullara

1 Sıcaklık/kuraklık sığınakları, bitki ve hayvan türleri için tatlı su veya nemli koĢullar sağlayan, çevresindeki bölgeler kuraklıktan etkilendiğinde bir sığınak habitatı görevi gören ve ekosistemlerin ve çekirdek tür popülasyonlarının kuraklık sona erene kadar hayatta kalmasına olanak sağlayan bölgelerdir.

Bu sığınaklar, iklimsel değiĢkenliğin etkilerinin özellikle insan faaliyetleriyle ağırlaĢtığı yerlerde ekosistemlerin korunması için önem taĢımaktadır (Davis vd. 2013). Bu bölgeler, rahatsızlıklardan etkilenen popülasyonlara mekânsal ve zamansal esneklik ve/veya direnç sağlayan habitatlar olarak tanımlanmaktadır (Sedell vd. 1990).

147

ve geven topluluklarına sahiptir. Alana ulaĢım güç ve dolayısı ile baskı unsuru oluĢturacak insan etkisi azdır. Bu sayede bu düğüm noktası türün devamlılığını sağlama konusunda sistemde barınak olma görevini üstlenecektir.

 Geven8 düğüm noktası: Biricik yerel bitki türlerinin korunması bölgenin ekolojik koĢullarına uyum sağlamıĢ, kuraklığa dayanıklı bitki örtüsünün devamlılığını sağlamaktadır. Öte yandan bu bitkilerden bazıları gelecekte tohum genetik kaynakları olarak kullanılabilecektir ve bu özelliği taĢıyan buğdaygil ve baklagillerin yabani ataları genellikle taĢlık bozkırlarda görülmektedir. Gevenli taĢlık bozkırların hâkim olduğu bu düğüm noktası peyzajın zaman ölçeğine hizmet eden parçasını temsil edecektir. Böylelikle türlerin, süreçlerin ve iĢlevlerin sürekliliği sağlanacaktır.

Ekosistemler toplumların ihtiyaçlarını karĢılamak için değiĢtirilirken doğal sistemlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve böylelikle ekosistem hizmetlerinin dengeli bir Ģekilde iĢlemesi, esnek peyzajların varlığına bağlıdır. Böylesi bir peyzajın mevcudiyeti, birbirlerini besleyen bağlantılılık, ekosistem hizmetleri ve esneklik kavramları ile iliĢkilidir. Tez çalıĢması kapsamında bu besleme çok katmanlı bir ağ ile değerlendirilmiĢtir. Elde edilen bulgular doğrultusunda ekosistem hizmetleri arasındaki bağlantılılığın değerlendirilmesi yaklaĢımının peyzaj planlama süreci için önemli bir araç olduğu saptanmıĢtır.

Ekosistem hizmetlerini bir ağ bağlamında temsil etme yaklaĢımı, bir peyzajdaki çoklu EH'ler arasındaki etkileĢimler ve karĢılıklı bağımlılıklar konusundaki anlayıĢı geliĢtirmiĢ ve peyzaj esnekliğini korumaya yönelik öngörüler ortaya koymayı sağlamıĢtır. Ağ teorisinin çoklu EH arasındaki bağlantılılığın değerlendirmesine uygulanması, peyzaj esnekliği ile ilgili çok yönlü soruları ele almak için çoklu ve farklı seviyedeki iliĢkileri görmeye izin vermektedir. Öte yandan, mekânsal olarak oluĢturulan ağlar, EH‟nin peyzajda nerelerde etkileĢime geçtiğini belirlemeye ve bu etkileĢimleri faydalanıcılara kolaylıkla anlatmaya yardımcı olacaktır. Bu bilgi, bölgesel plancılar tarafından, EH tedarikini destekleyen peyzaj özelliklerinin restorasyonu, korunması ve izlenmesinde önemli alanları belirlemek için kullanılabilir. Bu sayede içsel ve dıĢsal baskılarla mücadele edebilen, kayıplarını kolaylıkla telafi etme kapasitesine sahip,

148

faydalanıcıların refahına hizmet eden, uzun vadede esnekliğini koruyabilen bir sistem yaratılmıĢ olacaktır.

Tez çalıĢmasında EH arasındaki bağlantılılık “ekolojik ve mekânsal” olarak ele alınmıĢtır. Öte yandan tecrübe edilmiĢ bu yöntem, paydaĢlar arasındaki bilgi akıĢının veya diğer sosyal bağlantılılıkların tasarlanması, oluĢturulması ve değerlendirilmesi konusunda yapılacak olan çalıĢmalarda kullanılmaya da uygundur.

Belgede ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ (sayfa 157-160)